Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/165 E. 2021/849 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/165 Esas
KARAR NO : 2021/849

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018

KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerince davalı … San. Ve Tic. A.Ş. ‘ye 30/09/2012 tarihli 5 yıllık süreli sözleşme gereği teminat olarak devredilen taşınmaz ve üzerinde bulunan 11 katlı 2 blok ve 88 daireden oluşan yapının sözleşmeye aykırı ve muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, teminatın … Gıda Pazarlama … firmasının bayiliğin devam etmesi amaçlı olduğunu, alacaklı firmanın doğmuş ve doğacak alacaklarına karşılık müvekkillerinin taşınmazlarını teminat olarak aldığını, bu teminatın gerçek borçlarla sınırlı olup artan paranın teminat verenlere iadesinin esas olduğunu, … Sanayi Tic. A.Ş.’nin sözleşmeye sadık kalmayarak bayiliği beş yıl dolmadan 2014 yılında iptal ederek sözleşmeye aykırı davrandığını ve …’ nın satış yapmasını, ticari kazancı ile borçlarını tasfiye etmesini engellediğini, bayiliği sonlandırdığı, … Sanayi Tic. A.Ş.’nin çektiği ihtarnamede afaki hesaplamalar yaparak borç tutarını saptadığı ve borcun üç gün içerisinde ödenmesini istediğini, bu istemin hak ve nefasete uygun tutum olmadığını, iyi niyet kurallarına da uymadığını, taşınmazların şartlı olarak teminat verildiğini, bu şartında “… ayçiçeği yağının Distrübitörü olarak tanımlanacak ve teminatlı bayiler oluşturacaktır” şartı olduğunu, oysa …Sanayi Tic. A.Ş.’nin bu şarta uymayarak, distrübitörlüğü beş yıllık süreyi beklemeksizin iptal ettiğini, sözleşme gereğince teminat olarak verilen taşınmazın sözleşmeye aykırı olarak tutulmasının, inşaat izni verilmeyerek kurumsal ve müvekkil zararların katlandığını, bu muvazaalı devir ile güveninin zedelendiğini, sözleşme gereğince, bahse konu gayrimenkulün akibeti ve alacak, borç tespiti için iki tarafın da muhasebe kayıtlarında mutabakat sağlanmasının zorunluğu olduğunu, iki davalının da sözleşmenin içeriğini bildiği ve iyi niyetli olmadığını ifade ve özetle; … Sanayi Tic. A.Ş. ye teminat amaçlı verilen …. ili, …. ilçesi …. Mahallesi … Çiftliği mevkii …. pafta, … ada, … parsel no daki taşınmazın muvazaa nedeni ile Tarım Kredi Kooperatifleri Tekirdağ Bölge Birliği’ ne devir işlemlerinin iptali ile devir eden davalı … San ve Tic. A.Ş. Adına tekrar tapuya tescilinin sağlanmasını, eksik inşaatın tamamlanması yada yeni bir inşaat için yetki verilmesini, sonuç olarak müspet zararın tazmini ile yargılama giderlerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … Kooperatifleri Tekirdağ Bölge Birliği vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayandığını, kendilerinin bu sözleşmenin tarafı olmadığını, yapılan işin ticari bir iş olduğunu, tapuya şerh edilmeyen ve ayni niteliği olmayan bir sözleşmeden iyiniyetli 3. kişi olarak taraflarınca haberlerinin olmasının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın 03/08/2017 tarihinde müvekkili …. Kooperatifi Tekirdağ Bölge Birliği tarafından 1.850.000,00 TL karşılığında dava dışı …nden satın alındığını, tapuda sözleşmeye ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığını, davacı ile taşınmazın dava tarihindeki maliki arasında akdedilmiş olan sözleşmenin tarafını bağlamayacağının gerek doktrin görüşleri gerekse Yargıtay uygulamaları ile sabit olduğunu beyanla öncelikle davanın usulden ve olmadığı takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Eski Ünvanı : … Sanyi Ticaret A.Ş.) vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile … Gıda Pazarlama – … arasında süregelen ticari ilişki kapsamında borçların teminat altına alınması amacıyla 30.09.2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme ile … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … mevkii, … pafta, … ada, .. parsel no’daki taşınmazın eski maliki … tarafından müvekkili şirkete (Eski Ünvanı: … Sanayi Tic. A.Ş.) devredildiğini, sözleşme ile tarafların ve konusunun belirlendiğini, sözleşme konusunun bayiliğin devam ettirilmesi ve alacaklı firmaya doğmuş, doğacak borçlara karşılık gayrımenkulün teminat verilmesi olduğunu, müvekkili şirketle … arasında devam eden ticari ilişkiler kapsamında aktedilen 31.12.2012 tarihli Distribütörlük Sözleşmesi ile müvekkili şirkete borcun bulunduğunu, bu konuda ihtarname çekildiğini, cevap verilmediğini, müvekkilinin de alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gittiğini, taşınmazın gerçek değeri üzerinden devrin gerçekleştiğini, davacıların sözleşmeyi …’yı vekaleten imzaladığını, taraf ehliyetleri olmadığını, sözleşmenin nisbi nitelikte olduğunu beyanla davanın öncelikle aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden ve olmadığı takdirde esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyanın Kırklareli .. ASHM’nin … Esas, … karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, adı geçen mahkemenin … Esas, … Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği ve yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedildiği görülmüştür.
… Toptan Gıda Pazarlama-… isimli firmayı temsilen davacılar … ve … ile davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Eski Ünvanı : … Sanyi Ticaret A.Ş.) arasında akdedilen 30/09/2012 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin borçlu firmanın alacaklı firmaya doğmuş veya doğacak borçlarının teminat altına alınarak var olan borçların 5 yıl süre ile yapılandırılmak koşulu ile alacaklı firmaya ödenmesinin sağlanması ve ticari faaliyetlerinin devam etmesi amacıyla düzenlendiği, sözleşmenin konusunun borçlu firmanın, alacaklı firmaya bayiliğinin devam ettirilmesi ve alacaklı firmaya doğmuş veya doğacak borçlarına karşılık olarak dava konusu taşınmaz ve üzerinde bulunan 11 katlı 2 blok ve 88 daireden oluşan gayrimenkulün teminat olarak verilmesine ilişkin olduğu, dava konusu teminat olarak gösterilen taşınmazın tapuda dava dışı … adına kayıtlı olduğu, …. Toptan Gıda Pazarlama-… ile davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Eski Ünvanı : … Sanyi Ticaret A.Ş.) arasında distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında borçların ödenmediğinden bahisle teminat olarak gösterilen taşınmazın diğer davalı Tarım Kredi Kooperatifleri Trakya Bölge Müdürlüğüne satılması suretiyle paraya çevrildiği, bundan sonra davacılar tarafından dava dilekçesinde belirtilen talepler ileri sürülerek işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
“…Husumet, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın tarafları olmakla birlikte mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Aksi halde dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan reddedilir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir (aktif husumet). Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü olan kişidir (pasif husumet). Bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir ve nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli bir itirazdır…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5765 Esas 2021/4862 Karar).
“…Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, davaya konu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise davaya konu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def’i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmalıdır…” (Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 2020/5765 Esas 2021/4862 Karar).
Somut uyuşmazlıkta davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Eski Ünvanı : … Sanyi Ticaret A.Ş.) ile imzalanan 30/09/2012 tarihli sözleşmenin …Toptan Gıda Pazarlama-… isimli firmayı temsilen davacılar … ve … tarafından imzalandığı, davacıların söz konusu sözleşmeyi imzalama konusunda temsil yetkisi bulunmasının sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklara binaen açılan yada açılacak davalarda aktif husumet ehliyetine sahip oldukları anlamına gelmeyeceği, söz konusu sözleşmede belirlenen hak ve yükümlülüklerin davacıların sözleşmenin imzalanması sebebiyle temsil ettiği … Toptan Gıda Pazarlama yani …’a ait olduğu, bu nedenle esastan yargılama yapılarak karar verilmesi halinde davacıların leh yada aleyhinde herhangi bir karar verilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın HMK 115/2 gereği USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 26,09 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır