Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/393 E. 2021/855 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/393 Esas
KARAR NO : 2021/855

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2015
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 31.07.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin paslanmaz çelik alım-satım işi yaptığını, bunun da yurtdışından ithal edildiğinden sözleşmelerin dolar bazında hazırlanıp faturalarında da dolar kuru üzerinden kesildiğini, alıcının ödemesi TL üzerinden ise oluşacak kur farkına ilişkin faturalarının düzenlendiğini, davalı ile 15.07.2014 tarihli ve 23.10.2014 tarihli dolar bazında sözleşme imzalandığını ve sipariş verilen ürünlerin tesliminin yapılıp faturanın kesildiğini, müvekkilinin teslim ettiği paslanmaz çelikleri dolar bazında toptan aldığından ödeme günlerinde oluşan kur farkı bedellerini de alıcılara fatura ettiğini, müvekkilinin karşı tarafa oluşan kur farkı için 4.996,11 $ faturanın Bakırköy … Noterliği’nin ihtarnamesiyle gönderdiğini, ödeme olmayınca takip yapıldığını, davalının yaptığı itirazın haksız olup itirazın iptalini ve icra inkar tazminatı istemiştir.
Dava dilekçesinin ekinde de; taraflar arasında olduğu iddia edilen cari hesaplar, sipariş sözleşmeleri, dolar üzerinden düzenlenen faturalar ve TL bazında ödemelere ilişkin tahsilat makbuzları eklenmiştir.
Davalı vekili cevabında, taraflar arasında alım-satım yapıldığını, bunun karşılığında faturaların düzenlendiğini, fatura karşılığı bedellerin vade tarihlerinden önce çek olarak ödendiği ve buna ilişkin tahsilat makbuzları verildiğini, davacının yapılan ödemeleri ihtirazi kayıt ileri sürmeden kabul ettiğini, anlaşma olmamasına rağmen kur farkı faturası gönderdiğini, kur farkı ödeneceğine ilişkin bir anlaşmanın olmadığını, bu nedenlerle istemin reddini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında, 13.264,30 TL alacağın tahsili istenmiş, ödeme emri 25.06.2015 tarihinde tebliği üzerine davalı vekili 30.06.2015 tarihli süresinde verdiği itiraz dilekçesinde bir borçlarının olmadığını ileri sürmüştür.
Bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki ilişkinin cari hesap şeklinde olduğunu, malın değerlerinin USD olarak fatura edildiği ve ödemelerin de farklı vadelerde çek ile yapıldığını, sipariş teyit formlarının tarafların satış şartlarında mutabık kaldıkları belge olduğunu, buna göre satış değeri USD olarak hesaplandığını, fatura tarihinden sonra TL/USD kurunda satıcı olan davacı aleyhine bir gelişme olursa bunun talep edilebileceğini, yurtiçi müşterilere düzenlenen dövizli faturanın bedeli ister döviz cinsinden, ister TL karşılığı ödensin ödeme tarihi ile fatura düzenleme tarihi arasındaki kur değişiminden kaynaklanan kur farkının faturalşamaya konu edilmesi gerektiğini (Maliye Bakanlığı 09.08.2001 tarhili muktezası), her iki fatura ve bunun karşılığı çek ile yapılan ödemeler ve ödeme tarihlerindeki Merkez Bankası efektif USD satış kuruna göre yapılan karşılaştırmada 4.876,42 USD olup bunun karışlığının 12.951,28 TL olduğunu yazmıştır.
Davalı vekili rapora karşı cevap dilekçesindeki nedenlerle itiraz etmiştir. Yazılı bir anlaşma olmadıkça kur farkının talep edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
Yapılan yargılama sonunda taraflar arasında paslanmaz çelik alım-satımına ilişkin ticari ilişki olduğunu, davacının yurtdışından ithal edip davalıya emtia sattığı görülmüştür. Davacı yurtdışından USD bazında aldığı ürünleri davalıya aynı para cinsinden fatura ettiğini, davalının ise ödemeleri çek ile TL olarak ödediğini, oluşan kur farkından dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş, buna ilişkin icra takibi yapmış olup davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Buna göre uyuşmazlık davacının davalıdan USD olarak faturaladığı alacağa karşılık davalının TL olarak yaptığı ödemelere ilişkin oluşan kur farkını talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Dosyaya sunulan tahsilat makbuzlarına göre davalının ödemeleri çek ile TL bazında ödediği görülmüştür. Ödeme konusunda bir uyuşmazlık olmadığından ilgili bankalardan çeklerin ödenip ödenmediği sorulmamış, keşide tarihlerinde ödendiği varsayılarak inceleme yapılmıştır.
Dosyaya sunulan ve tarafların kabul ettiği sipariş/satış teyit formları 15.07.2014 ve 23.10.2014 tarihli oldukları, davalının sipariş veren olup emtia değerlerinin USD olarak yazıldığı, bunlara ilişkin 17.07.2014 ve 01.11.2014 tarihli faturalarında USD olarak düzenlendiği görülmüştür. Ancak tahsilat makbuzlarında yukarıda açıklandığı üzere TL bazında düzenlendiği anlaşılmıştır. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz (Y.19.H.D.’nin 09.09.2015 tarih ve 2015/1605-10786 sayılı içtihadı). Ayrıca sipariş formlarında da fiyatlandırmanın USD olarak yapılıp faturaların da aynı döviz cinsinden düzenlendiğinden ve ödemelerde daha sonraki bir zamanda TL olarak yapılması halinde aradaki kur farkının istenebileceğinden (aynı yönde Y.19.H.D.’nin 08.04.2015 tarih ve 2014/18157,2015/4973 sayılı içtihadı) davacının talebinin kabulü gerekir. Buna göre yaptırılan bilirkişi incelemesine göre de alacağın 12.951,28 TL olduğu anlaşıldığından bu miktara hükmetmek gerekmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davacının davalıdan kur farkı isteyebileceğinden ve takip tarihinden önce davacının davalıya buna ilişkin faturayı noter vasıtasıyla tebliğ ettiğinden alacağın likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Yalnız takipte davacı faiz talebi olmadığından faize hükmedilmemiş ve davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 27/06/2016 tarih ve … Esas …Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 18.01.2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Davanın, kur farkı alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedelin yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olduğu, çekin bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesinin verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabileceği, buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken, mahkememizce delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmemiş ve hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 18.01.2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacının talebinin kur farkı alacağına yönelik olduğu görülmektedir. Taraflar arasında yer alan cari hesap ilişkisinin yabancı para cinsinden olduğu ve ödemelerin yabancı para üzerinden yapıldığı, davacının alacağının tahsili için davalı taraftan çek aldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 18.01.2021 tarih ve … karar sayılı ilamında belirtildiği üzere çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesinin verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilecektir. Bu durumda ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacı kur farkı talep edemeyecektir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 160,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 100,91 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı tarafça sarf edilen 66,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸