Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/486 E. 2022/394 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/486 Esas
KARAR NO : 2022/394

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, 1988 yılından beri plastik pencere aksesuarları sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, iç ve dış piyasada bilinen ve sektöründe lider şirketlerden olduğunu, davalı şirketin de müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı tarafça müvekkili hakkında asılsız ve itibar zedeleyici şekilde müvekkilin iç piyasadaki mevcut ve potansiyel (tespit edebildiğimiz kadarıyla yaklaşık 10 farklı şirkete) müşterilerine, müvekkili hakkında asılsız isnatlarda bulunmak suretiyle, vekili vasıtası ile müvekkilin itibarını zedeleyici bir kısım “ihtarname” başlıklı yazılar göndermiş olduğunu ve böylelikle haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalı tarafın, incelemesiz yöntemden yararlanılmak suretiyle … numaralı faydalı model ve … numaralı tasarıma yönelik tescil belgesi almış olduğunu ve işbu tescil belgeleri ile haksız kazanç elde etme yoluna düşmüş olduğunu, davalı tarafça söz konusu ürünlerine yönelik olarak müvekkili aleyhine İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açılmış olduğunu, İşbu davanın derdest olduğunu, söz konusu ürünlerin menteşe ve pencere/kapı kolu olup, ilgili davada da belirtikleri üzere müvekkilinin ürünleri ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, haksız rekabetin varlığından söz edilebilmesi için; kazanç sağlama amacına yönelik faaliyet, yarışma ortamı, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranış ve rekabetin dürüstlük kuralına aykırı bir davranışla veya özel olarak aldatıcı hareketle yapılması gerektiğini, somut olayda da müvekkilinin müşterileri ile arasındaki ilişkinin etkilendiğini, davalı tarafça iş ahlakına aykırı isnatlarla müvekkilinin, müşterileri nezdinde itibarının zedelenmesi ve müşteri kaybı yaşamasının amaçlandığını, davalı tarafça müvekkilinin müşterilerine, müvekkili hakkında yanlış, yanıltıcı kötüleyici açıklamalarla rahatsızlık verilmiş yani müşterinin karar verme özgürlüğünün ortadan kaldırılmasının hedeflenmiş olduğunu beyanla; davanın kabulü ile haksız rekabetin tespitine, davalının müvekkili aleyhine gerçekleştirdiği haksız rekabet eylemlerinin men’ine, davalı hakkında verilecek hükmün, masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye’de yayınlanan tirajı yüksek 5 gazeteden birinde ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca davacı aleyhine maddi manevi tazminat ve haksız rekabet davası nedeniyle açılan İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …. E. sayılı dosyasının derdest olup, bu davada haklı çıkmaları halinde zaten müvekkilinin haksız rekabet fiilini işlemediğinin, aksine davacının işlediğinin ortaya çıkacak olduğunu, işbu davanın konusunda yer alan ve davacının müvekkile ait hakları iddia ettiğini belirttikleri hususlar ile aynı olup, bu nedenle taraflarınca davacı aleyhine açılan davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından gönderilen dava dilekçesinde müvekkilinin bayilerine ve müşterilerine göndermiş olduğu ihtarnamenin, dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmekte ise de bu iddiaya katılmadıklarını, herşeyden önce müvekkilinin bu yazıyı yalnızca davacı müşterilerine göndermemiş, kendi müşterilerine de gönderilmiş olduğunu, burada müvekkilinin kendi tescilli patent ve faydalı modelini korumak amacıyla hareket etmiş olduğunu, müvekkili şirketin müşterilerine göndermiş olduğu ihtarnamede aldatıcı ve yanıltıcı bilgi vermemiş olduğunu, davacı taraf aleyhlerine herhangi bir dava olmadığın iddia etmekte ise de davacı aleyhine haksız rekabet davası açılmış olup, nitekim açılan bu davada raporun lehlerine gelmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı aleyhine İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi-manevi tazminat davası açılmış olup, açılan bu davanın halen derdest olduğunu, bu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının fiil ve eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin ortaya çıkmış olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabetin tespiti ve men’i davası olup uyuşmazlık davalı tarafından bir kısım müşterilere gönderilen ihtarname başlıklı yazı içeriğinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, haksız rekabet teşkil etmesi halinde davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin men’inin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
Mahkememizin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle vermiş olduğu … Esas … Karar sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 22/04/2021 tarih ve … Esas …. Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin görevli olduğundan bahisle kaldırıldığı, dosya işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, davalı tarafından bir kısım müşterile gönderilen ihtarname başlıklı yazı içeriğinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, haksız rekabet teşkil etmesi halinde davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin menninin gerekip gerekmediği hususlarının tespiti için dosya üzerinden günsüz bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, Ticaret Hukuku uzmanı bilirkişi …. 17/01/2022 tarihli raporunda özetle; İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2014 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile; tasarım tescil belgesi hükümsüz kılınıncaya kadar şikayet hakkının kötüye kullanılmasından söz edilemeyeceği, davalı tarafından Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılan … E. sayılı tasarıma tecavüzün tespiti ve men’i davasının hâlen derdest olduğu, dava konusu ihtarnamelere dayanak yapılan tecavüz eylemine ilişkin ürün asıllarına ulaşılamadığı, dosyadaki delillerin de tecavüzü ispatlar nitelikte olmadığının bilirkişi raporunda belirtildiği, bu nedenle davacının ürünlerinin davalının tasarımına tecavüz ettiğinin sabit hâle gelmediği, davalının gönderdiği ihtamamelerde açıkça isim kullanılarak davacının kötüniyetli olduğunun, davalının izni olmaksızın üretime devam ettiğinin, davalının tasarımının benzerini yaptığının açıklandığı, 6762 sayılı TTK’nın 57/1-2 maddeleri gereğince davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği, olay nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği, ayrıca davacının maddi tazminat talebini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile haksız rekabetin önlenmesine, 10.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, maddi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş olduğunu, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 05.05.2015 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı ile; “..Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, haksız rekabetin tespitine, manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Oysa Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, tasarım tescil belgesinden kaynaklanan hakların kullanılması, bu belge ile sağlanan koruma kapsamında olup, tescilli bir tasarımın haksız kullanımından söz edilemez. Ancak, tasarım tescil belgelerinin hükümsüzlüğü yolundaki kararlar ile sicilden terkinleri sağlandıktan sonra korumaları kalkacak ve bu tarihten itibaren kullanımlarının haksız olduğu ileri sürülebilecektir. Tescilli endüstriyel tasarım sahibi, bu tescil hükümsüz kılınmadıkça tasarımını kullanabilir. Somut uyuşmazlıkta da davalı, usulüne uygun şekilde tescil ettirmiş bulunduğu tasarım tescil belgesine dayanarak, davacının müşterilerine ihtarname göndermiş, aydınlatma direği tasarımı bulunduğunu, davacıya lisans hakkı vermediğini, tasarımları izi olarak üreten firmadan alım yapmaları durumunda bu durumun tasarım hakkına tecavüz teşkil edeceğini, tecavüze son vermelerini, aksi hâlde yasal yollara başvuracağını belirtmek suretiyle şikâyet hakkını kullanmıştır. Bu itibarla, mahkemece, yukarıda anılan hususlar nazara alınmadan, davacının müşterilerine gönderilen ve içeriği itibariyle haksız rekabet unsuru içermeyen ihtarnamelere dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2015 tarihli ve … … K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelere ek olarak, davalı tarafından İstanbul Anadolu …. Fikri ve Sınaf Haklar Hukuk Mahkemesinde (Kartal Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesi) açılan… E. sayılı tasarıma tecavüzün tespiti ve men’i davası derdest iken dava konusu ihtarnamelerin davacının müşterilerine gönderilmesinin yasal hakkı kullanma erkini ziyadesiyle aştığı, ihtarnamelerde davacıyı incitici ve kötüleyici amaç taşıyan beyanların yer aldığı, bu beyanların samimi olarak yasal hakları kullanma kapsamında kabul edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, davalı tarafından davacının müşterilerine gönderilen ihtarnamelerin içeriğinin 6762 sayılı TTK’nin 57/1-1 (6102 sayılı TTK’nin 55/(1)-a-1) maddesi anlamında davacıyı kötüleme olarak kabul edilemeyeceği, davalının tescilli tasarımına dayanarak uyarı ve şikâyet hakkını kullandığı, bu nedenle dava konusu ihtarnamelerin haksız rekabet oluşturmadığı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; davalı tarafından İstanbul Anadolu …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılan dava derdest iken dava konusu ihtarnamelerin davacının müşterilerine gönderilmesinin yasal hakkı kullanma erkini ziyadesiyle aştığı, kaldı ki anılan mahkemece davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu itibarla davacının davalıya yönelik eyleminin tasarım hakkına tecavüz teşkil etmediğinin kesinleştiği, dolayısıyla dava konusu ihtarnamelerin içeriğinin yanlı, yanıltıcı ve incitici beyanlardan oluştuğunun sabit olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” yukarıdaki açıklamalar ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … E., … K. sayılı kararı ışığında, davacı tarafından davalıya isnat edilen fiilin TTK m. 55/(1)-a-1 hükmündeki kötüleme hali olarak nitelendirilemeyeceği, dolayısıyla davalının eyleminin haksız rekabet oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili, davalının iş ahlakı ve dürüstlük kuralına aykırı davrandığından bahisle müvekkilinin itibarını zedeleyecek şekilde mevcut ve potansiyel müşterilerine müvekkili hakkında yanlış, yanıltıcı ve kötüleyici açıklama ve isnatlarda bulunmak suretiyle “ihtarname” başlıklı yazılar gönderilerek haksız rekabette bulunduğunu iddia etmiş olup buna karşılık davalı vekili ise TPE nezdinde tescilli …. numaralı faydalı model ve … numaralı tasarımın sahibi ve üreticisi olduğunu ve bunların korunması amacıyla hareket ederek davacı müşterileri ile birlikte kendi müşterilerine yazı gönderdiğini, bu nedenle müvekkilinin haksız rekabet teşkil eden bir fiil ve eyleminin bulunmadığını savunmuştur.
Haksız rekabete ilişkin hükümlerin 6100 sayılı TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, buna göre madde kapsamında da ifade edildiği üzere haksız rekabete ilişkin hükümlerinin amacının bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu, kanunun 55. maddesinde ise haksız rekabet olarak kabul edilebilecek hallerin sınırlı olmadığı ve örnek olarak sayıldığı, dava konusu somut olayın dayandığı “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlığı altında düzenlenen 6100 sayılı TTK’nın 55/1-a.1 maddesinin “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” hükmünü ihtiva ettiği, buna göre kötülemenin haksız rekabet olarak kabul edilebilmesi için başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarda bulunularak kötüleme eyleminin gerçekleşmesi gerektiği, dava konusu somut olayda …. numaralı faydalı model ve … numaralı tasarıma yönelik davalı tarafın tescil belgesini aldığının davacı tarafın da kabulünde olduğu, yalnız davalı tarafından tescil belgesinin incelemesiz yöntemden yararlanmak suretiyle alındığı iddia edilmiş ise de halihazırda davalı tarafın tescil belgesine sahip olduğunun sabit olduğu, ayrıca davalı tarafından bu ürünler sebebiyle yasal yollara başvurularak İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, buna göre davalının tescil belgesine sahip olduğu ürünler sebebiyle dava dilekçesi ekinde sunulan “ihtarname” başlıklı belgeleri düzenleyerek muhataplara göndermiş olduğu ve ihtarnamelerin içeriğinde ileri sürülen isnatların kötüleme olarak kabul edilemeyeceği, söz konusu isnatların yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalar mahiyetinde bulunmadığı, davalının bu şekilde Anayasasal bir hak olan şikayet hakkını kullandığı, bu nedenle de iddia edildiği üzere davalı tarafın ihtarname çekmek suretiyle haksız rekabet oluşturduğundan söz edilemeyeceği Mahkememizce değerlendirilmiş olmakla açılan davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸