Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/236 E. 2021/1171 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/236 Esas
KARAR NO : 2021/1171

DAVA : Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatife üye olup kendisinin Bakırköy … ATM …Esas sayılı dosyasında verilen karar ile ihracına ilişkin kararın iptali edildiğini, 43.180,00 TL faiz borcu olduğuna yeniden karar verildiğini, bunun üzerine 19/01/2015 tarihinde davalıya ihtarname gönderilerek ara katlarda bulunan bağımsız bölümler için ödenen aidat miktarının 62.470,00 TL hükmedilen faiz miktarının ise 43.180,00 TL ve karardan sonra işleyen faiz 14.350,00 TL toplamı 120.000,00 TL’nin ödenmesi için bir banka hesabının bildirilmesinin istendiğini, davalının ihtara cevap vermediğinden Bakırköy … SHM tarafının … D . İş dosyasında tevdi mahalline karar verildiğine sonuç olarak 9 yıldır kendisine konut tahsis edilmediğini belirterek şimdilik 150.000 TL zararın tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy .. ATM nin kararı ile davacının ödemek zorunda olduğu aidat ve gecikme zammının karar verildiğinin dava devam ederken davacının kooperatife davet edilerek proje değişikliiği ile ortaya çıkan 3+1 daire teklif edildiğini ancak kabul etmediğini davacının genel kurullara çağırılmasına rağmen gelmediğini, ödeme tarihlerinde bakıldığında henüz kooperatifin ortada bile olmadığını kooperatifin tüzel kişiliğinin 14 Kasım 2000 yılında kazandığını,, davacının yapmış olduğu hesaplamaların tamamen afaki olduğunu, davacı tarafından çekilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmediğini, davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğundan bahisle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas, … karar sayılı dosyası dosyamız arasına celbedilmiş olmakla tetkikinde, davacı tarafından davalı kooperatif aleyhine davalıya faiz borcunun olmadığının tespiti, birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyada ise kooperatif yönetim kurulunun 05/01/2007 tarihli üyelikten çıkarılma kararının iptali istemli dava olduğu, yapılan yargılama neticesinde davacının davalıya 43.180,71 TL faiz borcu olduğunun tespitine, davacının kooperatiften ihraç kararının iptaline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26/06/2014 tarih, … Esas, … karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinin .. değişik iş sayılı dosyası celbedilmiş olmakla tetkikinde, davacı tarafça davalı kooperatife olan borçları toplamı 120.000,00 TL’ye ilişkin ödeme yeri talep edildiği, mahkemece talebin kabulü ile …. Bankası …. Şubesinin tevdi mahalli olarak tayinine, davalı kooperatif adına hesap açılarak hesaba paranın yatırılmasına karar verildiği, hesaptaki paranın tasfiye kurulu üyelerinin yetkili olduklarını gösterir resmi belgeyi ibraz etmeleri halinde kooperatife paranın ödenmesine dair yazı yazıldığı, davacı tarafça 120.000,00 TL’nin davalı kooperatif adına açılan hesaba yatırıldığına ilişkin dekontun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Dosya kül halinde bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup, tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle, davacının kooperatif ortağı olduğu, ortağın konut isteyebilmesi için kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğu, dosya kapsamına göre kooperatifi kuruluş işlemleri ve arsa alımı sırasında ödediği 3600 TL dışında bir ödeme yapılmadığı, 2015 yılında tevdi mahalli tayini ile toplu ödeme yapıldığı, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle kira kaybının talep edilemeyeceği, ödediği aidat ve faizlerin güncel bedellerinin Yargıtay içtihatlarına göre hesaplanması neticesinde davacının talep edebileceği toplam miktarın 40.802,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosya taraf itirazlarının irdelenmesi ve ek rapor tanzimi için bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup, tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle, tevdi mahalli ile yatırılan paranın kooperatif kasasına girmediğini, güncelleme yapmayı gerektirir süre geçmediği, ecrimisil ve kira kaybının talep edilemeyeceği belirtilmiştir.
Dava, kendisine konut tahsis edilmeyen ortağın tazminat istemine ilişkindir.Bir konut yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun konut teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan bir üyenin konut karşılığı tazminat alacağının hesaplanma şekli ise Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında formüle edilmiştir. Bu formüle göre, önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalı, davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi ” TEFE” artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalı, kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalı, bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir. Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağı ödemelerinin güncel değerinin karşılığına göre, eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Mahkememizce dosyanın tevdii edildiği bilirkişi kurulunun Yargıtay içtihatlarına uygun güncelleme ile tanzim ettiği rapora itibar olunarak davacı tarafın ödediği miktara göre isteyebileceği tutarın 40.802,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte davacı taraf Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası üzerinden davalı kooperatife olan borçları toplamı 120.000,00 TL için tevdi mahalli tayini talep etmiş ve mahkeme kararı ile … Bankası …. Şubesinin tevdi mahalli olarak tayin edilmiştir. Davalı kooperatif adına açılan hesaba davacı tarafça 120.000 TL depo edildiği, hesaptaki paranın tasfiye kurulu üyelerinin yetkili olduklarını gösterir resmi belgeyi ibraz etmeleri halinde kooperatife ödenmesine dair yazı yazıldığı anlaşılmıştır. Tevdi mahalli tayini ile yatırılan para davalı adına açılan hesapta, davalının hesabında olup davacı tarafça çekilebilmesi mümkün değildir. Bu sebeple bilirkişi kurulu tarafından davacı tarafın ödediği güncel değer olan 40.802,00 TL’ye 120.000,00 TL’nin eklenmesi suretiyle davacıya ödenmesi gerekli tutarın 160.802,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 150.000,00 TL talep edildiğinden açılan davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 150.000,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 11/12/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “mahkememizce uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmış olduğu, 01.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya tahsisi gereken dairenin dava tarihi itibariyle değerinin 350.000,00 TL, dava tarihinden geriye doğru 9 yıllık kira bedelinin 97.596,48 TL olduğu, davacıya tahsis edilecek dairenin bulunmadığı, davacının kooperatifin kuruluş aşamasında (kuruluş işlemleri ve arsa alımı için ) ödediği 3.600,00 TL dışında bir ödemesinin bulunmadığı, yıllar sonra 2015’te tevdi mahalli tayin ettirerek topluca ödeme yaptığı, davacının kooperatife olan parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için, konut tahsisini istemeye hakkı olmadığı görüşünün doğal sonucu olarak, davacının kira kaybı olarak bir bedel isteyemeyeceği, davacının ödediği aidat ve faizlerin güncel bedellerini talep ettiği, Yargıtay içtihatlarına göre kooperatif ortaklarının yatırdıkları paranın güncel değerleri ile beraber, daire verilmemesi nedeniyle tazminat talep etmelerinin de mümkün olduğu, davacının isteminin bu yönde olduğu kabul edilerek değerlendirme ve hesaplama yapıldığı, davacının tevdi mahalli tayini ile yatırdığı bedelin davalıya ödenmediğini, hesapta dikkate alınamayacağını, düzenli ödeme yapan ortağın ödemesinin 62.830,00 TL, dava tarihi itibari ile güncellenmiş değerinin 150.423.00TL, daire tahsis edilen üyelerin yararlanma miktarının 199.577,00TL, davacı ödemesinin güncel değerinin 17.536,00 TL olduğu, bu miktarlar üzerinden yapılan hesaba göre davacı zararının 40.802,00 TL olduğunun belirtilmiş olduğu, itirazların değerlendirildiği ek raporda bilirkişi heyetinin kök raporu aynen tekrar etmiş oldukları, 6100 Sayılı HMK’nun 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkememiz kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HMK’nın 297/c maddesinde hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerektiği, yine HMK’nun 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olduğu, başka bir anlatımla, tesis edilen hükmün, infazı kabil ve uygulanabilir olması gerektiği, bu halde mahkemece, taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı karar vermek zorunda olduğu, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğinin T.C. Anayasası’nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiş olduğu, bu hükümlerin yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içerisinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunluluğundan kaynaklanmakta olduğu, zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerektiği, somut davada, davacılar vekilinin dava dilekçesinde uğradığı zararlar için toplam 150.000,00 TL talep etmiş olduğu, her ne kadar dava dilekçesi ve istinaf dilekçe içeriğine göre davacının kira kaybı ve konut tahsis edilmemesinden kaynaklı zarar talep ettiği anlaşılsa da, dava dilekçesini açıklaması konusunda davacı vekiline süre verilmeli ve hangi zararlar için ne kadar talep ettiğine ilişkin maddi olgular somutlaştırılarak HMK md. 297’de belirtilen şartlara uygun hüküm tesis edilmesi gerektiği, yukarıda açıklanan nedenler uyarınca, öncelikle davacı vekiline dava dilekçesinin açıklattırılmasından sonra gerekli inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle HMK md. 297’de belirtilen şartlara uygun hüküm tesis edilmesi gerektiğinden diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin mahkememiz kararının KALDIRILMASINA, dosyanın Dairelerinin kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahkememize İADESİNE” karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı dikkate alınarak davacı vekiline, dava dilekçesinde kira kaybı ve konut tahsis edilmemesi nedeni ile oluşan zararını ayrıştırılarak hangi zararlar için ne kadar talepte bulunduğunun açıklanmak üzere süre verildiği ve davacı vekilinin 27/09/2021 tarihli dilekçesi ile taleplerinin 45.000,00 TL kira kaybı zararı ve 105.000,00 TL konut tahsis edilmemesinden kaynaklı zarara ilişkin olduğunu belirtmiştir.
Dava, kendisine konut tahsis edilmeyen ortağın kira kaybı ve konut tahsis edilmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.Bir konut yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun konut teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan bir üyenin konut karşılığı tazminat alacağının hesaplanma şekli ise Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında formüle edilmiştir. Bu formüle göre, önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalı, davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi ” TEFE” artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalı, kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalı, bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir. Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağı ödemelerinin güncel değerinin karşılığına göre, eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Mahkememizce dosyanın tevdii edildiği bilirkişi kurulunun Yargıtay içtihatlarına uygun güncelleme ile tanzim ettiği rapora itibar olunarak davacı tarafın ödediği miktara göre isteyebileceği tutarın 40.802,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte davacı taraf Bakırköy .. Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası üzerinden davalı kooperatife olan borçları toplamı 120.000,00 TL için tevdi mahalli tayini talep etmiş ve mahkeme kararı ile … Bankası …. Şubesinin tevdi mahalli olarak tayin edilmiştir. Davalı kooperatif adına açılan hesaba davacı tarafça 120.000 TL depo edildiği, hesaptaki paranın tasfiye kurulu üyelerinin yetkili olduklarını gösterir resmi belgeyi ibraz etmeleri halinde kooperatife ödenmesine dair yazı yazıldığı anlaşılmıştır. Tevdi mahalli tayini ile yatırılan para davalı adına açılan hesapta, davalının hesabında olup davacı tarafça çekilebilmesi mümkün değildir. Bu sebeple bilirkişi kurulu tarafından davacı tarafın ödediği güncel değer olan 40.802,00 TL’ye 120.000,00 TL’nin eklenmesi suretiyle davacıya ödenmesi gerekli tutarın 160.802,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 150.000,00 TL talep edildiğinden ve 27/09/2021 tarihli dilekçesi ile taleplerinin 45.000,00 TL kira kaybı zararı ve 105.000,00 TL konut tahsis edilmemesinden kaynaklı zarara ilişkin olduğunu belirtildiğinden açılan davanın kabulü ile 45.000,00TL kira kaybı zararının ve 105.000,00 TL konut tahsis edilmemesinden kaynaklı zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜNE,
-45.000,00TL kira kaybı zararının ve 105.000,00 TL konut tahsis edilmemesinden kaynaklı zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin hakkın saklı TUTULMASINA,
2-Alınması gereken 10.246,50 TL harçtan peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 2.589,33 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.783,30 TL olmak üzere toplam 5.372,63 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 18.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸