Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/34 E. 2023/174 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/34 Esas
KARAR NO : 2023/174

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 07/09/2020 günü saat 19.00 sıralarında müvekkili …’in evinin önünde bulunduğu sırada, davalı şirkete sigortalı ve … isimli şahsın sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 06/10/2020 tarihli …. sayılı raporunda da belirlildiği üzere müvekkiilinde yaralanmanın kişi üzerinde etkisinin BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığını, vücudunda kemik kırığının hayati fonksiyonlarına etkisnin ağır derecede olduğunu, davalı sürücü konutların yoğun olduğu, insan kalabalığının bulunduğu sokakta gereken özen ve dikkati göstermeden ve aşırı hız yaparak müvekkili ….’a çarpıp yaralanmasına sebep olduğunu, davalının kaza tutanağı tutturmadan ve yaralı müvekkiline yardım etmeden kaza mahalinden ayrıldığını, davalı tarafın kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin trafik kazası sonrasında basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ağır yaralanmış olduğunu ve kaza sebebiyle sağ ayak bilek alt uçta açık yarası ve tıbbia kemik dışarda olacak şekilde kemik kırığı meydana geldiğini, bacağına platin takıldığını, müvekkilinin kaza tarihinden iş bu dava tarihinc kadar günlük yaşantısını ve sosyal hayatını idamede zorlandığını, müvekkilinin çalışma yaşına geldiğinde sakatlığı sebebiyle tam olarak çalışamayacağını ve gelirinin düşeceğini, yine diğer davacılar olan anne ve babanın da ekonomik destekten yoksun kalacaklarını, davacı müvekkilinin yaşadığı kaza neticesinde kaza geçirdiği andan bu güne kadar bacağındaki kırıklar sebebiyle acı ve ızdırap çekmekte, olduğunu, bacağını eskisi kullanamayacağı için ömrü boyunca fiziki ve psikolojik acılar yaşayacağını, müvekkilinin sakatlanması nedeniyle davacı anne ve babanın da korku-panik yaşadığını, acı ve ıstırap çektiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak ve sonradan arttırılmak kaydıyla davacı … için şimdilik 3.000 TL sürekli sakatlık döneminc ilişkin maddi tazminat ile davacılar … ve … için 1.000,00er TL destekten yoksun kalma tazminalının kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini, davacı …. için 60.000,00 TL diğer davacılar … ve … için 5.000,00er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalı …ten alınarak alınarak davacılara ödenmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 07 Eylül 2020 tarihinde saat 19.00 sıralarında …. Mahallesi … sokağında gerçekleşen kazanın …Polis Merkezinde vermiş olduğum ifadesindeki gibi gerçekleştiğini, kazada hiçbir kusurunun olmadığını, kaza esnasında mahallede bir komşunun olayı gördüğünü, kaza sırasında abisinin de yanında olduğunu, kaza sonrası çocuğu hastaneye götürerek tedavisini başlattıklarını ve birbirlerinden şikayetçi olmadıklarını, kazanın tamamen yayanın bir binanın arasından yola fırlaması sonucu gerçekleştiğini ve davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Karayolları Trafik Kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını tam olarak yerine getirmeksizin iş bu davayı ikame ettiğinden, başvurunun usulden reddi gerektiğini, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının ve davacının maluliyet oranının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp …. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davacının kusura ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, her ne kadar davacı taraflarca (anne baba yönünden) destekten yoksun kalma tazminatı da talep edilmişse de, bu tazminat türünün ölen bir kişinin yaşarken destek verdiği kişilerin aldığı desteğin ölüm nedeniyle ortadan kalkması neticesinde destek alanların uğradıkları zarara ilişkin olduğunu, iş bu dava konusu kaza bir ölüm olayı ile sonuçlanmadığından, bu tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce hastane kayıtları, kaza tutanakları, ceza ve soruşturma dosyası, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması sonuçlara celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyası davacı …’in iş göremezlik oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; …. oğlu, 2014 doğumlu …’in 07.09.2020 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında; tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dava konusu kazada tarafların kusur oranının belirlenmesi yönünden; Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu olayın oluş şekline ve maddi gerçekliğe uygun olduğundan ve davacı tarafın bu kusur raporunun esasına ilişkin bir itirazının bulunmadığı anlaşıldığından yeniden kusur raporu alınması cihetine gidilmemiştir.
Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında düzenlenen 25/02/2021 tarihli raporda belirtildiği üzere kazanın; sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … Mahallesi … Sokak üzerinden seyir etmekte olduğu sırada yolun sol tarafında No:5 önündeki ikametin yanında bulunan boşluk alanda arkadaşları ile birlikte oyun oynamakta olan olan yaya …’in birden araçların seyir halinde olduğu yol bölümüne çıkması nedeniyle kazanın gerçekleştiği sabittir. Davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın yolun şartlarına uygun olmayacak şekilde tedbirsizce kullanması nedeniyle iş bu kazada tali kusurlu olduğu, …’in ise aniden yola çıkması nedeniyle kazanın oluşumuna asli kusuruyla sebebiyet verdiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacının maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tarafın 15/01/2023 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi ile sulh olduklarından maddi tazminat istemleri yönünden davanın konusuz kaldığını, sigorta şirketi ve maddi tazminat talepleri bakımından yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, manevi tazminat yönünden ise davalarının kabulünü talep ettiği görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. Maddesinde; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yine aynı yasanın 315. Maddesinde; “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin ve davacının sunmuş olduğu sulh protokolü kapsamında dava konusu maddi tazminat talebi yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığı anlaşıldığından maddi tazminat talebi yönünden taraflar hakkında vekalet ücretine hükmedilmemiş, bu doğrultuda hüküm kurulmuştur.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı Kanunun 56. maddesine göre bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda zarara uğrayana hakim bir miktar manevi tazminat verir. Yine aynı Kanunun 58. maddesine göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.
Davaya konu manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarar uğrayanın manevi ısdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacı tarafın manevi tazminat talebi 07/09/2020 gerçekleşen kaza nedeniyle kazada yaralanan davacı … ile davacının anne ve babası olan diğer davacıların kaza nedeniyle duymuş oldukları elem ve acıya dayanmaktadır.
Dosya içerisine alınan ve yukarıda ayrıntılarına yer verilen kusur raporunda da belirtildiği üzere davalı …’in dava konusu kazada 2. Derecede tali kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacıların haksız fiil hükümleri göre davalı …’den manevi tazminat talep etmelerinin haklı sebebe dayandığının kabulü gerekmektedir.
Mahkememizce manevi tazminatın belirlenmesinde davacı yanın maddi gücü, davalı tarafın maddi durumu ve davaya konu trafik kazasındaki kusur oranları ve davacının kaza nedeniyle belirlenen kalıcı-geçici maluliyet oranı göz önüne alınarak tazminat miktarının tespiti cihetine gidilmiştir. Bir tarafın zenginleştirilip diğer tarafın fakirleştirilmemesi gerektiği hususu nazara alınmış, bunun yanında manevi tazminatın caydırıcı ve cezalandırıcı boyutunun da olduğu göz önünde tutulmuş, bütün bunlar toplu halde biri diğerine üstün tutulmaksızın tüm ilkeler birlikte değerlendirilmek suretiyle manevi tazminatın hüküm kısmında belirtildiği şekilde takdir edilmesi uygun görülmüştür. Bu bağlamda davacı yanın manevi tazminat taleplerinin kısmen yerinde olduğundan kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat talepli dava hakkında davalı sigorta ile sulh olduklarını belirtildiğinden maddi tazminat talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının davalı … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat talepli davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
-3.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
-3.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
-Fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
3-Maddi tazminat talebi bakımından Harçlar Kanunu 22. Maddesi hükümlerine göre sulh ön inceleme duruşmasından sonra vuku bulduğundan alınması gereken 119,93 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 256,17 TL harçtan mahsubuna,
4-Manevi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 751,41-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin alınan ve bakiye kalan 136,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 615,27- TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 136,24-TL harcın davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 820,00-TL ATK fatura ücreti, 444,30 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.205,70 TL yargılama giderinden manevi tazminat talebinin kabul red oranına (%13,75) göre hesap edilen 173,84-TL’nin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen tek 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim ….
E-İmzalıdır