Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/222 E. 2022/281 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/222
KARAR NO : 2022/281

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 23/03/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin çoğunluk pay sahiplerinin kötü yönetiminde olduğunu, davalı şirketin 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 10/11/2020 tarihinde toplandığını, toplantının TTK 420 gereğince ertelendiğini, erteleme üzerine genel kurul toplantısının 09/12/2020 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkillerinin genel kurulda hazır bulunarak muhalefet şerhlerini tutanağa geçirdiklerini, 2 no’lu karar ile faaliyet raporlarının okunduğu ve müzakere edildiğinin belirtildiğini, faaliyet raporunun kanuni şartları taşımadığını, faaliyet raporunun yönetim kurulu üyelerinin tamamının onayını ve imzasını içermediğini, … ve … tarafından raporun revize edilmesi talep edilmiş ise de reddedildiğini ve bu hususa yer verilmediğini, diğer grup şirketlerine verilen borçlara ilişkin bilginin faaliyet raporlarında yer almadığını, bu borç alacak ilişkilerinin şirket faaliyetleri ve nakit akışları üzerinde oluşturduğu riskler ve geri ödeme planı gibi önemli değerlendirmelere faaliyet raporlarında yer verilmediğini, borç alma sebeplerinin belirtilmediğini, davalı şirketin şirketler topluluğuna bağlı bir şirket olmasına rağmen faaliyet raporunun şirketin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında doğru bilgiye ulaşmasını sağlamaktan uzak olduğunu, 3 no’lu kararın finansal tabloların onaylanmasına ilişkin olduğunu, TTK m.69 gereğince finansal tabloların açık anlaşılır olmasının gerekmesine rağmen eksik olduğunu, anlaşılır olmadığını, 4 numaralı karar ile şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasının kararlaştırıldığını, çoğunluk pay sahiplerinin kendi aralarından seçilen …., …., ….’ın ibraları için oy kullandığını, buna karşılık gerekçe göstermeksizin müvekkillerinin de aralarında bulunduğu azınlık pay sahipleri arasından seçilen yönetim kurulu üyeleri olan …ve ….’in ibrası için yapılan oylamada olumsuz oy kullandıklarını, bu şekilde ibra edilemediklerini, gerekçe göstermeksizin ibra edilmemelerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek 09/12/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2,3,4 no’lu kararların TTK m.445 gereğince iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; açılan davada amacın müvekkil şirket bünyesinde suni ihtilaflar yaratarak kanunun sağladığı hak ve araçları kötüye kullanmak olduğunu, kendilerini azınlık olarak tanımlayan davacıların şirketin kuruluşundan beri kanunun sağladığı hakların ötesinde yönetim, kontrol, bilgi alma imkanlarına sahip olduklarını, davacıların amacının alacaklı bankalarla yapılandırma sürecinde kanunun sağladığı hak ve araçları kullanarak ortaklıktan fahiş fiyatla pay devretmek olduğunu, davacıların davalı şirket ile benzer pay sahipliği olan şirketlerde aynı gerekçelerle seri davalar açtıklarını, davada yönetim kurulu seçimine ilişkin 6 no’lu kararın iptalinin talep edilmediğini, genel kurul kararlarının tamamının usul ve hukuka uygun olduğunu, davacıların alacaklı bankalara ihtarname keşide ettiklerini, bu şekilde olumsuz algı yaratıp müvekkil şirketi borç ödeyemez hale düşürerek ve zor kullanarak paylarını devretmeye çalıştıklarını, genel kurul toplantısındaki soruların bir kısmının pay sahibinin bilgi alma hakkının kapsamını aştığını, bir kısım sorulara yanıt verildiğini, 2 no’lu karar bakımından ortada karar bulunmadığından reddedilmesinin gerektiğini, herhangi bir oylama yapılmadığından hukuki işlem türü olarak karar teşekkül etmediğini, müzakere edilmediği belirtilmiş ise de, sekiz sayfanın yalnızca faaliyet raporunun müzakeresine hasredildiğini, faaliyet raporunun bütün yönetim kurulu üyeleri tarafından imzalanmadığı belirtilmiş ise de, TTK m.390 gereğince söz konusu karar ve işlemlerin çoğunluğun kararı ile gerçekleştirildiğini,çoğunluk imzasının bulunduğunu, faaliyet raporunun hazırlanmasına ilişkin yönetim kurulu toplantısına davacılar …. ve …in davet edilmesine rağmen, ortaklıktan ayrılma talepleri karşılanmayınca toplantıyı terkettiklerini, faaliyet raporunda grup içi borçlanmalara yer verilmediği belirtilmiş ise de davalı şirketin bağlı şirket olmadığını, genel kurul toplantıları dışında pay sahipleri ile bilgilendirme toplantıları yapıldığını, finansal tablolar açık ve anlaşılır olduğundan 3 no’lu kararın iptali talebinin de reddinin gerektiğini, davacıların ibraya karşı olmalarına rağmen yönetim kurulu üyesi seçilmelerine itirazlarının olmadığını, 4 no’lu karar yönünden de iptal sebebinin bulunmadığını belirterek davanın reddine, TTK m.448/3 gereğince her bir davacı bakımından teminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava TTK’nun 445 vd maddeleri gereğince açılan anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davalı şirketin 09/12/2020 tarihli genel kurulunda alınan kararların kanun, ana sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı, bu maddelerin butlanının ve iptalinin gerekip gerekmediği, birleşen Bakırköy .. ATM’nin … E sayılı dosyası yönünden ise özel denetçi atanmasının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, anılan dosyanın tefriki ile mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
SMMM … ve hukuk bilirkişisi Dr. … tarafından düzenlenen kök raporda, dava konusunun; 09.12.2020 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 2,3 ve 4 numaralı kararların iptali isteminden ibaret olduğu, davalı; defterlerini 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2019 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu, E-Defter sisteminde sadece Envanter Defterinin noter tasdikine tabi olduğu, davalının 2019 yılında envanter defteri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut haliyle davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı şirketin 2019 yılı faaliyet raporunun Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında asgari içeriğin mevcut olduğu, davalı şirketin; 2019 yılı Finansal Tablolarının yapılan sınırlı inceleme sonucunda mevzuata uygun şekilde düzenlendiği, dava konusu genel kurul kararlarından 2 ve 3 numaralı kararların iptali şartlarının oluşmadığı, 4 numaralı kararın ise iptal şartlarının oluştuğu belirtilmiştir.
Rapora itiraz sonucu aynı heyetten alınan ek raporda, kök rapordaki görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik oluşmadığı belirtilmiştir.
TTK’nun 445 maddesinde, 446 ncı maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, 446.maddesi toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceğini düzenleme altına almıştır.
Davacı tarafça yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin gündemin 2.maddesi, mali tabloların onaylanmasına ilişkin 3.maddesi ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4.maddesinin iptali talep edilmiştir.
Yönetim Kurulu faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin gündemin 2.maddesi ve mali tabloların onaylanmasına ilişkin 3.maddesinin iptali talebi yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 514. Maddesine göre, yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlayıp genel kurula sunmakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra TTK’nın 437/1. Maddesi uyarınca, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmalıdır. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. Şirketin finansal tablolarının yasanın aradığı şekilde ortakların erişimine sunulduğu ihtilafsızdır. TTK 437/1 madde de , finansal tablolar …yıllık faaliyet raporunun toplantıdan en az 15 gün önce şirket merkezinde hazır bulundurulacağı düzenlenmiştir. Madde de düzenlenen husus yazılı belgelerin pay sahiplerine verilmesi-ortaklarca imzalanması değil, onlar tarafından istendiğinde incelenmek üzere şirket merkezinde ve varsa şubelerinde hazır bulundurulmasıdır. Başka bir deyişle, şirketin TTK 437/1’de sayılan belgeleri toplantıdan önce pay sahiplerine vermesi, teslim etmesi gerekli değildir. Belgelerin hazırlanarak toplantı tarihinden en az 15 gün önce incelemeye hazır tutulması, bu yükümlülüğün yerine getirilmiş sayılması bakımından gereklidir. 2.maddede faaliyet raporu okunmuş ve müzakere edilmiş, bu hususta karar tesis edilmemiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 409.maddesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporuna dair müzakere yapılarak karar alınacağı düzenlemesi yer almışsa da faaliyet raporunun karara bağlanmamasının yaptırımı yönünde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda herhangi bir düzenleme yer almaması, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 13/1-b hükmünde yönetim kurulunca hazırlanacak yıllık faaliyet raporunun hazırlanması ve müzakeresi şeklinde düzenleme yer almasına rağmen bir karardan söz edilmediği, faaliyet raporuna ilişkin maddenin iptal edilebilir nitelikte taşımadığı anlaşılmış olmakla 2.maddenin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
TTK’nun 68/3. Maddesinde, yıl sonu finansal tabloların, bilanço ile gelir tablosundan oluştuğu düzenlenmiştir. Ayrıca TTK’nın 515. maddesi, Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır, şeklindedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile ticari defterlerin usulüne uygun olduğu, mali tabloların standardize edilmiş kalıplarda bilgiler içerecek şekilde hazırlanan tablolar şeklinde mevzuata uygun şekilde düzenlendiği anlaşılmakla 3.maddenin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4.maddesinin iptali talebi yönünden;
Dava konusu genel kurul toplantısının 4. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibraları oylanmış ve …., … ve ….’ın ibra edilmelerine rağmen davacılar … ve … ibra edilmemiştir.Söz konusu karar henüz uygulanabilir nitelikte değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bunun için, 6102 sayılı TTK’da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün değildir. Davanın açıldığı tarihten sonra davacı hakkında sorumluluk davası açılması için karar alındığına ilişkin tarafların bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır. anonim şirketlerde şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, ibra edilmeyi talep hakları da bulunmaktadır. Genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetki sınırsız olmayıp sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporlarla, faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği, ortada somut nedenler yokken ve diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş iken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği de kabul edilmelidir. Genel kurula sunulmuş olan mali ve finansal tablolar ile faaliyet raporları dahilinde yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı tazmin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun ve zararın bulunduğu da bildirilmemiştir. Bu sebeplerle 4.maddenin iptali talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 4 nolu kararda … ve …’in ibra edilmemesine ilişkin kararın iptaline, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine yönelik kararın iptal edilmesini gerektirir bir aykırılık bulunmadığından bu yöndeki talebin ise reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
1-Davalı şirketin 09/12/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 2 ve 3 nolu kararların iptali talebinin reddine,
2- 4 nolu kararda … ve …’in ibra edilmemesine ilişkin kararın iptaline, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine yönelik kararın iptali talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri olan 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 4.100,20 TL’den kabul-red oranına göre hesaplanan 1.366,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/03/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır