Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/192 E. 2021/938 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/192 Esas
KARAR NO : 2021/938

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emlakçılık sektöründe müşterilerine ücret karşılığında hizmet verdiğini, müşterilerine gayrimenkullerin kiralanması veya satılması işlerine aracılık ettiğini, bu yerleri gösterdiği ve müşterilerine bu konuda güven vererek bir hizmet verdiği için bu işlerden sözleşme tutarının belli bir oranını genellikle kira veya satış sözleşmelerinin her iki tarafından emlak komisyon hizmet bedeli olarak yaptığı işe karşılık ücret olarak aldığını, müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkiline ödenmek üzere 30/10/2019 tarihli ve … nolu Gayrimenkul Görme Formu’nda emlak hizmet bedelinin 33.984,00 TL olarak kararlaştırılıp taraflarca imzalandığını, davalı şirket tarafından davacı müvekkiline kısmi ödemede bulunulduğunu ancak kalan ödemenin yapılmaması üzerine taraflarınca Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe başlanıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı şirket tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava şartı olan arabuluculuk sürecini tamamlamadığını, bu hususun davanın usulden reddini gerektirdiğini, davanın şirketin adresi itibariyle yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple de davanın usulden reddine karar verilmesini, şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine, talep edilen asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı taraf aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gaziosmanpaşa …. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davanın Mahkemenin … Esas … Karar sayılı kararı ile davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla açılması ve Gaziosmanpaşa Adliyesinde Ticaret Mahkemesinin bulunmaması sebebiyle İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, dosyanın gönderildiği İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava, dosya kapsamında bulunan 30/10/2019 tarihli Gayrimenkul Görme Formundan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, ticari ilişki bulunması halinde davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplamda 28.301,12 TL’nin tahsiline ilişkin yürütülen takipte davalı takip borçlusunun süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
“…Husumet, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın tarafları olmakla birlikte mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Aksi halde dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan reddedilir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir (aktif husumet). Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü olan kişidir (pasif husumet). Bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir ve nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli bir itirazdır…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5765 Esas 2021/4862 Karar).
“…Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, davaya konu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise davaya konu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def’i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmalıdır…” (Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 2020/5765 Esas 2021/4862 Karar).
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, davalı şirket ile arasında müvekkiline ödenmek üzere 30/10/2019 tarihli ve …. nolu Gayrimenkul Görme Formu’nda emlak hizmet bedelinin 33.984,00 TL olarak kararlaştırılıp taraflarca imzalandığını beyan etmiş olup dava dilekçesi ekinde sunulan 30/10/2019 tarihli Gayrimenkul Görme Formu başlıklı belgede gayrimenkulü gören kişilerin .. ve …. olduğu, toplamda 33.984,00 TL üzerinden anlaşıldığının yazılı olduğu, 30/09/2019 tarihli “Önsözler Şartnamesi” başlıklı belgede kiralama bedelinin 20.000,00 TL, depozito bedelinin 3 aylık kira bedeli, kira başlangıç tarihinin 15/10/2010 olarak kararlaştırıldığı ve kiracı ….’nın kapora olarak …’ya 500,00 TL verdiğinin yazıldığı görülmekle her ne kadar kira sözleşmesine göre kiracının … Yapı Market İç ve Dış Tic. A.Ş. olduğu anlaşılmakta ise de 30/10/2019 tarihli Gayrimenkul Görme Formu başlıklı belgenin gayrimenkulü gören …. tarafından imzalanmış olması ve kaporanın kiracı olduğu belirtilerek …. tarafından ödenmiş olması dikkate alındığında …’nın …. Yapı Market İç ve Dış Tic. A.Ş.’nin yetkilisi olduğu yahut bu şirketi temsilen 30/10/2019 tarihli Gayrimenkul Görme Formu başlıklı belgeyi imzaladığına dair bir iddia ve delilin bulunmadığı, bu durumda husumetin davalı şirkete karşı yöneltilerek talepte bulunulmasının mümkün olmadığı, Gayrimenkul Görme Formu başlıklı belgede belirlenen emlak hizmet bedelinin talep edilmesine göre ancak söz konusu belgeyi varılan anlaşma üzerine imzalayanlara karşı husumetin yöneltilebileceği dolayısıyla davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU SEBEBİ İLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,81 TL harçtan mahsubu ile 282,51 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin geçerli bir mazeret bildirmeksizin arabuluculuk görüşmelerine katılmaması sebebiyle davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 15/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır