Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/360 E. 2021/440 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/360 Esas
KARAR NO : 2021/440

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/08/2019
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı … OTOMOTİV SAN. TİC. LTD ŞTİ vekili arasında 23/07/2018 tarihinde … model … Marka, … Tip, hususi araç 29.000,00 TL nakit, 3.000,00 TL hesaba havale olmak üzere araç satışının gerçekleştirildiğini, davalı tarafından yapılan araç satış sözleşmesi sonrası aracın kilometresinde oynama yapıldığını tespit ettiğini, davalının davacının yanılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile gizli ayıptan sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile TKHK seçimlik hakları başlığı 11. Maddenin 1/b fıkrasında yer alan “satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme” seçimlik hakkını talep ettiğini, bu nedenlerle satın alınan malın ayıplı çıkması nedeniyle ayıp oranında satış bedelinden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

Davalı vekili, cevap dilekçesi ile, davacının açtığı davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının araç alım satım işi yaptığını ve bu satış sözleşmesini tacir sıfatı ile yaptığını, bu nedenle tacir sıfatıyla yapılmış olduğundan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle görev yönünden reddi gerektiğini, davalının aracı davacıya satmadan bir ay önce alımını yaptığını ve davacıya sattığı kilometre ile aldığını, araçtaki kilometre oynamasından haberdar olmadığını, davacının araç alım satımı yaptığını ve bu hususu bilmemesinin mümkün olmadığını, davacının aracın bedelinin iadesini talep etmek yerine aracın bedelinde indirim talep etmesinin kötü niyet teşkil ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, satın alınan malın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı olarak ayıp oranında satış bedelinden indirim talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/k.maddesine göre tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı Kanunun m. 3/l.bendine göre tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı; aynı Kanunun 83/2.maddesine göre taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda davacının dava dilekçesinde de yazıldığı üzere davayı Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Kükükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı, dava konusu aracı kişisel kullanımı için satın aldığını belirttiği, Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tacir araştırmasına Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğünce verilen yazı cevabında davacının 31/12/2012 tarihi itibariyle mükellefiyet kaydını sonlandırdığının belirtilmesine göre davacının zaten tacir sıfatının da bulunmadığı, bu nedenle davalının Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna dair itirazı ile Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/12/2020 tarih ve … Esas …Karar sayılı görevsizlik kararının yerinde olmadığının Mahkememizce değerlendirildiği, kişisel kullanımı için dava konusu aracı satın aldığını belirten davacının tüketici konumunda olduğu, dava konusu araç için yapılan satım sözleşmesinin ticari amaçla yapılmadığı, ayrıca kaldı ki davacının da zaten tacir olmadığı, bunun yanında davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın çözümümde Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması ve davalının Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna dair itirazı ile Küçükçekmece ..Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararının aksine uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b, 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır