Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2023/28 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/442
KARAR NO : 2023/28

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; 10/09/2014 tarihinde …. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. Adına yetkili olan … ve ortakları … tarafından müvekkili … ve … ‘e … ili, … ilçesi, … Mah., … parselde kayıtlı 43.200 m2 yüzölçümlü taşınmazın 49 yıllığına, tır sahası ve lojistik depolama sahası olarak kiralama işlemini takip etmek üzere vekaletname ile yetki verildiğini, buna ilişkin olarak … ve … ile müvekkili eski arkadaş ve ahbap olmaları sebebiyle usulen bir sözleşme yapılmasının istendiğini, müvekkillerinin yüklenici olarak işlemin takip edilmesi hususunda yetkili olması ve sözleşme yetkisi olmadığından ve vekaletnamede vekil olduğundan dolayı bu konuda Ankara da danışmanlık veren …’i işlemi takip edilmesi için görevlendirildiğini, danışmanlık hizmet bedeli olarak 400.000,00 TL olarak anlaşıldığını ve içinden düşülmek kaydıyla 50.000,00 TL kaparo ödenmesi kaydıyla sözleşme yapıldığını, müvekkilleri ile arkadaş olmaları ve eskiye dayanan ahbaplıktan dolayı şifahen bir sözleşme yapıldığını ve hatta bazı değişiklikler yapılacağından dolayı yazılı sözleşme metni üzerinde karşı tarafça kendi el yazılarının da mevcut olduğunu ancak sözleşmede imzanın mevcut olmadığını, bahse konu bu sözleşme yapılırken, davalının ofisinde, … ,…, … ve diğer ortaklarının da bulunmakta olup müvekkili ile el sıkışıldığını, sonrasında işlemin takip edilmesi için müvekkili …’in … Bankası hesabına 10.09.2014 tarihinde … (…) Danışmanlık için … Bankası” n dan müvekkil hesabına 20.000,00 TL’sinin gönderildiğini, yine 12.09.2014 tarihinde müvekkili … hesabına 30.000,00 TL’sinin havale edildiğini, Kaparo olan 50.000,00 TL’nin iki parça halinde gönderildiğini, akabinde müvekkili tarafından … ili … İlçesi … köyü … parsel Maliye hazinesi (Milli Emlak Müdürlüğü) adına kayıtlı olan arazinin işlemleri için kiralama talebinde bulunulmuş olup, kiralama işlemleri zaman aldığından ve Kurumun kiralama taleplerinde öncelikli olarak diğer devlet kurumlarına sorması ve bu birimlerin öncelikli olmasından dolayı, ilgili yerlere ihtiyaç olup olmadığı sorulduğundan dolayı beklenildiğini, sonrasında bu arazi Maliye ve Ticaret Bakanlığı adına geçtiği için müvekkili tarafından tüm uğraşların boşa yapıldığını, davalı tarafından müvekkiline verilmiş hali hazırda vekaletnamesi olduğundan dolayı, tekrar müvekkilden başka bir arazi bulması için zorladıklarını ve tehdit edildiklerini, müvekkilinin buna rağmen iyi niyetli hareket ettiğini, bu kere aynı bölgede başka bir yer bulunduğunu ve bu arazinin kiralanması veya satışının yapılmasının … ve … tarafından istendiğini, müvekkiline “Bize burasını yapın bizden kurtulun“ denildiğini, müvekkilinin de Hazine adına kayıtlı olan Milli Emlak’a ait arazinin işlemleri için yetkili kılındığı vekâletnamesi ile … ilçesi … Köyü … parsel için dilekçe ile başvuru yapıldığını, nitekim bu parsele ilişkin yapılan başvuru sonucunda, Milli Emlak Müdürlüğü tarafından … ve … adına satışın onaylandığını, ancak … ve … tarafından satış alınmadığı için müvekkilinin tüm emek ve çabaları boşa gittiğini ve müvekkili tarafından bir sürü masraf yapılmak zorunda kalındığını, bu şekilde müvekkillerinin yıllarca kullanılmış olup çalıştırılmış ve maddi harcamaları cebinden yapmak zorunda kalındığını, sonrasında müvekkillerine verilen kaparo olarak müvekkilinin hesabına gönderilen toplam 50.000.TL peşinatla ilgili olarak bir çok kez tehdit edilmiş olup, müvekkili … ve …’in Bakırköy de bir kafeye çağrıldığını, kafede … ortağı … ve kardeşi … ile buluşulmuş ve bu görüşmede müvekkile verilen 50.000.TL para istenmiş olup aradan geçen uzun zamandan dolayı senet talep edildiğini, müvekkilinin kendisine verilen işleri yaptıklarını, ilk arazi işleminin kurum sebebiyle olmadığını, kusurunun olmadığını ve 2. kez verilen arazi satış başvuru işleminin olduğunu ve satış işlemi onaylandığı halde satışı yapmadıklarını bu sebeple pek çok masraf yapmak zorunda kaldıklarını ve tüm çabalarının ve emeklerinin boşa gittiğini, dolayısıyla para ya da senet talep edemeyeceklerini belirttiğini, bunun üzerine … ve …’in sert bir üslupla “Ya bize başka yer yaparsınız veya bizim verdiğimiz kaparo olan 50.000.TL nin karşılığında senet verirsiniz” diyerek müvekkilinden zorla 50.000 Dolarlık teminat olarak senet alındığını, alınan bononun kesinlikle kullanmayacağı, paranın ödenmesi halinde senedin iade edileceğinin müvekkillerine taahhüt edildiğini, tüm bu olaylara …’in de şahit olduğunu, müvekkili tarafından ödenen para ve yapılan iş ve masraflar sebebiyle alınan senedin iadesi istenmiş ancak … ve … tarafından senedin müvekkiline iade edilmeyerek daha fazla para istendiğini, akabinde müvekkilinden zorla alınan ve senet teminatı olarak verilmesine karşılık kötü niyetli olarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bu nedenlerle öncelikle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin durdurulması ve dosyaya ödeme olması halinde davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafından haksız olarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan 51.712,67 USD karşılığı 200.221,12 TL talepli takibin ve takibe mesnet 50.000 USD bedelli bononun iptali ile müvekkillerine iadesine, %40’tan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Huzurdaki davanın davacılarının öncelikle borçlu olmadıkları ve senedin zorla alındığına dair soyut ve dayanaksız iddialarla Bakırköy ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı davasını açtıklarını, bahsi geçen dava sonucunda mahkemece ” Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak takip yapıldığı ancak borcunu ödediğine dair herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, ileri sürmüş nedenlerin ise dar yetkili icra mahkemelerince değerlendirilemeyeceğinden davanın reddine” karar verildiğini, hüküm yüze karşı davcıların yüzüne tehfim edilmiş, davacılarca süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmadığından bu kararın kesinleştiğini, davacıların Bakırköy …İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasına yaptıkları itirazlarında dahi senet içeriğindeki yazı ve imzalarına itiraz etmediklerini, senedin zorla alındığından bahsedilmişse bile buna dayalı bir delil ibraz edemediği gibi, herhangi bir şekilde suç duyurusunda da bulunmadığını, hatta bahsi geçen icra hukuk mahkemesi kararını istinaf yoluna dahi götürmediklerini, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından dosya borçluların muris babaları … ’ten intikal eden … İli … İlçesi … Mah. … ada … parsel numaralı taşınmazda bulunan miras paylarına 10.01.2020 tarihinde haciz konulduğunu, ancak haciz konulan payların elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan icra dairesince resen icrai satışının mümkün olmadığını, bu nedenle elbirliği mülkiyetinin giderilerek alacağın tahsili için taşınmazın satışının sağlanması için davacı müvekkilce 10.08.2020 tarihinde Bakırköy ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, huzurdaki davanın davacılarının, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasının dayanağı olan senede dayalı borçlarını ödemedikleri gibi, alacağın tahsili için gerek icra dosyasında gerekse de ortaklığın giderilmesi davasında birçok masraf yapan müvekkilini bir kez daha mağdur etmek ve yargısal süreci uzatmak maksadıyla takibin kesinleşmesinden itibaren yaklaşık 3.5 yıl geçtikten sonra huzurdaki menfi tespit davasını açtıklarını, huzurdaki davada davacıların yine yazılı delile dayanmayan soyut iddialarla Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibinin dayanağı olan senedin kendilerinden zorla alındığını, bahsi geçen senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiklerini, davacıların bu iddiası tamamen kötüniyetli olduğunu, davacıların bu iddialarına dayanak olacak şekilde, bahsi geçen senedin teminat senedi olduğunu gösterir hiçbir yazılı delil, delil başlangıcı dosyaya sunamadıklarını, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiğini, davacılarca huzurdaki davanın açıldığı tarih ile senedin tanzim tarihi arasında 4 yıl bir süre bulunduğunu, davacıların iddiasının gerçek dışı olmakla birlikte bu iddiaya dayalı açtıkları huzurdaki menfi tespit davası bakımından korkutma iddiaları yönünden senedin iptalini istemek için aranan 1 yıllık hak düşürücü sürenin çoktan dolduğunu, bu nedenlerle huzurdaki dava takibin kesinleşmesi, ve alacağın tahsili için açılan ortaklığın giderilmesi davaları nedeniyle müvekkilinin yasal olan alacağının tahsilini zorlaştırmak maksadıyla açılmış kötüniyetli bir dava olup, öncelikle huzurdaki davanın reddi ile davacı borçluların takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına çarptırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, menfi tespit davası olup davanın takibe konu senedin teminat senedi olarak ve baskı altında verilip verilmediği davacının bono nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı hususuna ilişkindir.
20/01/2022 tarihli celsede alınan davacı tanığı … beyanında;
Ben tam tarihi hatırlamıyorum ama 2014-2015 yıllarında …’de …’de bulunan bir cafede oturuyordum, yan tarafta … ve kardeşi oturuyordu, yanlarında … isminde bir kişi vardı, …. yanında da bir kişi vardı, onun ismini hatırlamıyorum, oturuyorlardı. Bu kişiler yüksek sesle tartışmaya başladılar. Yanımda oturan … ismindeki tanıdığım bana “bu olaya müdahale edelim, oraya bir geçelim dedi.” o sırada masaya biz de oturduk, sıkıntı nedir diye sorduk, kırgınlık olduklarını söylediler, taraflar arasında bir kiralama işi varmış onu anlattılar, davacı … işin takibi ile ilgili .. ‘tan ve ismini bilmediğim bir şirketten vekaletname almış, …, …’e işi yapmadığından bahisle suçlar ifade kullandı, … ‘a sordum neden oldu diye. O da bana doğrudur, … bana 50.000,00-TL para verdi, ancak işi yapamama nedenim Devlet öncelik hakkını kurumlara verdiği için işi başka bir kurum aldığından yapılamadığından bahsetti, …’te kendini bu şekilde savundu, anlaştırmaya çalıştım, …; madem burası olmadı, başka bir arazi üzerinden iş yapalım dedi. Olay yatıştı, sonrasında biz kalktık, bu olaydan 1-2 yıl sonra … de bir iş merkezinde … ve…’ın kardeşi olduğunu öğrendiğim kişi ile karşılaştım. Olayı ne yaptınız diye sordum, olayın kangrene döndüğünü söylediler, … bana 50.000,00-TL’yi 44.000,00-TL olarak …. ödediğini, ayrıca da 50.000,00-USD’ de teminat senedi verdiğini söylediğini, ihale pozisyonunda araziyi almadılar, işi yaptığını, teminat senedini de geriye iade etmediklerini söyledi. Senedi niye iade etmediklerini … ‘ın kardeşine sordum, “etik olmamış,” dedi, tanıklık ücreti talebimz yoktur, … ‘la kahvede yanında olan arkadaşı ortakmış, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, davaya konu senet yanımda imzalanmamıştır, bana sadece davacının … ‘a teminat senedi verdiğini bana söylemesiyle biliyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
20/01/2022 tarihli celsede alınan davacı tanığı davacı tanığı … beyanında: Ben önceden Gayrimenkul yatırım danışmanlığı yapmaktaydım, tarafları oradan tanımaktayım, Çatalca’da 43 dönüm bir yer vardı, taleple ilgili … ‘la birlikte müracaatlarını ben yaptım. Benim bildiğim kadarıyla davacı …’la davalı …’ın ortağı … ‘la bir sözleşme imzalanmış, 50.000,00-TL harcırah olarak verileceği kararlaştırılmış, 50.000,00-TL’nin de …’e gönderildiğini biliyorum, iş bitiminde 400.000,00-TL verileceğini biliyorum, biz talebimizi 4 tane taşınmaz için yaptık, Kurum’dan tarafımıza gelen yazıda “… 43 dönümlük mülkü hazineye ait, tahsisli taşınmaz mal kurum ileride kurumumuz hizmetlerinde kullanılabileceği düşünülerek bu aşamada talebinizin değerlendirilememektedir” nedeniyle talebimiz değerlendirilmemiştir, … bir keresinde bana ” bu Taşkınlar beni tehdit ediyorlar, dolar bazında benden 50.000,00-USD’lik bir senet istiyorlar” dedi. Benim bildiğim kadarıyla … , dekontlarla 20.000,0-TL, 14.000,00-TL ve 10.000,00-TL olmak üzere peyderpey 44.000,00-TL iade ettiklerini biliyorum, … ‘lar biraz etraflı insanlardır, davacı …’da biraz sakin insandır, böyle bir şeyle daha önce karşılaşmamıştır, tehdit ve baskıyla 50.000,00-Usd’lik senedi imzaladığını duydum, tanıklık ücreti talebim yoktur, yukarıda bahsettiğim ve aralarındaki bu olaylardan sonra dahi 3 tane daha kurumlara talep yaptık, …, …. ve yerini hatırlamadığım 3 adet Lojistik Depolama Sahasına ilişkin talepte bulunduk, şeklinde beyanda bulunmuştur.
09/06/2022 tarihli celsede alınan davacı tanığı … beyanında;
Ben tam tarihini, yerini, adresini ve adını hatırlamadığım bir zamanda bir kafeteryada ben davacı …, … , … isminde bildiğim arkadaşımla birlikte oturuyorduk, o sırada sonradan ismini öğrendiğim … geldi. Davacı … Bey’i çağırdı, onlar yan masada görüşmeye geçtiler. Görüşme esnasında bir ara sesleri yükseldi. Yanımda bulunan … “Abi bir bakalım” dedi. Biz de davacı … ile davalı …’ın bulunduğu masaya geçtik. davalı … milli emlaktan yer kiralamak istemiş, davacı da emlak işiyle uğraşmakta olduğundan işleri davacı takip ediyormuş, bu iş içinde davacı …, davalıdan 50.000,00-TL para almış, söylendiğine göre anlaşılan işte olmayınca davacı …; ” 50.000,00-TL’yi …’e iade edelim, bu işi kapatalım” dedi. Sadece orada olduğum zamanda bu konuşmalar geçti. Sonradan öğrendiğim kadarıyla parasını …’e ödemiş. Ben taraflar arasındaki alışverişe ilişkin bir şey bilmiyorum, davaya konu senede ilişkin olarakta davacı … bana; “… benden bir senet istedi. Senedi verdim.” dedi. Senedin vadesi veya miktarı konusunda herhangi bir bilgim yoktur, benim bilgim ve görgüm bu kadardır, tanıklık ücreti talebim yoktur, Milli emlaktan yapılacak işin Çatalca tarafında olduğunu biliyorum, ancak tam yerini bilmiyorum, işin milli emlağın satmaktan vazgeçmesi nedeniyle işin tamamlanamadığını duydum, bu olaydan sonra başka bir iş görüşmesi veya alışveriş yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur.
13/10/2022 tarihli celsede alınan davacı tanığı … beyanında;
… benim kardeşim olur, davacılarla çok öncelerden tanışmışlığımız vardır, tarafları ….’tan bir yerin kiralanması için ben görüştürdüm, orda bir kiralama işlemi yapılacaktı, buna istinaden davalı …, davacı taraflara ücret ödedi, o günkü tam rakamı hatırlamıyorum, 60.000 TL civarındaydı, 60.000 TL peyder pey ödendi, bu paranın tam miktarını hatırlamıyorum, ancak 2.000 TL’sini bana verdiler, davalının davacı … ve …’e verdiği para dolar cinsinin, Türk Lirasına çevrilmesi ile o günkü dolar kurundan verilmişti, bu işlemler bugün bitecek yarın bitecek derken 1 seneyi buldu, davacının ve davalının bulunduğu ortamda davacı taraf davalı tarafa ben işi yapamayacağım buna ilişkin senet vereceğim dedi ve senedi davalı …’e verdi, davacı … Bey ödeme yaptık dedi abime, ancak ödeme ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur, burada senedin alışverişi sırasında herhangi bir zorlama olmamıştır, ben hatta taraflara sürekli bu konuda anlaşın çözün bu konuyu diyorum, parayı davalı … verirken dolar cinsinden o günün kurundan sayacağız dediğini ben duydum, o gün yapılacak olan işin bedeli 500.000 TL’ydi, yapılacak 2013-2014 yıllarında idi, çok zaman geçtiği için şuan tam hatırlamıyorum, işin olmayacağı iki yıl sonra anlaşıldı, bugün yarın şeklinde söylendiğini biliyorum, davacının o süreçte hangi işlemleri yaptığını bilmiyorum, işin neden sonuçlanmadığını bilmiyorum, taraflar bu konuyu çözmek için anlaşmaya çalıştılar ancak herhangi bir çözüme ulaşılmadığını biliyorum, taraflar bugün bile uzlaşabilirler, davacı tarafın davalı tarafa ne kadar iade yaptığı hususnda bir bilgim yoktur, senedin alındığı sırada yukarıda da belirttiğim üzere orada bulunuyordum, ancak senedin kimin tarafından doldurulduğu hususunda bilgim yoktur, ancak senedin davacılar tarafından davalıya verildiğini gördüm, senedin verildiği ortamda… , …, … ve ben vardım, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerledirilemesin de ; davacı dava dilekçesinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası kapsamın da takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının; hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle yada yazılı bir belge ile senedin teminat senedi olduğuna dayanan ve bu sebeple borçlu olmadığının tespitini talep eden davacı tarafından ispatlanması gerekir.
Kambiyo senedi, hukuksal niteliğince, sebebini içermeyen bir borç ikrarı niteliğinde olup, soyut borç ikrarı içeren senedin bedelsizliğini lehtara karşı ileri süren taraf, önce bu senedin belli bir sebebi olduğunu, sonra da bu sebebin gerçekleşmediğini, HMK.nun 200 ve izleyen maddeleri uyarınca yasal ve yazılı deliller ile kanıtlamak durumundadır.
Davacının öncelikle sözleşme ilişkisini, sonrasında ise dava konusunu bononun davalıya bu sözleşme ilişkisi içerisinde verildiğini kesin delillerle ispat etmelidir.
Davacı tarafça dava konusu edilen senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı delillerini sunmamıştır. Davacı taraf dava ve takip konusu senedin teminat amacıyla verildiği iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edememiş olup ,takibe konu bononun baskı ve zorla imzalatıldığı iddiası yönünden davacı taraf her ne kadar takibe konu senedin kendisine baskı ile zorla imzalattırıldığı iddiasına dayanmışsa da davacının dayanmış olduğu sebepler göz önünde bulundurularak bildirmiş olduğu tanıklar dinlenilmiş , ne var ki alınan tanık beyanlarında davacıya takibe konu senedin baskı ve zorla imzalatıldığına dair görgüye dayalı bir ifadenin yer almadığı görülmüş olup davacı taraf dava konusu senedin bononun baskı ve zorla imzalatıldığı iddiasını ispat edememiş olup açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL’nin davacı tarafça peşin yatırılan 3.419,28 TL’nin tenzili sonucu fazla yatırılan 3.239,38 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 31.030,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili, davacı asil, davalı vekilinin yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır