Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2021/1071 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/248 Esas
KARAR NO : 2021/1071

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;müvekkili hakkında Bakırköy …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe itiraz etmediği gibi takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmiş olmasından ötürü icra dosyasına bir kısım ödemeler yapıldığını ve bir kısım borcun ise hala devam ettiğini, müvekkilinin borcu olmadığını, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, aynı alacak için davalı tarafça İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibin yapıldığını, işbu dosyaya ödeme yapıldığını ve dosyanın infaz edildiğini, ödeme emrine bakıldığında istenen faiz ve faiz oranının fahiş olup takibin iptal edilmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı olarak icra tehdidi altında ödemek zorunda kalınan ödemelerin ödeme tarihlerinden işletilecek avans faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile davalıdan tahsiline, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Her ne kadar Mahkememizin 02/07/2021 tarihli celsesinde uyuşmazlığın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına konu edilen senedin taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında verilip verilmediği, tarafların edimlerini ifa edip etmediği, davacının senet nedeniyle borçlu bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu yönünde tespit yapılmış ise de incelenen icra dosyası ve dava dilekçesi dikkate alınarak uyuşmazlığın tespitine yönelik Mahkememizin bu ara kararından dönülerek uyuşmazlığın yeniden tespit edilmesine karar verilerek uyuşmazlık yeniden tespit edilmiş olup buna göre dava menfi tespit istemine ilişkin olup Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında takip talebi ve ödeme emrine göre asıl alacağın fatura bedeli olan 6.290,00 TL olduğu, bunun dışında diğer alacak kalemlerinin 11.359,40 TL işlemiş faiz ve 1.572,50 TL cezai şarta ilişkin olduğu, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına konu edilen ve takip dosyası kapsamında bulunan davacı tarafından davalıya düzenlenen 6.290,00 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, taraflar arasında senetten kaynaklı herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, aynı alacak için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise borcun ödenip ödenmediği, davacının, davalıya borçlu bulunup bulunmadığı ve miktarı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta dava menfi tespit istemine ilişkin olup Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında takibin sebebi olarak “05/08/2005 30/06/2005 tanzim tarihli senetli fatura” olarak gösterildiği, takip dayanağı olarak gösterilen belge üzerinde sözleşme şartlarının da yer aldığı 30/06/2005 tarihli fatura ve altında davacı tarafından keşide edildiği anlaşılan bononun bulunduğu, bononun düzenlendiği tarih itibariyle zamanaşımına uğradığı ve bono vasfını kaybettiği, buna göre yazılı delil başlangıcı olarak kabulünün gerektiği, bu noktada artık kambiyo senetlerine ilişkin kuralların tartışılmayacağı, davacının tacir olduğu yönünde bir iddianın da bulunmadığı (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/176 Esas 2021/1310 Karar sayılı ilamı) dikkate alınarak ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlık bakımından yargılama yapma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartlarının mevcut olup olmadığı da HMK 115/1 maddesi uyarınca Mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı dikkate alındığında tespit edilen dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün olmadığından yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-c, 115 maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 12/11/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır