Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/179 E. 2023/766 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/179 Esas
KARAR NO : 2023/766

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/07/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirket ile …. Motorlu Dizel Kabinli Otomatik Jeneratör alımı konusunda 27.01.2021tarihinde anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma kapsamında fiyat teklifi formu ve sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin %20’lik kısım 20.000,00 TL’yi 27.01.2021 tarihinde, bu firmanın hesabına gönderdiğini, kalan %80’lik kısım için keşidecisi dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ve lehtarı müvekkil davacı bulunan …. seri nolu 30.05.2021 tarihli ….bank …. Şubesi’ne ait 90.000,00 TL bedelli çeki ciro etmek suretiyle dava dışı ….Ltd. Şti. İsimli şirkete teslim ettiğini, davanın iş bu çeke istinaden ikame edildiğini, dava dışı ….Ltd. Şti. isimli firmanın müvekkili şirkete satın almış olduğu malları göndermediği gibi, nakit ödenen tutarı iade etmediğini, çeki de teslim etmediğini, ancak çeki davalı şirkete teslim ettiğini ve arkasına ciro atmadığını, dava dışı … isimli bu firmaya yönelik onya …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, bu aşamadan sonra, dava dışı .. Ltd. Şti. İsimli şirketin davaya konu çeki, davalı şirkete ciro etmeden verdiğini, müvekkilinin davalı ile hiçbir ticari bağlantısı olmadığını, buna rağmen tahsilat tediye makbuzunu müvekkili adına … seri nolu 30.05.2021 tarihli ….bank … Şubesi’ne ait 90.000,00 TL bedelli çekin teslimi yönünde düzenlediğini, ardından davalı şirket tarafından müvekkilinin kendisinden mal alışverişı yapmış gibi …. seri numaralı 29.01.2021 tarihli fatura kesilmiş olduğunu ve 29.01.2021 tarihli …. seri numaralı sevk irsaliyesi düzenlendiğini, evrakların hiçbirinde müvekkilinin imzası bulunmadığını,müvekkilinin çekin davalı şirkete ciro edilmeden teslim edilmesi durumundan kendisine fatura gönderilmesi akabinde haberdar olduğunu, faturayı alır almaz, Konya …. Noterliği’nin … yevmiye no ve 15.02.2021 tarihli ihtarnamesini keşide ederek davalının düzenlemiş olduğu …. seri numaralı 29.01.2021 tarihli faturaya itiraz ederek iade ettiğini, müvekkil davacının borçlu bulunmadığının ticari defter ve belgeleri incelendiğinde anlaşılacağını, müvekkilinin hiçbir surette davalı şirket ile ticari ilişki ya da mal alım satımına yönelik bir iş yapmadığını, dava dışı …Ltd. Şti. isimli şirketin haksız surette işlem yapmış olmasının mağduriyetini yaşadığını, çekin vadesinin henüz gelmediğini ancak vade günün mağduriyet yaşamamak adına İcra ve İflas Kanunu m. 72 hükmüne göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle menfi tespit talebinde bulunarak, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti, davaya konu çekin müvekkil davacıya iadesi, yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesini, müvekkilinin uğrayacağı zararın tazmini bakımından takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın … San. Tic. Ltd. Şti. İle ticari ilişkisi olduğunu ve müvekkiline herhangi bir borcu olmadığını iddia ettiğini ancak söz konusu çekin müvekkiline … San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilileri tarafında gerçek bir borca karşılık verildiğini, … San. Tic. Ltd. Şti yetkililerinin söz konusu çeki cirolamadan müvekkiline verdiklerini, ancak bu durumun da müvekkil ile … San. Tic. Ltd. Şti arasındaki mevcut borç ilişkisini ortadan kaldırmayacağını, … San. Tic. Ltd. Şti’nin müvekkil şirketten 90.000 TL tutarında mal aldığını ve karşılığında söz konusu çeki müvekkile verdiğini, buna ilişkin sevk irsaliyesini sunduklarını, TTK md.730’un atıfıyla TTK md. 636. maddesine göre kambiyo senetlerinde “müteselsil borçluluk” esasının olduğunu, dolayısı ile davacı tarafın ile müvekkilimin doğrudan iş ilişkisinin olması zorunluluğunun bulunmadığını, kaldı ki ticari yaşamda da keşideci ile son ciranta arasındaki kimselerin çoğu zaman birbirini tanımamakta olduğunu, çeki elinde bulunduran herkesim borcu karşılığında kendi alacaklısına çek verdiğini, dolayısı ile müvekkil ile davacı arasında zaten borç ilişkisinin bulunmasının zorunlu olmadığını, müvekkilinin söz konusu iki tarafın ticari ilişkileri bakımından 3. Kişi konumunda olduğunu, iş bu dava açısında taraf sıfatına sahip olmadığını, açıklanan nedenlerle iş bu davada öncelikle görevsizliğin kabulünü, haksız davanın reddini, alacağın yüzde %20’ından az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesin, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava kambiyo senedi nedeniyle davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
-Taraflara arasındaki uyuşmazlığın; davaya konu çek sebebiyle davacının, davalıya borçlu olup olmadığı, dava konusu çekin davalı tarafından dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne satılan ve daha sonrasında adı geçen şirketin talimatı üzerine davacıya teslim edildiği belirtilen mal karşılığı dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nden alınıp alınmadığı, söz konusu malların davalı tarafından davacıya teslim edilip edilmediği, tarafların kendi arasında ve dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ile ticari ilişkilerinin bulunup bulunmadığı, dava konusu çekin taraflar ve dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmaktadır.
-Mahkememizce 04/03/2022 ve 07/04/2023 tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ve bu doğrultuda bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla ara karar tesis edilmiş, bilirkişi incelemesinde kullanılacak delil avansının yatırılması amacıyla davacı tarafa süre verilmiş, 04/03/2022 tarihli celse akabinde verilen sürede eksik delil avansı ikmal edilmemiş, 07/04/2023 tarihli celsede eksik delil avansının ikmali amacıyla verilen kesin sürede ise davacı vekilinin sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile “müvekkil ile hiçbir şekilde iletişim kuramadığımızdan ticari defter ve kayıtlarını Mahkemeniz ‘e sunamamakla birlikte yine aynı sebep dolayısıyla gerekli delil avansını da dosyanıza depo edemediğini” bildirdiği görülmüştür.
-Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2014 tarihli, 2013/18048 Esas, 2014/28541 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere;
-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 324. maddesinde delil ikamesi avansı, 325. maddesinde ise re’ sen yapılması gereken işlemlerde giderler düzenlenmiştir.
-324. madde gereğince “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”.
-325. maddeye göre ise “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir”.
-Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin delil avansı kapsamın değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. Diğer yandan örneğin resen hesap raporu alınacaksa giderin 325. maddesi kapsamında değerlendirilmesi isabetli olacaktır.
-Ancak, yukarda açıklandığı üzere dava şartı olarak öngörülen müessesenin davanın reddine yol açması sebebiyle mahkemece gider avansı ile delillerin ikamesine yönelik avans ayrılmalı, gider avansının da nelerden ibaret olduğu net olarak belirlenmeli ve tarafa da hem gider avansının hem de delil ikamesi avansının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılmalıdır.” yönünde görüş bildirilmiştir.
-Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/1. Maddesi’nde “- (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
-Somut olay davacı tarafın iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden ticari defter ve belgelerin ibrazı zorunlu olup, davacı tarafça da ticari defterlere delil olarak dayanıldığı görülmektedir.
-Mahkememizce tesis edilen ara kararlar ile davacı tarafa delil avansının yatırılmaması ve ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde halinde sonuçlarının ne olacağı açıkça belirtilmiş ve fakat davacı vekilinin müvekkiline ulaşamaması nedeniyle eksiklerin ikmal edilemeyeceğini bildirdiği görülmüştür.
-Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. 6100 sayılı HMK ‘nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
-Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, davacı tarafın dava dilekçesi ile kambiyo senedi yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, kambiyo vasfına sahip senet söz konusu olduğundan ispat yükünün davacı yan üzerinde olduğu, davacının iddialarını ispat ile yükümlü olduğu kuşkusuzdur. Davacının dava dilekçesindeki delil listesinde bilirkişi ve ticari defter deliline dayanmaktadır. Ayrıca aksi durumda dahi davaya konu iddiaların değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesinin yapılması ve ticari defterlerin incelenmesi uyuşmazlığın esasının çözümü bakımından davanın niteliği itibariyle zorunluluk arz etmektedir. Buna göre dosyadaki talepler yönünden bilirkişi ve ticari defter incelemesi yapılmaksızın davanın ispatı mümkün değildir. Mahkememizce davacı tarafa verilen kesin süreler içerisinde davacı tarafça eksik delil avansının yatırılmadığı, bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamadığı görülmektedir, Açıklanan nedenlerle davacının dosyada mevcut delil ve belgelerle davasını ispat edemediği kanaatine varıldığından ispat edilemeyen davanın esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.536,98-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.268,13-TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 14.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi. 14/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır