Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2021/870 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/409
KARAR NO : 2021/870

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/10/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile aktedilen 14/01/2014 tarihli inşaat yapım sözleşmesi, 20/04/2016 tarihli sözleşme, 13/03/2017 tarihli satış sözleşmesi kapsamında davalı şirkete ait taşınmazda yapılacak otel-yurt-residance işinin üstlenildiğini, kaba inşaat bitirildikten sonra inşaatın ince işleri için sözleşmelerin yapıldığını, üstlenilen bütün yükümlülüklerin basiretli bir tacir gibi zamanında ve tekniğine uygun şekilde yapıldığını, işverenin binada faaliyetine başlamış olup halen devam etmekte olduğunu, 140/01/2012 tarihli inşaat yapım sözleşmesinde kaba inşaatın bedelinin 19.351.500,00 TL ve KDV olarak belirlendiğini, diğer sözleşmelerde yapılacak imalatların bir kısmının tahdidi olmadan belirlendiğini, gerek belirtilen imalatların ve gerekse belirtilenler dışındaki imalatların müvekkili şirket tarafından zamanında ve tekniğine uygun şekilde yapıldığını, bu sözleşmelerdeki imalatların bedelinin maliyet ve % 6,5 müteahhitlik karı ve KDV olarak belirlendiğini, müvekkilinin bir kısım yükümlülükleri başka kişilere yaptırdığını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiği halde yapılan imalat bedellerini ve müteahhitlik karını davalıdan alamadığını, sözleşmeler kapsamında müvekkili tarafından ince işler için 80.151.570,00 TL harcama yapıldığını, yapılan ince işler karşılığında müvekkiline ödenen miktarın 64.468.883,00 TL olduğunu, müvekkili şirkete 15.682.687,00 TL ödenmesinin gerektiğini, ayrıca 80.151.570,00 TL üzerinden % 6,5 ve KDV müteahhitlik karı olan 5.209.852,05 TL’nin de ödenmesinin gerektiğini, alacak miktarının yüksek olması nedeniyle önemli miktarda KDV çıkacağından faturanın ödenmemesi durumunda KDV’nin müvekkili açısında ciddi külfet oluşturacak olması nedeniyle fatura düzenlenip gönderilmediğini, müvekkili şirketin şifahi ve yazılı müracaatlarının da semeresiz kaldığını belirterek şimdilik 750.000,00 TL imalat bedelleri ile 750.000,00 TL müteahhitlik karı olmak üzere toplam 1.500.000,00 TL’nin arabuluculuğa başvuru tarihi olan 1504/2021 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ve KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, iddia ettiği alacak miktarını tam olarak hesaplayan davacıya süre verilmeden davanın reddinin gerektiğini, müvekkili ile davacının imzaladıkları sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılınacağını kararlaştırdıklarını, bu durumda yetkili mahkemenin İstanbul Çağlayan mahkemeleri olduğunu, davacının iddia ettiği KDV alacağına ilişkin talep yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, müvekkilinin davalı ile aralarındaki sözleşmelerden kaynaklanan tüm borcunu zamanında ifa ettiğini, bakiye borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin genel olarak bankalar aracılığıyla gönderildiğini, bankalardan hesap hareketlerinin celbini istediklerini, banka haricinde başka ödeme yöntemleri ile de ödemelerin gerçekleştirildiğini, müvekkil şirketin kendisine gönderilen fatura bedellerini ödediğini, davacının tanzim etmekten imtina ettiği faturaların karşılığını talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından gerçekleştirilen ince inşaat işlerinin karşılığında müvekkilinin ödeyeceği bedelin maliyetler üzerinden hesaplandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın yaptığı harcamalara, maliyetlere yönelik iddiasını hukuka uygun şekilde ispatlamasının gerektiğini, davacıya yapılan ödemelerin içerisinde müteahhitlik karı ve KDV’nin de bulunmakta olduğunu, davacının müvekkilinin uhdesinde kalan bir alacağının bulunmadığını, müteahhitlik karı adı altında istenen bedel için KDV istenmesinin mümkün olmadığını, faturaya bağlanmamış hizmet bakımından KDV alacağı talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacının KDV alacağı bakımından harca esas değer belirtilmediğinden KDV alacağı bakımından hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin talebinin de yerinde olmadığını, ihtiyati tedbir talebinin yerinde olmadığından reddinin gerektiğini, her iki tarafın tacir olduğu gözetilerek davanın yetki yönünden usulden reddine, belirsiz alacak davası açılamayacak olması nedeniyle davanın usulden reddine, usuli itirazları saklı kalmak üzere bakiye borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2)
Davacı vekili 29/09/2021 tarihli duruşmada davadan feragat ettiğini beyan ettiği ve vekilin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu tespit edilmiş olmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
1-Feragat yargılamanın ilk celsesinden önce vuku bulduğundan Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince 59,30 TL karar ve ilam harcının 1/3’üne tekabül eden 19,76 TL’nin peşin yatırılan 25.616,25 TL’den mahsubuna, fazla yatırılan 25.556,95 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 29/09/2021
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır