Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/253 E. 2021/292 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/253 Esas
KARAR NO : 2021/292

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2020
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine fatura alacağından kaynaklı ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından borca ve ferilere itiraz edilerek takibin durduğunu, borçlu tarafından yapılmış olan haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli itiraz üzerine öncelikle arabuluculuk görüşmelerine için başvurulduğunu, ancak taraflarca anlaşılamadığını, müvekkilinin uzun yıllardır mülkiyeti kendisine ait olan araç ile ……. Mah. ….. Cad. No:……. Şişli/İstanbul adresinde faaliyet göstermekte olduğunu, ……. Hastanesi’nin servis taşıma işlerini üstlendiğini, halende aynı işine devam ettiğini, davalı şirketin ……. Hastanesi’nin servis taşıma işini üstlendiği tarihte, geçmişten beri zaten ……. Hastanesi’nin servis taşımacılığını yapan müvekkili ile de çalışma ilişkisi kurulduğunu ve Tedarikçi Araç Kiralama Sözleşmesi ile 2018-2019 tarihleri arasını kapsayacak şekilde anlaşma yapıldığını, bahsi geçen sözleşme ile genel işlem şartlarını içeren ve müvekkilinin sürece hiçbir surette dahil olmadığı tek taraflı bir sözleşme olduğunu, matbu bir şekilde hazırlandığını ve servis taşıma işinin devamı için zorunlu tutularak tüm servisçilere aynı içerik ile imzalatıldığını, açıklanan nedenlerle, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile yasal vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak; servis taşımacılığı sektöründe hizmet vermekte olan davalı müvekkilinin, dava dışı kurum, şirket, okul vs. gibi yerlerin personel ve öğrenci taşıma işini yaptığını, müvekkili şirketin servis hizmetinin yürütülmesini kendi öz malı araçları ile gerçekleştirdiği gibi kimi zaman da bir başka servis aracını şoförü ile beraber kiralamak suretiyle gerçekleştirdiğini, bu kapsamda müvekkili şirket, davacı ile de ……. Hastanesi’ne vermiş olduğu personel servis taşımacılığı hizmetinin ifası için 20/12/2018 tarihli “Tedarikçi Araç Kiralama Sözleşmesi” imzaladığını, sözleşme kapsamında yapılan işin şoförü ile beraber araç kiralama işi olması sebebiyle davaya bakmakta görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak; davacı tarafın davalı müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, tam aksine müvekkilinin ticari defter ve kayıtları ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı müvekkilinin davacıdan alacağı bulunduğunu, davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, davacı hem sözleşmeyi belirtilen şartlara uymaksızın süresinden önce fesh ettiğini hem de müvekkilinin taşıma işini bıraktığı ……. Hastanesi’nde yeni firma olan ……. Turizm adına taşıma işini yaptığını, davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının, davalı müvekkiline %20 kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karış tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… icra sayılı dosya aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusuna karşı, 7.934,06-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki anlaşmazlığın tedarikçi araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı alacak talebinde bulunulduğu, davalı tarafça görev itirazında bulunulduğu davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında “tedarikçi araç kiralama sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmeye göre davacı ile davalı arasında taşıma hizmetinde kullanılmak üzere araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, davalının ……. plaka sayılı aracını kiraladığı anlaşılmıştır. HMK’nın 4/1.madde ve fıkrasının (a) bendinde “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları..”nın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde bakılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı tarafça davacının aracının kiralandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın araç kiralama ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmakla HMK.4/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların resen dikkate alınacak hususlardan olması nedeniyle dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği anlaşılmakla yapılan açıklamalar uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar verildi.19/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır