Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/464 Esas
KARAR NO : 2021/937
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça Beyoğlu …. Noterliği’nden gönderilen ve ödeme emrinde bahsi geçen 28 Eylül 2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamede davalıya ait … Bankası …. Şubesi hesabından 30/01/2014 tarihinde müvekkil şirketin haksız uygulamaları sonucu 32.684,25 TL tahsil edildiğinin iddia edilerek haksız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça müvekkili şirketin borcu ve ilgisi olmayan miktar üzerinden ihtarname gönderildiğini, müvekkil şirket tarafından davalı tarafa Beyoğlu …. Noterliğinden gönderilen 23 Ekim 2018 tarih, … yevmiye nolu cevabi ihtarnamelerinde ihtar konusu borcun müvekkil şirket ile ilgisi olmadığının belirtildiğini, müvekkili şirketin davalı ile alacak bakımından herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığı gibi davalı taraf ile aralarında rücu istemi doğurabilecek herhangi bir sözleşme, belge vs bulunmadığını, dava konusu alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35. Maddesi gereği davalıdan tahsil edilmiş olup bu kapsamda haksız olan bir tahsilat var ise davalı tarafın ilgili idareye başvurarak talepte bulunması gerektiğini, müvekkili şirketin vergi dairesi kayıtlarında yapılan mevcut adres değişikliği dikkate alınmadan eski şirket adresine tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini, müvekkil şirket yetkililerinin takipten haberdar olmadıklarını, ancak hacze gidilen adresin ise güncel adres olduğunu, burada kötü niyet olduğunu, davalı tarafın alacağı olmadığı halde başlatılan Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının haksız işlemler nedeniyle doğan ve doğabilecek zararların engellenmesi amacıyla teminatsız olarak durdurulmasına, bu hususta teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili şirketin Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli davranışları nedeniyle dava değeri üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu icra takibinin müvekkili alacaklının şirkete usulsüz olarak ortak edilmesi ile şirket borçlarından doğan alacakların müvekkilinden karşılanmasına ilişkin olduğunu, müvekkilinin işveren şirkette 24 yıl çalıştığını, yapılan yargılama sonucunda verilecek hükümle alacağının aşikar olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman şirket ortağı olmayıp maaşlarını da işçi sıfatıyla almaya devam ettiğini, 30/01/2014 tarihinde …. Bankası hesabında evlilik birikimlerini yapmış olduğu altın hesabından 340 gr altın karşılığı şirketin haksız uygulamalarıyla müvekkilinin ortak gibi gösterilip müvekkili ile alakası olmayan 32.684,25 TL’nin tahsil edildiğini, olay tarihinden günümüze kadar bu bedelin ödeneceğinin kendisine sürekli olarak söylenmiş ise de müvekkilinin yeniden mağdur edilerek haksız olarak elinden alınan eşiyle olan evlilik içi birikiminin ödenmediğini, davalıya başlatılan icra takibinin usulüne uygun olarak yapıldığını, tüm kararların icra müdürünce onaylandığını, davacı şirketin kötü niyet ve tedbirin durdurulması içerikli taleplerinin müvekkilinin mağduriyetini artırdığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, icra takibinin şirketin ticaret siciline kayıtlı resmi adresine yapıldığını, davalının evlilik birikimine el konulması ile tüm birikiminin haczedildiğini, açılan haksız davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde davacının, davalıya borçlu olmadığından bahisle menfi tespit istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık icra takibine konu edilen borç bakımından davalının, davacıdan talepte bulunup bulunamayacağı, talepte bulunabileceğinin kabulü halinde miktarının ne kadar olduğu, davacının icra takibine konu alacak sebebiyle davalıya borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğunun tespitine ilişkindir.
Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşıldı.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine toplamda 76.985,80 TL üzerinden takibe geçildiği anlaşılmıştır.
… Ticaret AŞ. ünvanı ile kurulan davacı şirketin sonrasında ticaret ünvanının …. Kırtasiye ve Kağıt Ticaret AŞ., daha sonrasında ise … Servis Hizmetleri AŞ. olduğu, davacı şirketin 27/09/2010 tarihinde yapılan ve 29/09/2010 tarihinde tescil edilen genel kurulunda davalının 3 yıl süreyle görev yapmak üzere yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiği, davacı şirketin 28/11/2013 tarihinde yapılan ve 29/11/2013 tarihinde tescil edilen genel kurulunda davalının görevinin devam ettiği yönünde herhangi bir karar alınmadığı, dolayısıyla davalının yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevinin de son bulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf icra takibine konu alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil edilmiş olması sebebiyle haksız yapılan bir tahsilat var ise davalının idareye başvurarak talepte bulunması gerektiğini iddia etmiş olup davalı taraf ise müvekkilinin davacı şirkette işçi olması sebebiyle ortak gibi sorumlu tutularak davacı şirketin borçları sebebiyle kendisinden tahsilat yapılmasının haksız olduğunu savunmuştur.
…. Bankasının 30/01/2014 tarihli dekontuna göre davacı şirketin SSK’ya olan borcu sebebiyle davalıdan 32.684,25 TL tahsilat yapılmış olduğu sabit ve her iki tarafın kabulünde olup taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının icra takibine konu edilen bedeli davacıdan talep edip edemeyeceği, talep edebileceğinin kabulü halinde miktarının ne kadar olduğu, davacının icra takibine konu alacak sebebiyle davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
“…Limited şirketlerde kanuni temsilciler şirket müdürleri ise de getirilen bir düzenleme ile kanuni temsilciye ilaveten ortaklar da kamu borcundan sorumlu tutulmuştur. Buna göre limited şirketin mal varlığından tahsil edilemeyen kamu alacakları ortaklardan, ortaklık payı oranında istenebilecektir. (6183 SK. m.35). Anonim şirketlerde ise böyle bir özel düzenleme yapılmadığından, şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından, TTK.’nın 317. maddesi uyarınca şirketin yönetim kurulu üyelerinin tamamı, kanuni temsilci sıfatıyla ve müteselsilen sorumludur. Ancak TTK’nın 319. maddesine göre ana sözleşmeye hüküm konularak şirketin kanuni temsil yetkisi, yönetim kurulu üyelerinden birine veya birkaçına verilip, diğer yönetim kurulu üyeleri sorumluluktan kurtulabilmektedir. Böyle bir durumda kamu alacaklarından da sadece anılan yönetim kurulu üyeleri, kanuni temsilci sıfatıyla müteselsilen sorumlu tutulacaklardır. Yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların ise kamu alacaklarından dolayı sorumlulukları bulunmamaktadır…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/8501 esas 2014/16502 karar sayılı kararı).
Limited şirketlerde kanuni temsilcinin şirket müdürleri olduğu, ancak 6183 sayılı kanunun 35. maddesindeki düzenleme uyarınca şirket müdürlerine ilaveten ortaklar da kamu borcundan sorumlu tutulmuş ise de anonim şirketlerde ise böyle bir özel düzenleme yapılmadığından, şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından kanuni temsilci sıfatına sahip olanların müteselsilen sorumlu olduğu, hem 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hem de konuya ilişkin içtihatlar dikkate alındığında anonim şirketlerde kamu borçlarından sorumlu kabul edilen kanuni temsilcinin şirket esas sözleşmesi ile atanmış veya genel kurul tarafından seçilmiş yönetim kurulu üyeleri veya yönetim kurulu üyelerinden en az birinin bulunması koşuluyla yönetim kurulu tarafından müdür olarak atanmış üçüncü kişilerin olduğu, yukarıda bahsedilen Yargıtay içtihadı uyarınca şirketten tahsil edilemeyen kamu borçları bakımından anonim şirketlerde kanuni temsilcilerin yönetim kurulu başkan ve üyelerinin yani yönetim kurulu üyelerinin tamamı olduğu, buna göre sayılan bu kişilerin kanuni temsilci sıfatıyla ve müteselsilen sorumlu bulunduğu, davalının ise davacı şirketin 27/09/2010 tarihinde yapılan ve 29/09/2010 tarihinde tescil edilen genel kurulunda 3 yıl süreyle görev yapmak üzere yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiğinin anlaşılması sebebiyle davalının, davacı şirketten tahsil edilemeyen kamu borçları sebebiyle bir sorumluluğun bulunmadığı, bu durumda davalının, davacı şirketin kamu borcu sebebiyle kendisinden tahsil edilen bedelin iadesi için başlatmış olduğu menfi tespit talebine konu icra dosyası kapsamında söz konusu bedelin tahsilini talep edebileceği, davalı, davacı şirkete keşide ettiği Beyoğlu Noterliğinin 28/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde kendisinden tahsil edilen 32.684,25 TL’nin tahsilini talep etmiş ise de icra takibini 76.985,50 TL üzerinden başlattığı, davalı vekilinin duruşmada alınan beyanlarında müvekkilinin altın hesabından tahsil edilen miktarın 32.684,25 TL olması sebebiyle takip tarihindeki gram altın fiyatı üzerinden takibin başlatıldığını belirttiği dikkate alındığında davalının icra dosyasında ancak şartları var ise temerrüt faizi ile birlikte kendisinden tahsil edilen 32.684,25 TL üzerinden takip başlatabileceği, davalı vekilinin belirtmiş olduğu gibi takip tarihindeki gram altın fiyatı üzerinden takibin başlatılmasında hukuki yarar bulunmadığı, 32.684,25 TL üzerinde kalan kısım bakımından davacının, davalıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının Küçükçekmece… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacının 44.301,25 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında İİK 72/3 maddesi gereğince borcun tüm ferileriyle birlikte icra dosyasına yattıktan sonra ve bu miktarın % 15’i oranında teminat karşılığı icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması yönünden ihtiyati tedbir konulmasına, teminat yatırıldığında ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiş ise de davacı tarafça teminatın yatırıldığı ve İcra Müdürlüğünce ihtiyati tedbir kararının infaz edildiğinin sabit olmadığı, ayrıca davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği de dikkate alındığında davalı tarafın tazminat talebi ile, takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığı ve ayrıca yine davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği de dikkate alındığında davacı tarafın tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacının 44.301,25 TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davacı ve davalı tarafın tazminat taleplerinin reddine,
3-Alınması gereken 3.026,21 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.314,72 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.711,49 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Yapılan yargılama gideri olarak 1.314,72 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 200,35 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.550,97 TL’den kabul-red oranına göre (%57,54 kabul, % 42,46 red) hesaplanan 892,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 6.559,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.902,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır