Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/30 E. 2021/299 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/30 Esas
KARAR NO : 2021/299

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı şirket arasında uzun dönem oto kiralama sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin kiralamış olduğu … plakalı aracın hasara uğraması ile aracın hasara uğradığının davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirket tarafından 30.04.2019 tarihinde aracın hasar bedeline ilişkin fatura düzenlendiğini, faturanın hiçbir şekilde kabul edilmediği gibi 21.05.2019 tarihinde faturanın iadesine ilişkin ihtar çekilerek müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını ve borcu kabul etmediğini bildirildiğini, meydana gelen hasarın aracın önceki kullanımından veya genel kullanımından kaynaklanan bir hasar olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, bu tür zararların doğması halinde zararın kiraya verence karşılanacağının taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kabul edildiğini, sözleşme düzenlenirken sözleşme eki olarak müvekkiline boş senet imzalatıldığını, davalı tarafın işbu boş olarak düzenlenen teminat senedini tarafların iradelerine aykırı bir şekilde eklemeler ve doldurmalar yapılarak nizalı olan bir hususa ilişkin olarak kullanıldığını ve şartları oluşmadan teminat senedine ilişkin takip başlatıldığını, senede davacı müvekkili …’in eklenerek senedin kefili olarak aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin senette imzasının olmadığını, müvekkilleri aleyhine davalı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine müsteniden yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacağın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını beyanla davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte 10.086 TL tutarında senetten doğan bir borcunun bulunmadığının tespitine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin durdurulması amacıyla teminatlı veya teminatsız olarak ihtiyat-i tedbir ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde taraflar arasındaki ihtilafın kiralama sözleşmesinden kaynaklandığının belirtilmesi sebebiyle davanın görevsiz mahkemede açıldığını, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının iddialarına konu faturaların müvekkili şirket tarafından kesilmediğini, dosyayla ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından böyle bir fatura kesilmediğini, kesilen faturaların kira bedelleri ve OGS’ye ilişkin olduğunu, davacının doğan cari borcuna karşılık davalı tarafa takip konusu 10/03/2020 vade tarihli, 10.086,00 TL bedelli senet verdiğini, vadesinde ödenmediği için davacılar alehhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, davacı tarafın müvekkili şirkete olan borcunu ödememek için işbu davayı açarak kötüniyetli bir tutum sergilediğini beyanla açılan davanın usulden ve esastan reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan uzun dönem oto kiralama sözleşmesi kapsamında düzenlendiği belirtilen senet sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasında uzun dönem oto kiralama sözleşmesi bulunduğunun ihtilafsız olduğu, dosya kapsamında bulunan sözleşme suretine göre sözleşmenin davacı ve davalı şirket arasında imzalandığı, davacı …’in ise kiracı olarak sözleşmede gösterildiği, buna göre taraflar arasında kira ilişkisi temelli bir hukuki ilişki bulunduğu, davacı tarafın bu hukuki ilişki kapsamında kendisine boş olarak imzalatılan teminat senedinin tarafların iradelerine aykırı bir şekilde eklemeler ve doldurmalar yapılarak nizalı olan bir hususa ilişkin olarak kullanıldığını ve şartları oluşmadan teminat senedine ilişkin takip başlatıldığını iddia ederek borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup, davalı taraf ise yine bu hukuki ilişki kapsamında davacının kiralama bedellerine ilişkin doğan cari borcuna karşılık takip konusu 10/03/2020 vade tarihli, 10.086,00 TL bedelli senedin verildiğini savunmuştur. Buna göre uyuşmazlığın temelinin taraflar arasındaki uzun dönem oto kiralama sözleşmesine dayandığı, yapılan açıklamalar ve HMK.4/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesini gerektirir nitelikte ticari bir dava da olmadığı, uyuşmazlığın görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b,115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 19/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır