Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/449 E. 2022/1025 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/449 Esas
KARAR NO : 2022/1025

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı borçludan, muhtelif tarih ve numaralı faturalara dayanan cari hesap alacağından kaynaklanan alacağından dolayı taraflarınca Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, ancak davalı-borçlunun, haksız ve kötüniyetli olarak takibe, takip konusu borca ve yetkiye itiraz etmiş olduğunu, itiraz sonucunda taraflar arasında arabuluculuk görüşmeleri gerçekleşmiş olup, ancak anlaşmaya varılmamış olduğunu, davacı müvekkili ile davalı borçlunun, ticari ilişkisi içerisinde bir süre ticaret yapmış ancak davalı borçlunun borcunu ödememiş olduğunu, davalı-borçlu tarafça yetkiye de itiraz edilmiş, fakat, davalı aleyhine başlatılan icra takibi cari hesaptan kaynaklı ilamsız icra takibi olup alacaklının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkisinde bulunmakta olduğunu, her ne kadar davalı-borçlu tarafından yetki itirazıyla birlikte borca itirazda da bulunulmuşsa da müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiyi inkar etmemiş olduğunu, borç faturaya dayalı cari hesap alacağından kaynaklanan bir borç olduğundan alacaklı-davacı müvekkilinin takip tarihi itibari ile ödeme zamanındaki yerleşim yeri Gaziosmanpaşa İcra Dairelerinin yetki alanaında olmasından ötürü icra takibinin başlatıldığı Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün yetkili icra dairesi olduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı- borçlunun, takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı – borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili firma arasında bir takım hijyen malzemelerinin Amerika’ya gönderilmesi ve teslim edilmesi üzerine anlaşma sağlanmış olduğunu, 18.08.2020 tarihinde davacı taraftan ürün içeriği olan invoice ve packing listelerinin yer aldığı bir fiyat teklifi sunulmuş olduğunu, bunun üzerine yine davacı tarafın müvekkili firmadan bir güvenlik formu olan, ürünlere ait … formlarını talep etmiş, ilgili formlar davacı şirkete mail üzerinden iletilmiş olduğunu, iletilen mail adreslerinin; …-….@….com, …- …@….com, …@…com, … – …@….com şeklinde olduğunu, ürün içeriği ile ilgili müvekkili firmadan istenilen istenmeyen tüm bilgilerin verilmiş olduğunu, davacı tarafından ürünlerin palet yapılarak teslim edilmesinin istenmiş, ürünlerin paletlenerek teslim edilmiş olduğunu, 19.08.2020 tarihinde fatura kesilerek … tarafından gümrükleme işlemi yapılıp teslim edilmiş olduğunu, ürün yüklemesinin 25.08.2020 tarihinde yapılarak ürünlerin yola çıkmış olduğunu, 26.08.2020’de davacının Amerika acentesi tarafından ( … – …@….com ) ürünlerin Amerika’ya girişi olması için FDA belgesi gerektiği bilgisinin verildiğini, o güne kadar davacı tarafından müvekkili şirkete böyle bir bilgi verilmemiş olup ürünler yola çıktıktan sonra bu bilginin taraflarına iletilmiş olduğunu, FDA belgesi sadece Amerika sınırları içerisinde özellikle sağlık ürünlerinde aranan bir güvenlik formu olup lojistik firmasının bu önemli detayı atlamasının hiç bir açıklaması olamayacağını, davacı şirket yetkililerinin FDA belgesi olmaksızın ürünlerin teslim edilemeyeceğini müvekkili şirkete bildirmiş olduğunu, ancak o sırada ürünlerin çoktan teslim edilmek üzere yola çıkmış olduğunu, ürünlerin teslim edilemeyeceği anlaşıldıktan sonra davacı taraf ile teklif ve anlaşma yönünde iletişimler gerçekleştirilmiş olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi …tarafından davacı şirkete 2 seçenek sunulmuş olduğunu, ya ürünlerin orada imha edilmesi ve bunun karşılığında bir bedel istenmeyeceği, yada ürünlerin iade gelmesi durumunda masrafın ne kadar olacağı, görüşmeler sonucunda ürünlerin imha edilmesinin mümkün olmadığının anlaşılmış olduğunu, bu sebeple davacı taraftan ürünlerin geri getirilmesi için görüşülmüş masraflar konusunda fiyat istenmiş olduğunu, davacı taraftan iade için +100 USD talep edilmiş, sonuç olarak dönüş masrafları için 390 USD karşılığında anlaşma sağlanmış olduğunu, davacı tarafın ürünün İstanbul’a giriş yaptığını söylediğini, ancak ürünün teslimi konusunda taraflarına verilmesi gereken Konişmento ve teslim bilgisi yer alan gümrük bilgilerini taraflarına sunmadıklarını, bu bilgi ve belgeler olmaksızın ürünleri teslim almanın zaten mümkün olmadığını, davacı tarafın bununla da yetinmeyip ürünün Amerika’da demoraj yemesi sebebiyle gidiş ücreti dışında 390 USD’ye anlaşılan fiyatın dışına çıkarak 1260 USD tutarında faturayı keserek taraflarına göndermiş olduğunu, bu faturanın müvekkili firmaca kabul edilmemesine rağmen E-fatura mükellefi olması sebebiyle Temel Fatura olarak sistemlerine düşmüş, bu faturanın 3 defa müvekkili şirkete yollanması üzerine son faturanın noter kanalı ile davacıya iade edilmiş olduğunu, davacı tarafın kendileri ile yapılan görüşmeler sonucunda dönüş için 390 USD’ye anlaşılmasına rağmen müvekkili şirketten dönüş işlemleri için 1260 USD talep etmiş, karşı taraf vekiliyle de görüşme yapılmış malın iade edilmesi durumunda kendilerine 390 USD’nin ödeneceği belirtilmiş anlaşma sağlanmak istenmiş ancak davacı taraftan en ufak bir anlaşma belirtisi görülmemiş olduğunu, ürünleri dahi taraflarına teslim etmekten kaçınan davacının hakkı olmayan bedeli müvekkili şirketten talep etmekte olduğunu, ürünlerin İstanbul’da nerede olduğunun dahi bilinmediğini, hatta İstanbul’a geri döndüğünnü de tam olarak bilinmediğini, zira taraflarına herhangi bir teslim formu dahi gönderilmemiş olduğunu, Amerika’ya gidecek ürünlerin FDA formu olmaksızın teslim edilemeyeceğini bilmesi gereken tarafın davacı taraf olduğunu, ürünlerin yola çıkmasından sonra bu belgeyi taraflarından talep eden davacı tarafın kendi sorumluluğundan sıyrılmaya çalışmakta olduğunu, ancak tüm sürecin müvekkili şirketçe yazılı olarak kayıt altına alınmış olduğunu beyanla; usul ve yasaya aykırı işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verilen taşıma hizmeti karşılığında davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 2.600 USD asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arsındaki ticari ilişki kapsamında verilen taşıma hizmeti karşılığında davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında olduğunun tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 13/12/2021 günü saat 15:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Muhasebe Finans Uzmanı bilirkişi … ve Lojistik ve Taşıma Uzmanı bilirkişi …. 05/05/2022 tarihli raporlarında özetle; davacının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; davacının takip tarihi (31.12.2020) itibariyle cari hesaba konu faturalardan kaynaklı davalı ….dan 19.256,38 TL (31/12/2020 tarihinde 1 USD-7,4197 TL, 19.256,38 TL / 7,4197 = 2.595,30 USD) cari hesap bakiye alacaklı olduğunu, davalının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; davalının takip tarihi (31.12.2020) itibariyle davacı yana 6.970,34 TL cari hesap bakiye borçlu olduğunu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının, davalı yanın cevabında ifade ettiği üzere “davacının bununla da yetinmeyip ürünün Amerika’da demoraj yemesi sebebiyle gidiş ücreti dışında 390 USD’ye anlaşılan fiyatın dışına çıkarak 1.260,00 USD tutarında faturayı kestiğini, bu faturayı 3 defa davalı şirkete yollanması üzerine son fatura noter kanalı ile davacıya iade edildiğini” iddiası ile davacı … tarafından en son düzenlenen 22.12.2020 tarihli … nolu 12.666,89 TL bedelli faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığını, davacı … A.Ş. tarafından davalı adına tanzim edilen 4 adet faturanın E-fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediğini, cari hesaba konu faturaların davacı yanın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğunu, davacı tarafından düzenlenen ilk 3 adet faturanın davalı …ın ticari defterlerinde kayıtlı olup son faturanın kayıtlı olmadığını, davalı … cevap dilekçesinde “davacının bununla da yetinmeyip ürünün Amerika’da demoraj yemesi sebebiyle gidiş ücreti dışında 390 USD’ye anlaşılan fiyatın dışına çıkarak 1.260,00 USDn ekleyerek 1.650 USD tutarında faturayı kestiğini, bu faturayı 3 defa davalı şirkete yollanması üzerine son fatura noter kanalı ile davacıya iade edildiğini” beyan etmiş olup tarafların arasında ihtilafın davacı … tarafından en son düzenlenen 22.12.2020 tarihli …. no.lu 12.666,89 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmakla bahse konu faturanın muhteviyatı yönünden teknik yönden incelemelerde ise; davacının düzenlediği iade-dönüş faturasının ancak 1.345,00 USD olabileceği gözetilerek; davacının davalıdan gidiş için 950 USD eklendiğinde, 2.295,00 USD alacaklı olduğunun değerlendirildiğini, aşan taleplerin mail yazışmaları ve sair delille ortaya konulamadığını, SONUÇ OLARAK; Teknik yönden yapılan inceleme ve değerlendirmeler doğrultusunda, davacının gidişten 950 USD, dönüşten 1.345 USD olmak üzere takip tarihi (31.12.2020) itibariyle davalı yandan 2.295,00 USD alacaklı olacağını bildirmişlerdir.
Dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile itiraza ilişkin hususlarda ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 01/11/2022 tarihli ek raporlarında özetle; davalı vekili tarafından sunulan, 22.05.2022 tarihli itiraz dilekçesinde, FDA belgesi eksikliğinden davacının sorumlu tutulamayacağı tespitine itiraz edildiği, bu hususun hangi mevzuata dayandığının açıklanmadığı, lojistik tanımına göre bu işleri de davacının yapması gerektiği, geri getirilen kargonun davalıya da teslim edilmediği, geri taşıma işinin tamamlanmadığı ileri sürülmüş; rapora itiraz ile bilirkişi heyetinden ek rapor alınması talep edilmiş olmakla, Değerlendirildiğinde; emtianın ne olduğu, gerek ihracat ve gerekse ithalat süreçlerinde ne tür belgeler ve bilgilere ihtiyaç olduğu kural olarak yük ilgilisinin bilmesi gereken hususlar olduğunu, bu konuda, havayolunda Montreal Konvansiyonu m. 16 gereği, karayolunda CMR m.11, genel taşıma işleri bakımından TTK m. 860 hükmü taşıma sürecinde gümrük ve sair sebeplerle ihtiyaç duyulan bilgi ve belgelerin düzenlenmesi ve taşıyıcıya teslimi ile taşıyıcı tarafından kullanılmasından yük ilgilisinin sorumlu olduğunu, özellikle somut olayda olduğu gibi konteyner taşımalarında, pariyel yük veya kargo taşımasında kombine taşıma sözleşmesi hükümleri gereği TTK m.902 ve devamında düzenlenen “değişik tür araçlarla taşıma” hükümlerine göre, somut olayda da TTK m.860 hükmünün uygulama bulduğunu, bu nedenle, taşınan malın sağlık, güvenlik veya gümrük bakımından evrak temininin gönderenin sorumluluğunda olduğunu, lojistik tanımında, işletmecinin sözleşme ile taahhüt ettiği takdirde evrak düzenleme ve temini de yapabileceğini, yine lojistik işletmecileri ambalaj, yükleme, aktarma, etiketleme, saklama, sipariş planlaması da yapabileceğini, ancak bu işler için özel anlaşma gerektiğini, özel anlaşma olmadığı sürece, sadece taşıma yapar ve yukarıda mevzuat gereği kendisine verilen bilgi ve belgeleri kullanır; kendisinin belge temin etmek durumunda olmadığını, bir yön ihracat taşımasında, taşıma engeli veya teslim engeli çıkınca TTK m.869 gereği taşıyıcının, kendisine verilen emir ve talimat gereği hareket edecek olduğunu, bu emirin “mahrece iade” geri taşıma olabileceğini, nitekim somut olayda geri taşıma talebinin davalıdan gelmiş olduğunu, davalının bu talebine göre geri taşınan yük için geri taşıma maliyet ve masrafları ile geri taşıma için ayrıca navlun talebinin de somut olaya uygun olduğunu, kargonun geri gelince henüz davalıya teslim edilmemiş ise davalının ödemesi karşılığında teslim edilmesi de gerekeceğini, davalıya henüz teslim edilmemesinin, kargonun geri taşınmadığı anlamına gelmeyeceğini, davalının malı alma iradesi ile talep etmesi ve masrafları karşılamasına bağlı olarak malın da teslim edilmesi gerektiğini, aksi takdirde, davalının tam zayi/zayi karinesine dayanarak tazminat talep etme hakkının işbu dava konusu olmadığını, EK SONUÇ OLARAK; mahkememiz görevlendirmesine göre, tarafların itirazları değerlendirilmekle; KÖK rapor sonuç ve kanaatlerini değiştirmeyi gerektirir yeni bir değerlendirme sonucuna ulaşılmadığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde, davacının talebi davalı tarafa vermiş olduğu lojistik hizmeti karşılığında ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili talebine ilişkindir. Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan dosya kapsamına uygun ve gerekçeli olduğu kanaatine varılan asıl ve ek bilirkişi raporu ile defterlerin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu ve sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı, davacının takip tarihi itibariyle cari hesaba konu faturalardan kaynaklı davalı …dan 2.595,30 USD alacaklı olduğu, davalının ise takip tarihi itibariyle davacı yana 6.970,34 TL cari hesap bakiye borçlu olduğu, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 4 adet faturanın E-fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, cari hesaba konu faturaların davacı …ın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğu, davacı tarafından düzenlenen ilk 3 adet faturanın davalı …ın ticari defterlerinde kayıtlı olup son faturanın kayıtlı olmadığı, tarafların arasında ihtilafın davacı … tarafından en son düzenlenen 22.12.2020 tarihli …. no.lu 12.666,89 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, ihtilaflı olan fatura yönünden yapılan teknik inceleme neticesinde ise davacının düzenlediği iade-dönüş faturasının ancak 1.345,00 USD olabileceği, davacının davalıdan gidiş için 950 USD eklendiğinde, 2.295,00 USD alacaklı olduğun tespit edilmiştir. Sunulan yazışmalar ve yapılan teknik inceleme de dikkate alındığında davacı tarafın 1.345 USD üzerinden fatura düzenlemesi gerekirken 1.650 USD üzerinden fatura düzenlemiş olduğu, bakiye 305 USD yönünden davacı alacağının dosya kapsamında usulünce delillendirilmediği görülmekle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı tarafın Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen reddine, takibin 2.295,00 usd üzerinden devamına, alacağın varlığı yapılan yargılama ile tespit edildiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar yargılama aşamasında davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itiraz nedeni ile karar verilmemiş olduğu görülmüş ise de, adil yargılanma ve usul ekonomisi ilkeleri ve 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazedete yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik kapsamındaki HMK 305/A gereğince, davacı tarafın adresinin Arnavutköy olduğu ve Gaziosmanpaşa icra dairelerine bağlı olması, BK m.89 uyarınca takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması nedeni ile; “davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine ” ibaresinin eklenmesine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
Davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davalı tarafın Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN REDDİNE, takibin 2.295,00 USD üzerinden DEVAMINA,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacağın varlığı yapılan yargılama ile tespit edildiğinden REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.163,24 TL harçtan peşin alınan 232,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 930,39 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden 1.165,16 TL’sinin davalıdan, 154,84 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 292,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.665,00 TL yargılama giderinin kabul oranı (%88,27) ret oranı (%11,73) dikkate alınarak hesaplanan 1.469,70-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.262,32 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸