Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/443 E. 2021/625 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/443
KARAR NO : 2021/625

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 11/01/2017
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/06/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan ( mahkememizin bozma öncesi 03/05/2017 tarih … E- … Karar ) iş bu davanın dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında 20/04/2007 tarihli, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında 22/12/2016 tarihli hakem heyeti kararı tesis edildiğini, ancak kararın iptali gerektiğini, sözleşmeye göre uyuşmazlığın hak ve nesafet kurallarına göre çözümlenmesi gerekir iken hakem heyetinin salt maddi hukuk kurallarını baz alarak karar verdiğini, bu yönü ile iptali gerektiğini, Yargıtay içtihatlerine göre de hakemlerin hak ve nesafet kurallarını dikkate almaları gerektiğini, hakem heyeti kararında sözleşmenin 6.5.maddesinde taşınmazın teslim alma yükümlülüğü alıcıya ait iken ve alıcı tarafından başvuru yapılmamasına rağmen davalının tesliminden kaynaklanan taleplerinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hakem heyeti kararında 20/04/2009 ile 28/02/2014 tarihleri arasında kira bedeli hesaplandığını, ancak söz konusu taşınmazların 28/02/2014 tarihinden önce fiilen davalıya teslim edildiğini, fiilen teslim tarihinin dikkate alınmadığını, bu yönü ile kararın hukuka uygun olmadığını, yine hakem heyetinde temerrüt tarihinin yanlış değerlendirildiğini, hakem heyeti kararının gerekçeli olması gerekmesine karşın kararda gerekçe bulunmadığını, kamu düzenine aykırı bir durum söz konusu olduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının iddialarının yerinde olmadığını ve reddi gerektiğini, HMK nun 439.maddesinde hakem heyeti kararlarının iptal hallerinin sayıldığını, bu madde de sınırlı olarak sayılan hallere dayalı olarak iptali istenebileceğini, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığının iptal sebepleri arasında sayılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizin 03/05/2017 tarih … E- …. Karar sayılı kararı İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin 15/04/2021 tarih ve … Esas- …. Karar sayılı ilamı ile mahkemece karar verildikten sonra, 6100 sayılı HMK’nın 439/1. maddesinde, 7101 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında uyuşmazlığın çözümünde Bölge Adliye Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden bahisle kaldırılmasına karar verilmiş, mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, hakem kararının iptaline ilişkindir.
7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 60. maddesi ile HMK’nın 439. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkeme” ibaresi, “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde değiştirilmiş olup, 7101 sayılı yasa 28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Görev kuralları resen yargılamanın her aşamasında göz önüne alınması gekeren kamu düzenini ilgilendiren kurallardır.
HGK’nun 2018/11-87 E, 2018/1365 K sayılı, 27/09/2018 tarihli ilamında görev hususu şu şeklide tartışılarak karara bağlanmıştır:
“Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce Kanun değişikliğinin eldeki davaya uygulanıp uygulanmayacağı ve sonucuna göre dosyanın yapılan değişiklikle görevli hâle gelen Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.
Ön sorunu oluşturan görev konusunda aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda bulunmaktadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış ve aynı kanunun 451. maddesi uyarınca yayımlandığı 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusuna ilişkin düzenlemeler HMK’nın 410 ve 439. maddelerinde yer almaktadır.
Son değişiklik öncesinde, HMK’nın 410. maddesinde tahkimde görevli ve yetkili mahkeme “Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, tahkim yeri bölge adliye mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli ve yetkili mahkeme, davalının …’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri bölge adliye mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 439/1. maddesinde ise “Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.” düzenlemesi yer almıştır.
15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 57. maddesi ile HMK’nın 410. maddesi “Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
7101 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile iptal davasını düzenleyen HMK’nın 439/1. maddesinde de değişikliğe gidilerek bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkemede” ibaresi “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “mahkeme” ibaresi “bölge adliye mahkemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişiklikler sonucunda, tahkim yargılamasında mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının …’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği, iptal davasının, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK m. 439/1) belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 410 ve 439. maddesinde yapılan değişikler mahkemelerin görevine ilişkin olup, 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş, geçiş hükmü düzenlenmemiştir.
Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nın geçici 1/1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmaz.” düzenlemesi ile aynı Kanunun geçici 3/3. maddesinde yer alan, “Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hâllerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmü yer almakta ise de, bu maddeler 6100 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelere ilişkin olup, 6100 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun hükümlerini de kapsadığı kabul edilemez.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenle yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları geçmişe de etkilidir. Yani davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hâle gelmiş ise (davanın açıldığı anda görevli olan fakat yeni kanuna göre görevsiz hâle gelen) mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir ( Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt 1, İstanbul 2001, s.310).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, Hakem heyeti kararının iptali talepli işbu davada Bölge Adliye Mahkemesi görevli olduğundan davanın HMK m. 410 , 439, 114/1 -b ve 115/2 uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Hakem heyeti kararının iptali talepli davada Bölge Adliye Mahkemesi görevli olduğundan davanın HMK m. 410 , 439, 114/1 -b ve 115/2 uyarınca reddine,
1-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının davacıya iadesine,
4- Görevsizlik kararının yargılama aşamasındaki yasa değişkliği nedeniyle verildiği hususu nazara alınarak davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.23/06/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı