Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/500 E. 2021/575 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/500
KARAR NO : 2021/575

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 10/06/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’da pay sahibi olduğunu, 24/07/2020 tarihli toplantıda yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğünü, müvekkili şirketi temsilen toplantıya katılan …. tarafından bu madde muhalefet şerhi koyduklarını, ibra etmediklerini, yönetim kurulunun 21/06/2019 tarihli yönetim kurulunda birtakım yönetmelik maddeledi gerekçe gösterilerek … ve … sahaları için başvuru kararı aldıklarını, …’ın 20 yılı aşkın süredir römorkorculuk faaliyeti yaptığı … Limanına başvuru yapılmadığını, şirket lehine olan bu hususun gözardı edilerek şirketin … Limanında faaliyet yapabilme imkanının ortadan kaldırıldığını, sundukları muhalefet şerhinde yönetmelik hükümlerinin başvuruya engel teşkil etmediğini belirttiklerini, yönetim kurulunun belirtilen limanlar için izin alınamadığını, şirketin faaliyet konusunu gerçekleştirememesi nedeniyle zarara uğratıldığını, yine geçerli ve hukuka uygun yönetim kurulu kararı olmamasına rağmen … Liman sahası için kılavuzluk hizmeti alan … şirketi ile protokol imzalandığını, bahsi geçen protokol ile … Kılavuzluk’a kiralanan her tür alt yapının … şirketine devredildiğini, …. Kılavuzluk’a geçişi yapılan pilotların bu firmaya nakli ile birçok haktan feragat edildiğini, 4 adet pilotun her biri için 1.300.000 TL bağlılık primi ödendiğini ve toplamda 12 pilotun geçişinin yapıldığını, 19/11/2019 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 3 No’lu kararda istihdam edilen kılavuz kaptanlara yapılan tazminat ödemelerinin …’da çalıştıkları süreye denk gelen kısmının … Kılavuzluk’a ödeneceği hususunun belirtildiğini, şirketin doğrudan ve dolaylı zarara uğradığını, protokolün 21/02/2020 tarihli ihtarname ile … tarafından feshedildiğini, şirketin bahsi geçen kararlar nedeniyle faaliyetini gerçekleştiremediği gibi bu protokole dayanarak yapılan yaptırımların maliyetine katlanmak zorunda bırakıldığını, … ile … arasındaki 17/07/2019 tarihli protokol ile ofis, gözcü istasyonu ve kılavuz kaptan odalarına ilişkin kira ilişkisinin devamına karar verildiğini, izin başvurusunun yapılması için ….’e devredilmiş taşınır ve taşınmazların iadesine ilişkin karar alınması gerekirken kira ilişkisinin devamına karar verilmesinin şirket menfaatlerine aykırı olduğunu, protokolün cezai şart içermeksizin düzenlenmesi ve feshedilmesi ile şirketin kar mahrumiyeti olmak üzere menfi ve müspet zararlarının doğduğunu, önemle vurgulanması gereken hususun 17/07/2019 tarihinde yönetim kurulu toplantısı için çağrı yapılması, aynı gün karar alınması ve aynı gün sözleşmenin imzalanması olduğunu, … Römorkör ve Kılavuzluk Aş’nin ihale yeterliliğine sahip değil iken, bir gün içinde ihale yeterliliğine sahip olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin kendilerine verilen görevleri yerine getirirken ve yetkileri kullanırken tedbirli bir yönetici özeniyle hareket etmesinin gerektiğini, sorumluluklarının kusura dayandığını, üyelerin her somut karar ve fiil için kendilerinden beklenen özen yükümlülüğünü yerine getirdiklerini kanıtlamaları durumunda sorumluluktan kurtulacaklarını, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, TTK’nun 408/f maddesinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının öngördüğünü, bu konuda ancak genel kurulun karar verebileceğinin düzenlendiğini, TMK 38’de maddi olmayan duran varlıkların sıralandığını, ana faaliyet alanı esas alındığında ivazlı ya da ivazsız römorkorlük ya da kılavuzluk faaliyeti ile her türlü tasarrufun genel kurulun tekelinde olduğunu, bu yönü ile ele alındığında gerek 17/07/2019 tarihli yönetim kurulu kararının gerekse aynı gün yapılan sözleşmenin yoklukla malul olduğunu belirterek davalıların özen ve bağlılık yükümlülüğü ile dürüstlük kurallarına aykırı davranarak müvekkilinin pay sahibi olduğu … şirketine vermiş olduğu menfi ve müspet zararların ve zarar miktarının tespitiyle davalıdan talep edebileceği alacağın miktarının tespitiyle, alacak miktarının belirlenmesine, davalıların müteselsilen 50000 TL maddi tazminatı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ticari faiziyle birlikte …’a ödemelerine, 17/07/2019 tarihli yönetim kurulu kararının ve buna bağlı olarak yapılan sözleşmenin yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizin … E sayılı dosyasının 09/06/2021 tarihli duruşma ara kararı uyarınca davacı tarafın yönetim kurulu kararının butlanını ve buna bağlı olarak protokolün yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin talebinin iş bu dosyadan tefrikine karar verilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Batıl Kararlar” başlıklı 391.maddesinde; yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespitinin mahkemeden istenebileceği, özellikle; eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararların batıl olacağı düzenleme altına alınmıştır.
Yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğu (ve butlanla malul olduğu) hususu hukuki yararı bulunan herkes tarafından bir süreye bağlı olmaksızın itiraz şeklinde veya dava yolu ile ileri sürülebilir. Yokluğun tespiti davasında husumet, kararı veren yönetim kurulu üyelerine değil, şirket tüzel kişiliğine yönetilmelidir (Kırca /Şehir Ali Çelik/Manavgat Anonim Şirketler Hukuku, C.1, B.2013,sh 513). Yargıtay 11 HD’nin 27/09/2013 tarih 2011/15070 E. 2013/16930 K., yine aynı dairenin 12/11/2009 tarih 2009/13003 E. 2009/11741 K., yine aynı dairenin 05/10/2006 tarih 2005/8946 E. 2006/9802 K.sayılı kararlarında da işbu davanın yönetim kurulu üyeleri değil, şirket aleyhine açılması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafça yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine yönelik talepte husumet şirket tüzel kişiliği aleyhine değil yönetim kurulu üyelerine yöneltilmiş olup, bu talep yönünde pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı yan, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile birlikte protokolün yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiş ise de, bu talep yönünden de husumetin protokolün tarafına yöneltilmesi gerektiği halde şirket yönetim kurulu üyelerine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN PASİF HUSUMET NEDENİYLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10/06/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı