Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/440 Esas
KARAR NO : 2021/856
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde …. Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Tekstil Üretim San. ve Tic. A.Ş. tarafından Polonya’da mukim …. firmasından 3.634 adet transfer kağıdı satın almış olup söz konusu emtianın Polanya’dan Türkiye’ye havayolu ile nakliyesini davalı tarafın üstlenmiş olduğunu, söz konusu emtianın … konşimento numarası ile …. sefer sayılı uçuşuyla Zalom/Polonya’dan İstanbul/Türkiye’ye sevk edilmesi gerekirken, emtianın nakliye sürecinde kaybolduğunu, bu hususun …. yetkilileri ile tutulmuş tutanaklar ve davalı tarafın yazılı beyanları ile sabit olduğunu, emtianın kaybolması nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına 8.806,45 TL tazminat ödenmiş olduğunu, davalının nakliye sırasından taşınan emtianın kaybolması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğunu, bu nedenle sigortalıya ödenen tazminatın faizi ile birlikte rücuen tazmini için davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişilmiş olduğunu, davalının takibe, borca ve ferilerine itiraz etmiş olduğunu, uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk kanun yoluna başvurulmuş ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 30/06/2021 tarihli süre uzatım talebi ile; müvekkili davalı şirketin yerleşim yerinin İstanbul Adalet Sarayı’na bağlı olduğundan öncelikle yetki itirazında bulunarak davanın yetkili yerde görülmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının 1 yıllık süre zarfında davayı açmamış olması sebebi ile zamanaşımına uğradığından davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili taşıma sözleşmesinde doğrudan taraf olmadığı için fiili taşıyan olmadığını, bu nedenle mevcut davanın ”husumet” ve ”hukuki yarar yokluğu” sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi olmadığını, bu nedenle borcun kaynağı olarak ”haksız fiil” gösterilmiş olduğunu, ancak davacının haksız fiil sorumluluğu neticesinde talep etmiş olduğu tazminat için üzerine düşen ”kusur” ve ”zarar” ispatı külfetini yerine getirmemiş olduğunu, davacı tarafın üzerine düşen ispat yükümlülüğünün davanın bu aşamasında ifa edilmemiş olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkiline kusur atfedilse dahi sorumluluğunun montreal konvansiyonu uyarınca sınırlı olduğunu, müvekkiline kusurun yüklendiği ihtimalde dahi müvekkilinin Varşova Konvansiyonu ve diğer uluslararası protokoller uyarınca ”sınırlı sorumlu” olduğunu, davalı müvekkili şirketin emtiada meydana gelen hasardan ve kaybolmasından herhangi bir sorumluluğu olmayıp, rücu şartlarının oluşmamış olduğunu, 7/10/2009 tarihli ve 27369 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği Kapsamında düzenlenen Gümrük Genel Tebliği (transit Rejimi) (seri No: 5) “Varış Gümrük İdaresinde Yapılacak İşlemler” başlıklı 9.maddesinin 2.fıkrasına göre varış işlemleri ile birlikte giriş özet beyanının hazırlanması gerektiğini ne var ki, Havaş Gümrük Antrepo Müdürlüğü tarafından uyuşmazlık konusu kargo için NOKSAN TUTANAĞI tutulmuş olduğunu, dava konusu uyuşmazlık sebebi ile dava dışı … Firmasının sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete ilgili kargonun hiç ulaşmadan zaten kaybolmuş olduğundan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının, sigorta şirketini rücu muhatabı olarak göstererek müvekkiline karşı işbu davayı ikame etmesinin tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki, uyuşmazlık konusu kargonun kaybına/hasarına ilişkin olarak taşımayı yapan hava yolu firmasının (taşıyıcı: Hava yolu kargo taşımacılığında kullanılan ‘taşıyıcı’ kavramı, sözleşme gereğince kargoyu iki nokta arasında hava yolu vasıtasıyla taşınmasından sorumlu işletmedir) tutanak tutması gerekirken bu sorumluluğu da yerine getirmemiş olduğunu, dosya içerisinde yer alan “…” ise Havayolu taşımacılığında taşıma komisyoncusu tarafından düzenlenen bir belge olup, malın sevk edildiğini değil yalnızca malın teslim alındığını gösterdiğinden müvekkili şirket adına hukuki bakımdan hiçbir anlam ifade etmediğini beyanla; öncelikle davanın dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının ESASTAN REDDİNE, alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, rücuen tazminat istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
TBK 89 uyarınca para borçları götürülecek borçlardan olup alacaklının davasını kendi ikametgahında bulunan mahkemede açabileceği gibi genel yetki kuralı uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde de açabileceği, davacının adresinin Beykoz/İstanbul olduğu, buna göre davacının davasını adresi itibariyle kendi ikametgahının bulunduğu mahkemesinde yada genel yetki kuralı uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açması gerektiği, davalının 27/07/2020 tarih ve 10126 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 263 sayfasına ilişkin nüshasında davanın açılma tarihinden önce şirket merkezinin Bakırköy/İstanbul iken Eyüpsultan/İstanbul adresine taşındığı, buna göre davacı tarafından davanın yetkili Mahkemede açılmadığı, davalı tarafından Mahkemenin yetkisine yönelik yapılan itirazın yerinde olduğu, davacının adresi itibariyle yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla davanın yetki yönünden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Yetkisizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin yetkisizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2021
Katip …
¸
Hakim …
¸