Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2022/293 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/478 Esas
KARAR NO : 2022/293

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin ticari defter kayıtları, kayıtların mesnedi olan belgeler ve faturalar uyarınca davalıdan 1.118,94 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin alacağını Gebze … Noterliğinin 12/07/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile talep ettiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durması üzerine arabulucuya başvurulduğunu ancak davalı ile anlaşma sağlanamadığını beyanla Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılmış olan borca ve faize itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit olması ve itirazın kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20’den az olmamak kaydı ile davalının, müvekkiline icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tüzel kişiliğe sahip ve bağımsız bir şirket olduğunu, imzalanan belgeyi …’in şahsi olarak imzaladığını, şirket adına imzalamadığını, bu sebeple davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı ile herhangi bir bağının, ticari ilişkisinin olmadığını, bu sebeple ortada bir alacak-borç ilişkisinin de olmadığını, bir an için davacının iddiası gerçek dahi olsa yapılan işin muhatabının müvekkili olmadığını, davacının hizmeti dava dışı ….bank …. Şubesi’ne vermiş olduğunu, bu halde dahi davacının, alacağını dava dışı bankadan istemesi gerektiğini, davacının taraflarına icra takibi yöneltmesinin ve dava ikame etmesinin kötü niyetli olduğunu ve müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini beyanla davanın husumet yönünden reddine, neticede davanın esastan reddine, karşı tarafın kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, ticari ilişki bulunmakta ise ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarına ilişkindir.
“…Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK 50. maddede açıkça düzenlenmiş olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hâk) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Dava ehliyeti; 6100 sayılı HMK’nın 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Taraf sıfatı, ise bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır..” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2015/2781 Esas ve 2015/3597 Karar sayılı ilamı).
Davacı taraf, davalının işletmesine ait tabelanın …bank …Şubesine ait fener panosu tarafından kapatıldığı gerekçesiyle ….bank şubesine ait tabelanın diğer tarafa aktarılmasını müvekkili firmanın müşterisi olan bankadan talep ettiğini ve doğacak olan tüm masraflara ilişkin faturaların ödeneceğinin davalı şirket müdürü …. tarafından imzalan 27/02/2019 tarihli belge ile taahhüt edildiğini iddia etmiş olup bunun karşısında davalı tarafın ise husumet itirazında bulunarak davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını savunduğu, dosya kapsamında yer alan … Bankası …. Şubesi Müdürlüğüne hitaben yazılan 27/02/2019 tarihli belgenin işyeri tabelasını kapatan banka şubesine ait fener panosunun diğer tarafa taşınması sırasında oluşabilecek tüm masrafların faturasının karşılanacağına dair … tarafından ödeneceğinin imza atılmak suretiyle taahhüt edildiği, söz konusu yapılan işe ilişkin faturanın icra takibine konu edildiği, duruşmada görülen lüzum üzerine beyanlarına başvurulan davacı vekilinin, davalı şirket ile aralarında dava konusuna ilişkin yapılmış bir sözleşme olmadığını, sadece dosya kapsamında bulunan davalı şirketin yetkili temsilcisi olan …. tarafından iş yerinin talelasını kapatan bankaya ait fener panosunun diğer tarafa taşınması sırasında oluşabilecek masraflara ilişkin faturanın ödeneceğine ilişkin kendisi tarafından imzalanmış taahhüt bulunduğunu belirttiği, buna göre davalı şirketin yetkili temsilcisi olduğu belirtilen … tarafından şahsen imzalanan belge sebebiyle davalı şirkete karşı husumet yöneltilemeyeceği, adı geçen tarafından davalı şirketi borç altına sokan bir işlemin yapılmamış olduğu, davalı şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu, bu anlamda davalı şirketin taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU SEBEBİYLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/2 gereğince takdir olunan 1.118,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafına iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, İstinaf yasa yolu yargısal miktar sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır