Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/328 E. 2021/554 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/328 Esas
KARAR NO : 2021/554

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup, yıllardır davalı tarafından sipariş edilen malların eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğini, dava konusu alacak için, sipariş formları vasıtası ile mal temininin sağlanmasının talep edilmiş olduğunu, sipariş formuna göre malların bedelleri için vade tarihinin faturanın kesildiği ay sonundan itibaren 180 gün belirlenmiş olduğunu, ayrıca bu vade tarihlerinin faturaların açıklama kısmında gösterilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı/borçlu şirkete siparişe konu malların temininin sağlanmış olduğunu, davalı-borçlunun siparişe konu malları ve diğer hizmetleri eksiksiz ve tam olarak müvekkili şirketten almış olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı-borçluya yapılan satışa ilişkin 20.07.2018 tanzim tarihli ve … fatura nolu e-fatura, tanzim edilmiş olduğunu, davalı, tarafından malların teslim alınmış ve faturalara itiraz edilmemiş olduğunu, ancak müvekkili şirketin defaatle borcun ödenmesi için talepte bulunmuş olmasına karşın davalı borçlu şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, müvekkili şirket tarafından alacağının temin edilmesi amacı ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davalı/borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı-borçlu şirketin takibe itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durmuş olduğunu, davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından borcun, yazılı şekilde ikrar edilmiş olduğunu, davalının imzalamış olduğu borç ikrarını içeren belgenin bulunması sebebi ile artık ispat yükünün de karşı tarafta olacağını, davalının ikrar ettiği bir borcu olmasına rağmen, alacağın tahsilini zorlaştıracak şekilde eylemlere girişen davalının taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczine, davanın kabulü ile davalılar tarafından yetkiye, takibe, asıl alacağa ve fer’ilerine ilişikin yapılan haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından başlatılan takibin devamına, davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı taraf arasında süregelen ticari ilişkiden kaynaklanan bir borç ilişkisi doğmuş olduğunu, yıllardır süregelen bu iş akdine dayanarak müvekkili şirketin şimdiye kadar yapılan hiçbir ticari faaliyetinde karşı tarafı mağdur edecek tavırlar sergilememiş, üzerine düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getirmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa dava konusu faturadan kaynaklanan borcunu ödemiş olmasına rağmen, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyadan icra takibi başlatılmış olduğunu, işbu takipte talep edilmiş olan borç davacı tarafa ödenmiş olduğundan dolayı icra takibine itiraz edilmiş olduğunu, işbu davada davalı sıfatında olan müvekkili şirketin mernis adresinin … olduğunu, müvekkili şirketin mernis adresinin …. olduğu nazara alındığında dava konusu icra takibi açısından yetkili icra müdürlüğü Gaziantep Müdürlüğü olup, Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün yetkisiz olduğunu, dolayısı ile işbu dava açısından yetkili mahkemenin de Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki nedeniyle davanın esasına girilmeden usulden reddini talep ettiklerini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olduğunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilinin herhangi bir şekilde mal kaçırma yada davacı tarafın iddia ettiği alacağını tahsil etmesini engelleme gibi bir amacı ve girişimi bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini, taraflar arasında süregelen ticari ilişkiden kaynaklanmış olan borçların müvekkili tarafından davacı şirkete ödenmiş olduğunu, davacı taraf müvekkili şirketin borcu ikrar etmiş olmasına rağmen ödeme yapmamış olduğunu öne sürse de, müvekkili şirket tarafından ikrar edilen borcun davacı tarafa ödenmiş olduğunu, ticari anlaşma ve mevcut borcun müvekkili şirket yetkilisi tarafından hiçbir zaman reddedilmemiş aksine ödemesi yapılmış olduğunu, davacı tarafın işbu davaya dayanak olan icra takibine konu ettiği; *… numaralı 283.583,68 TL bedelli fatura karşılığının davacı tarafa ödenmiş olduğunu, işbu fatura bedelinin fatura tarihinin dolar kuru ile 58.692,32 USD değerinde olduğunu, yine taraflar arasında ki dava dışı … numaralı 244.156,18 TL bedelli fatura değerinin ise fatura tarihinin dolar kuru ile 52.529,30 USD değerinde olup; anılan bu iki fatura bedelinin toplamda 111.221,62 USD etmekte olduğunu, müvekkili tarafından anılan bu iki fatura bedelinin karşılığı olmak üzere davacı tarafa …bank … Şubesi/…., 25.01.2019 keşide tarihli ve … seri numaralı 111.221,00 USD bedelli çekinin ibraz edilmiş olduğunu, bu çekin vade tarihi geldiğinde müvekkili şirketin yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeni ile davacı tarafa çek bedeli ödenememiş olsa da, tarafların anlaşması üzerine müvekkili şirket tarafından davacı tarafa çek bedeline karşılık gelmek üzere 28.12.2018 tarihinde 30.000 USD, 12.06.2019 tarihinde 15.000 USD, 17.06.2019 tarihinde 20.000 USD, 03.07.2019 tarihinde 15.000 USD, 18.07.2019 tarihinde 20.000 USD ödeme gönderilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa gönderilmiş olan bu ödemeler karşısında müvekkilinin davacı tarafa karşı dava konusu … numaralı 283.583,68 TL bedelli faturaya ilişkin bu tutarda bir borcu olmadığının açık olduğunu beyanla; öncelikle ihtiyati haciz talebinin reddine, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeni ile usulden reddine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı yan, icra takibine itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin Gaziantep olması gerektiğinden bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 sayılı kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, önce, bu itiraz incelenip sonuçlandırılmalıdır. Zira yetki itirazı karara bağlanmadıkça ortada hukuken geçerli bir takip olduğu söylenemez.
Bu kapsamda, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK’nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6097 Esas – 2020/6762 Karar sayılı ilamı)
2004 sayılı İİK.nın 50.maddesinde yetki hususu düzenlenmiş olup, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca davanın dayanağı para alacağı olup, TBK 89. maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri de yetkilidir. Davacı alacaklının yerleşim yeri …, davalının yerleşim yeri ise … ise de; icra takibi yetkili İstanbul ya da Gaziantep icra dairelerinde başlatılmamış olup, yetkisiz Bakırköy İcra Dairesi’nde başlatılmış, davalı/borçlu süresi içerisinde Gaziantep icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
Davacı vekili, ibraz edilen 17/07/2018 tarihli sipariş formunun 14.maddesinde Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu hükmünün yer aldığını, sipariş formunun yetki sözleşmesi mahiyetinde olduğunu belirterek takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını belirtmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Dosyada mübrez 17/07/2018 tarihli sipariş formu başlıklı belgenin tetkikinde, sipariş formunun davalı şirket tarafından imzalandığı, davacı şirket imzasının bulunmadığı, altında sadece kaşenin yer aldığı görülmektedir. Yetki şartı ihtiva ettiği ileri sürülen sipariş formunun tek taraflı olarak tanzim edilmiş olması ve her iki tarafın da imzasının bulunmaması sebebiyle HMK m.17 ve m.18 gereğince yetki sözleşmesi niteliğinde sayılması mümkün değildir. İtirazın iptaline konu icra takibinin yetkisiz İcra Dairesinde başlatıldığı, davalı yanın süresi içerisinde Gaziantep İcra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, bu haliyle yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibinin hukuken geçerli bir icra takibi niteliğinde olmadığı anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-AÇILAN DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 4.838,14 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4.778,84 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸