Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/349 E. 2021/1207 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/349 Esas
KARAR NO : 2021/1207

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağı, davalı-borçlu ile tente, branda (alım-satım-montajı) ile ilgili olup hizmet ve satışından kaynaklı ticari münasebetten doğmakta olduğunu, 29/03/2019 tarihide davacı şirket tarafından borçlu şirketi ile yapmış oldukları ticari alım satım sözleşmesine binaen toplamda 70.003.50 TL’lik tente malzemesi ve montajı hizmeti yapılmış olduğunu, borçlu şirket tarafından bir süre sonra sözleşmeye konu olarak yapılan camlara, içerisi görünmeyecek şekilde cam filmi yapılması konusunda davacı şirketten istekte bulunulmuş ve davacı şirket tarafından borçlu şirketin bu isteği yerine getirilmiş olduğunu, ancak içeriyi göstermeyen cam filminin geliri azalttığı gerekçesiyle borçlu şirket tarafından müvekkil şirkete haber verilmeden camları kırmak suretiyle camlar kullanılamaz hale getirilmiş ve bunun sorumlusu olarak da davacı şirket gösterilip, 70.003,50-TL’lik borcun kalan 18.000,00-TL’lik kısmının ödenmemiş olduğunu, ancak davacı şirket ile borçlu şirket arasında yapılan yazılı ticari alım satım sözleşmesine göre alıcının, ürün uygulandıktan sonra çeşitli modifikasyonlarla ürüne müdahalesi sonucunda oluşabilecek olumsuz durumlar ile yetkili servisi olan satıcı dışında ürüne yapılan herhangi bir müdahalede garanti kapsamı dışında bırakılacağını, bu bakımdan borçlu şirketin yukarıda belirtilen gerekçeyle borcu ödemekten kaçınmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, davacı şirket sözleşmeden kaynaklanan edimini gereği gibi yerine getirmiş, yapmış olduğu işe ilişkin 29.03.2019 tarihli fatura, sevk irsaliyesi ve tahsilat makbuzu bulunmakla, sayılan tüm bu belgelerde de borçlu şirketin yapılan hizmeti, tente malzemelerini ve oluşan borcu onayladığını gösteren imzası bulunmakta olduğunu, her ne kadar takipte faiz talebimiz olmuş ise de borçlu takiple temerrüde düşmüş olduğundan takip öncesi faiz talebimizden vazgeçtiklerini, takip tarihinden itibaren ticari faiz talep ettiklerini, belirtilen nedenlerle borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesi için davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına borçlu/davalı tarafından haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız olarak icra takibine itiraz eden ve takibin durmasına neden olan borçlu/davalının %20’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin borçlu/davalıdan tahsiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasında uyuşmazlık; ticari ilişki olup olmadığı, davacının davaya konu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının UYAP sisteminden evraklarının gönderilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 18.000,00-TL asıl alacak, 2.343,45-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.343,45-TL alacağın tahsili için takip yaptığı, davalının itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Tarafların 2019 yılı BA-BS formları Beylikdüzü Vergi Dairesi ve Avcılar Vergi Dairesi’nden celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek SMMM bilirkişi tarafından rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı yan 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Ticari defterlerinin HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davalı yan tarafından inceleme günü olan 11.10.2021 tarihinde ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı yan’dan 07.09.2020 icra takip tarihi itibariyle 82.600,00-TL alacaklı olduğu, davacı yan tarafından 29.03.2019 tarihli 70.003,50-TL’lik … faturanın kalan alacağı olarak 18.000,00-TL olarak 07.09.2020 tarihli icra takibi yapılmış olduğu, ancak bu faturanın 35.000,00-TL’lik 2 adet çek ile davalı tarafından ödenmiş olduğu, davacının ticari defterlerinde görünen alacağının 29.11.2018 tarihli … No.lu 82.600,00-TL’lik fatura bedeli kadar olduğu, işbu faturanın dayanağı olan … No-lu irsaliyedeki ürünleri teslim alan olarak …. imzasının bulunduğu, ancak bu ürünlerin taraflar arasında yapılan sözleşmeler ile uyumlu olmadığı, yapılan 2 sözleşmede de davalı tarafından ön ödemeler yapılmış olduğunun belirtilmiş olduğu ancak bu nakit ve çek ödemelerine ilişkin, ticari defterlerde ve bilirkişiye sunulan ekstrelerde kayıt olmadığı, davacının icra takip dayanağı 29.03.2019 tarihli 70.003,50 TL’lik … faturadan kaynaklı alacağının olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … takip dosyası ile davalı takip borçlusuna karşı 29/03/209 tarihli faturadan bahisle icra takibi yapılmış olup “Takibe sıkı sıkıya bağlılık” ilkesi gereğince davacının takibe dayanak kıldığı fatura dışında taraflar arasındaki tüm ticari ilişkisinin değerlendirme konusu yapılamayacağı, hükme esas alına bilirkişi raporu ile 29.03.2019 tarihli 70.003,50 TL’lik …. faturadan kaynaklı alacağının 35.000,00-TL’lik 2 adet çek ile davalı tarafından ödenmiş olduğu ve davacının davaya ve takibe konu bu faturadan kaynaklı alacağının olmadığı anlaşılmış olup ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ” (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” hükmü dikkate alındığında davacı iddiasını ispat edememiş bu şekli ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın REDDİNE,
1-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Alınması gereken 59,30-TL’nin harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 205,68-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 146,38-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır