Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/270 E. 2021/791 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/270 Esas
KARAR NO : 2021/791

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 22/03/2021 tarihinde müvekkilleri, …., …., …’e karşı yapılan İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas sayılı dosyasının İhtiyadi Haciz Kararı doğrultusunda gerçekleştirilen haciz neticesinde, müvekkilinin sağlık kurumu olmaları sebebiyle haciz baskısı ve tehdidi altında borçlu olmadıkları ödeme emrinin tebellüğ edilmesiyle borca itiraz edecekleri ihtiyati haczi kapak hesabıyla birlikte 493,463.00 TL olarak ödemek zorunda kalmış bulunduklarını, yapmış oldukları ödemenin borcun kabulü manası taşımadığını, zira ihtirazı kayıt ile ödenmiş olduğunu, davacı iki ticari işletme arasında ticari ilişkin bulunmadığını, müvekkili …. Sağlık A.Ş.’nin …. marka adıyla sağlık hizmeti vermekte olup, müvekkili …. A.Ş.’nin … ‘da temizlik hizmetlerini yürütmekte olduğunu, … A.Ş.’nin, yalnızca ….’da temizlik hizmeti vermek üzere kurulmuş bir şirket olup, bu anlamıyla 2 müvekkili arasındaki organik bağın varlığının tartışmasız olduğunu, iki şirket arasında devam eden birbirine özgülenmiş hizmet ilişki doğrultusunda; …. Sağlık A.Ş.’nin, … A.Ş. emrine 16/03/2021 ve 16/04/2021 tarihli ve toplam 750.000 TL bedelli 2 adet çek düzenleyip, teslim etmiş olduğunu, müvekkili …. Sağlık Hizmetleri A.Ş. ile müvekkili …. Temizlik Hizmetleri A.Ş. arasında temizlik hizmetleri verilmesine ilişkin bir hizmet sözleşmesi bulunmakta olup, …. Temizlik Hizmetleri A.Ş.’nin vermiş olduğu hizmet karşılığında; …. Sağlık tarafından … emrine … Bank …/…. şubesinden, keşide yeri … olan, 16.03.2021 vade tarihli … çek nolu, 375.000,00 TL bedelli ve … Bank …/… şubesinden, keşide yeri … olan, 16.04.2021 vade tarihli …. çek nolu, 375.000,00 TL bedelli iki adet çek düzenlenmiş olduğunu, söz konusu bu çeklerin … yetkilisi tarafından cirolandıktan sonra … tarafından çalınmak suretiyle piyasaya arz edilmiş olduğunu, çeklerin …’nın elinden rıza dışı çıkması üzerine ; Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosya ile çeklerin iptaline ilişkin hukuki yola başvurulmuş, yatırılan teminatla birlikte mahkemenin “çeklerin başkalarına ödenmemesi hususunda ödemeden men kararı” vermiş olduğunu, davalının, müvekkili şirketlerin bahsi geçen çek borcunu ödeyebilecek gücü olduğunu bilmekte ve hukuk dışı yolla iktisap ettiği çekleri tahsil ederek haksız kazanç elde etmeye çalışmakta olduğunu, müvekkillerinin, davalının bir an evvel ihtiyati haciz yolu ile karşılaştığı için mağdur olduklarını, bu nedenle ivedi şekilde bahsi geçen çek ile ilgili olarak yapılacak olan ihtiyati haciz ve icra takiplerinin durdurulması ve depo edilen paranın ivedilikle alacaklının hesabına geçmesinin engellenmesi maksadı ile İhtiyati Tedbir talep etme zorunluluğu bulunduğunu, böyle bir kararın verilmemesi halinde müvekkilinin borçlu olmadığı bir bedeli davalıya ödemek zorunda kalacağını beyanla; öncelikle İhtiyadi Tedbir taleplerinin kabulü ile Teminatsız Mahkeme Aksi karar alır ise teminat ile TAKİBİN DURDURULMASINA, ve PARANIN ALACAKLININ HESABINA GEÇİRİLMESİNİN ENGELLENMESİNE, …. Bank …/… şubesine ait, keşide yeri … olan, 16.03.2021 vade tarihli … çek nolu 375.000 TL bedelli çek ile ilgili olarak müvekkillerinin açmış olduğu DAVANIN KABULÜNE, BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, dava konusu çekin müvekkiline iadesine, davalı aleyhine %20’den az olmayacak Kötü Niyet ve %20’den az olmayacak HAKSIZ İCRA TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNE, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin takip alacaklısı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin keşidecisinin …. Sağlık, lehdarının …, ikinci cirantanın …, üçüncü cirantanın …, dördüncü cirantanın ise müvekkili olduğunu, davacıların iddiasının ise çekin … şirketi yetkilisi …’in çantasından bir anda kaybolduğu veya çalındığı yönünde olduğunu, çekin kaybolduğu iddia edildiğine göre ilk şüphelinin de … olması gerektiğini, çünkü … şirketinden sonraki cirantanın … olduğunu, …’ün ise dava konusu çekin keşidecisi …. Sağlık Hizmetleri şirketinin yetkilisi olduğunu, bu durumda iki ihtimal ortaya çıktığını, gerçekten bir suç işlendiyse ya baş şüpheli … olduğunu ya da davacıların çalıntı beyanlarının tamamen uydurmaca olduğunu, …’ün keşideci şirket yetkilisi olduğu ve davacıların birlikte hareket ettiği düşünüldüğünde kendi keşide ettiği çeki çalmadığının düşünülebileceğini, zaten … hakkında yapılan bir şikayet de olmadığını, dava kousu çek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla icra takibine konulmuş olduğundan yetkili ticaret mahkemelerinin de İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı …. Sağlık Hizmetlerinin dava konusu çekin keşidecisi olup davacının çekteki imzasına bir itirazı bulunmadığını, imzaların istiklali prensibi gereği lehtar imzasının sahte olması dahi keşideciyi sorumluluktan kurtarmazken davacılardan hiçbirinin çekteki imzasına itiraz etmemiş olduğunu, çekteki imzasına itiraz etmeyen ve şahsi bir defii ileri sürmeyen davacı …. Sağlık Hizmetlerinin çek nedeniyle müvekkiline karşı sorumluluğunun devam etmekte olduğunu, dava dilekçesinde, dava konusu çekin keşide edildikten sonra … şirketine verildiğinin belirtilmiş olduğunu, davacı …. Sağlık Hizmetleri çekin, … şirketine verdiğini belirttiğine göre davacı …. Sağlık Hizmetlerinin, dava konusu çeke hamil olmadığını, zaten çek iptal davasını açanın bu davacı olmadığını, dava konusu çekte hak sahibi olmadığından davacı …. Sağlık Hizmetlerinin aktif husumet ehliyeti de olmadığını, dava dilekçesinde çekin … yetkilisinin elindeyken çalındığının iddia edilmiş olduğunu, davacı …’nin dava konusu çekin lehtarı olup davacının çekteki imzasına bir itirazı olmadığını, davacıların iddiasında samimi olmaması bir yana TTK’nun 792.maddesinin; çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin, çeki iktisapta kötüniyetli veya ağır kusurlu olması halinde çeki geri vermekle yükümlü olduğunu hükme bağlamış olduğunu, müvekkilinin, çeki iktisap anında çekin çalıntı olduğu konusunda bir bilgisi bulunmadığı gibi davacı …’nin buna ilişkin yazılı bir delil ibraz etmemiş olduğunu, zaten dava dilekçesinde müvekkiline atfedilen hiçbir kötüniyet iddiası da bulunmadığını, müvekkilinin soruşturma dosyasında şüpheli de olmadığını, davacı …’ün hem keşideci şirket yetkilisi hem de … şirketinden sonraki ciranta olduğunu, yani bu davacının çekte hem keşideci şirket yetkilisi olarak hem de şahsi olarak cirosu bulunduğunu, diğer davacılar gibi bu davacının da çekteki imzalarına bir itirazı olmadığını, çekteki imzasına itiraz etmeyen ve şahsi bir defii ileri sürmeyen davacının çekten ötürü sorumluluğunun devam ettiğini, çekin davacı …’ün elinden çıktığına dair bir beyan olmadığını, o halde bu davacının çekte hak sahibi olmadığını, zaten çek iptal davasını açanın da bu davacı olmadığını beyanla; açılan davanın reddine, davacıların %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin iptali istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasının uyap suretleri ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
İİK m.72/son gereği; menfi tespit ve istirdat davalarında takip yapılan icra dairesi veya davalının yerleşim yeri Mahkemeleri yetkili kılınmıştır.
Somut olayda, dava konusu çekin İstanbul …. İcra Müdürlüğünde takibe konulduğu ve davalı vekilinin süresinde yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla İİK m.72/son gereğince davalı vekilinin yetki itirazının kabulüne ile yetki yönünden davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Yetkisizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin yetkisizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸