Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/369 E. 2021/504 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/369
KARAR NO : 2021/504

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 28/05/2021
DAVA: Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinin davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde pay sahibi olduklarını, davalı Şirket hissedarları arasında gruplaşma olduğunu, şirketin yönetimine dair ciddi problemler yaşandığını, davacı Müvekkillerinin, Şirketler’in sağlıklı bir şekilde yönetilmesini sağlamak ve daha fazla zarara uğramasını önlemek amacıyla, tüm pay sahiplerinin katılımı ile şirket içerisindeki problemlerin sağlıklı ve kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını istediklerinden ve bunu defalarca ifade etmelerine karşılık çoğunluk pay sahipleri keyfi ve hukuka aykırı yaklaşımlarını sürdürdüklerini, davalı Şirket’in 09.12.2020 tarihli olağan genel kurulunda çoğunluk Pay Sahipleri’nin vermiş olduğu olumsuz oylar neticesinde müvekkillerinin özel denetçi tayini talebi reddedilmiş olduğundan, TTK m. 439 uyarınca özel denetçi tayin edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacıların sordukları soruların tamamının yanıtlarının davacıların uhdesinde olduğunu, TTK m.438-439’da belirtilen özel denetimin koşullarının gerçekleşmediğini, bilgi alma ve inceleme hakkının tüketilmediğini, pay sahipliği haklarının kullanımı için gerekli olma koşulunun yerine getirilmediğini, açıklığa kavuşturulması gereken şüpheli olguların açıkça belirlenerek ortaya konmadığını, şirket organlarının kanunu veya sözleşmeyi ihlal etmediklerini, şirket ve pay sahiplerinin zarara uğratılmadığını, iletilen soruların kapsamı ve konusu itibariyle özel denetçi tarafından incelenmeye elverişli olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy … ATM’nin …..E sayılı dosyasının mahkememizin … E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş olup,
Mahkememizin 21/04/2021 tarihli duruşma ara kararı uyarınca; Birleşen Bakırköy … ATM’nin …..E sayılı dosyasının iş bu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine, ” karar verilmekle, tefrik olunan Bakırköy … ATM’nin …..E sayılı dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Davanın TTK’nun 448 ve devamı maddeleri gereğince özel denetçi tayini istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır
TTK 438.maddesinde, ”(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarını kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. ”
TTK 439/1.maddesinde, ” Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilirler.”
TTK 440.maddesinde, ”(1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra karar verir. (2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir” şeklinde hükümler yer almaktadır.
TTK 439/2.maddesi ” Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır.” hükmünü içermektedir.
Özel denetçi isteme hakkının amacı, pay sahiplerini şirketle ilgili belirli olaylar hakkında daha iyi bilgilendirmek ve böylece pay sahipliği haklarının genel kurullarda daha anlamlı ve bilinçli şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Özel denetçi atanmasını isteme, açık ve anlaşılır olmayan belirli konularda aydınlatılmak amacına yönelik olmakla beraber, kapsamlı bir bilanço incelemesi değildir. Diğer bir ifadeyle denetimin tekrarı niteliğinde olmayıp, belirli olayların açıklanması ile ilgilidir. Özel denetçinin görevi sadece sorulan olaylara ilişkin tespitler yapmak olup, buna karşın yönetim kurulunun kararının amaca uygun olup olmadığını veya bir değer yargılaması veya özel denetimin konusunun hukuki değerlendirmesini yapmak değildir. Dolayısıyla özel denetim, sadece somut olayların araştırılması ve tespitine yönelik olup, hukuki bir değerlendirmeyi veya değer yargısını amaç edinemez (Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku Şerhi, Ankara 2018,syf.1629)
Özel denetim isteme hakkı ikincil/tali nitelikte olduğundan pay sahiplerinin genel kurulda daha önce “bilgi alma ve inceleme hakkı” kullanmış olması gerekmektedir. Özel denetim isteme, bilgi alma ve inceleme hakkının pay sahibine yardımcı olmadığı durumlarda “ikincil” ve “son araç” olarak başvurulabilecek bir yol olduğundan, ancak bilgi alma ve inceleme hakkı pay sahibine hiç bir yardımda bulunmadığı taktirde talep edilebilmektedir.
Özel denetim istemi ile pay sahipliği haklarının kullanılması arasında “anlaşılabilir bir ilişkinin, bağlantının” olması gerekir. Nitekim Gerekçe’de de belirtildiği gibi, pay sahibinin şirket dışı menfaat sağlaması, alınacak herhangi bir kararı önlemesi veya taktik bir üstünlük elde etmek amacına yönelik olması hallerinde paya bağlı hakların kullanılmasıyla ilgili bir bağlantı bulunmadığından istemin reddi gerekecektir. Aynı şekilde “zaten bilinen konularda” bilgi istenmesi halinde bağlantı koşulu bulunmadığının kabulü gerekecektir. Açıklığa kavuşturulması istenilen konu veya olayın, yönetim kurulunun verdiği bilgiler sonucunda aydınlığa kavuştuğu hallerde de özel denetim isteminin gerekliliğinden söz edilemez.
Davacı yan, davalı şirket yönetiminde söz sahibi olan pay sahiplerinin temsilcileri tarafından alınan hatalı kararlar nedeniyle davalı şirketin ve müvekkillerinin zarar riski altında bulunduğu, bu risklerden en önemlisinin çoğunluk pay sahiplerinin isteğiyle yatırım yapılan ve isimli yazılı grup şirketlerinden Entes üzerinden yürütülen … projesi olduğunu, tahminlerine göre 40.0000.000 ABD tutarında zarar edilmiş olmasına rağmen bu hususun faaliyet raporlarında yer almadığını, grup şirketleri arasında sürekli olarak borç ve kefalet ilişkileri kurulması nedeniyle söz konusu projenin davalı şirket üzerinde olumsuz etkisinin bulunduğundan bahisle özel denetçi atanmasını talep etmiş ise de, özel denetçi isteme hakkının amacının, pay sahiplerini şirketle ilgili belirli olaylar hakkında daha iyi bilgilendirmek ve böylece pay sahipliği haklarının genel kurullarda daha anlamlı ve bilinçli şekilde kullanılmasını sağlamak olduğu. özel denetçi atanmasını istemenin, açık ve anlaşılır olmayan belirli konularda aydınlatılma amacına yönelik olmakla beraber, kapsamlı bir bilanço incelemesi olmadığı, diğer bir ifadeyle denetimin tekrarı niteliğinde olmayıp, belirli olayların açıklanması ile ilgili olduğu, özel denetçinin görevinin sadece sorulan olaylara ilişkin tespitler yapmak olup, buna karşın yönetim kurulunun kararının amaca uygun olup olmadığını veya bir değer yargılaması veya özel denetimin konusunun hukuki değerlendirmesini yapmak olmadığı (Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku Şerhi, Ankara 2018,syf.1629) dolayısıyla özel denetimin, sadece somut olayların araştırılması ve tespitine yönelik olup, hukuki bir değerlendirmeyi veya değer yargısını amaç edinemeyeceği değerlendirilmekle bu doğrultuda yönetim kurulu kararının amaca uygun olup olmadığı incelemesini esas alan özel denetçi atanması talebinin kabulü mümkün değildir. Davacı yan, asıl olarak bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış ve talebi karşılanmış olmakla birlikte iletilen rapor ve belgelerdeki kayıtların mahkememizce atanacak bilirkişi vasıtasıyla denetlenmesini talep etmektedir. Oysa ki, özel denetçi atanmasının amacı organların takdir yetkilerinin denetlenmesi, amaca uygunluk ya da yerindelik değildir. Bununla birlikte, özel denetim isteminde davacı yanın kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koyacak deliller ibraz etmesinin gerektiği hüküm altına alınmış olmakla davacı tarafça bu yönde deliller de ibraz edilmiş değildir. Bu sebeplerle koşulları oluşmayan özel denetim talebinin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 4,080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde KESİN olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 26/05/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı