Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2021/427 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/343 Esas
KARAR NO : 2021/427

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında … projesinde tapuda .. İli, … İlçesi, … Köyünde kain … pafta … ada, … parsel numarasında kayıtlı G Blok 3. Giriş, 4. Kat 15 nolu bağımsız bölüm olarak kayıtlı bulunan taşınmazın müvekkili adına tapuda tescili amacıyla 25/02/2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalının tapuda taşınmazın devrini 30/11/2020 tarihinde yapacağını müvekkilinin ise 138.704,00 TL satış bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin bu bedeli 110.000,00 TL peşinat ve 28.704,00 TL senet olmak üzere eksiksiz olarak ödeyerek tamamladığını, müvekkilinin tescilin tamamlanması amacıyla davalı firmaya 6.804,74 TL daha ödeme yaptığını, davalı firmaya ihtarname gönderdiğini ancak bir sonuç alamadığını, yaklaşık beş yılı aşkın bir süredir tapuda devre herhangi bir engel olmadığı halde müvekkilinin satın almış olduğu ve bedelinin tamamının ödediği taşınmazı tapuda devir alamadığını beyan ederek öncelikle taşınmaz üzerine tedbir konulmasını ve tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, tapu kaydı üzerinde varsa tüm hacizlerin kaldırılmasını ve ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak ise sulh sözleşmesi ve ibraname ile da sabit olduğu üzere davayı konu taşınmaza ilişkin oluşan değer kaybı için müvekkili şirket tarafından 24.320,00 TL Tutarında ödeme yapılarak karşılıklı ibralaşıldığını beyan ederek haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosyanın mahkememize Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile/ değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.

28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmazların da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olayda dava konusu bağımsız bölümün konut (mesken) niteliğinde olduğu, davacı gerçek kişinin tüketici olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve taşınmazın sonradan kiraya verilmesinin sözleşme anındaki nihai amacını belirlemeye yeterli bulunmadığı, taşınmazı kullanmak üzere akit yapan davacının sonradan farklı sebeplerle tasarruf biçimini değiştirmiş olabileceği hususu hayatın olağan akışına uygun olduğu nihai amacının kira geliri elde etmek olduğunu kanıtlamayacağı bu yerin de konut(mesken) niteliğinde olması dikkate alındığında uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesini gerektirir nitelikte ticari bir dava da olmadığı, uyuşmazlığın görevli mahkeme olan Tüketici Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla, göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi olduğunu tespitine, dosyada Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin … E. … K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, görev hususunda merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge İstinaf Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi ‘ne gönderilmesine,
4-Mahkememiz ile Bakırköy … Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmesine,
5-HMK’nun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik ile dosyanın gönderilmesi kararından sonra davaya bir başka mahkemece devam edilmemesi halinde ve talep halinde mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderinin davacı tarafça ödenmesine ilişkin karar verilmesine, harç hususunun mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır