Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/350 E. 2023/729 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/350 Esas
KARAR NO : 2023/729

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı alıcı müvekkili şirketin, davalı satıcı şirketten örülüp kumaş haline getirilen mallar satın almış olduğunu, mal bedelinin tamamının ödenmiş olduğunu, ancak davalı satıcı şirketin teslim ettiği kumaşlarda, davacı alıcı müvekkili şirket tarafından kesilip konfeksiyon ürünü haline getirildiği sırada siyah nokta ve lekeler şeklinde ayıp tespit edilmiş olduğunu, söz konusu ayıbın davalı satıcı şirkete bildirilmesi üzerine, ayıplı olan kumaşların tamir edilmek üzere iade edilip, tekrardan davacı alıcı müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, ancak ayıbın tamamen giderilmemiş olduğunu, bunun üzerine davacı alıcı müvekkili tarafından, davalı satıcı şirkete 30.01.2021 tarihli, … numaralı, KDV dahil 6.258,54 Euro bedelli iade faturası düzenlenmiş olduğunu, ancak davalı satıcı şirketin iade faturasını ve malları kabul etmemiş olduğunu, söz konusu kumaşların birim fiyatının KDV hariç 1 kg/8,00 Euro olduğunu, bu şekilde bedeli tamamen peşin ödenen siyah nokta ve lekeli kumaşlar davacı alıcı müvekkilinin elinde kaldığı gibi, tamir dolayısıyla kumaşta fire farkı sebebiyle zarar oluştuğunu, bu sebeple taraflar arasında ayıp sebebiyle yukarıda bahsi geçen fatura içeriğindeki ayıplı mallara ilişkin uyuşmazlık meydana gelmiş olduğunu, ancak tamir sebebiyle oluşan fire farkı zararı hariç, bahsi konusu faturaya konu ayıplı malların tamamının davacı alıcı müvekkili nezdinde bulunduğunu, bu ayıplı kumaşları davalı satıcı şirket iade almadığından, küçük de olsa belirli bir atık değeri bulunması sebebiyle, zararları hesaplanırken bu atık kumaş değerinin zararlarından mahsubu icap edeceğini, bu atık değer henüz belli olmadığından, diğer bir ifadeyle teknik bilirkişi inceleme ile atık değer belli olacağından huzurdaki davayı ileride artırılmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak ikame ediyor olduklarını, dava şartı kapsamında arabuluculuk müzakerelerinde bulunulmuş ise de, anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 maddesi gereğince ileride artırılmak üzere belirsiz alacak davasının kabulüne, davacı müvekkilinin ayıp sebebiyle uğradığı zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile yargılama ve arabuluculuk avukatlık ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça, dava konusu kumaştan 14 Aralık 2020 tarihinde müvekkilinden 7.500 kg sipariş edilmiş olup müvekkili şirketçe derhal sipariş edilen kumaşların örülmesine başlanmış, 24 Aralık 2020 tarihinde ise davacı şirket tarafından bu defa sipariş miktarı 7.000 kg’ya düşürülmek istenmiş, fakat kumaş halihazırda davacı tarafın sipariş ettiği üzere 7.500 kg örülüp boyahaneye sevk edildiğinden sipariş miktarının düşürülemeyeceğinin davacı şirkete iletilmiş olduğunu, davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ederek iade etmeye çalıştığı kumaş miktarının da yaklaşık bu aradaki fark kadar olduğunu, sadece buradan bile davacı tarafın kendi hatası sonucu fazla vermiş olduğu siparişin bedelini müvekkili şirkete ödetmek istediğinin ve işbu davayı açmakta kötü niyetli olduğunun açıkça görülmekte olduğunu, davacı şirketin Planlama Müdürü … tarafından müvekkili şirket satışçısı ….’a gönderilen 14 Aralık 2020 tarihli mail ile “…. model” için dava konusu %100 Polyester …. optik beyaz kumaştan 7.500 kg sipariş verilmiş olduğunu, müvekkili şirketçe 14.12.2020 tarihinde davacı şirketin siparişine istinaden 66.420 Euro bedelli proforma fatura kesilerek müvekkili şirket çalışanı …. tarafından …’a mail atılmış olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan teyitleşmeler neticesinde sipariş konusu kumaşın örülmesine derhal başlanmış olduğunu, davacı şirket Planlama Müdürü … tarafından müvekkili şirket satışçısı ….’a gönderilen 24 Aralık 2020 tarihli mail ile 7.500 kg olan sipariş miktarının 7.000 kg’ya düşürülmek istenmiş, fakat kumaş halihazırda davacı tarafın sipariş ettiği üzere 7.500 kg örülüp boyahaneye sevk edildiğinden sipariş miktarının değiştirilemeyeceğinin aynı gün …. tarafından davacı şirkete iletilmiş olduğunu, şirket yetkilisi … tarafından ….’a atılan şirket içi mailden de siparişin değiştirilmek istendiği tarihte halihazırda 7.500 kg olarak örüldüğünün görülmekte olduğunu, davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ederek iade etmeye çalıştığı dava konusu kumaş miktarının da yaklaşık bu aradaki fark kadar olduğunu, sadece buradan bile davacı tarafın kendi hatası sonucu fazla vermiş olduğu siparişin bedelini müvekkili şirkete ödetmek istediğinin ve işbu davayı açmakta kötü niyetli olduğunun açıkça görülmekte olduğunu, tekstil piyasasında sipariş konusu kumaşın önce ham olarak örülmekte sonrasında boyahaneye gönderilerek boyanmakta olduğunu, boyahanelerde ıslak işlem yapıldığından kumaş üstüne boya sıçraması olabildiğini, bu durumda tekstil ticari teamülleri gereği üretici firmaya durumun bildirilip, firmaya tamir hakkı tanındığını, üretici firmanın kumaşı satın alan firmadan bedel talep etmeksizin kumaşı tamir ettirerek geri teslim ettiğini, dava konusu olayda da müvekkili şirkete bildirilen ayıpların derhal tamir ettirilerek kumaşların davacı şirkete teslim edilmiş olduğunu, davacı tarafın sipariş etmiş olduğu kumaşın önce ham olarak müvekkili şirket tarafından örülmekte sonrasında davacı tarafın sipariş ettiği renge boyanmak üzere dava dışı boyahaneye gönderilmekte olduğunu, tekstil sektöründe herkesçe bilindiği üzere boyahanelerde ıslak işlem yapıldığından boyanan kumaşlarda ufak tefek boya sıçraması sıklıkla olagelen bir durum olduğunu, bu durumda doğrudan ayıplı ürün sebebiyle borçlar kanunu hükümlerine gidilemeyeceğini, davacı tarafın da çok iyi bildiği üzere tekstil piyasasındaki teamüller gereği ayıp bildiriminin kumaşı ören firmaya yapıldığını ve firmaya kumaşını tamir etme fırsatı verildiğini, bu arada kumaşı ören firmanın satın alan firmaya hiçbir maliyet yansıtmaksızın kumaşı boyahaneye göndererek yeniden kumaşın boyanarak kumaşın istenen şekle gelmesini sağladığını, eğer bir fire olursa kalanı tamamladığını, dava konusu olayda da davacı şirketçe yapılan bildirimler neticesinde bir kısım kumaşların müvekkili şirketçe tamir ettirilerek davacı şirkete teslim edilmiş, fakat işbu dava konusu edilen kumaşlara ilişkin herhangi bir ayıp bildirimi yapılmamış ve tamir istenmemiş olduğunu, bu süreçte müvekkili şirketin her zaman kumaşının yanında olup kendisinden ticari teamüller gereği beklenen özeni göstermiş olduğunu, hem yazılı hem de sözlü görüşmelerde her zaman kumaşlarının arkasında durmuş olduğunu, fakat davacı tarafın tamamen kötü niyetli olarak kumaşlarını kesip diktikten ve müşterisine teslim ettikten sonra elinde kalan kumaşları ayıplı bahanesiyle iade etmek istemekte olduğunu, tekstil piyasasında örülen kumaşların toplar halinde teslim edilmekte, satın alan şirketin bu topları tek tek açıldıktan sonra ürünlerde ayıp varsa tespit edilerek derhal kumaşı kesmeyerek tamir edilmek üzere durumu üretici firmaya iletmekte olduğunu, ayıplı olan kumaş üretici firmanın onayı olmadan kesilemeyeceğini, kesilmesi halinde ilgili kumaş topunun kusuru ile satın alan şirketçe kabul edildiğinin ticari bir teamül olduğunu, dava konusu olayda davacı şirketin, müvekkili şirketle hiç ilgisi olmayan, tamamen kendisinin başka firma ile termininden kaynaklı ayıp bildirimini yapıp kumaşların tamir olmasını beklemek yerine kumaşları işine geldiği gibi kesip dikerek artan parçaları müvekkili şirkete haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak iade etmeye çalışmakta olduğunu, davacının ayıplı olduğu varsayımında dahi kesip biçtiği ve işleme aldığı ürünlerin iade alınmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirket yetkililerince davacı şirket fabrikasında dava konusu kumaşlar incelenmiş olup kumaşların tamire verilmeden direkt kesildiğinin ve artan parçaların birbiri ile birleştirildiğinin, bu kumaşlarda birkaç tane elle sayılabilir ufak boya sıçraması olduğunun tamiri mümkün olmayan bir durumun söz konusu olmadığının tespit edilmiş olduunu, davacı şirkete kumaşların derhal tamir edilip teslim edilebileceği söylense de davacı şirketin bunu kabul etmemiş kendisi siparişini dikerek tamamladığından ve kendi hatasıyla fazla sipariş vermiş olduğundan kumaşları haksız yere iade etmek istemiş olduğunu, müvekkili şirketin kumaşının arkasında olup işbu dava sırasında dahi davacı şirketçe talep edilmesi halinde dava konusu edilen kumaşları derhal tamir ettirmeye ve geri teslim etmeye hazır olduğunu, kaldı ki söz konusu kumaşların tamirinin 1 günde gerçekleştirilebilir bir işlem olup davacı tarafın kumaşı tamire vermemesinin ve iade etmek istemesinin açıkça kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket yetkililerince davacı şirket fabrikasında dava konusu kumaşlar incelenirken 4 top kumaşın hiç açılmadığının ayıp kontrolü dahi yapılmadığının farkedilmiş olduğunu, bu durumda kendi hatasıyla fazla sipariş veren davacı şirketin, “ayıbı bahane ederek” bu hatasının bedelini müvekkili şirkete ödetmeye çalıştığını ve fazla siparişini iade etmek için haksız yere hukuki sebep yaratmaya çalıştığını, işbu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu açıkça göstermekte olduğunu, davacı şirketçe tamamen haksız olarak 30.01.2021 tarihli …. numaralı 6.258,54 Euro bedelli iade faturası kesilmiş olup işbu faturanın taraflarınca noter aracılığıyla iade edilmiş olduğunu beyanla; müvekillerinin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, huzurda görülmekte olan haksız ve kötü niyetli davanın, davacı taraf adına herhangi bir haklı sebep söz konusu olmamasından mütevellit esastan tümden reddine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı ürün sebebi ile uğranılan zararın tespiti ve tahsili istemine dayalı belirsiz alacak davası olup, uyuşmazlık; davacı tarafından sipariş verilen kumaşlarda ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp bulunması halinde niteliği (gizli veya açık ayıp) ve fire kapsamında değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceği, tarafların sözleşme şartlarına ve ticari teamüllere uyup uymadığı, ayıplı olan ürünlere ilişkin davacı tarafından herhangi bir tespit veya inceleme yapılıp yapılmadığı, ayıplı ürünlerin atık değerinin bulunup bulunmadığı, davacı tarafı davalı taraftan alacağının olup olmadığı, olması halinde miktarı hususlarındadır.
Davalı vekilince tanık listesinin sunulduğu ve tanık dinlenilmesini istedikleri hususların bildirildiği görülmüş ise de tanık dinletmek istedikleri hususların malların ayıplı olmadığına, ayıplı olan birkaç malın ise tamir edildiğine ve davacı tarafın haksız reklamasyon keserek kendisin alacaklı çıkarmasının yerinde olmadığı konularına ilişkin olduğu belirtilmiş olmakla belirtilen hususların teknik inceleme sonucu tespit edilmesi gerektiğinden davacı vekilinin tanık dinlenilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 26/10/2021 tarihli celsesinde davacı tanığı ….’nın hazır olduğu, tanığın; “ben davacı firmada genel koordinatör ve kumaş satım alma müdürü olarak yaklaşık 4 yıldır çalışırım, kumaş siparişlerimiz üzerine kumaşlar bize teslim edildi, teslim aldığımız ürünleri kesime aldığımız sırada ürünlerde leke, sakat olduğunu tespit ettik, bunun üzerine ürünlerde ayıp olduğunu dair fotoğraf ve videoları davalı firma çalışanı …. isimli şahsa watsaptan ve mail yolu ile ayıpları tespit eder etmez bildirdim, kendisi bana ayıplı olan ürünlerin ayrılmasını ve kesime devam edilmesini, kendisinin hemen gelip ayıplı olan ürünleri kontrol edeceğini söyledi, kendisi geldi ve gördü, sonrasında …. isimli çalışan işten ayrıldı, ancak ayıplı olan ürünleri davalı firmanın gerekli işlemleri yapacağını bildirdi, o süreçte yapmış olduğumuz görüşmelerde bize ayıplı olan ürünlerinde kesilerek işlenmesi söylendi, ürünlerdeki ayıpların bir kısmı tamirle giderilebilecek nitelikte bir kısmı ise tamir edilerek giderilemeyecek nitelikteydi, bizim ayıplı olması nedeniyle davalıya firmaya teslim ettiğimiz ürünlerin bir kısmı da yine ayıplı olarak bize teslim edildi, bize teslim edilen ürünlerde ayıp bulunması sebebiyle fire farkı ortaya çıkıyordu” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Mahkememizin 26/10/2021 tarihli celsesinde davacı tanığı …’ın hazır olduğu, tanığın; “ben davacı firmada planlama sorumlusu olarak yaklaşık 2 yıldır çalışıyorum, biz siparişleri girdikten sonra mallar bize teslim edilmeye başlandı, ilk siparişten itibaren bir kısım hatalar ve eksik ürün teslim edildiği anlaşıldı, biz kalite kontrol yaptığımız sırada ürünlerde ayıplar olduğunu tespit ettik, bu ayıplar, leke, iplik kaçması, boya hatası gibi hatalardır, biz bunları tespit eder etmez davalı firma çalışanı …. isimli şahsa ayıp ihbarında bulunduk, ihbarları telefon yada mail ile yapıyorduk, ayıp bildirimini ayıpları tespit eder etmez yapıyorduk, davalı firma çalışanı ….’ye gönderilen maillerin bir kısmını ben gönderiyordum, çalışmış olduğum bölümlerde sorumlu kim ise maili o atardı. sipariş edilen malın miktarı konusunda davalı firma ile davacı firma arasında herhangi bir uyuşmazlık çıkmamıştır” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından sipariş verilen kumaşlarda ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp bulunması halinde niteliği (gizli veya açık ayıp) ve fire kapsamında değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceği, tarafların sözleşme şartlarına ve ticari teamüllere uyup uymadığı, ayıplı olan ürünlere ilişkin davacı tarafından herhangi bir tespit veya inceleme yapılıp yapılmadığı, ayıplı ürünlerin atık değerinin bulunup bulunmadığı, davacı tarafı davalı taraftan alacağının olup olmadığı, olması halinde miktarının tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ve 02/12/2021 günü saat 10:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, aynı gün saat 10:30 itibariyle davacı şirket adresinde HMK Mad. 278 son hükmü gereği hakim katılmaksızın keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, Tekstil Mühendisi bilirkişi … ve Muhasebe/Finans Uzmanı bilirkişi …. 29/09/2022 tarihli raporlarında özetle; davalı tarafından davacıya satılan kumaşlardan 254,1 kg top halinde kesilmemiş ve 268,6 kg kesilmiş halde …. %100 polyester süprem optik beyaz kumaşın boyama işleminden kaynaklanan boya lekeleri nedeniyle ayıplı olduğunu, kumaşta boya lekesi ayıbının çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğunu, davacının kesilmemiş top halindeki 254,1 kg … %100 polyester süprem optik beyaz kumaş nedeniyle dava tarihi itibariyle davacının 16.678,05 TL zararının oluştuğunu, davacının kesilmiş haldeki ayıplı 268,6 kg … %100 polyester süprem optik beyaz kumaşın kabul edilebilir fire fazlası olan 54,1 kg’ının zararını davalıdan talep edebileceğini, kabul edilebilir fire fazlası 54,1 kg kesili kumaşın ayıplı olması nedeniyle dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 4.200,09 TL zararını talep edebileceğini, davacı 80 kg miktar farkı için daha önce 13.01.2021 tarihli … nolu e-faturayı düzenlediğinden tekrar talepte bulunamayacağını, dosyaya tamire giden ve tamirden dönen kumaşların miktarını gösteren irsaliye sunulmadığından, davacının tamirde 104 kg kumaşın firesi nedeniyle zararının oluştuğu iddiasının ispata muhtaç olduğunu, davacının 2020-2021 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; davacı … tarafından davalı adına tanzim edilen 30.01.2021 tarihli … sayılı 56.865,68 TL/6.258,54 Euro bedelli iade faturasının davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı … iş bu iade faturasından kaynaklı dava tarihi (16.04.2021) itibariyle davalı yandan 92.659,81 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğunu, dava tarihinden sonra 13.10.2021 tarihinde yapılan 19.560,23 TL ödemeden sonra ise 73.099,58 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğunu, davalının 2020-2021 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; davacı … tarafından davalı adına tanzim edilen 30.01.2021 tarihli …. sayılı 56.865,68 TL/6.258,54 Euro bedelli iade faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı … dava tarihi (16.04.2021) itibariyle davacı … 18.718,07 TL cari hesap bakiye borçlu olduğunu, dava tarihinden sonra 13.10.2021 tarihinde yapılan ödeme sonrası borcunu sıfırlamış olduğunu, cari hesap farklılığının, ilk olarak davacı … tarafından davalı adına tanzim edilen 30.01.2021 tarihli …. sayılı 56.865,68 TL bedelli iade faturasının ve 12.02.2021 tarihli … sayılı 4.449,09 TL bedelli iade faturasının davalı … ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığını, ikinci olarak ise davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 07.01.2021 tarihli … sayılı 14.654,10 TL bedelli satış faturasının davacı … ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığını SONUÇ OLARAK; mali yönden yapılan incelemelerde, ticari defter yönünden ise davacının avalı yandan rapor tarihi itibariyle 73.099,58 TL alacaklı olmasına karşın davalı … kendi ticari defterlerinde borcunun bulunmadığını, cari hesap farklılığının ise davacı tarafından düzenlenen iade faturalarının davalı kayıtlarında yer almadığından kaynaklandığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından verilen ayıplı mal neticesinde Uğranılan Zararın tazminine ilişkin olup bu hususta teknik yönden incelemelerin yapıldığı teknik yönden yapılan incelemelere göre davacının ayıplı ürün nedeniyle talep edebileceği tutarın dava tarihi itibariyle davalıdan toplam (16.678,05 TL + 4.200,09 TL =) 20.878,14 TL zararını talep edebileceğini bildirmişlerdir.
Dosyanın tarafların beyan ve itirazlarının irdeler ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 01/03/2023 tarihli ek raporlarında özetle; davacı vekilinin, bilirkişinin 268,6 kg kesilmiş kumaşı %3’lük fire payı sınırları içerisinde değerlendirmesine itiraz ettiğini, 268,6 kg kumaşın müvekkili şirketin üretiminden kalan atık bir miktar olduğunu, 104 kg fire farkının bilirkişinin %3 olarak tespit ettiği 214,5 kg’dan mahsup edilmesi gerektiğini, 104 kg fire farkına ilişkin irsaliye bulunmadığından, bahisle bu konudaki zararın ispata muhtaç olduğu yönündeki bilirkişi görüşüne katılmadığını, tamir edilmek üzere davalı şirketin iade aldığı, tamirden sonra ise müvekkili şirkete teslim ettiği kumaşlarda bir fire farkının doğacağını iddia etmekte olduğunu, davacının elinde kalan 268,6 kg kesilmiş ayıplı kumaşın, kesilen kumaşın 100 x 268,6 / 7.149,9 = 3,76 olduğunu, tekstilde boyamadan kaynaklanan ayıplarda kabul edilebilir fire payının %3 olduğunu, kesimi yapılan kumaş miktarı dikkate alındığında kumaştaki ayıp nedeniyle kabul edilebilir fire miktarının: 7.149,9 x 0,03 = 214,5 kg olduğunu, davacının kabul edilebilir fire fazlası olan 268,6 – 214,5 = 54,1 kg kumaşın zararını davalıdan talep edebileceğini, davacının davalıya tamire giden kumaşların 104 kg fire verdiğini iddia etmekte olduğunu, dosyaya tamire giden ve tamirden dönen kumaşların miktarını gösteren irsaliye sunulmadığından, davacının tamirde 104 kg kumaşın firesi nedeniyle zararının oluştuğu iddiasının ispata muhtaç olduğunu, davalı vekilinin, söz konusu tekstil ürünlerine ilişkin ayıbın ne zaman oluştuğu, kim tarafından oluşturulduğu hususlarının ispata muhtaç olduğunu, davacının kesip biçtiği ve işleme aldığı ürünlerin iade alınamayacağını iddia etmekte olduğunu, 02.12.2021 tarihinde … Mah. … Sk. N:7 K:1-2 Esenyurt/İstanbul adresindeki davacı işyerine gidilerek keşfen inceleme yapılmış, incelemeye 254,1 kg top halinde kesilmemiş ve 268,6 kg kesilmiş halde 19 naylon torba içerisinde … %100 polyester …. optik beyaz kumaş sunulmuş olduğunu, kumaşlar incelendiğinde üzerinde boyama işleminden kaynaklanan boya lekeleri bulunduğunun görülmüş, incelenen kumaşların tamamının boya lekeleri nedeniyle ayıplı olduğunu, davalı … Tekstil San.ve Tic.A.Ş.’nin 7.404 kg …. %100 polyester …. optik beyaz kumaşı örüp, boyahanede kasar ve optik beyaz yaptırarak 30.12.2020 tarihli …. nolu irsaliyeyle davacıya teslim etmiş olduğunu, incelemeye sunulan kumaşların boyahanede lekelenerek ayıplı hale gelmiş olduğunu, davacı tanığı ….’nın duruşmadaki ifadesinden ve taraflar arasında gerçekleşen e-mail yazışmasından; işin olağan akışına göre, kumaşları kesmeden önce davacının davalıya ayıp ihbarında bulunduğunun, davalının da fireli olarak kesilmesini istediğinin anlaşılmakta olduğunu SONUÇ OLARAK; somut olaydaki iddia, savunma, vakıa ve sunulan belgeler mahkemenin taraflarına tevdi ettiği görev kapsamında değerlendirildiğinde; tarafların kök bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmiş olup, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığını bildirmişlerdir.
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalıdan örülüp kumaş halinde getirilen mallar satın almış olup davacının zararının oluştuğu iddiası eksik ürün teslim edilmesi, kesim aşamasında oluşan ve amire giden kumaşlardaki fire farkı ve ayıplı kumaş teslimi sebeplerine dayanmaktadır. Davacı tarafa ait işyerinde teknik bilirkişi vasıtası ile ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup dosya kapsamına uygun ve gerekçeli bilirkişi raporu ile incelenen kumaşların tamamının boya lekeleri nedeni ile ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterlerinin uyumlu olmadığı görülmüştür. Duruşmada dinlenilen davacı tanığı ….’nın ifadesi ve elektronik ileti yazışmalarında davacı tarafın süresinde ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi incelemesine sunulan 254,1 kg kumaşın kesilmemiş olduğu ve 268,6 kg kumaşın kesilmiş halde davacı tarafa teslim edildiği kabul edilmiştir. Buna göre kesilmemiş 254,1 kg kumaş için, davacının kesilmemiş kumaşı satabileceği de değerlendirilerek talep edebileceği zararının dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru da dikkate alınarak 16.678,05 TL hesap edildiği görülmüştür. Davacının fire farkı zararı yönünden ise toplam satılan kumaşın kesilmeden teslim edilen kumaştan ve kesilmiş halde teslim edilen kumaştan düşülmesi sonucu 6.881,3 kg kumaşın kesilmiş halde davacı taraf teslim edildiği sonucuna varılmıştır. Boyamamdan kaynaklı kabul edilebilir fire farkının % 3 olduğu dikkate alındığında, kabul edilebilir fire farkının 214,5 kg olarak hesaplanmaktadır. Davalı tarafından teslim edilen kumaşlarda 268,6 kg fire olması davacının zararına yol açacaktır. Buna göre davacı taraf 54,1 kg ( 268,6 kg – 214,5 ) fire farkı zararı olarak, fireli kumaşın satılması halinde elde edeceği tutarın da düşülmesi ile 4.200,09 TL hesaplandığı görülmüştür. Tamire giden kumaşlarda oluşan 104 kg kumaş farkı yönünden ise dosyaya sunulan sevk irsaliyesi veya malların teslim ediliğine dair ispata yarar belge sunulamamıştır. Davacı vekili tarafından tamire giden kumaşlarda oluşan 104 kg kumaş farkı yönünden davalı şirket yetkililerine yemin teklif edilmesi üzerinde şirket yetkililerine yemin davetiyesi tebliğ edilmiş ise de davalı şirket yetkililerinin duruşmaya iştirak etmediği gibi geçerli bir mazeret de sunulmadığı görülmekle yemin konusu vakaları ikrar etmiş kabul edilmişlerdir. Buna göre bilirkişi raporunda yapılan tespit ve hesaplamalar dikkate alınarak davalı tarafın ayıp nedeni ile talep edebileceği maddi zararının 16.678,05 TL olduğu, kabul edilebilir fire farkı zararının 4. 200,09 TL olduğu, tamire giden kumaşlarda oluşan fire farkının 8.074,12 TL olduğu, davacı tarafın talep edebileceği toplam zararının 28.952,26 TL olduğu hesaplanmıştır. Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı görülmüş ise de 30.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış olduğu görülmekle harcın tamamlanması yoluna gidilmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- 28.952,26 TL’nin 16.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.977,73 TL harçtan peşin alının 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.465,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden 1.273,93 TL’nin davalıdan 46,07 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 571,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat, keşif ve posta masrafı 3.019,90 TL yargılama giderinden kabul oranı (%96,51) ret oranı (%3,49) dikkate alınarak hesaplanan 2.914,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafça sarf edilen 125,25 TL yargılama giderinden ret oranı dikkate alınarak hesaplanan 4,37-TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 1.047,74 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸