Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/259 E. 2023/62 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/259 Esas
KARAR NO : 2023/62

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten mobilya, masa, sandalye, dolap ve muhtelif malzeme alımı için anlaşma sağlamış olduğunu, buna göre davalı şirketin, anlaşma sağlanan ürünleri imal edecek, montajını yapacak ve tam vaziyette kullanıma hazır hale getirecek olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılmış yazılı bir anlaşma olmadığını, müvekkili şirketin, davalı taraf ile yapılan anlaşma gereğince teslim edeceği ürünler karşılığı olarak ön ödeme olarak toplam bedeli 1.200.000-TL bedelli çekleri davalı şirket yetkililerine teslim etmiş olduğunu, ürünler müvekkili şirkete teslim edilmediği için davalılara ihtarname keşide edilmiş olduğunu, ancak çeklerin iade edilmediği gibi icraya konu edilmiş olduğunu, dava konusu ….bank …. şubesine ait …. seri numaralı 31.01.2019 keşide tarihli 450.000-TL bedelli çekin iade edilmemiş olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibe koyulmuş olduğunu, davalı yan tarafından söz konusu anlaşma gereği üstlendiği edimi ifa ettiğine ilişkin usulüne uygun düzenlenen fatura ve sevk irsaliyesi de bulunmadığını, davalı şirketin müşteki sıfatı ile Bakırköy …. İcra Ceza Mahkemesi … E. sayılı dosyası ile işbu dava konusu …bank … şubesine ait …. seri numaralı 31.01.2019 keşide tarihli 450.000-TL bedelli çekin karşılıksız çıkmasından dolayı müvekkili şirket ve yetkilisi hakkında şikayette bulunmuş olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Ceza Dairesi … E. sayılı dosyası ile halen derdest olduğunu, davalı şirket yetkililerinin aynı aileden olup şirket adreslerinin de aynı adreste olduğunu, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, davalıların iyi niyetli 3. kişi konumundan yararlanmak adına çeki birbirlerine cirolamış olduklarını, ayrıca …. San. ve Tic. Ltd Şti’nin ….. Tic. Ltd. Şti.’ni icraya vermemesinin aralarındaki muvazaayı ispatlamakta olduğunu beyanla; davanın kabulü ile müvekkil şirketin, davalı şirketlere borçlu olmadığının tespitine, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı takibinin iptaline, davanın esası hakkında karar verilinceye kadar HMK md. 389 kapsamında icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalılar kötü niyetli olduğundan icra dosya borcunun %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, ücreti vekâletin ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Tic. Ltd. Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan 31.07.2018 tarihli imalat ve montaj sözleşmesinin genel şartlar 8. maddesinde İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili kılınmış olduğunu, müvekkili ….. Tic. Ltd. Şti. menfi tespit davasının tarafı olmadığını, zira icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında davalının, takip alacaklısı olduğunu, ….. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari ilişki içinde bulunduğu … şirketine dava konusu çeki ciro etmiş olduğunu, hali hazırda ne takip alacaklısı ne de yetkili hamil durumunda olmadığını, bu nedenle menfi tespit davasında davalı sıfatı, mevcut olmadığını, davacı hakkında yapılan icra takipleri sonrası her iki icra takibini de içerecek şekilde davacıyla 02.01.2020 tarihinde ödeme protokolü imzalanmış, bir kısım alacağın peşin, bir kısım alacağın ise yeniçekler düzenlenmek suretiyle borcun infazının kararlaştırılmış olduğunu, protokolde yer alan hükümler uyarınca; Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarının tasfiyesi hususunda tarafların mutabık kalmış olduklarını, protokol uyarınca borçlunun 260.000 TL peşin ödemede bulunmayı, 103.500 TL için … Bankası’nın … seri numaralı, 31/03/2020 tarihli 30.000 TL bedelli, …Bank … seri numaralı, 30/03/2020 tarihli 30.000 TL bedelli, … Bankası’nın …. seri numaralı, 07/03/2020 tarihli 15.000 TL bedelli, … Bankası’nın …. seri numaralı, 30/04/2020 tarihli 13.500 TL bedelli, .. Bankası’nın …. seri numaralı 31/05/2020 tarihli 15.000 TL bedelli çekleri alınarak her iki icra takip dosyasının tasfiyesine başlanmış olduğunu, protokol hükümleri yerine getirildiğinde borç ortadan kalkacağından davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının, taraflar arasında imzalanan 31.07.2018 tarihli imalat ve montaj sözleşmesi gereğince yapılacak işin bedeli olarak davalı şirkete, çekler vermek suretiyle bir kısım ödemede bulunmuş olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen bedelsizlik/borçlu olunmadığının tespiti davasının temel dayanağına “kambiyo senetleri ilişkisine” dayandırılmamış olup buna göre açılan dava da “kıymetli evrak hukukuna” ilişkin bir dava olmadığını, huzurdaki davanın, çekle ödemeye konu, temeli eser (istisna) sözleşmesine dayanan, işin teslim edilmediği, işe ait ücret borcu bulunmadığına yönelik, bir menfi tespit davası olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin özellikleri gereği hukuki niteliği, eser/istisna sözleşmesi” olup; TBK. m. 470 vd. hükümlerine tabi olduğunu, müvekkili davalının dava konusu 31.07.2018 tarihli imalat ve montaj sözleşmesiyle üstlendiği, “… koleji ” ve “ … koleji ” ve “ …. koleji” adı altında işletilen okulların, mobilya, masa, sandalye, dolap ve muhtelif aksesuarları imal etmiş peyderpey sözleşmede belirtilen teslim süresinde teslim etmiş ve montajını gerçekleştirmiş olduğunu, “… Okulları” özelinde üretilen eşyanın nakliye araçlarıyla “… Okulu”na nakledilmiş, yine nakledilen eşyanın montajlarının yapılmış olduğunu, aynı şekilde davacıya ait … …. Okullarındaki teslim tesellüm belgelerinin imali yapılan eşyanın teslim edildiğini göstermekte olduğunu, davacının huzurdaki dava ile 31.07.2018 tarihli imalat ve montaj sözleşmesinde ödemeyi taahhüt ettiği ücreti/semeni bedensizlik iddialarıyla yerine getirmekten kaçınmak istemekte olduğunu, davacının ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları sebep göstererek mali zorluk içinde olduğunu beyan ederek 31.07.2018 tarihli sözleşmeyle daha önce imalatının yapılmasını istediği bir kısım eşyanın imal ve tesliminden vazgeçmiş olduğunu, işe ait faturaların davacıya 09.11.2018 tarih ve … nolu ve 09.11.2018 tarih ve … nolu faturaların, Tekkeköy …. Noterliğinin 27 Kasım 2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle gönderilmiş olduğunu, davacının kabul etmediğini iddia ederek iade ettiğini belirttiği onaylı fatura suretlerinin, sadece noter onaylı suretler olup, davacı tarafından kendilerine gönderilen asıl faturalara bir itiraz ileri sürülmemiş olduğunu, davacının kendisine teslim edilen ve montajı yapılan eşyanın teslim ve kabul tutanağını dürüstlük kurallarına aykırı olarak düzenlememiş, ancak, bugüne kadar teslim alınan eşyanın kabulünü engelleyecek bir sözleşmeye aykırı imalat veya ayıp ihbarında da bulunmamış olduğunu, imal edilip teslim ve montajı yapılan eşya “… Koleji” .. Kolejleri özelinde üretilen eşyalar olup, teknik çizimlerinin halen müvekkili davalıda bulunduğunu, bir kısmının tasarımı zaten müvekkili davalı şirket adına tescilli olup sadece müvekkili davalı tarafından imal edilebilmekte olduğunu beyanla; davanın hukuki yarar/dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava yetkisiz yerde açılmakla dava dosyasının yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın esası yönünden reddine, davacının talepleri hem usul yönünden hem de miktar yönünden bütünüyle haksız ve mesnetsiz olduğundan davanın esastan reddine, davacı aleyhine haksız dava nedeniyle dava konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, sair talepler yönünden yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, dava dosyasının davalının ikametgahı olan Samsun Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18 A/F2.c.2 hükmü uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı hakkında yapılan icra takipleri sonrası her iki icra takibini de içerecek şekilde müvekkili davalı şirket ile davacı arasında 02.01.2020 tarihinde ödeme protokolü imzalanmış, bir kısım alacak peşin, bir kısım alacak ise yeni çekler düzenlenmek suretiyle borcun infazının kararlaştırılmış olduğunu, protokolde yer alan hükümler uyarınca; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün ….. Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı dosyalarının tasfiyesi hususunda tarafların mutabık kalmış olduklarını, protokol uyarınca borçlunun 260.000 TL peşin ödemede bulunmayı, 103.500 TL için … Bankası’nın .. seri numaralı, 31/03/2020 tarihli 30.000 TL bedelli, …Bank … seri numaralı, 30/03/2020 tarihli 30.000 TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı, 07/03/2020 tarihli 15.000 TL bedelli, …. Bankası’nın …. seri numaralı, 30/04/2020 tarihli 13.500 TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 31/05/2020 tarihli 15.000 TL bedelli çekleri alınarak her iki icra takip dosyasının tasfiyesine başlanmış olduğunu, protokol hükümleri yerine getirildiğinde borç ortadan kalkacağından davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili …. San. ve Tic. Ltd Şti’nin, davacı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. Esas ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı dosyalarıyla çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yoluyla icra takibi başlatmış olduğunu, … San. ve Tic. Ltd Şti’nin yetkili hamil olup lehtar veya birinci ciranta olmadığını, çek lehtarı diğer davalı ….. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari ilişki içinde bulunduğu …. şirketine dava konusu çeki ciro etmiş olduğunu, müvekkili …. San. ve Tic. Ltd Şti’nin ise çeki ciranta … şirketinden ciro yoluyla alan yetkili hamil ve icra takibinin alacaklısı olduğunu, hukuki ilişkiden mücerret olan senetteki keşideci imzasının inkâr edilmemiş olduğunu, huzurdaki davada davacının, sipariş karşılığı düzenlenen çekin, malın teslim edilmemesi nedeni ile bedelsiz kalmasına rağmen takibe konu edildiğini belirterek, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini istemiş olduğunu, çekin ödeme dışında başka bir amaçla verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, senetle ispat kuralının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) 200. maddede yer aldığını, HMK’nın 200 ve 201 maddeleri uyarınca davacının çeklerin avans çeki olduğunu ve bedelsiz olduğunu/kaldığını aralarındaki sözleşmeyi, sözleşmeye istinaden bu çeklerin avans çeki olarak verildiğini ve çek bedeli kadar mal teslim edilmediğini yazılı delillerle ispatlanması gerektiğini, davacı tarafından çeklerin üzerinde avans çeki olduğuna dair bir ibarenin veya ciro edilemez şerhinin bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmamış olduğunu, davacı tarafça bu hususta yazılı delil ibraz edilmemiş dava konusu çekin avans çeki olduğu veya ciro edilemeyeceğinin HMK 200 ve 201. maddeleri uyarınca ispatlanamamış olduğunu, davaya konu çekin temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içermekle birlikte davacının, borçlanma iradesi bulunduğunu da kabul etmekte olduğunu, bedelsizlik davası açan borçlunun, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmekte olduğunu, ancak borçlunun, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığını, temel ilişkideki alacağın hükümsüz olduğunu veya sona erdiğini ileri sürerek kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını bildirmekte olduğunu, somut olayda davacının, davaya konu çekin keşidecisi olup ilgili çeki lehdar emrine keşide ederek vermiş olduğunu, davalı …. ile keşideci davacı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, davacı keşidecinin çekte keşideci imzasının sahteliğine ilişkin mutlak def’i veya bedelsizliğe ilişkin şahsi def’i ileri sürmemiş olduğunu, keşideci, çekte kendi imzasını inkâr etmediği için soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusundaki havaleden dolayı çek hamiline karşı sorumluluğunun devam etmekte olduğunu, dava konusu somut olayda davacıların, davalıların çeki iktisap ederken kötüniyetli veya ağır kusurlu olduklarını ileri sürmekte olduklarını, ancak davacıların çek üzerindeki imzaya itiraz etmedikleri gibi çek nedeniyle çekin meşru hamili olan …. Şti hakkında herhangi bir şahsi def’i (bedelsizlik, takas vs) ileri sürmemekte olduklarını, kaldı ki diğer davalı ….. Tic. Ltd. Şti.’nin beyan ettiği üzere; “… Koleji” adı altında, “… Koleji” adı altında özel orta öğretim kurumu faaliyeti yürütmekte olan … Ltd. Şti adına yine “…. Koleji” adı altında özel öğretim kurumu faaliyeti yürütmekte olan Eski Unvanı … A.Ş. olan …. Hizmetleri A.Ş. ile okul mobilya ve aksesuarları alında faaliyet gösteren davalı müvekkili ….. Ticaret Limited Şirketi arasında, 31.07.2018 tarihli imalat ve montaj sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu kapsamda “… koleji” ve “…. Koleji”ne sözleşmede yer alan çeşit, sayı ve nitelikte eşyayı üretip teslim edilecek malzeme için …. Ltd. Şti.’ye ait çekler alınmış olduğunu, işe ait faturaların davacıya 09.11.2018 tarih ve … nolu ve 09.11.2018 tarih ve … nolu faturaların, Tekkeköy … Noterliğinin 27 Kasım 2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle davacıya gönderilmiş olduğunu, davacıya ait … Okullarındaki teslim tesellüm belgelerinin imali yapılan eşyanın teslim edildiğini göstermekte olduğunu, yani takibe konu çeklerin bedelsiz de olmadığını, yine dava dosyasındaki belgelerden, iki farklı tüzel kişiliğe sahip şirketlerin yakın adreslerde bulunması, şirket yöneticilerinin aynı soy adı taşıması, iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini göstermediğini, davacının, çeklerin hem bedelsizliğini hem de davalı … Ltd Şti’nin kötüniyetini kanıtlamadıkça, bedelsizlik iddiası ile müvekkili şirkete karşı talepte bulunamayacağını, davacının keşide ettiği çeklerin bedelsizliğinin ispat edemediği gibi davalı hamilin çeki iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiğini de ispat edemediğini, çekin uygun ciro silsilesi içinde davalı hamile ciro edilmiş olmasına göre, (Yargıtay 14/10/2020 tarih ve 2020/2510-4109 Esas ve Karar sayılı kararı ile 06/10/2020 tarih ve 2020/2416-3859 Esas ve Karar sayılı kararı) davanın reddi gerektiğini beyanla; dosyanın yetkili Samsun Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın hukuki yarar/dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava yetkisiz yerde açılmakla dava dosyasının yetkisizlik kararı verilerek Samsun Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davacının talepleri hem usul yönünden hem de miktar yönünden bütünüyle haksız ve mesnetsiz olduğundan davanın esastan reddine, haksız dava nedeniyle dava konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, sair talepler yönünden yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davası olup, uyuşmazlık; tarafların aralarında yer alan eser sözleşmesinde teslim edilecek mobilyalara karşılık davacı tarafından davalı ….’ye verilen çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, teslim edilmesi gereken ürünlerin teslim edilip edilmediği, dava konusu çeke dayalı başlatılan icra takibi nedeni ile davacının borçlu olup olmadığı ve söz konusu takip nedeni ile taraflar arasında ödeme protokolü düzenlenip düzenlenmediği hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olmakla; davalı takip alacaklısı şirketler taraflarından davacı takip borçlusu şirket aleyhine 450.000,00 TL asıl alacak, 3.606,16 TL faiz alacağı, 45.000,00 TL çek tazminatı, 1.350,00 TL komisyon olmak üzere toplam 499.956,16 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, Dava konusu çekin defterlerde kayıtlı olup olmadığı, tarafların birbirinden alacaklı olup olmadığı, aralarında yer alan eser sözleşmesine konu ürünlerin davacı tarafa teslim edilip edilmediğinin tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 22/11/2021 günü saat 15:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi …. 06/12/2021 tarihli raporunda özetle; davalı tarafından inceleme esnasında sunulan ve usulüne uygun tutulan 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterler incelendiğinde; davacı ile olan ticari münasebetini …numaralı ALICILAR cari hesap kodu altında takip etmekte olduğunun, davacı tarafa tanzim edilen faturaları bu hesabın borcuna davacıyı borçlandıracak şekilde defterlerine kaydetmiş olduğunun, davacı tarafından yapılan ödemeleri-(alınan çek, nakit vb.) bu hesabın alacağına davacıyı alacaklandıracak şekilde defterlerine kaydetmiş olduğunun, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin; davalının davacıya ticari mal satışından ibaret olduğunun, faturaların içeriği ile ilgili 8 günlük yasal süre içinde(TTK md. 21) itirazın yapıldığına ilişkin yazılı bir belgeye rastlanılmadığının, davalı … alacağının oluşmasına sebep olan, davalı yan tarafından davacı yana teslim edilen mallara ilişkin irsaliyeli faturalar üzerinde malın teslim alındığına imzaların mevcut olmadığı; ancak satış teklif ve sipariş formlarında sipariş veren bölümünde ilişkin imzaların mevcut olduğunun, bu hesabın 15.02.2019 dava tarihi itibari ile 588.809.99 TL borç bakiyesi verdiğinin tespit edilmiş olduğunu, cari hesapta kayıtlı faturalar incelendiğinde; faturaları düzenleyenin davalı ….. Tic. Ltd. Şti. Muhatabının ise; davacı … Limited Şirketi (yeni ünvan) ….. Ltd. Şti. (Eski ünv.) olduğunun, faturaların konusunu “ çeşitli mobilya malzemesi ” oluşturduğunun, faturaların irsaliyeli fatura olduğunun, irsaliyeli faturaların bedeli ödenmemiş, açık faturalar olduğunun, irsaliyeli faturaların üzerinde ürünlerin teslim alındığına ilişkin imzaların mevcut olmadığının tespit edilmiş olduğunu, davaya konu çek incelendiğinde; …bank ….Şubesine ait … seri numaralı çek olduğunun, çekin keşide tarihinin 31.01.2019 olduğunun, keşide yerinin İstanbul olduğunun, çek bedelinin 450.000-TL olduğunun çeki keşide edenin ….. Ltd. Şti. Olduğunun, çekin nama yazılı olduğunun, lehtarının ise ….. Tic. Ltd. Şti. Olduğunun, çekin arka yüzünde bulunan cirolar tetkik edildiğinde; çekin ilk cirosunun …. San Ltd. Şti.’ye yapıldığının, ancak ciro üzerine iptal kaşesi ile iptal yazıldığının, daha sonra ….. Tic. Ltd. Şti. … San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine ciro ettiğinin tespit edilmiş olduğunu, davalı tarafın davacı taraf adına tanzim ettiği faturaların asıllarını Tekkeköy …. Noterliği kanalıyla 27/11/2018 tarihinde …. yevmiye numarasıyla gönderdiğinin tespit edilmiş, ancak gönderilen ihtarın tebliğ şerhine ilişkin herhangi bir veriye rastlanılmamış olduğunu SONUÇ OLARAK; davacı yan tarafından, ticari defter ve belgeler incelemeye sunulmadığı için sahibi lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığını, davalı tarafından sunulan 2018-2019 yılları ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin, çeklerin davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının ticari defterlerine göre davalı yanın davacı yandan takip tarihi itibariyle (15.02.2019) 588.809,99 TL alacaklı olduğunu, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (15.02.2019) itibariyle davacıdan olan asıl alacağına faiz talep edebileceğini, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememiz takdirinde kaldığını, neticeten, incelenen ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari ile davalının davacı yandan taleple bağlılık kuralı gereği işlenmiş faiz, çek komisyonu ve tazminatı hariç dava konusu çek bedeli olan 450.000.00 TL kadar alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Tarafların 2018-2019-2020 yılı BA-BS kayıtlarının celbi için ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılmasına, BA-BS formları geldiğinde Mahkememizin 26/10/2021 tarihli celsesinde tarafların talebi halinde bilirkişiye mahallinde inceleme yetkisi verileceğinin hüküm altına alındığı, defter inceleme gününde davacı vekilinin yerinde inceleme yetkisi talep etmiş olduğu anlaşılmakla davacı ticari defter ve belgeleri yerinde incelenmek suretiyle dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek dava konusu çekin davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, davalı tarafından işin yapılıp yapılmadığı, buna göre davacının dava konusu çek sebebiyle borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının tespiti için bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi 02/11/2022 tarihli ek raporunda özetle; davacı tarafından sunulan 2018- 2019 yılları ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. Hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, davacı defterlerinde herhangi bir çek ve fatura kaydına rastlanılmadığını, davacıya ait BA formlarında faturaların alındığına ilişkin bildirim yapılmadığını, davalı tarafından sunulan 2018- 2019 yılları ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin, çeklerin davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının ticari defterlerine göre davalı …ın davacı yandan takip tarihi itibariyle (15.02.2019) 588.809,99 TL alacaklı göründüğünü, davalı tarafın davacı yana adına tanzim ettiği faturalar noter vasıtasıyla davacı tarafa ihtar edildiğinin görüldüğünü, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (15.02.2019) itibariyle davacıdan olan asıl alacağına faiz talep edebileceğini, tarafların tazminat ve diğer benzeri taleplerinin mahkememiz takdiri içinde kaldığını NETİCETEN; incelenen ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari ile davalının davacı …dan taleple bağlılık kuralı gereği işlenmiş faiz, çek komisyonu ve tazminatı hariç dava konusu çek bedeli olan 450.000.00 TL kadar alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve tarafların beyan ve itirazları bir arada değerlendirilmiştir. Dava, bedelsiz kaldığı iddia olunan çeke dayalı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalı … ile araların sözlü olarak yapılan anlaşmaya istinaden ön ödeme olarak verilen çekler karşılığı kendilerine herhangi bir mal teslim edilmediği iddiası ile davalı ….. ve talebe konu çekte ciranta olarak yer alan ve takipte alacaklı olan … aleyhine borçlu olunmadığını iddiasında bulunmaktadır. Çek bir ödeme aracı olup bedelsizlik iddiasının bedelsiz olduğunu savunan davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Sözlü olarak yapılan sözleşmenin tarafı olan ….. vekilince sunulan cevap dilekçesinde işbu davaya konu takip dosyasının tasfiyesi amacı ile davacı ile aralarında protokol düzenlendiğini, protokol şartları yerine getirildiğinde borcun ortadan kalkacağı savunmasında bulunmaktadır. Her ne kadar eldeki dava basit yargılama usulüne tabi ise de davacı tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde şirket yetkisi aleyhine açılan İcra Ceza dosyasının düşürülmesi amacı ile protokolün düzenlendiği hususu hususunun belirtildiği, Bakırköy …. İcra Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde dosyanın işbu menfi tespit dosyasında borçlu olunmadığı talebine konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası olduğu ve şikayetten vazgeçilmesi nedeni ile düşme kararı verildiği ve kararın kesinleştiği görülmekle davalı ….. vekilinin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu protokolün kabul edildiği sonucuna varılmıştır. Aynı çeke ilişkin hem borçlu olunmadığı iddiası ile dava açılması hem de çekin lehtarı ile çek nedeni ile protokol yapılmış olması TMK m. 2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı olup hukuk düzenince korunmayacaktır. Alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafın usulüne uygun tutulan ve lehine delil niteliği bulunan defterlerinde davacı tarafın borçlu olduğu tespit edilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar yargılama aşamasında davalılar ayrı ayrı yetki itirazında bulunmuş ise de sehven itirazın değerlendirilmediği, İİK m. 72/8 hükmü uyarınca Mahkememiz de yetkili olduğundan yetki itirazının reddine karar vermek gerektiği, 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazedete yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik kapsamındaki HMK 305/A gereğince hükme “davalıların yetki itirazlarının ayrı ayrı itirazın reddine ” ibaresinin eklenmesine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
Davalıların yetki itirazlarının ayrı ayrı itirazın reddine
AÇILAN DAVANIN REDDİNE;
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 853,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 673,91 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 72.993,86 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinletiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (davalı vekiline e-duruşma ortamında) kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/01/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸