Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/231 E. 2021/445 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/231
KARAR NO : 2021/445

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/04/2021
Davacı ve 82 arkadaşı vekilinin davalılar … Holding A.Ş., … İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Tic. A.Ş. ve … aleyhine 25/05/2007 tarihinde açtığı işbu “Davalıların şirket hisse senedi devri yapamayacağının, hukuka uygun şirket ortaklığı ilişkisi kurulmadığının ve şirket ortağı olunmadığının tespitlerine ve müvekkilinin davalılara verdiği paradan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL nın ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesi hakkındaki alacak davası” İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle, yapılan yargılama sonunda İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/06/2009 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile “Davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … Holding A.Ş. hakkındaki davanın tefriki ile hakkındaki dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, diğer davalı … İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Tic. A.Ş. hakkındaki davanın da yine tefriki ile hakkındaki dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği, kararı davacı ve 82 arkadaşı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 20/06/2011 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile özetle “Tüm davacıların davalarının ayrı ayrı tefrikinden sonra tüm davalıların durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekir” gerekçesi ile tüm taraflar yönünden karar bozulmakla, bozma ilamı ve bu ara asliye ticaret mahkemelerinin 15/09/2014 tarihinde tek hakimli olarak yapılandırılması üzerine dava dosyası İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle, yapılan yargılama sonunda İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/12/2011 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile “…. ilçesinde ticaret mahkemelerinin faaliyete geçmesi nedeni ile tüm taraflar hakkındaki dava dosyasının Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine (devrine)” karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dava dosyası Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle, yapılan yargılama sonunda Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2012 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile toplam 83 davacıdan davacılardan …., …, …, …., …. ve … isimli 6 davacı hariç olmak üzere diğer 77 davacının davalarının tefriklerine karar verildiği, yine sözü geçen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/06/2013 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile de dosyada davacı olarak kalan adları geçen 6 davacıdan … hariç diğer 5 davacının davalarının tefriklerine karar verildiği, böylelikle 83 davacıdan 82 ’sinin davasının tefrik edildikleri, sözü geçen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas dosyasında sadece davacı … ’ın davasının kaldığı, diğer 82 davacının davalarının Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas dosyasından tefrik edildikleri, bu arada tefrikin yapıldığı asıl dosyanın mahkeme kurulması ve devir nedeniyle Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasından görülmeye devam edildiği, davacı …. hakkındaki iş bu davanın tefrik sonrası, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kaydedildiği ve en son Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin (Mahkememizin) … Esas sırasına devredilmesi üzerine mahkememizce yapılan açık yargılama sonunda;
DAVA;Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan ( mahkememizin bozma öncesi … Esas … Karar ) iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 98.595,00 DM miktarında para verdiğini, para yatırma makbuzu geri alınarak daha sonra yerine düzenlenen ortaklık durum belgesi adlı belge ile 98.595,00 DM parasının olduğunun bildirildiğini, davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle diğer davalı gerçek kişi … ‘ın da şirket veya şirketlerin yöneticilerinden olması nedeniyle müvekkili davacı tarafı zarara uğrattıklarından ve müvekkili davacı tarafa karşı sorumlu olduklarından da bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafa verilen paranın kalanından şimdilik 5.000,00 TL sının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar … Holding A.Ş. ve … İnşaat A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın … Holding A.Ş. ‘nin pay defterinde kayıtlı ortak olduğunu, TTK 417. maddesi gereğince şirket pay defterinde kayıtlı hisse senedi sahibi olması nedeniyle davacı tarafın şirket ortağı sıfatını kazandığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığı gibi şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin (edinmesinin) de mümkün olmadığını, davacı tarafın şirket ortağı olduğuna dair elinde halen varsa hamiline hisse senetlerini üçüncü şahıslara devretme hakkının olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, bu iddianın bağlayıcı yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, davacı tarafın dayandığı belge veya belgelerdeki imzaların müvekkili şirketle veya şirketlerle hiç bir ilgisinin olmadığını, belge veya belgelerdeki imza veya imzaların müvekkili şirket veya şirketlerin yetkililerine ait olmadığını, belge veya belgelerin içeriğini kabul etmediklerini, bu belge veya belgelerde dahi şirket hisse senedi alındığının yazılı olduğunu, bu belge veya belgelerin delil değerinin olmadığını, davacı tarafın hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının Borçlar Kanununun 31. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin veya şirketlerin davacı tarafa yönelik hata veya hile olgusu içerir bir davranışının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her hangi bir para vermediğini, sunulan delillere göre davacı tarafın şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı davranarak işbu davayı açtığını, davacı tarafın üçüncü kişilerden aldığı şirket hisseleri nedeniyle şirketin kâr ve zararına ortak olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı davranamayacağını, ayrıca Borçlar Kanununun 126. maddesi gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, varsa davacı tarafın dayandığı belgelerde geçen düzenleme tarihinden veyahut bir an için iddianın doğruluğu halinde bile iddiaya konu paranın verildiği tarihten dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin geçtiğini, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili Borçlar Kanununun 66. maddesindeki bir yıllık ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin de geçtiğini, yine haksız fiiller ile ilgili zaman aşımı süresinin dahi geçtiğini, davacı tarafın iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketten veya şirketlerden döviz olarak para istenemeyeceği gibi faiz de istenemeyeceğini, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalı şirket adına verilen cevap dilekçesindeki hususları tekrarla davalı şirketin veya şirketlerin eski ve/veya halen yöneticisi olan gerçek kişi müvekkili veya müvekkillerinin, şirket yöneticisinin sorumluluğu kuralı gereğince herhangi bir sorumluluklarının olmadığını ve davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasının 13/11/2019 tarihinde verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin 17/11/2020 tarih ve … Esas …Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı … ‘ın vekilleri bozma öncesi yargılama sırasında adı geçen davalının vekilliğinden çekilmişler olup, bu husus adı geçen davalıya usulen tebliğ edilmiş, adı geçen davalı duruşmalara katılmamış, dava dosyasına herhangi bir dilekçe vermemiş, kendisini bir başka vekille de temsil ettirmemiş ve yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm verilmiştir.
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 28.05.2010 tarih 7573 sayılı nüshasının 209. sayfasına göre davalı … İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş. nin ünvanının … Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği ve yine Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 17/07/2012 tarih ve 8113 sayılı nüshasının …. sayfalarına göre de yeni ünvanı ile davalı … Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. nin … Holding A.Ş. nin bünyesine girerek … Holding A.Ş. ne devredilmesi suretiyle birleştirilmiştir.
Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin 17/11/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı gereğince, mahkememiz kararı bozularak gönderilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’nun 41. maddesinde 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birici fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır. ” hükümlerine uyarınca açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın , bozma öncesi karar gereği 341,55 TL Bakiye Karar Harcı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için harç tahsil müzekkere yazıldığı anlaşılmakla ;
Alınması gereken 59,30 TL harcın davalılardan tahsil edilen 341,55 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 282,55 TL’nin tahsil edilmiş olması ve tahsil edilenin talebi halinde tahsil edilene iadesi için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
2-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 24,30-TL ile tebligat ve müzekkere gideri ile bilirkişi sarf gideri 1861,50-TL olmak üzere toplam 1.885,80 TL ile bozma sonrası yapılan 20,50 TL olmak üzere toplam 1.906,30 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 21/04/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı