Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/331 E. 2021/835 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/331 Esas
KARAR NO : 2021/835

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/10/2021

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkil şirkete aldığı faturada gösterilen malların bedeli olarak para borcu bulunduğunu ve bu borca ilişkin müvekkile kendilerine zaman tanıması için başvurduklarında şirket yetkilisince imzalı borç ikrarında bulunduğunu, ancak geçen bu sürede muaaccel olan söz konusu borç müvekkile ödenmediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibinde de -borç ikrarına rağmen- kötü niyetli olarak borçlu şirket tarafından yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edildiğini, borçlunun mal kaçırmak için zaman kazanmaya çalıştığını, ayrıca davalı adına kayıtlı … ili … ilçesi … ada … parselde kain taşınmazın kayıtlarında 2019 – 2020 tarihleri arasında eklenen çok sayıda ihtiyati haciz şerhi bulunduğu ve taşınmazın Gaziantep İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında satış işlemlerine başlandığını, dosya kapsamındaki sipariş formu, fatura ve irsaliyelerden anlaşılacağı üzere mallar müvekkil tarafından eksiksiz olarak teslim edildiğini ve söz konusu para borcu borç 29/11/2019 tarihinde muaccel olduğunu, ayrıca davalının borcunun bulunduğuna ilişkin borç ikrarı da mevcut olduğunu, bununla muaaccel olan alacağımız rehinle teminat altına alınan alacaklardan olmadığını, borçlarını ödeyemeyen ve bu nedenle icra takipleri ile karşı karşıya olan davalı müvekkilden mal kaçırmak maksadıyla zaman kazanmak için kötü niyetle icra takibimize itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile İİK m.257 uyarınca ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Kişiler nezdindeki alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı usule uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, dava konusu faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı yan, icra takibine itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin Gaziantep olması gerektiğinden bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 sayılı kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, önce, bu itiraz incelenip sonuçlandırılmalıdır. Zira yetki itirazı karara bağlanmadıkça ortada hukuken geçerli bir takip olduğu söylenemez.
Bu kapsamda, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK’nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6097 Esas – 2020/6762 Karar sayılı ilamı)
2004 sayılı İİK.nın 50.maddesinde yetki hususu düzenlenmiş olup, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca davanın dayanağı para alacağı olup, TBK 89. maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri de yetkilidir. Davacı alacaklının yerleşim yeri Arnavutköy, davalının yerleşim yeri ise Gaziantep ise de; icra takibi yetkili İstanbul ya da Gaziantep icra dairelerinde başlatılmamış olup, yetkisiz Bakırköy İcra Dairesi’nde başlatılmış, davalı/borçlu süresi içerisinde Gaziantep icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
Davacı vekili, ibraz edilen 16/10/2018 tarihli sipariş formunun 14.maddesinde Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu hükmünün yer aldığını, sipariş formunun yetki sözleşmesi mahiyetinde olduğunu belirterek takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını belirtmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Dosyada mübrez 16/10/2018 tarihli sipariş formu başlıklı belgenin tetkikinde, sipariş formunun davalı şirket tarafından imzalandığı, davacı şirket imzasının bulunmadığı, altında sadece kaşenin yer aldığı görülmektedir. Yetki şartı ihtiva ettiği ileri sürülen sipariş formunun tek taraflı olarak tanzim edilmiş olması ve her iki tarafın da imzasının bulunmaması sebebiyle HMK m.17 ve m.18 gereğince yetki sözleşmesi niteliğinde sayılması mümkün değildir. İtirazın iptaline konu icra takibinin yetkisiz İcra Dairesinde başlatıldığı, davalı yanın süresi içerisinde Gaziantep İcra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, bu haliyle yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibinin hukuken geçerli bir icra takibi niteliğinde olmadığı anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2–Alınması gereken 59,30 TL’nin peşin yatırılan 4.240,62 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 4.181,32 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
3–Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5–Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır