Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/428 E. 2022/886 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/428 Esas
KARAR NO : 2022/886

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Şti. tarafından müvekkili …. … emrine düzenlenmiş olan 28.07.2020 düzenleme tarihli, 30.03.2021 ödeme tarihli 30.000 TL bedelli bononun, müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını, bu hususa ilişkin olarak Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla kıymetli evrak iptaline ilişkin dava açıldığını, açılan dava neticesinde ödeme yasağı kararı verildiğini, gelinen aşamada tahmine göre bononun günü geldiğinde dava dışı … Şti.’ne senedi elinde bulunduran davalı … tarafından başvurulduğunu, dava dışı şirket ödeme yasağı olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine davalı Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasına müdahale talep ettiğini ve bononun elinde olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine Mahkeme tarafından taraflarına bononun istirdatına ilişkin dava açılması için kesin süre verildiğini, Mahkeme tarafından dava açmak üzere taraflarına kesin süre verildiği için huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, dava konusu bononun, dava dışı …. Şti. tarafından ticari ilişkiye dayalı olarak müvekkiline teslim edildiğinde, müvekkil tarafından 28.07.2020 tarih … nolu tahsilat makbuzu kesilerek bononun teslim alındığını, bononun meşru hamilinin müvekkili olduğunu, müvekkilin bononun meşru hamili olduğunun ticari kayıtlarla sabit olduğunu, davalı tarafın 14.04.2021 tarihli dilekçesinde dava konusu bononun müvekkili tarafından borca karşılık davalı …’ na teslim edildiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanununa göre, bononun devredilmesi, ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile mümkün olduğunu, Mahkemeye sunulan bono görüntüsü incelendiğinde, dava konusu bononun, dava dışı …. Şti. tarafından müvekkilinin emrine düzenlenmiş bir bono olduğu, müvekkilinin bonoda herhangi bir cirosu, imzasının bulunmadığını, iddiaları kabul anlamına gelmemek üzere davalı …’na ibraz ettiği 02.07.2020 tarihli sözleşmede dava konusu bononun davalı …”a devrine dair bir hüküm bulunmadığı gibi mezkur sözleşmede …’nun imzasının da bulunmadığını, davalının hangi ticari ilişki sebebiyle ve hangi şekilde bononun kendine geçtiğini belgelerle ispat etmesi gerektiğini, bononun, meşru hamili müvekkili olduğundan telafisi güç veya imkansız zararların doğmaması için bononun takibe konu edilememesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini beyanla, dava konusu bononun icra takibine konu edilememesi hususunda İhtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, davanın kabulü ile dava konusu lehtarı (meşru hamili) …. …, keşidecisi …. Şti., 28.07.2020 düzenleme tarihli, 30.03.2021 ödeme tarihli, 30.000 TL bedelli bononun davalıdan istirdadı ile müvekkiline verilmesine, istirdadının mümkün olmaması durumunda ise söz konusu bononun iptaline ve bonodan kaynaklanan talep/müracaat haklarının müvekkiline ait olduğunun tespitine, kötü niyetli davalı hakkında % 20’ den az olmayacak şekilde tazminata ve cezaya hükmedilmesine, fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve şikayet haklarımızın saklı tutulmasına, Mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan ve lehdar ….’e…Şti. tarafından keşide edilen; 30/03/2021 vadeli, 30.000,00 TL bedelli, 28/07/2020 düzenleme tarihli, düzenleme yeri İstanbul olan bono, davacı … tarafından borcuna karşılık davalı-alacaklı müvekkili …’na teslim edildiğini, dava konusu 30/03/2021 vadeli, 30.000,00 TL bedelli, 28/07/2020 düzenleme tarihli, düzenleme yeri İstanbul olan bono aslını taraflarında olduğunu, müvekkili … tarafından borçlu davacı … aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Dairesi …, … ve …. Esas sayılı dosyalardan davacı borçlunun üçüncü şahıs ….Şti.’nde mevcut doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarına haciz konulduğunu, davacı borçlu … tarafından hacizden kurtulmak maksadıyla iş bu davanın açıldığını, davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş olduğunu, davacı tarafından müvekkiline borçlu olmadığına ilişkin açılımış herhangi bir dava da bulunmadığını, davacı … 02/07/2020 tarihli sözleşmeye ve borcuna istinaden (icra takibine konulamaması için) senedi cirosuz olarak iyiniyetli müvekkiline rızası ile teslim ettiğini, senedin cirolanması istendiğinde ise müvekkilinin oyalandığını beyanla, yargılama sonucunda huzurdaki davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından rızası dışında elden çıktığı iddia edilen dava dışı … Şti. tarafından davacı emrine düzenlenen 28/07/2020 keşide tarihli, 30/03/2021 ödeme tarihli ve 30.000,00 TL bononun istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkememizce Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyaları celp edilmiş, diğer taraf delilleri toplanarak dosya arasına alınmıştır.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas …. Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; … Şti. tarafından davacı emrine düzenlenen 28/07/2020 keşide tarihli, 30/03/2021 ödeme tarihli ve 30.000,00 TL bononun zayi olduğundan bahisle bononun iptaline ilişkin açılan davada dava konusu bononun …’nda olduğunun anlaşılması üzerine davacı tarafa istirdat davası açmak üzere süre verildiği ve bunun üzerine davacı tarafından Mahkememizin …… Esas sayılı dosyası ile istirdat davası açılması sebebiyle 03/06/2021 tarihinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görüldü.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; müşteki … tarafından davalı …’nun da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında aralarında ticari ilişki olduğu, şüphelilerin müşteki davalıya zorla sözleşme imzalattığı, ayrıca sinkaflı hakaretlerde bulundukları ve tehdit ettikleri iddiası ile şikayetçi olduğu şüpheliler hakkında 5271 Sayılı CMK’nın 172/1. Maddesi gereğince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; dava konusu bononın davacının rızası dışında elden çıkıp çıkmadığı, davalının bonoyu iktisabında haksız, ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, davacının meşru hamil olup olmadığı, çekin istirdadının gerekip gerekmediği, dava konusu bononun davalı tarafın iddia ettiği gibi 02/07/2020 tarihli sözleşmede belirtildiği şekilde davacının borcuna karşılık davalıya verilip verilmediği hususlarında toplanmaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde senette herhangi bir imzası bulunmadığını, davalı tarafından ibraz edilen 02/07/2020 tarihli sözleşmede dava konusu bononun … ‘e devrine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, sözleşmede davalı …’in de imzasının bulunmadığını beyan etmiştir.
Dosyaya ibraz edilen 02/07/2020 tarihli “AKİTTİR/SÖZLEŞMEDİR” başlıklı belgenin incelenesinde; sözleşme içeriğinde “daha önceki 55.000 TL bakiyeye istinaden 30.000 TL verilip anlaşma borçsuz bir şekilde sağlanacaktır. …..’den alınan çek ile 30.000 TL … tarafından … ‘na veya ….’na verilecektir” ibarelerinin yer aldığı, ilgili sözleşmenin davacı … tarafından ve dava dışı ……. tarafından taraf sıfatı ile imza altına alındığı, sözleşmeyi düzenleyen olarak imzasız bir şekilde … isminin yer aldığı görülmektedir
Bilindiği üzere, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı eTTK) kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir.
İstirdat davası olarak nitelenen bu dava özü itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası niteliğindedir. Medeni hukukta bu dava gasp, çalınma veya ziya hâllerinde sadece kötü niyetli değil, iyi niyetli hamile karşı da açılmakta ise de, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama getirilmiş ve aynî haklardaki genel prensipten ayrılmak suretiyle, söz konusu davanın yalnızca kötü niyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu tür davalarda, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir (Öztan, Fırat: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2000, s. 294).
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir.
Dava konusu olayda her ne kadar davacı tarafça dava konusu senette herhangi bir imzası bulunmadığını, davalı tarafından ibraz edilen 02/07/202 tarihli sözleşmede dava konusu bononun …’e devrine ilişkin bir hüküm ve imza bulunmadığını iddia etmiş ise de davalının senedi haksız, ağır kusurlu veya kötüniyetli olarak iktisap ettiğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belge ortaya koyamamış, tam aksine dosyada mevcut ve yukarıda ayrıntılarına yer verilen 02/07/2020 tarihli sözleşmeye göre davalı adına böyle bir senedin düzenlenebileceğine ilişkin imzalı beyanının mevcut olduğu görülmüştür. Her ne kadar davacı tarafça iş bu sözleşmenin kendisine zorla imzalatıldığı beyan edilmiş ise de Mahkememiz dosyasında buna ilişkin bir delil dosyaya ibraz edilmediği gibi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile bu iddia yönünden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Davacı asil tarafından 01/04/2022 tarihli celsede yemin eda edilmiş; davacı asil yemin beyanında da dava konusu senedin arkasında cirosu bulunmadığını, “akittir/sözleşmedir” başlıklı belgenin kendisine zorla imzalatıldığını bildirmiş, bu nedenle Mahkememizce ispat yükünün iddiadan kendisine hak çıkarma talebi bulunan davacı üzerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça dava konusu … Şti. tarafından davacı emrine düzenlenen 28/07/2020 keşide tarihli, 30/03/2021 ödeme tarihli ve 30.000,00 TL bononun rızası dışında elinden çıktığı iddiası ile istirdat talebinde bulunulmuşsa da davalının senedi haksız, ağır kusurlu veya kötüniyetli olarak iktisap ettiği ve davacı taraftan senedin iradesi dışında alındığı hususları ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 755,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye 431,63 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya derhal iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır