Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/334 E. 2022/292 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/334 Esas
KARAR NO : 2022/292

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2021/335 ESAS- 201/658 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022
ASIL DAVA;
DAVA; Davacı şirket yetkilisi asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat malzemeleri alım-satım ve gıda sektörü alanında iştigal eden bir firma olduğunu, şirketlerinin ve şahsi olarak davalı şirketle herhangi bir ticari ilişkilerinin olmadığını, takibe konu olan çekin arka cirolardaki şirketi unvanında yer alan kaşenin sahte olduğunu, üzerindeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaslarının teminatsız veya uygun görülecek teminatla tedbiren takibin durdurulmasına, davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, masraf ile vekalet ücretinin hüküm altına alınarak karşı tarafa tahmiline ve davanın sonunda %20 dosya takip bedelli üzerinden tazminat ödenmesi hükmüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin, davacı şirketin yetkilisi olarak … tarafından imzalandığını, TTSG uyarınca 26/12/2019 tarihinden itibaren ve bu tarih de dahil olmak üzere davacı şirketi temsil edecek kişinin …. olduğunu, taraflarınca TTSG’nin internet sitesinde yapılan incelemede, şirketi temsile yetkili kişinin …. olduğuna dair bir tescilin halihazırda söz konusu olmadığını, bu nedenle HMK. mad. 53 ve 54 gereği şirketi temsile yetkili kişi tarafından açılmayan davanın usulden reddinin yasal bir zorunluluk olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 26/12/2019 tarihli bir satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin, satış sözleşmesinde kararlaştırılan sipariş kalemlerini peyderpey hazırlayarak davacı şirkete teslim ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacı şirketin, müvekkili ile akdi ilişki içinde olunmadığı farz edilse bile elektronik ortamda kendisine tebliğ edilen faturalara herhangi bir itirazda bulunmamasının basiretli bir tacir davranışı olmadığını, davacı şirketin icra takibine konu çekte ciranta olduğunu belirtmekte fayda olduğunu, yani kendi cirosundan önce başka bir cirantanın varlığının söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin, satış sözleşmesi yaptığı bir şirketin cirosuyla ilgili olarak kuşkuya düşmesi veya inceleme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yani davacı şirketin iddialarına göre davanın kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını beyanla öncelikle dava şartı olan arabulculuk yoluna başvuru ve tarafların usulüne uygun bir şekilde arabuluculuk görüşmesine davet yöntemi izlenmediği için davanın usulde reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den az olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, davanın reddine karar verilmesi halinde ise davalı tarafın arabuluculuk görüşmesine katılmamasında bir kusuru olmadığı ve kusurun arabulucudan kaynaklanmış olması nedeniyle davalı lehine arabuluculuk masraf ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava ve birleşen dava, kambiyo senedi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın asıl dava ve birleşen dava konusu edilen senetlerin arkasında davacı şirket kaşesi üzerine atılan ciro imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı, davacı şirketin asıl ve birleşen davaya konu senetler nedeniyle borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17/09/2021 tarihli celsesinde davalı vekilinin duruşmaya katıldığı, davacı vekilinin ise gelmediği ve mazerette bildirmediği, davalı vekilinin ise davacı tarafından takip edilmeyen davayı kendilerinin de takip etmek istemediğini belirttiği anlaşılmakla HMK’ nun 150. maddesi gereğince davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
HMK 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği, Mahkememizin 17/09/2021 tarihli celsesinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, akabinde talep üzerine yenilenmesinden sonra 25/03/2022 tarihli celsede dosyanın yeniden takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla ikinci kez takipsiz bırakılması sebebiyle HMK 320/4 maddesi gereğince asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK 320/4 gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-A)Asıl dava bakımından alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 678,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 597,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
B)Birleşen dava bakımından alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 831,42 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 750,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-A)Asıl dava bakımından davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 7/1 maddesi gereğince takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B)Birleşen dava bakımından davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 7/1 maddesi gereğince takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Celbine karar verilen ve Mahkememiz kasasına alınan belge asıllarının iadesine, masrafın davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
Dair davacının yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 25/03/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır