Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2021/1149 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/207 Esas
KARAR NO : 2021/1149

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine ve davalının talimatlarına istinaden navlun hizmeti sunmuş olduğunu, tarafların karşılıklı anlaşmasına uygun olarak sunulan hizmetlerin bedelleri ödenmediği için davalı firmaya takip öncesinde borç hatırlatmalarında bulunulmuş ancak borcun ödenmemiş olduğunu, bunun üzerine Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin …. E. sayılı dosyası ile davalı firma aleyhine icra takibi başlatılmış olup, firmanın takibe kısmi itirazda bulunmuş olduğunu, davalı firmanın, takip ile talep edilen 14.709,45 Euro anapara alacaklarının 4.709,45 Euro’luk kısmını kabul ederek kalan 10.000,00 Euro’luk anaparaya, bunun fer’ilerine, işlemiş ve işleyecek olan faizine itiraz etmiş olduğunu, davalı firmanın kısmi itirazda bulunurken, kabul ettiği ve itiraz ettiği kısmın hangi faturalara ilişkin olduğunu açıklamamış olduğunu, davalı/borçlu firmanın haksız itirazında müvekkili şirketin alacağını kendi iddia ettiği alacakları ile takasa sokmuş ve hatta müvekkili şirketi borçlu addetmiş olduğunu, davalı firmanın itiraz dilekçesindeki beyanları ile bağlı olduğu da gözetilerek, davalının takas mahsup haklarını dayandırdığı olguları ispat etmesi, itiraz ve iddialarına dayanak delillerini de mahkemeye sunması gerektiğini, davaya konu olan 15 adet fatura kapsamında değerlendirme yapıldığında ve borçlunun 28/02/2020 tarihli itiraz dilekçesi dikkate alındığında, faturalarda açıklaması bulunan hizmetlerin müvekkili şirket tarafından verilip verilmediği hususunda ihtilaf bulunmadığını, takibe konu edilen faturalara konu taşıma hizmetlerinin alt taşıyıcı firmalar tarafından fiilen sunulmuş olduğunu, itiraz dilekçesindeki yazılı açıklamalar (borçlu tarafından yazılı beyanname no’lar ve diğer bilgiler) incelendiğinde; 3 farklı navlun ilişkisinde ihtilafın bulunduğunun anlaşılmakta olduğunu, taşıma sırasında taşıyıcıdan kaynaklı herhangi bir hasarın oluşup, oluşmadığı, oluşmuş ise taşıyıcının kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında araştırmanın yapılması ve takas edilebilir bir alacağının olup olmadığının tespitinin ayrı bir yargılamayı gerektirdiğini, bu aşamada, davalının iddialarının takas edilebilir alacak şeklinde sabit kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bir an için davalının hasar kaynaklı zararı oluşmuş kabul edilse dahi, bu zararı fiilen taşımayı yapan dava dışı CMR taşıyıcısı ve CMR sorumluluk sigortacısından tazmin etme olanağı mevcut olduğunu, hasar ve gecikme iddialarını öne sürerek ihtilaf konusu olan ve olmayan toplamda 15 faturaya itiraz edilmesinin kötü niyetin göstergesi olduğunu, davalı firmanın hasar ve gecikme iddialarını öne sürerek dayanaksız ve belgesiz şekilde 10.000 Euro maddi zararı oluştuğunu da ihtarnamesinde ve itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğunu, ayrıca, iddia ettiği zararları için zarar ve ziyan faturası düzenleyeceğini belirtmesine rağmen herhangi bir faturanın müvekkili şirkete ulaşmamış olduğunu, müvekkili şirketin kayıtlarındaki cari hesap tablosu incelenirse; davalı firmanın, gecikmede olan en eski tarihli faturası ile gecikmede olan en yakın tarihli faturası dahil olmak üzere toplamda 15 adet faturadan kaynaklanan hizmet bedellerini ödemediğinin gözükecek olduğunu, bu hizmetlerden kaynaklı davacı firma alacağının takip tarihi itibariyle 14.709,45 Euro olduğunu, özellikle, müvekkili şirketin usulüne uygun düzenlediği faturaları davalı firmaya gönderdiğinde kanunen öngörülen süreler içerisinde faturaların itiraza da uğramamış olduğunu, davalının icra takibine itirazı üzerine ticari dava şartı arabulucuya başvurulmuşsa da taraflar arasında anlaşma sağlanamamış olduğunu, davalı şirket, icra dosyasında yetkiye itiraz etmişse de, müvekkili şirketin alacağı faturaya dayandığından ve para borcu götürülecek borç olduğundan davacı müvekkilinin yerleşim yeri icra dairesi olan Küçükçekmece icra dairelerinin takibe yetkili olduğunu, davalı şirketin yetki itirazının geçerli ve yerinde olmadığını, müvekkili şirket tarafından fatura edilen hizmete ilişkin davalının ödemesi gereken miktarın davalı tarafça bilindiğini, bu halde uyuşmazlık konusunun likit bir alacak olmasına rağmen davalı tarafın icra takibine itiraz etmesinin tamamıyla haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu beyan dilekçesinde özetle; Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün, …. E. sayılı dosyasına sunmuş oldukları 28.02.2020 tarihli dilekçelerinde yetkiye de itiraz etmiş olduklarını, bu nedenle de öncelikle söz konusu yetkiye itirazlarının değerlendirilmesi gerekmekte olup yetki itirazlarının kabulü gerektiğini, müvekkili şirketin faaliyet adresinin; … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak, …. İş Merkezi, No: …, Ümraniye/İSTANBUL olup söz konusu bu hususun gerek vergi dairesinin gerekse de ticaret sicilinin kayıtları ile sabit olduğunu, zaten alacaklının da bu hususu bilmekte olup ödeme emrinde de müvekkili şirketin adresinin doğru bir şekilde yazılmış olduğunu icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde açılmamış olduğunu, müvekkili şirketin adresinin İstanbul İli, Anadolu Yakası sınırları içerisinde olup yetkili icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu Nöbetçi İcra Müdürlüğü olduğunu, oysa ki, icra takibinin İstanbul İli, Avrupa Yakası sınırları içerisinde olan Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nde açılmış olduğunu, bu nedenle yetkiye itiraz ediyor olduklarını, dosyanın yetkili icra dairesi olan İstanbul Anadolu Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi gerekmekte olup davanın esasına ilişkin olarak da karar merciin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun açık ve net olduğunu, bu nedenlerle mahkememizden işbu davanın esasına ilişkin karar vermede yetkisiz olduğuna karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin, alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine, müvekkili şirketin alacaklı görünen taraftan alacaklı olduğunu, bu hususu alacaklı görünen tarafa, Üsküdar … Noterliği’nin, 25 Aralık 2019 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirilmiş olduğunu, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılmış olan sözleşme gereğince yani müvekkili şirket tarafından, 27.09.2019 tarihinde yapılan taşıma teklifinin alacaklı görünen tarafından mail yoluyla kabul edilmesi sonucu oluşan taşıma sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin; …. Beyanname nolu …., … beyanname nolu … beyanname nolu … isimli üç malzemeyi taşınması için, 27.09.2019 tarihinde davacı tarafın deposuna teslim etmiş ve söz konusu bu üç malzemenin ihracatına ilişkin ihracat beyannamelerinin de davacı tarafın belirtmiş olduğu gümrük ofisine bırakılmış olduğunu, davacı tarafın bu şekilde teslim almış olduğu malzemelerin 2019 yılı Eylül ayı içerisinde çıkışını yapması gerektiği halde ancak 04.10.2019 tarihinde çıkışını yapmış ve de bu nedenle de söz konusu malzemelerin adreslerine geç teslim edilmiş ve ayrıca …. beyanname nolu …. isimli malzemenin hasarlı teslim edilmiş olduğunu, normalde bir hafta on gün içerisinde teslim edilmesi gereken malzemelerin 20 (Yirmi)-25(Yirmibeş) gün sonra teslim edilmiş ve bu nedenle de müvekkili şirketin müşterilerinin mal bedelini ve taşıma ücretlerini/navlun bedelini ödememiş olduğunu, malzemelerin geç çıkış sebebi müvekkili şirkete yazılı olarak bildirilmediği gibi sözlü olarak sorulduğunda da tatmin edici bir yanıt verilmemiş olduğunu, yalnızca, söz konusu bu geç teslimatlar ve de hasarlı teslimat nedeniyle yaklaşık 10.000,00 (Onbin)-EURO maddi zarar oluşmuş ve de müvekkili şirketin ticari piyasadaki iş kaybı nedeniyle hayli zararı olduğunu, söz konusu bu zararlar için zarar ve ziyan faturası tanzim edilecek olduğunu, davacı taraf üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği için müvekkili şirkete borçlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borcun 10.000,00 (Onbin)-EURO’luk kısmına ve fer’ilerine itiraz etmiş yani borca kısmi itirazda bulunmuş olduklarını, ayrıca, gerek ihtarname ile gerek borca itiraz dilekçeleri ile söz konusu bu 10.000,00 (Onbin)-EURO için takas beyanlarını sunmuş olduklarını, söz konusu takas beyanlarını bir kez daha burada tekrar ettiklerini, davacı yanın, müvekkili şirkete verdiği zararı ödemek yerine sigorta şirketi v.b. trafından zararın ödenebilir olduğunu ileri sürmüş olduğunu, müvekkilinin zararının sigorta şirketi tarafından karşılanabilir olmasının söz konusu zararın oluşmadığı anlamına gelmediğini, oluşan zararın davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle meydana gelmiş olduğunu beyanla; yetkiye itirazlarının kabulü ile icra dosyasının İstanbul Anadolu Nöbetçi İcra Dairesi’ne gönderilmesine ve mahkememizin esasa dair karar vermede yetkisizliğine, davanın reddine, takas beyanlarının kabulüne, icra takibinin 10.000,00 (Onbin)-EURO’luk kısmı kötü niyetle yapıldığı için davacının 10.000,00 (Onbin)-EURO’nun %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 14.709,45 UERO fiili ödeme tarihi 15 adet faturadan kalan alacak için ilamsız icra icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasında taşıma hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki bulunup bulunmadığı, taşıma hizmetinin davacı tarafından sözleşme şartlarına uygun olarak yerine getirilip getirilmediği, davalının takas mahsup talep ettiği alacağın bulunup bulunmadığı, sonuç itibari ile davacı tarafın davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 06/09/2021 günü, saat 15.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Lojistik ve Taşıma Uzmanı bilirkişi …ve SMMM bilirkişi …. 01/11/2021 tarihli raporlarında özetle; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan 15 adet fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacının 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (20.01.2020) itibariyle davacının davalıdan 14.709,45 EURO alacaklı olduğunu, takip konusunun davacının davalıya düzenlemiş olduğu 15 adet toplamda 15.855,18 Euro tutarlı faturalardan kaynaklı olduğunu, davalının bu faturalara konu hizmete itirazının da bulunmadığını, davalının karşı alacak iddiası olan 10.000 EURO bakımından da bir delil ortaya koymadığını, bu durumda takip konusu borcun tamamı bakımından davacının alacaklı olacağını Neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.709,45 EURO alacaklı olduğunu bildirmişlerdir.
Dava, fatura alacağının tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. Devam eden yargılama aşamalarında dava dilekçesinin ve defter inceleme gününün davalı şirkete tebliğ edilmiş olmasına rağmen süresinde cevap dilekçesinin sunulmadığı ve defter ve belgelerin yapılan ihtara ibraz edilmediği görülmüştür. Her ne kadar davalı vekili tarafından usulsüz tebligat yapıldığı iddiası ile itiraz edildiği görülmüş ise de davalı şirkete yapılan tebligatın geçerli olduğu kanaati ile bu itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı şirket vekili icra dairesine yapmış olduğu itirazında borcun 10.000,00 EURO’luk kısmına itiraz ettiklerini ve bu kısım yönünden takas taleplerinin bulunduğu beyan etmiştir. Davalı şirket usulune uygun yapılan tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış olup bu durumda ticari defterlere delil olarak dayanan davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine kati delil teşkil ettiği, davacı şirketin, davalı şirkete düzenlediği faturalardan dolayı 14.709,45 EURO alacağı bulunduğu hükme esas alınan, gerekçeli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davalı şirket yapmış olduğu itirazında davacı şirketten 10.000,00 EURO alacaklı olduğunu beyan ettiğinden iş bu davaya konu 10.000,00 EURO alacak bakımında ispat külfeti davalı taraftadır. Ne var ki davalı tarafından bu hususu ispatlar herhangi bir delil sunulabilmiş değildir. Açıklanan bu nedenle açılan davanın kabulüne, likit olan alacak yönünden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE,
1-Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından yapılan kısmi İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 10.000,00 EURO asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-İcra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takip tarihi itibariyle efektif satış kuru üzerinden hesaplanan asıl alacağın %20’sine tekabül eden ‭13.199‬,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 4.467,47 TL harçtan peşin alınan 635,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.831,72 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 695,05 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.678,20 TL olmak üzere toplam 2.373,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.302,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸