Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/195 E. 2022/1017 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/195 Esas
KARAR NO : 2022/1017

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin sipariş formlarından görüleceği üzere 26.08.2020 tarihinde … olarak tabir edilen kumaşın imalatı için davacı şirkete sipariş verdiğini, sipariş için gerekli olan … için özel olarak … üzerine sim çekme işlemi yaptırılmış ayrıca kumaş için gerekli diğer …. de …. firmalarından satın alınarak temin edildiğini, üretimi geçilmek üzereyken davalı 27.08.2020 tarihinde kg.ları revize ettiğini ve üretimin yeni kg üzerinden yapılmasını istediğini, 28.08.2020 tarihinde davalı şirket hiçbir gerekçe göstermeden siparişi iptal ettiğini, davacı şirketin bu sipariş için satın aldığı …. elinde kalması nedeniyle zarara uğradığını, sipariş için aldığı …. ticari ilişkilerini kullanarak …. firmasına iade edebildiğini, ancak 2052 kg … davalı şirketin siparişine özel olarak …. üzerine sim çekme işlemi yapılarak üretildiği için …. firmasına iade edilemediğini, ayrıca mavinin özel bir tonu olduğu ve içindeki sim nedeniyle de başka bir üretimde kullanılamayacağından davalıya fatura edilmek zorunda kalındığını, davalıya bildirimde bulunulduğunu, davalı tarafından bir cevap verilmediğini, bunun üzerine teslim irsaliyesi ile teslim edildiğini, davalının 11.09.2020 tarihinde irsaliye ile toplamda 2052 kg … davacı şirketten teslim aldığını, davalının ihtirazı kayıt öne sürmeden teslim almasına karşın 15.09.2020 tarihinde davacı şirkete irsaliyesiz olarak iade faturası keşide ettiğini, …. uhdesinde tuttuğunu, tekrar 23.09.2020 tarihinde davalıya 23.722,73 USD fatura keşide edildiğini, davalı bu faturaya karşı iade faturası keşide etmediği gibi itiraz da etmediğini, davalı …. teslim almış olmasına rağmen bu sefer 07.12.2020 tarihinde tekrar iade faturası keşide ettiğini, ihtarname ile itiraz edildiğini, iade edildiğini, aynı zamanda cari hesap bakiyesi olan 23.929,44 USD alacağın tahsili davalıdan talep edildiğini, davalının teslim aldığı 2052 kg mavi sim … bedelini ve cari hesap borcunu bugüne kadar ödemediğini, açıklanan nedenlerle 23.929,44 USD alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde özetle; tarafların siparişlerin üretime girmeden önce bir numune kumaş hazırlanması ve davalı şirkette onay alınması halinde üretime geçilmesi hususunda sözlü olarak anlaştığını, siparişin 26.08.2020 tarihinde verildiğini, 28.08.2020 tarihinde de iptal edildiğini, bu kadar kısa bir süre içerisinde dava dilekçesinde bahsedilen miktar kadar sim çekme işleminin yapılmasının mümkün olmadığını, davalı şirket siparişi müşterinin kumaşın-sim kalitesini beğenmemesi nedeniyle iptal ettiğini, davacı şirketin taraflar arasındaki anlaşma gereği numune yapıp kendisine onay verildikten sonra üretime geçme yükümlülüğü bulunduğu halde bu yükümlülüğüne aykırı davranarak zararın oluşmasına kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, davalı şirketin de 189.050 Euroluk satış kaybi olduğunu, davacının 2502 kg …. sim çekme işlemini 1 günde yapabilmesi teknik olarak mümkün olmadığını, en az 15 güne ihtiyaç duyulduğunu, davacının ürünleri 12.09.2020 tarihinde teslim ettiğini, şirketin depocusu ürünleri bilmeden teslim aldığını, durum fark edildiğinde 15.09.2020 tarihinde iade faturası kesildiğini, davacı şirketin davalının tüm taleplerine rağmen ürünleri gelip teslim almadığından ürünler davalı şirketin deposunda bulunduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davacı tanığı … Mahkememizce alınan beyanında; yaklaşık bir yıl 8 ay davalı şirket bünyesinde satın alma müdürü olarak çalıştığını, o dönemde çalışırken yurtdışından gelen siparişlerin karşılanması için davacı şirkete sipariş geçtiğini, resmi siparişi henüz davacı şirkete geçmeden numune işlemleri başlatıldığını, 4-5 tane numune yapıldığını, numuneler onaylandıktan sonra sipariş ile ilgili davacı şirkete …. tedariklerinin yapılmasını söylediklerini, 26 Ağustos da davacı şirkete 11,5 ton sipariş ettiklerini, bir gün sonra ise siparişi revize ettiklerini, tonaj olarak arttırdıklarını, birkaç gün sonra sipariş genel müdürün söylediğine göre müşterinin iptal etmesi sebebiyle siparişte iptal edildiğini, hatırladığı kadarıyla kendi onayı üzerine 22 ağustos tarihlerinde simli …. siparişini davacı şirket geçtiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı …. Mahkememizce alınan beyanında; 15 yıldır … isimli iş yerinde muhasebeci olarak çalıştığını, simli …. çalıştığı şirketten davacı tarafından satın alınıp parası ödendiğini, tam tarihi hatırlamadığını, iki tonluk malzeme simli …. 36 saatte çıkarılabileceğini, söz konusu siparişi davacı şirket kendilerine verdiğini, …’in malın kendilerinin olduğunu fakat faturayı davacı şirket adına kesmelerini istediğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı …. Mahkememizce alınan beyanında özetle; iki ay öncesine kadar davalı şirkette satın alma planlama sorumlusu olarak çalıştığını, davalı şirkette 13-14 ay çalıştığını, davacı şirkete sipariş geçmelerine rağmen İspanya’da bulunan müşteri numuneye onay vermediği için sipariş verdikleri günden iki gün sonra siparişi iptal ettiklerini, çünkü müşteriden numune onayı almadan siparişi geçtiklerini, davacı taraf üretilen ipliğin faturasını davalı şirkete kestiğini, fakat bu ipliğin üretimi iki gün içerisinde olamayacağından uyuşmazlık çıktığını beyan etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf tanıkları dinlenmiş, ticari defterler incelenmiş, esasa etkili deliller toplanarak dosya içerisine alınmıştır.
Taraflar iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya verilen siparişin yerine getirilmesi için davacı tarafından alındığı iddia olunan 2052 kg mavi sim …. bedelinin siparişin davalı tarafından iptal edilmesi ve bir daha başka bir üretimde kullanılamayacak olması sebebiyle tahsiline ilişkin olduğu, çözümlenmesi gereken sorunun davacı tarafın iddia ettiği şekilde davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davacının bu sebeple davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı, davalının bu bedelden sorumluluğunun olup olmadığı, söz konusu ürünün başka bir üretimde kullanılmasının mümkün olup olmadığı, mümkün ise davacı taraf alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, indirim yapılacaksa miktarının ne olduğu, davalı taraf iddialarına göre 2502 kg …. üzerine sim çekme işleminin yapılması için gereken sürenin ne olduğu, siparişin üretimine geçebilmek için davalının onay vermesi konusunda taraflar arasında bir anlaşma olup olmadığı, sipariş için onay verilmeden üretime geçilmesinin söz konusu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememiz dosyası tarafların ticari defterlerinin incelenmesi, davacı tarafın iddia ettiği şekilde 2052 kg mavi simli …. bedeli sebebiyle davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, 2052 kg mavi sim …. bedelinin objektif olarak piyasa şartlarında edebileceği değerin ne olduğu, buna göre davacının talep edebileceği alacak mıktarının ne olduğu, söz konusu ürünün başka bir üretimde kullanılmasının mümkün olup olmadığı, mümkün ise davacı taraf alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, Indirim yapılacaksa miktarının ne olduğu, davalı taraf iddialarına göre 2052 kg …. üzerine sim çekme işleminin yapılması için gereken sürenin ne kadar olduğu, siparişin üretimine geçebilmek için davalının onay vermesi konusunda taraflar arasında bir anlaşma olup olmadığı, sipariş için onay verilmeden üretime geçilmesinin söz konusu olup olmadığı, davacı tarafından sim … alımlarının hangi tarihte yapıldığı, buna göre alımların taraflar arasındaki anlaşma ve sipariş tarihinden önce mi sonra mı olduğu, davacının davalıdan taleple bulunup bulunamayacağı, davalının bu bedelden sorumluluğunun olup olmadığının tespiti amacıyla Smmm bilirkişi ile tekstil mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında davalı tarafın siparişi üzerine davacı tarafça davalı yana gönderilen ürün bedellerinin davalı yandan tahsili talebinden ibaret olduğu, davacı yan 07.03.2022 günü saat 14:30’da Mahkemeniz duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; Davacı yan tarafından keşide edilen …. no.lu 176.805,54 TL/23.722,73 USD bedelli faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya karşın davalı yan tarafından 15.09.2020 tarihinde iade faturası kesildiği, bu kerre davacı tarafça 23.09.2020 tarihli …. nollu 176.805,54 TL/23.772,73 USD bedelli fatura düzenlendiği, bu faturaya karşın da davalı tarafından 07.12.2020 tarihinde … no-lu iade faturası düzenlendiği, davalı yanın kendi ticari defterlerine göre 14.12.2020 tarihi itibariyle davacı yana 378,34 TL cari hesap borçlu olduğu, davalının 07.12.2020 tarihli … nolu iade faturasının davacı tarafından Bakırköy …Noterliği’nin 09.12.2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde davalıya iade edildiği, dosyada mübrez 26.08.2020 tarihli sipariş formundan anlaşılacağı üzere davalı tarafça davacı yandan mavi simli “…” ürünün siparişi konusunda taraflar anlaşmış olup taraflar arasında bu yönde bir ihtilaf bulunmadığı, davacı … Ltd. Şti. tarafından davalı adına tanzim edilen faturanın E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, iş bu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya karşın davalı yan tarafından 15.09.2020 tarihinde iade faturası kesildiği, bu kerre davacı tarafça 23.09.2020 tarihli …. no.lu 176.805,54 TL/23.772,73 USD bedelli fatura düzenlendiği, bu faturaya karşın da davalı tarafından 07.12.2020 tarihinde …. no.lu iade faturası düzenlendiği, davacı tarafça fatura içeriği ürünlerin davalıya özel sipariş olduğundan iade edilemeyeceğini ifade ettiği, taraflar arasında ticari defter yönünden bir çekişmenin bulunmadığı, dosya kapsamıyla düzenlenen faturaların taraflar bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olduğu, dava dışı şirket tarafından davacı adına tanzim edilen faturaların E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, fatura içeriği ürünlerin şoför ve araç bilgilerinin yazılı olduğu e-irsaliye ile davacı şirkete teslim edildiği, davacı yan tarafından Dava dışı şirket adına tanzim edilen faturanın E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, fatura içeriği ürünlerin şoför ve araç bilgilerinin yazılı olduğu e-irsaliye ile dava dışı şirkete teslim edildiği, davacı yan tarafından davalı adına tanzim edilen numune olarak belirtilen faturaların E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, düzenlenen faturaların numune faturaları olduğu belirtilmiş olup söz konusu faturaların davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura içeriği ürünlerin imzalı e- irsaliye ile davalı şirkete teslim edildiği, bahse konu faturaların davalı yanın bilgisi dahilinde olduğu kanaati edinilmekle taraflar arasındaki somut uyuşmazlık yönünden yapılan teknik yönden incelemelerimize aşağıda yer verildiği, teknik yönden yapılan incelemelerde; davacının 11.09.2020 tarihli …. nolu irsaliyeyle davalıya teslim etmiş olduğu 2.052 kg mavi sim …. davalının yurt dışı siparişine özel olarak imal edildiği, piyasada genelde altın sarısı ve gümüş rengi sim …. kullanıldığı, piyasada mavi sim …. satışının çok zor olduğu, dava konusu 2.052 kg mavi sim …. siparişin geçerli olduğu süre içerisinde imal edilebileceği, davacının davalıya teslim etmiş olduğu 2.052 kg mavi sim …. tutarının 23.722,73 USD (176.805,54 TL) olduğu hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin; davalı tarafından davacının üretimi için sipariş ettiği “…” cinsi kumaş üretiminden kaynaklandığı ve davalı tarafından bu doğrultuda sipariş verildiği noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taraf sipariş verdiğini kabul etmekle birlikte siparişin 26.08.2020 tarihinde verildiğini, 28.08.2020 tarihinde de iptal edildiğini ve davalının iptale rağmen … siparişi verdiğini iddia etmektedir.
Sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 1 ve devamı maddelerinde sözleşmenin kurulması ve hükümleri düzenlenmiş olup; sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla (rızalarını beyan etmeleriyle) kurulur (TBK 1/1). İrade açıklaması, açık veya örtülü (zımni) olabilir (TBK 1/2). Taraflar sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır (TBK 2/1).İkinci derecedeki noktalarda uyuşulamazsa hâkim, uyuşmazlığı işin özelliğine bakarak karara bağlar (TBK 2/2). İcap ve kabul ile yani önerinin diğer tarafça kabul edilmesi ile birbirine uygun karşılıklı irade açıklaması gerçekleştiğinden sözleşme ilişkisi kurulmuş olur. Sözleşme ilişkisinin varlığı halinde tarafların hak ve yükümlülükleri bu sözleşme kapsamına göre belirlenmelidir. Sözleşmede açık hüküm olmayan hallerde ise yasada yer alan tamamlayıcı kurallardan da yararlanılmalıdır. TBK’nın 19. maddesine göre; bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak amaçlarına bakılmalıdır.
Buna göre alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitler de dikkate alındığında; dava konusu alacak talebine konu olan siparişin davalı tarafça ilk olarak 26/08/2020 tarih saat 18.11’de davacı tarafa bildirildiği, bunun üzerine 27/08/2020 tarih saat 17.52’de siparişin revize edildiği sabittir. Davalı taraf bu revizeden sonra 28/08/2020 tarihinde saat 14.34’de email yoluyla siparişin iptal edildiğini bildirmiştir. Bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere ilk sipariş tarih ve saatinden iptale kadar geçen süre 44 saat 23 dakikadır.
Yine bilirkişi raporuyla belirlendiği üzere; davacı şirketin davalı tarafın siparişinin ardından sipariş konusu kumaşta kullanılacak iplikleri dava dışı firmalardan tedarik etmeye başladığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalının siparişi iptal etmesinin ardından davacı taraf dava dışı tedarikçilerden tedarik ettiği ürünlerin bir kısmını iptal ve iade etmiş ancak tedarik ettiği ürünlerden 2.052 kg’lık mavi sim …. iade etmemiştir.
Buna göre Türk Borçlar Kanunu genel hükümleri ve davaya konu ürünlerin niteliği gereği taraflar arasında eser sözleşmesine uygulanması gereken kurallar nazara alındığında, taraflar arasındaki bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı ve istendiği eser sözleşmesi ilişkisinin davalı tarafından verilen ürün siparişinin davacı yana ulaşması ve davacı tarafından bu doğrultuda sözleşmenin ifasına yönelik hazırlık işlemlerine başlanması ile kurulduğu kuşkusuzdur.
Eser sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Burada biri diğerinin karşılığı olan borçlar vardır. Başka bir anlatımla, taraflar birbirine karşı hem alacaklı ve hem de borçludur. Kendi borcunu ifa eden veya ifaya hazır olduğunu bildiren taraf alacaklı (BK. m.97), edimini yerine getirmeyen taraf ise borçludur.
Sözleşme hukukunda temel koşul, sözleşmenin kurulmasından sonra tarafların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini, kararlaştırılan şekilde ve zamanda yerine getirmek zorunda olmalarıdır. Sözleşme kurulduktan sonra, şartlarda değişiklik ortaya çıksa bile, taraflar sözleşme gereğini aynen yerine getirmek zorundadır. Temel kural budur ve bu kurala “ahde vefa” (söze bağlılık) ilkesi denilmektedir.
Bir sözleşmeyi taraflardan birinin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirmesi kural olarak kabul edilmemiştir. Zira Böyle bir durum ahde vefa ilkesi ile bağdaşmayacaktır.
Eser sözleşmelerinde sözleşmeden dönme halinde tasfiyenin nasıl uygulanacağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/3. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak edimlerini ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettiklerini geri isteyebilirler. Bu durumlu borçlu temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini isteyebilecektir.
Bu halde alacaklının isteyebileceği zararlar olumlu ve olumsuz zarar olarak ikiye ayrılmaktadır.
Olumsuz zarar; sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müsbet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme niteliğinde olan eser sözleşmesidir. Zira davalı taraf “”…” cinsi kumaş üretimini davacı tarafta talep etmiş bu doğrultuda siparişini vermiştir. Bilirkişi raporu ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre davacı tarafın ilk sipariş tarihi ile sipariş iptali arasında geçen süre 44 saat 23 dakikadır. Bu süreçte davacı taraf dava dışı tedarikçilerden … sipariş etmiş ve bu ipliklerin istedikleri şekilde özet üretim olmasını talep etmiştir. Davacı tarafça dava dışı tedarikçilerden yapılan bu sipariş davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin yerine getirileceği ve sözleşmenin ayakta olduğu inancıyla verilmiş ve bu doğrultuda ürün tedarikleri yapılmıştır.
Ayrıntılarına yukarıda yer verilen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davaya konu alacağa dayanak olan 2.052 Kg’lık mavi sim ipliği, davacı tarafça özel sipariş olarak temin edilmiş, yine uzman sektör bilirkişi tarafından yapılan tespitlere göre piyasada satışı zor olan türde bir üründür. Aynı zamanda bu ürünlerin davalının uhdesinde olduğu sabittir. Yine bilirkişi tarafından dosyada mevcut kapasite raporlarına göre yapılan tespitlerde davaya konu 2.052,00 kg sim … üretiminin davalının sipariş verdiği tarihten iptale kadar geçen sürede yapılması hayatın ve ilgili ürün piyasasının çalışma şekline uygundur.
Buna göre her ne kadar davalı tarafça, siparişten iptale kadar geçen süreçte davacı tarafından bu ürünlerin tedarik edilemeyeceği, tedarik edilse dahi davalının siparişi iptal etmesinin ardından davacı tarafından dava dışı tedarikçilere ne kadar sürede bildirim yapıldığı ve bu hususta davacının kusurlu olduğu iddia edilerek araştırma yapılması istenmiş ise de yukarıdaki açıklamalarda ayrıntılarına yer verildiği üzere; davacı tarafından davalı ile aralarında kurulan sözleşme ilişkisine güvenilerek üretim amaçlı dava dışı tedarikçilerden … siparişi verildiği, daha sonra davalı tarafın tek taraflı irade beyanı ile siparişi iptal ettiği ve sözleşmeyi ortadan kaldırdığı, sözleşmenin ortadan kalkmasıyla tarafların ifa yükümlülükleri sonra erse de davacı tarafça sözleşmenin ayakta olduğu inancıyla uğramış olduğu zararı talep etmesinin mümkün olduğu Mahkememize kabul edilmiştir. Siparişten iptale kadar geçen sürede henüz sözleşmenin ifa tarihinin gelmemesi bu sonucu etkilememektedir. Zira sözleşme ilişkisinin kurulmasından itibaren sözleşme edimlerinin vade tarihine kadar nasıl gerçekleştirileceği davacının iradesinde olup, ifaya hazırlık işlemlerine derhal ya da daha sonra başlanması yönünden davacı tarafa bir kusur atfedilmesi mümkün değildir. Ayrıca davacının sipariş verdiği ipliklerden bir kısmını iade ettiği de dosya kapsamındaki belgelere göre sabittir. Ancak davaya konu olan mavi sim …. piyasa şartlarında yeniden satışının zor olması, bilirkişi tarafından yapılan tespitlere göre özel sipariş olduğundan alınıp alınmayacaklarının meçhul olması hususları nazara alındığında davacı taraftan bu ürünlerin iadesinin ya da 3. Kişilere satışının beklenemeyeceği, böyle bir beklentinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve bu duruma sözleşmenin feshinde kusuru ispat edilemediğinden davacının katlanmak zorunda olmadığı, davacı tarafın eylemli zararı olan, sözleşme ilişkisine güvenerek temit ettiği 2.052,00 kg’lık mavi sim bedelini davalıdan talep etmesinin yerinde olduğu kanaatine varıldığından, bilirkişi raporuyla belirlenen 23.722,73 USD bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE
-23.722,73 USD alacağın 10/12/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun uyarınca devlet bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz üzerinden işleyecek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 11.983,92-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.022,09-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.961,83- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.022,09-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 100,10 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 3.159,40 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%99,13) göre hesap edilen 3.132,11-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 27.315,15-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddine karar verilen miktar üzerinden hesap edilen 1.528,66-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Büyükçekmece Arabuluculuk Bürosu’nun …. numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%99,13) göre hesap edilen 1.308,60-TL’sinin davalıdan, 11,40-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin (e-duruşma) yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2022
Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır