Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2022/965 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2022/965

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy …..Noterliği’nin 16.07.2020 tarihli ….. yevmiye nolu araç satış sözleşmesine istinaden ….. plakalı …. Marka ….. Model aracın davalı ….. tarafından 222.500,00-TL’ye davacıya satıldığını, araç satın alınmadan önce 16.07.2020 tarihinde, …. isimli ekspertiz firmasından araç için detaylı rapor alındığını, firma tarafından verilen raporda herhangi bir sıkıntının olmadığının belirtildiğini, ayrıca burada da yapılan tramer sorgusunda “07.08.2018 Çarpışma 6.452,00-TL – Araç Marka ve Model:…..” şeklinde belirtildiğini, davacının bu rapora binaen alım-satım işlemlerine başladığını, alınan rapora istinaden davacının…. plakalı aracı 225.500,00-TL’ye satın aldığını, araç satın alınmadan önce, aracın Tramer kaydı olup olmadığı, varsa hangi bedelli hasar olduğunun öğrenilmesi için 14.07.2020 tarihinde …'(…)nin …. numarasına araç plakası yazılarak kısa mesaj atıldığını, atılan mesaja …’nin cevabının “Kayıtlarımıza göre …. Markalı araç 1 kazaya karışmıştır. KZ1: 07.08.2018 Carpisma 6.452-TL” olduğunu, davacı yetkilisinin bu mesaja güven duyarak aracı satın aldığını, davacının sonrasında bahse konu aracı satmaya karar verdiğini, belirtilen araç için satıcı bulunup ve satış işlemi yapılmadan önce alıcı olan üçüncü şahısın tıpkı davacının yaptığı gibi …'(…)nin …. numarasına araç plakası yazılarak kısa mesaj atıldığını …’den gelen 27.10.2020 tarihli mesajın “Kayıtlarımıza göre …. Markalı araç 1 kazaya karışmıştır. KZ1: 07.08.2018 Carpisma 50.944 TL” şeklinde olduğunu, davacı yetkililerinin aracı 14.07.2020 tarihinde satın aldığını, bu tarihte yapmış oldukları tramer sorgusunda aracın hasar kaydının 6.452,00-TL çıkmaktayken, 3 ay sonra yapılan sorgulamada aracın tramer kaydının 50.944,00-TL çıktığını, oluşan durum sebebiyle davacının maddi zarara uğradığını, davalı Sigorta Şirketine yapılan bilgi talebi başvurusuna istinaden ” dosyada hata bulunmadığını bilgilerinize sunarız.” şeklinde cevap geldiğini, hatanın … kaynaklı olup olmadığını tespit etmek amacıyla, alıcı…. ve …’ne Kadıköy ……Noterliği’nin 18.11.2020 tarih …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile oluşan zararın karşılanmasını talep edildiğini, …’nin göndermiş olduğu Kadıköy …..Noterliği’nin 07.12.2020 tarih …. Yevmiye numaralı cevabi ihtarında; “Taraflarınca tutulan kayıtların tüm girişlerinin sigorta şirketleri tarafından yapıldığını, bu bilgilerin doğruluğu veya güncelliğinin tamamen sigorta şirketlerinin sorumluluğunda olduğunu belirtmiş ve oluşan durum ile ilgili sigorta şirketi ile irtibata geçilmesi” istenildiğini, satıcı olan davalı….’nun kendilerine göndermiş olduğu Beyoğlu …..Noterliği’nin 08.12.2020 tarih ….. yevmiye numaralı cevabi ihtarında; “Gizlenen herhangi bir ayıbın bulunmadığını, tramer kayıtlarının kendisini ilgilendirmediğini, ayıbın satıştan yaklaşık 3.5 ay sonra İhbar edildiğini bu sebeple sorumluluklarının olmadığı”nın belirtildiğini şeklinde devam ettiği dilekçesini sonuç kısmında 1-) Öncelikle davalı satıcının yapmış olduğu işlem ceza hukuku anlamında suç oluşturması sebebiyle, davacının alacağının teminat altına almak ve telafi edilemeyecek zararlara yol açmamak için davalı satıcının mal varlığına davacı alacağı kadar teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin tüm dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla davacının HMK 109 kısmi dava olarak şimdilik 1.000,00-TL olan, araçta olan kötü niyetli gizli ayıptan dolayı oluşan zararın hesaplanarak belirlenen bedelin, satış tarihi olan 16.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi davalılardan alınarak davacıya ödenmesini, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı ….. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacı şirketin, araçtaki hasar miktarından haberdar olmadığını öne süremeyeceğini, 3.07.2020 tarihinde internet sitesine konulan ilanda, dava konusu aracın daha önceki kazasına ilişkin fotoğrafların mevcut olup, hasarın ne denli büyük olduğunun sadece fotoğraflardan dahi açık bir şekilde anlaşılmakta oluğunu, davacının herhangi bir vatandaş olmayıp tacir olduğundan, gerek aracın hasar fotoğraflarından, gerekse ekspertiz raporundan araç hasarının 6.452,00-TL gibi düşük bir meblağ olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, basiretli tacir gibi hareket etmesi gereken davacı şirketin, araçtaki hasar miktarını bilmediğine ve bilemeyeceğine dayanamayacağı gibi sadece Tramer kayıtlarına güvenerek aracı satın aldığını da iddia edemeyeceğini, davacı şirketin ayıp ihbarını süresinde yapmadığını, davacı tarafından aracın 50.944 TL tramer kaydı olduğunun 27.10.2020 tarihli … tarafından gönderilen mesaj ile öğrenilmiş olduğunun kabulü halinde dahi; davacı şirket tam 21 gün sonra (18.11.2020) tarihli ihtamame ile satıcı/davalıya bildirimde bulunduğundan, ayıp bildirimini süresi içinde yapmadığının aşikar olduğunu, … tarafından sadece bilgi amaçlı olarak gönderilen Mesajların, resmi belge niteliği ve bağlayıcılığı bulunmadığını, kabul etmemekle birlikte, davacı tarafın talebinde haklı olması halinde dahi; talep edilen zarar miktarının fahiş olduğunu, davacı şirketin 16.07.2020 tarihinde 222.500,00TL bedelle satın aldığı aracı 22.01.2021 tarihinde 225.000,00-TL bedelle sattığını; taraflarınca internet sitelerinde yapılan araştırmalara göre aynı nitelikte hasar kaydı olmayan araçların rayiç bedellerinin takriben 250.000,00-TL civarında olduğunun görüldüğünü; davacı şirket tarafından 300.000,00-TL’ye satılabileceği iddialarının gerçeği yansıtmadığını; bir an için davacı haklı bulunsa dahi, haksız menfaat temin edenin davalı taraf olmadığını belirterek devam eden dilekçesinde davanın öncelikle görev yönünden reddini, aksi taktirde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının verdiği ilanda aracının tüm özelliklerini eksiksiz olarak yazdığı gibi hasarlı parçaları da açıkça belirtmiş ve şeffaflığın sağlanması adına aracın kaza sonrası fotoğraflarını da ilanına eklediğini, davacı aracı incelemeye geldiğinde de davacıya, kazanın nasıl olduğu, değişen parçaların neler olduğunun açıkça anlatıldığını, davacının da tüm bu hususları yanında bulunan arkadaşı ile dinlediğini ve kabul ettiğini, davacı ekspertiz raporunda araçta herhangi bir sıkıntı görülmediğini belirtmişse de bu iddia da diğer iddiaları gibi gerçeği yansıtmadığını, ekspertiz raporu detaylı incelendiğinde değişen ve hasarlı parçaların açıkça yazdığını, ekspertiz raporunda belirtilen hasarın Tramer kayıtlarında gözükenden fazla olduğunun görüleceğini, davacının da bu raporu dolayısıyla araçtaki tüm hasarı kabul ederek aracı satın aldığını, ekspertiz raporuna rağmen davacının araçtaki hasarı bilmediğini iddia etmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira bu raporla davacının ayıbı kabul etmiş olduğunu, davalının aracın bedelini de emsallerine göre oldukça düşük bir tutarda belirlediğini, aracın satıldığı dönemde emsal araç bedelinin 250.000,00-TL olmasına rağmen aracın davacıya 222.500,00-TL’ye satıldığını, bu hususun emsal ücret araştırması yapıldığında görülebileceğini, araç bedelinin düşük olarak belirtilmesinin sebebinin kaza olduğunun da davacıya da belirtildiğini, hatta davacının aracı alma sebebinin de aracın kaza sebebiyle ucuz olması olduğunu, kabul anlamına gelmemek şartıyla davalının ilanda kaza fotoğraflarını açıkça paylaştığını, davacının da bu fotoğrafları gördüğünü, her şeyden önce ekspertiz raporunda da tramer kaydında çıkandan çok daha fazla hasar tespit edildiğini, alıcının da bu hususu da kabul ettiğini, özetle alıcının bir ayıp var ise bu ayıbı bilerek hareket etmiş ve ayıbı kabul ettiğini belirterek devam ettiği dilekçesinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ticari satımdan kaynaklı alacak davası olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık; mahkememizin görevli olup olmadığı, dava konusu aracın satımı sırasında ayıplı olup olmadığı, satılan malın ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde gizli veya açık ayıp niteliğinde olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacı tarafın uğradığı zararın miktarının tespiti ile davalılardan tahsiline ilişkindir.
Kadıköy ….. Noterliği’nden …. tarihli araç satış sözleşmesi sureti celp edilmiştir.
….. İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabı ile Bahse konu …. plaka sayılı …. marka …. tipinde …. … …. otomobilin; ilk olarak …. faturalı satışına istinaden ….. adına 30/09/2016 tarihinde tescil edildiği, onun akabinde Bakırköy ….. Noterliği’nin satışı ile ….. vergi numaralı ….. Şti. adına 16/07/2020 tarihinde devir gördüğü, onun akabinde Kadıköy …. Noterliğinin satışı ile ….. Şti. adına 22/01/2021 tarihinde devir gördüğü, onun akabinde Kadıköy ….. Noterliğinin satışı ile …. adına 08/03/2021 tarihinde devir gördüğü ve halen aynı şahıs adına kaydının devam ettiği, öte yanda bu aracın tesciline ilişkin evrakların işlemi yapan bayi ve noterlerde muhafaza edildiğinden araç dosyasında bulunmadığı yapılan tetkiklerden anlaşıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında rapor düzenlenmek üzere 1 otomotiv ve 1 sigorta bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının dava konusu ….. plakalı aracın hasarının durumunu bilerek satın almış olduğu, dava konusu aracın davalı satıcı ….. tarafından ayıplı olarak satılmadığı; ilgili hasarların davalı Sigorta tarafından …’ye bildirme yükümlülüğünün yönetmeliklerce belirlenmiş olduğu, … kayıtlarında 3 ay 12 gün içinde meydana gelen değişikliğin, olsa olsa Sigortacının Muallak Hasar Karşılığı’nı bu süre içinde Esas hasar miktarı ile revize etmesinden kaynaklı olabileceği, davacının dava konusu ….. plakalı aracın hasarının durumunu bilerek satın almış olduğu, dava konusu aracın davalı satıcı ….. tarafından ayıplı olarak satılmadığı; ilgili hasarların davalı Sigorta tarafından …’ye bildirme yükümlülüğünün yönetmeliklerce belirlenmiş olduğu, … kayıtlarında 3 ay 12 gün içinde meydana gelen değişikliğin, olsa olsa Sigortacının Muallak Hasar Karşılığı’nı bu süre içinde Esas hasar miktarı ile revize etmesinden kaynaklı olabileceği, böylesine bir bilgi hatası yüzünden sapmanın (242.915,00-TL – 242.690,00-TL)/242.690,00 ] = %0,093 (225 TL’ye isabet eden yaklaşık) tespit edildiği, bu anlamda Serbest Piyasa Koşullarında böylesine bir tutarın hak mahrumiyetine sebep olup olmadığının hukuki münakaşasının ve takdirinin mahkemeye ait olabileceği, uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği kanaati bildirilmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları hep birlikte değerlendirilmek üzere dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Dava konusu …. plakalı aracın davalı satıcı …. tarafından ayıplı olarak satılmadığı kanaatinde herhangi bir değişiklik bulunmadığını; … kayıtlarında 3 ay 12 gün içinde herhangi bir günde meydana gelen değişikliğin, olsa olsa Sigortacının Muallak Hasar Karşılığı’nı bu süre içinde herhangi bir zaman ve/veya günde esas hasar miktarı ile revize etmesinden kaynaklı olabileceği, bu yönde vurgulamalar dışında, heyetinin kök rapor sonuçlarında herhangi bir değişikliğe gitmediği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ;Dava, ayıplı olarak satıldığı iddia olunan araca ilişkin zararın tazmini talepli davadır. Dosyada bilimsel esaslara uygun ve gerekçeli bilirkişi asıl ve ek raporu ile aracın alım-satımı sırasında ayıplı olarak satılmadığının tespit edildiği görülmüştür. Davacı tarafın ayıp iddiasını ispatlamaya yarar usulüne uygun başkaca herhangi bir delil dosya arasında yer almamaktadır. Bu haliyle ispat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ” (HMK) 190.maddesine göre “ (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” hükmü dikkate alındığında davacı iddiasını ispat edememiş olup ispat edilemeyen davanın reddine ,karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davalı ….. Sigorta A.Ş. arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından tümünün davalı davalı …. Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Alınması gereken 80,70-TL’nin harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, davalı ….. vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 24/11/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır