Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/174 E. 2021/588 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/174 Esas
KARAR NO : 2021/588

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… ili, … İlçesi, … Mah., … Cad., No:..(… parsel) bulunan …. Sitesi’nin 3194 sayılı yasa kapsamında çıkartılan imar barışı ile ilgili 7143 sayılı yasaya eklenen 16. Madde ile kişisel başvuru hakkı verildiğinden 16/08/2018 tarihindeki site toplantısında verilen teklifin kabul gördüğünü, şirket elemanlarına site adına imar barışı işlemlerini yapmak üzere İstanbul …. Noterliği’nin 17/08/2018 tarihli ve …. sayı ile site başkanı …’ün eşi ve tapu/daire sahibi …’ün vekaleti ile işlemlerin başlatıldığını, müvekkili şirketin aldığı işin zorunlu gereği olan yetkili harita mühendislerine binayı ölçtürerek zemin tespit tutanağı yaptırdığını, bina ve yer ölçümünden sonra …. Belediyesi’ne iki defa yazı yazıldığı ve adı geçen yapının inşaat ruhsatının ve iskanın olup olmadığı hususunun sorulduğunu, yasal tüm yazışmaların tamamlandığını, yapılan inceleme ve teknik ölçümler sonucunda binada projesine göre büyümeler, açık balkonların kapatılmaları ve daire sayılarının fazlalaştırılmış olduğunun tespiti yapıldığını, yetkili harita mühendisine yaptırılan ölçümde yan bahçe kısmının dairelere katıldığının tespit edildiğini, resmi projesinde “kayıkhane” olarak geçen yer site sakinleri tarafından kullanıldığından site sakini Av. …’in toprak sahipleri ile görüşmesinin sonucundan toprak sahiplerinin site maliklerinden fazladan kullanılan yer için para istediğini ve site sakinlerinin vermeye yanaşmadığı davalı tarafından müvekkile iletildiğini, bu durumun “yapı kayıt belgesi” alınmasına engel olmadığı için işlemlere devam edildiğini, bu binaya asansör koyulması tespit edilip davalıyla görüşülüp asansörün koyulması için projelerin yapıldığını, yine yapılan çalışmalar neticesinde kat irtifakları yapılıp kendilerine teslim edildiğini, tüm bu yapılan çalışmalardan ve çizilen projelerden sonra 3194 sayılı kanuna eklenen 30443 sayılı tebliğin yapı kayıt ilgili müracaatı 2. maddesine göre yapı kayıt belgesi için yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili e-devlet üzerinden müracaatta bulunabilirler hükmü gereği imar barışı müracaatı müvekkili şirket elemanları tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 30/10/2018 tarihinde yapıldığını ve … sayı ile Bakanlıkça başvurunun onaylandığını, bu onaydan sonra süresi içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın belirlediği harçların yatırılması gerektiği davalılara sayısız kereler izah edildiğini, davalılar tarafından harçların toplanmakta olduğu süresinde kendilerine teslim edileceğinin belirtildiğini, geçen zaman içerisinde yatırılması gereken harçlar yatırılmadığını, Çevre Bakanlığı para yatırılması süresini uzatmış ayrıca taksit olanağı imkanı getirilemesine rağmen harçların yatırılmadığı için imar barışı tapuları alınamadığını ve işlemin bitirilemediğini, müvekkili şirketin üstlendiği her işi yaptığını ancak vekil edenlerin edimlerini yerine getirmedikleri için görevini bitiremediğini ve yapmasının engellendiğini, bu aşamadan sonra müvekkili şirketin anlaşmaları gereği ödemeleri gereken ücret talep edildiğini, defalarca karşılıklı görüşülmesine rağmen bugüne kadar ödenmediğini, site yöneticisi ….’ün eşi daire maliki, vekil eden davalı … ve başkan yardımcısı …’in yetkili olmaları ve onların talimatları ile yapılan işlemlerin ücretlerinin ödenmemesinden dolayı B.Çekmece …. Noterliği’nin 13/12/2019 tarihli ve … sayılı ihtarname göndererek alacak istendiğini ancak isteklerinin cevapsız kaldığını, davalıyla yapılan anlaşma gereği teknik ve yetkili vekil olarak siteye verilen hizmet ve eserler bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 5.000,00-TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusunun mahkemenin görevi dışında olduğunu, somut olayda davacı müvekkilinin tüketici konumuna haiz olduğunu, davacı tarafın ise yüklenici konumunda olduğunu, hal böyle olunca dava tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, 6100 sayılı HMK’nun 116. maddesinde sayılan ilk itiraz nedenlerinin tümünü tekrarladıklarını, ortada bulunan bir eser yahut hizmet sözleşmesi bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında akdedilen herhangi bir sözleşmenin olmadığını, müvekkilinin iddia edildiği üzere karşı taraf ile herhangi bir sözleşme iradesi bulunmadığını, müvekkilinin bahse konu eser sözleşmesine yahut hizmete rıza göstermediğini, eser sözleşmesinde müteahhit belirli bir sonucu yani eseri meydana getirmekle ve bu sonuç maddi bir şeyde kendisini gösteriyorsa o şeyi teslim etmekle yükümlü olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber bahse konu eser sözleşmesinin varlığının mahkeme nezdinde kabul edilebilir ise burada davacı taraf yüklenici konumunda kabuledilmeli ve kendisinin borcuna ifa etmediğinden vurgulanması gerektiğini, genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesinin, asli edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmediğini, levzubahis olunan iş ve işlemlerin müvekkilini ilgilendirmediğini, davacı tarafın ücret taleplerini site yönetimine yöneltmesi gerektiğini, yalnızca siteye sunulan bir hizmetin söz konusu olmadığını, birebir müvekkiline ait olan taşınmaza herhangi bir işlem yapılmadığını, açıklanan nedenlerle davaya konu bir sözleşme, hizmet yahut alacak bulunmaması sebebi ve hukukun yerleşik içtihatlarınca müvekkilinin gerçekleştirilmeyen ifa neticesinde ücret ödemesinin sebepsiz zenginleşemeye zemin hazırlayacağı gerçeğinin göz önünde bulundurulması ile davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun haksız davasının reddine ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üstünde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, alacak davasına ilişkindir.
Fatih Vergi Dairesi’nden gelen yazı cevabının incelenmesinde; …’ün mükellefiyet kaydına rastlanılmadığı hususu bildirilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden yazı cevabının incelenmesinde; …’ün gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı hususu bildirilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkememizce davacı ile ilgili tacir araştırması yapılmış olup gelen yazı cevaplarına göre davalının tacir sıfatının bulunmadığı, bunun yanında davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır