Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/519 E. 2021/1082 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/519 Esas
KARAR aNO : 2021/1082

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin; kuruluşundan bu yana, her türlü tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ihracatı, ithalatı, imalatı ve yurt içinde toptan – perakende ticareti ile iştigal eden kendi sektöründe oldukça bilinen güvenilir bir firma olduğunu, faaliyetlerine halen devam etmekte olduğunu, davalı tarafın ise; müvekkili iş yerinde haksız ve kötü niyetli haciz işlemlerini tesis ettiği icra dosyalarının alacaklısı konumunda olduğunu, müvekkili şirketin belirtilen adresinde haksız fiiller (hacizler) gerçekleştirmiş olduğunu, hacze gelinen adres ve haczedilen malların, dosyalarıyla herhangi bir organik ya da fiili bağlantısı bulunmayan müvekkili şirkete ait olduğunu bu hususun açık olmasına ve resmi kayıtlardan da kolaylıkla görülebilmesinde rağmen, ısrarla ve defalarca gerçekleştirilen haciz işlemlerinin kötü niyetli olduğunu, davalının kusurunda ötesinde açık bir kastı bulunmakta olduğunu, yapılan hacizlerden sonra, ilgili icra dosyalarına da taraflarınca beyanda bulunulmuş; müvekkili şirkete, haciz adresine ilişkin bilgi ve belgeler sunulmuş olduğunu, nitekim; davalının haksız iddia ve işlemleri, taraflar arasında organik veya fiili bağ tespit edilmemesi, dosyalardaki tebligat adresinin farklı olması, haciz adresinde dosya borçlarına ilişkin bilgi-belge bulunamaması gibi gerekçelerle icra müdürlükleri nezdinde doğal olarak kabul görmemiş olduğunu, bu itibarla, mezkur haciz işlemlerinin tümüyle hukuka aykırı, davalı tarafın ise açıkça kötü niyetli olduğunu, hacze konu icra dosyalarından birinde borçlunun …. – …. – …. San. ve Dış Ticaret Ltd. Şti.; diğer dosyalarda ise … olduğunu, borçluya ait olduğu iddiasıyla haciz işlemi için gelinen adresin ise müvekkili şirket olan … Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin adresi olduğunu, davalı tarafın organik bağ iddiasının ise; hiçbir maddi gerçekliği ve hukuki karşılığı bulunmayan soyut iddialara dayanmakta olduğunu, başlı başına gerçek dışı olduğunu, müvekikli şirkete ait vergi levhası ve kira sözleşmesi de ibraz edilmesine, dosya borçlusu ile müvekkilinin herhangi bir bağının bulunmadığının aşikar olmasına rağmen defalarca tekrar eden haciz işlemlerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket yetkilisi ile borçlu arasında herhangi bir akrabalık bulunmadığı gibi, taraflar arasında ticari ilişki ve alışveriş de söz konusu olmadığını, icra edilen hukuksuz ve kötü niyetli haciz işlemleri nedeniyle müvekkili şirketin, maddi – manevi anlamda büyük bir mağduriyet ve ticari itibar kaybı yaşamış olduğunu, asılsız iddialarla defalarca müvekkili şirket adresine hacze gelen davalı tarafın; müvekkilini, iş yeri komşuları ve müşteri nezdinde borçlarını ödemekten aciz, güvenilmez bir şirket duruma düşürmüş olduğunu, nitekim; hacizleri gören – duyan bazı müşteriler ve iş ortakları, işbu durum nedeniyle müvekkili ile olan ilişkilerini durdurmuş olduklarını, müvekkili şirkete ait iş yerinde gerçekleştirilen hukuka aykırı haciz işlemi nedeniyle müvekkili şirketin kişilik hakkının ihlal edilmiş olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmış ise de herhangi bir anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; maddi tazminat ve sair talepler yönünden fazlaya ilişkin tüm dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili şirketin uğradığı manevi zararlara karşılık 15.000-TL manevi tazminatın ilk haciz tarihi olan 4.3.2021 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve hükmedilecek tutar üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; iyi niyetli müvekkili olan alacaklının haklı alacağına kavuşması için, takip dayanağı olan 09.12.2020 tanzim, 31.01.2021 vadeli ve 179.000,00 bedelli bonodan dolayı Bursa …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından alınan talimat ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Talimat sayılı dosyası ile, 04.03.2021 tarihinde borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak kastı ile sözde 3. şahıs üzerinden ticari ve muhasebesel faaliyetini yürüttüğü “… Mah. … Sk. No:… Güngören/İstanbul” adresinde haciz işlemleri gerçekleştirilmiş olup, ancak işbu dosya ile ilgili olarak yetkisizlik kararı verildiğinden dolayı, devamında herhangi bir işlem yapılmamış olduğunu, akabinde takip dayanağı 31.03.2020 tarihli 240.000,00 TL bedelli ve 30.04.2020 tarihli 240.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile, 10.03.2021 tarihinde dosya borçlusunun alacaklıları zarara uğratmak saiki ile sözde 3. şahıs üzerinden ticari ve muhasebesel faaliyetini yürüttüğü “… Mah. … Sk. No:… Güngören/İstanbul” adresinde haciz işlemleri gerçekleştirilmiş olup, ancak borçlu ile birlikte hareket eden sözde 3. şahsın muvazaalı ve hileli olarak istihkak iddiasında bulunmuş olduğunu, işbu haciz işlemi ile ilgili olarak esas daire, icra dosyasına sunmuş oldukları beyanları ve haciz mahallinde görülen hususları hiçe sayılarak, dosya incelenmeden ve özensiz bir şekilde araştırma yapılarak İİK’nun 99. Maddesinin uygulanmasına karar verilmiş olduğunu, esas dairenin bu kararına karşı taraflarınca Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile İstihkak davası açılmış ve halen derdest olduğun, daha sonra takip dayanağı 31.10.2019 tarihli 25.000,00 USD bedelli çekten dolayı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile, 19.03.2021 tarihinde borçlunun borcu sürüncemede bırakmak ve icra organlarını yanıltmak kastı ile sözde 3. şahıs olan … Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. üzerinden ticari ve muhasebesel faaliyetini yürüttüğü “… Mah. … Sk. No:… Güngören/İstanbul” adresinde haciz işlemleri gerçekleştirilmiş olup, ancak borçlu ile yakın bağının bulunmasına rağmen yine kötü niyetli ve hileli olarak istihkak iddiasında bulunmuş olduğunu, işbu haciz işlemi ile de ilgili olarak yine aynı esas daire olan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü, yine dosyada herhangi bir inceleme yapmadan, daha önceki 10.03.2021 tarihli haciz işleminde İİK. Madde 99’a göre karar vermiş olduğu için, bu dosya ile de ilgili olarak hukuka, usul ve yasaya aykırı olarak İİK. Madde 99’a göre karar vermiş olduğunu, İcra Müdürlüğünün kötü niyetli olarak vermiş olduğu bu karara karşı da, taraflarınca Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile İstihkak davası açılmış ve bu dosyanın da halen derdest olduğunu, öncelikle davacı taraf her ne kadar borçlu ile herhangi bir bağının olmadığını iddia etmişse de, haciz mahallinden ve haciz tutanaklarından anlaşılacağı üzere, borçlu ile davacı taraf arasında yakın bağın olduğu açıkça ortada olduğunu, yani davacı tarafın hileli olarak, sanki borçlu ile hiçbir bağı yokmuş gibi beyanlar vererek, haksız kazanç sağlamak kastı ile işbu davayı ikame etmiş olduğunu, haciz işleminin gerçekleştirildiği “… Mah. … Sk. No:… Güngören/İstanbul” adresinin alelade bir adres olmayıp, dosya borçlusunun ticari ve muhasebesel kayıtlarını tutup, sözde 3. şahıs şirketi üzerinden ticari faaliyet gösterdiği adres olduğunu, dosya borçlusu …’in İTO ve TTSG kayıtlarında kayıtlı olan … Tekstil … Ve … Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. şirketlerinin kurucusu ve yetkilisi olup, işbu şirketlerin halihazırdaki ticaret sicil adreslerinin “… Mah. … Cad. … Han No:… Güngören” adresi olduğunu, her iki şirketin iş kolları ve faaliyet alanları aynı olmasına rağmen aynı adreste yine aynı kişi tarafından (borçlu) iki farklı şirket açıp faaliyet gösterilmesinin muvazaalı durumu açıkça ortaya koymakta olduğunu, ayrıca dosya borçlusu …’in kızı …’in İTO ve TTSG kayıtlarındaki şirketi olan … Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin de ticaret sicil adresinin “… Mah. … Cad. … Han No:… Güngören” adresi olup, aynı adreste birlikte ticari faaliyet göstermekte olduklarını, aynı zamanda işbu şirketin de dosya borçluları şirketleri ile iş kolları faaliyet alanları aynı olup, her 3 şirketin aynı adreste ticari faaliyet göstermekte olduklarını, aynı adreste faaliyet gösteren söz konusu şirketlerin akraba şirketleri olup, iç içe geçmiş halde ticari faaliyette bulunup, ileriye dönük olarak ve kötü niyetli bir şekilde, ilerde borca batık duruma düşülmesi halinde alacaklılardan mal kaçırmak için ve muvazaalı olarak istihkak iddiasında bulunabilmeleri düşüncesiyle hareket ederek işbu şirketleri hileli olarak açıp, aynı adreste ticari faaliyetlerini birlikte yürütmekte olduklarını, sözde 3. şahıs olan … Tekstil San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin İTO ve TTSG kayıtlarındaki ortaklık yapısı incelendiğinde, haciz mahallinde hazır bulunan ..’in ve ….’in bu şirkette ortak ve yetkili olduğunun görülmüş olduğunu, her dört şirketin kurucu ortakları ve yetkilileri yakın akraba olup (…, … , … , … ), ayrıca sözde 3. Şahıs şirketinin de ticaret unvanının … olduğunu, ayrıca her dört şirketin de iş kolları ve faaliyet alanlarının birebir aynı olduğunu, haciz mahallinde görülen hususlar doğrultusunda her dört şirketin iç içe geçmiş halde gelinen adreste birlikte faaliyet gösterdiği ve aralarında akrabalık ilişkisinden kaynaklı organik bağın bulunduğu her açıdan ortada olup, borçlunun borca batık durumundan kaynaklı farklı vergi levhaları üzerinden istihkak kurumunu yanıltmak adına istihkak iddiasında bulunulsa da gelinen adreste birlikte ticari faaliyete devam ettiklerinin açıkça ortada olduğunu, takip borçlusu … ve sözde 3. şahıs şirketinin yetkilisi … arasında akrabalık ilişkisi bulunmakta olduğunu, daha önce Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas dosyasından takip borçlusunun muvazaalı olarak kızı ….. üzerinden faaliyet yürüttüğü … Tekstil Şirketine haciz işlemi için gidilmiş, kızı tarafından borç kabul edilerek kısmi ödeme yapılmış olduğunu, akabinde borçluların; …, ….. ve … Tekstil San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. olan 2 adet protokol düzenlenmiş olduğunu, yani aralarında yakın akrabalık bağı bulunan kişilerin dosya borcunu üstlenip, işbu protokole imza atmış olduklarını, haciz için gelinen adresin borçlu …’in muhasebesel ve ticari faaliyetlerini devam ettirdiği adres olduğunu, tarafların muvazaalı işlemlerde bulunmakta olduklarını, keza sözde 3. Şahıs şirketin ticari unvanına dahi bakıldığında takip borçlusunun soyadı ile benzer şekilde … Tekstil olduğunun görülecek olduğunu, haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan .. tarafından …’i tanıdığını beyan etmiş olduğunu, daha sonrasında haciz işlemi için gelindiği taraflarına bildirilmesinin ardından çelişkili şekilde ”çok da tanımam aslında” diye beyanda bulunarak kötü niyetli olduğunu açıkça belli etmiş olduğunu, tarafların birbirlerine muvazaalı şekilde faturalar kesmekte ve organik bağ içerisinde işlemler yürütmekte olduklarını, taraflar arasında akrabalık ilişkisi mevcut olduğunu, tarafların gayri resmi olarak ortak ticari faaliyetlerde bulunmakta olduklarını, …’in kötü niyetli olarak alacaklılardan mal kaçırma amacı ile istihkak iddia etmiş olduğunu, sözde 3. Şahıs tarafından haciz işlemi sırasında sunulmayıp, daha sonra muvazaalı olarak düzenlenip dosyaya sunulan Vergi Levhası ve Kira Sözleşmesi adi nitelikte olup, her zaman herkes tarafından istenildiği zaman düzenlenebilmekte olduğunu, işbu nedenle ileri sürülen istihkak iddialarını destekleyen bir belge niteliğine haiz olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının dilekçesinde her ne kadar “mükelleflerinin yanında ve herkesin görebildiği, haberdar olabildiği bir şekilde haciz ve muhafaza yapıldığından bahisle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, hacizden kaynaklanan manevi tazminat talebinin “KUSUR SORUMLULUĞUNA” dayalı olduğundan ve müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacıyla başlatmış olduğu takibe istinaden herhangi bir kusur yüklenemeyeceğinden davacının manevi tazminat taleplerinin de reddi gerektiğini beyanla; davanın esastan reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûmiyetine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasının uyap suretleri, Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, Bursa ….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının uyap suretleri ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Dava, davacı şirket adresinde gerçekleştirilen istihkaklı hacizler nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı taraf ise, davacı ile bahse konu haciz dosyalarının borçluları arasında organik bağ bulunduğu ve davacı tarafın istihkak iddiası nedeni ile icra hukuk mahkemesinde istihkak davalarının devam ettiği savunmasında bulunmaktadır. Davalı tarafın davacı iş yerinde gerçekleştirilen haciz işlemleri İcra İflas Kanunu hükümlerine dayanmakta olup esasen anayasal hakkın kullanımı mahiyetindedir. Davalı tarafın alacağın tahsili amacı ile davacı iş yerinde gerçekleştirmiş olduğu haciz işlemleri hakkın kötüye kullanımı olarak yorumlanamaz. Aksi durum hak arama hürriyetinin ihlaline sebep olabilecektir. Kaldı ki dava dilekçesi ekinde sunulan davacı şirketin müşterilerinin göndermiş olduğu elektronik iletilerin tek başına davacı şirketin manevi zarara uğradığı anlamına gelmeyeceği gibi davacının söz konusu hacizler nedeni ile ne şekilde bir manevi zararı olduğu da dosya kapsamında ispatlanabilmiş değildir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 196,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸