Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/196 E. 2022/509 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/196 Esas
KARAR NO : 2022/509

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 05/07/2022

DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine konu bir borcu olmadığının kabulüne, takip dayanağı olan senedin, bedelsiz olduğunu bile bile kötü niyetli olarak takibe koyan davalının, takibin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacı hakkındaki takibin devamının davacı yönünden telafisi zor zarara yol açması nedeniyle, söz konusu takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinde mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince söz konusu Bononun bir borç ilişkisine dayandığını ispat zorunluluğunun bulunmadığını, her ne kadar Bononun dayandığı asıl borç ilişkisini açıklamak ve ispat zorunluluğu bulunmasa dahi Müvekkili ile Borçlu Davacı arasındaki Borç ilişkisi olduğunu beyanla hakksız davanın reddine, davacı adına talep edilen Adli Yardım Talebinin reddine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile davacı tarafın kötü niyetli ve haksız olarak borca itiraz etmiş olması nedeniyle takip tutarının yüzde yirmisinden (%20) az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 02/02/2021 karar tarihli gönderme kararı uyarınca dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının takibe ve davaya konu senede istinaden davacı aleyhine başlatmış olduğu icra takibi nedeni ile davacı tarafın borçlu olup olmadığı, hususlarındadır.
Bakırköy … Asliye Ceza mahkemesinin … E. Sayılı dosya evrakları Uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının evrakları Uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizin 17/06/2021 tarihli duruşmasında her ne kadar davalı tarafın ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 19/07/2021 günü saat 14:00’da inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de mahkememizin 18/06/2021 tarihli ara kararı ile 19/07/2021 gününün kurban bayramının arefesine denk gelmesi nedeniyle inceleme gününün değiştirilmesine ilişkin karar verildiği ve davalı tarafın defterleri üzerindeki inceleme gününün 12/07/2021 günü saat 11:45’a bırakılmasına karar verilmiş olup, yeni defter inceleme gün ve saatinin taraflara e-tebligat olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davacı vekili Av. ….’in mahkememiz kaleminde hazır olduğu, ancak davalı tarafın inceleme gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen mazeretsiz olarak incelemeye katılmadığı ve defter ve belgelerini ibraz etmediği, mahkeme ara kararında da davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesine yönelik kurulmadığı anlaşılmakla, bilirkişi incelemesi yapılamadığı dair 12/07/2021 tarihinde tutanak tutulduğu anlaşılmıştır.
Dava; korkutma ve tehdit nedeniyle düzenlenen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı dava dilekçesinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu bononun kendisine korkutma ve tehdit yoluyla zorla imzalatıldığından bahisle ilgili bonodan ve yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik açılan davadır. Davacı taraf dava dilekçesinde; korkutma ve tehdit yoluyla zorla imzalandığını iddia ettiği ilgili senedin tehdit ve baskı yoluyla alındığını ileri sürmüştür. Bu durumda uyuşmazlık, takibe ve davaya konu senedin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlenip düzenlenmediği, davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının tayini hususlarına ilişkindir.
İkrah (korkutma), Türk Borçlar Kanunu 37, 38 ve 39. maddelerinde belirtildiği üzere bir kimsenin başka bir surette yapmayacak olduğu bir hukuki muameleyi, bir kötülüğün başına geleceği korkusuyla yapmak zorunda bırakılmasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 37. maddesine göre, bir kimse karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK’nin 38. maddesinde belirtildiği gibi, korkutmadan söz edilebilmesi için, korkutmanın sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız sayılması, illiyet bağının bulunması yani sözleşmenin korkunun yarattığı etki sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir. Somut olayda davacı tarafça açılan davada dilekçesinde başına bir kötülüğün geleceği korkusuyla senedin imzalanmak zorunda bırakıldığı, yani korkutma, tehdit yoluyla senedin imzalandığı ve iradesinin sakatlandığını beyan etmiştir.
TBK.nun 39.maddesine göre,“Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” denilmek suretiyle korkutulanın korkutma etkisi ortadan kalktıktan sonra 1 yıl içerisinde sözleşmeden dönebileceği hüküm altına alınmış olup korkutma hak düşürücü süreye tabidir. İptal hakkı için bir yıllık süre, iradeyi sakatlayan sebeplerin öğrenilmesi veya korkunun etkisinin ortadan kalkmasıyla başlar. Somut olayda senedin tanzim tarihi 2018 yılı olmasına rağmen davanın 2021 yılında açıldığı, davacının beyan ettiği ve mahkememizce de celp edilen Bakırköy … Asliye Ceza mahkemesinin … sayılı dosyasında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma numarası ile dosyasında işbu dosya davacısının 2019 yılında şikayetçi olduğu anlaşılmıştır. Dosya davacısının 2018 tarihinde gerçekleşen olayda korkunun ortadan kalktığı tarih olarak kabul edilebilecek olan 2019 yılından 1 yıl içerisinde iptal davası açmadığı, yine davalı tarafça kendisine icra takibi yapıldıktan sonra da iptal davası açmadığı, senet nedeniyle borçsuzluğun tespitine ilişkin davayı ise olayın gerçekleşmesinden, senedin tanzim tarihinden 3 yıl sonra açtığı anlaşılmaktadır. Belirtilen bu sebeplerle davacının davaya konu senette imzayı inkar etmediği, ancak kendisinin bizzat borçlu olmadığı ve davaya konu senette korkutma yoluyla senet imzalatıldığından bahisle borçsuzluğun tespitine yönelik açtığı davayı TBK’nun 39. Maddesi gereğince hak düşürücü süre içerisinde açmadığı (19.Hukuk Dairesi: 2015/11959Esas, 2016/5583 Karar 04.04.2016 tarih, 2015/12271Esas, 2016/3131 Karar, 25.02.2016 tarih) anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin yatırılan 6.823,52 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 6.742,82 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından tümünün davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma ortamında, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır