Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/505 E. 2022/1082 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/505 Esas
KARAR NO : 2022/1082

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın …. de kurulmuş ve uzun yıllar …. nın distribütörlüğünü yapmış olduğunu, bu süreçlerde çok büyük cirolara ulaşan firmanın …. de isim hakkı sahibi olduğunu, müvekkili firmanın çalışması leasing ya da kendi finansmanıyla aldığı kahve makinelerini işletmelere, otellere, cafelere dağıtarak bu firmalardan kahve siparişi almak şeklinde olduğunu, müvekkili firmanın internet üzerinden de kahve satışı yapmakta olduğunu, müvekkili firma hisselerinde 2008 yılında yapılan devirle… A.Ş.’nin de ortaklarından olan … nın şirketten pay sahibi olmuş olduklarını, bu ortaklığın 2017 yılına kadar sürmüş, 2017 yılında yapılan pay devriyle şirket ortaklığından çıkmış olduklarını, bu uzun süreli ortaklık esnasında müvekkili firma ile davalı firma arasında yoğun miktarda ticaret olduğunu, müvekkili firmanın davalı firmaya ürünler satmış, uhdesinde bulunan birçok kahve makinesinin devrini davalı firmaya yapmış olduğunu, ortaklık döneminde bu konuya çok önem vermeyen müvekkili firmanın ortaklık sonrasında davalı firma ve sahipleriyle sorunlar yaşamaya başlamış, çok defa oturup hesap yapılması, mutabık kalınarak davalı firmanın borçlarının ödenmesi konusunda talepte bulunan müvekkili firmanın hep oyalanmış, sonuç olarak bu borçların ödenmemiş olduğunu beyanla; taraflar arasındaki ortaklık sonucu oluşan cari alacak ve müvekkili firmanın uğramış olduğu zararlar nedeniyle fazlayı talep ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000-TL nin davalıdan tahsiliyle, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle işbu davada zamanaşımı ve hakdüşürücü süre yönünden itirazları bulunduğunu, zira davacının dava dilekçesinde 5 ve 10 yılı aşkın yıllardan bahsetmiş bahsettiği yıllar üzerinden uzun süreler geçmiş olduğunu, davalı müvekkili şirketin tüzel kişiliği ile davacı şirket arasında yasal olarak ortaklık ilişkisi bulunmayıp, şirket ortaklarının bir kısmının bir süre aynı olmasının herhangi bir alacağa sebep olduğunun delilsiz biçimde varsayılmasının hukuk ve usule aykırı olup ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini, davalı müvekkili … A.Ş.’nin saat sektöründe 30 yılı aşkın şekilde faaliyetlerini sürdürmekte olan herkes tarafından bilinen saygın bir firma olduğunu, Ticaret sicil kayıtlarından da tespit edilebileceği üzere saat sektöründe faaliyet gösteren davalı müvekkili firmanın davacı firma ile tüzel kişilik olarak bir ortaklığının asla söz konusu olmadığını, her iki firmanın ortaklarının bir kısmının bir süre aynı olmasının müvekkili şirket ile davacı şirketin tamamen ortak olduğu anlamına gelmediğini ve her iki şirketin tüzel kişiliklerinin yönetim kurullarının ve yetkililerinin tamamen farklı olduğunu, davalı müvekkili şirketin davacı ile herhangi bir akdi ilişkisi ve herhangi bir borcu asla bulunmadığını, davacının dilekçesinde genel geçer ifadeler kullanmış iddia ettiği borçların nereden ve hangi yıldan kaynaklandığını dahi açıklamaktan kaçınmış dosya içeriği incelendiğinde de görüleceği üzere herhangi akdi ilişkiyi ispatlayıcı yazılı bir delil sunmadan işbu davayı ikame etmiş olduğunu, davalı müvekkiline herhangi bir borcu bulunmayan davalı müvekkilinin karşı tarafla mutabık kalmasının da söz konusu olamayacağını, yine bununla ilgili de davacının herhangi bir delil sunamamış olduğunu, ileride herhangi bir delilin dosyaya sunulmasına taraflarınca muvafakat etmediklerini, davacının davasını ispatlayamamış olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen borcun neye ilişkin olduğunun hangi yıllara ait olduğunun dahi açıklanmamış olduğunu beyanla; davanın reddi ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 17/01/2022 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM bilirkişi … 09/06/2022 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın Ticari defterlerinin incelemesinin 28.05.2022 tarihinde …. Mah. …. Sokak no: …. … / …. bulunan …. SMMM ofisinde yapılmış olduğunu, davalının defter incelemesinin … Mahallesi …. Caddesi …. Sokak No:…. …. / … adresinde bulunan şirket merkezinde 07.06.2022 tarihinde yapılmış olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarını zamanında yaptırdığının, dolayısıyla, T.T.K.’nun amir hükümlerine göre, davacı şirketin Ticari Defterlerinin lehine delil teşkil ettiğinin kanaatine varılmış olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinin 2011 Yılı Yevmiye Kapanış Tasdikinin, 2011 yılı Defteri Kebir, 2011 Yılı Envanter defteri, 2012 Yılı Defteri Kebir, 2012 Yılı Envanter Defteri incelemeye sunulmadığından bu defterlerin tasdik ettirilip ettirilmediğinin, ettirildi ise ne zaman tasdik ettirildiğinin tespit edilememiş olduğunu, diğer 2013-2014-2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarını zamanında yaptırdığını, dolayısıyla, T.T.K.’nun amir hükümlerine göre, davalı şirketin Ticari Defterlerinin lehine delil teşkil edip etmediğinin takdirinin tamamen mahkememize ait olduğunu, davacı ile davalının cari hesap ekstrelerine bakıldığında 2012 yılı açılış kaydının 944,00 TL olduğunu ve tarafların 2011 yılından 2012 yılına devreden cari hesap bakiyelerinin mutabık ve birbirlerini doğrular nitelikte olduğunu, tarafların defter kayıtları incelendiğinde 31.12.2017 yılı sonu itibariyle devir bakiyesinin davacının davalıdan alacağının 297,23 TL olduğunu, bu tutarın iki firmanın ticari defter kayıtlarına göre birbirlerini teyit ettiğinin tespit edilmiş olduğunu, 31.12.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 297,23 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olduğunu bildirmiştir.
Açılan davanın cari hesap alacağına dayalı alacak davası olduğu, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan defter incelemesi sonucu düzenlenen gerekçeli ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu ile taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı, davacı ve davalı taraf defterlerinin birbirlerini teyit ettiği, 31.12.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 297,23 TL alacaklı olduğu, tarafların bilirkişi raporuna itirazlarının bulunmadığı, her ne kadar davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu görülmüş ise de alacağın cari hesaba ilişkin olması nedeni ile TBK m. 146 uyarınca genel zamanaşımı süresine tabi olduğu, alacağın doğduğu yıl ve davanın açıldığı süre dikkate alınarak davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerektiği, açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
Davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine,
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1- 297,23 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 3.334,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden 19,67-TL’sinin davalıdan, 1.300,33-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 239,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.656,00-TL yargılama giderinin kabul oranı(%1,49) ret oranı (%98,51) dikkate alınarak hesaplanan 24,67-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 297,23 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 30.955,42 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸