Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/164 E. 2021/364 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/164 Esas
KARAR NO : 2021/364

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket” … Ltd. Şti. ile davalı, “…” … Seyahat Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında, 28.07.2018 tarihli Uzun Dönem Oto Kiralama Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, taraflarca antat kalınan sözleşme hükümleri gereğince …’ın, sözleşme konusu araçları müvekkili şirket’e teslim etme ve sözleşme süresince kullandırma, kullandırılan tüm araçların periyodik bakım kontrolleri ile servis hizmet bedellerini ödeme yükümlülüğü altına girmiş olduğunu, sözleşme ile birlikte sözleşme ekinde teminat olarak boş bir senet de imzalatılmış ve anılan senedin anlaşmaya aykırı şekilde ve rıza hilafına doldurulmak suretiyle haksız olarak takibe konu edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin, Kiralama Sözleşmesi’ne konu araçları, belirlenen amaca uygun bir şekilde ve özenli olarak kullanmış olduğunu, kira bedellerini süresinde ödemiş, sözleşme ile üstlendiği edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğunu, davalının sözleşme hilafına davranışlarının müvekkili şirketi çoğu zaman zor durumda bırakmış olduğunu, kiralama sözleşmesine konu araçlarda zaman zaman vukuu bulan akü arızası, trigger kayışında yahut araç far lambalarından kaynaklı problemlerin defaatle davalıya aksettirilmesine karşın, periyodik bakım kontrolleri ve ilk servis kapsamına giren bu tür taleplerin davalı tarafça cevapsız bırakılmış olduğunu, davalının, müvekkili şirketin haklı olarak sözleşmeyi feshetmesi üzerine, teminat olarak aldığı senet metnini doldurarak takibe konu etmiş olduğunu, herhangi bir nedenle alacaklı olmayacağı bedeli tahsil etmiş olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete senetten kaynaklı veya başkaca bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin borçlu değil alacaklı konumda olduğunu, kiralanan araçların …’de çeşitli illerde, .. ve … dışında kullanılmış olduğunu, davalının İstanbul dışında meydana gelen arızalar nedeniyle durum gereği aciliyet gerektiren işler ile ivedi olarak temini zaruri yedek parça bedellerinin, müvekkili şirket tarafından karşılanmak zorunda kalınmış olduğunu, sözleşmede, araçlara kış lastiği takılması yönünde bir yükümlülük mevcut iken çoğu araca kış lastiği temin edilmemiş olduğunu, davalıya noter kanalıyla sözleşmeye aykırılıkların giderilmesi için ihtar gönderilmiş olduğunu, ancak davalı tarafça olumsuzlukların giderilmesine yönelik herhangi bir girişimde bulunulmadığını, müvekkili şirket tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliği, 15.02.2019 tarihli, … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile can güvenliği, emniyet kuralları ve sair nedenler gereğince sözleşmenin feshedilmiş olduğunu, böylece Kiralama Sözleşmesine konu tüm araçların taraflar arasında tutanak tutularak davalıya 26.02.2019 tarihinde teslim edilmiş olduğunu, Ticari ilişkinin sona ermesi üzerine, davalının, bu kez müvekkili şirket tarafından doldurulmamış olan boş senedi dayanak göstererek, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile Kambiyo Takiplerine Özgü Haciz Yolu ile takibe başlamış olduğunu, takibe konu edilen senedin teminat senedi olduğunu beyanla; müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına icra tehdidi altında yapılmış olunan 82.505,00-TL’nin ödeme tarihi olan 04/07/2019 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına/geri ödenmesine, takibe konu senedin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1989 yılında kurulmuş olan, uzun ve kısa dönem araç kiralama işiyle uğraşan, alanında uzmanlaşmış köklü bir firma olduğunu, taraflar arasında 25.07.2018 tarihinde 12 aylık Uzun Dönem Oto Kiralama Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu sözleşmeye göre, kiracıların, KDV dahil aylık 1.690,00-TL bedel ile müvekkili şirkete ait …,…,…,…,…,… plakalı araçları kiralamış olduklarını, davacı tarafın sunduğu sözleşmeyi kabul etmediklerini, araçların KDV dahil kiralama bedellerinin 1.690,00-TL olduğunu, zaten cari hesap eksteri incelendiğinde kira bedellerinin de açıkça görüldüğünü, ilk zamanlarda kira bedellerini ödeyen davacı tarafın, 2019 yılının 2. ayında sözleşmeye aykırı olarak aracı sözleşme süresinden önce müvekkili şirkete teslim etmiş ve sözleşmeyi feshetmiş olduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklı 16.840,86-TL kadar borcu oluşmuş olduğunu, davacı tarafın, gerek kendisine kesilen trafik cezaları ile OGS bedellerini gerek temerrüdden doğan vade farkını vb. bedellerini ödememesinden dolayı müvekkili şirkete olan borcunun 16.840,86-TL’ye ulaşmış olduğunu, davacı tarafın, cari hesaptan kaynaklanan borcunun yanında bir de sözleşmeyi süresinden önce feshetmesinden kaynaklı 50.127,00-TL kadar cezai şart borcu oluşmuş olduğunu, icra takibine konu olan senedin, davacı tarafın toplam 66.967,00-TL borcu nedeniyle düzenlenerek icra takibine konulmuş olduğunu, davacının borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini beyanla; davanın tümüyle reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, icra takibine konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacının icra tehdidi altında yaptığını iddia ettiği ödemenin istirdatı ve bononun iptali istemine ilişkindir.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, dava konusu bononun davalının edimlerini ifa etmemesi nedeniyle bedelsiz kalıp kalmadığı, sonuçta dava konusu bonoya dayalı takipten dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, senedin geçerli olup olmadığı, davacının ayıp nedeniyle davalıya başvurusunun bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 23/12/2019 günü, saat 15:30’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi …. 09.03.2020 tarihli raporunda özetle; davacı ve davalı yan tarafından incelemeye sunulan 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu ve sahibi lehine delil teşkil edebileceğini, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, davacı tarafından icra dairesi’ne ödenen 82.505,00 TL’nin ödeme tarihi olan 04/07/2019 tarihi itibariyle, davalı yana 1.432,00 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, davacı tarafından İcra Dairesi’ne ödenen 82.505,00 TL’nin ödeme tarihi olan 04/07/2019 tarihi itibariyle, davacı yandan 16.840,86 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, taraflar arasındaki 15.408,86 TL cari hesap farkının, davacı tarafından davalı yanan düzenlenmiş olan 20.12.2018 tarihli 2.619,20 TL’lik … nolu faturanın, 31.12.2018 tarihli 402,66 TL’lik … nolu faturanın, 28.01.2019 tarihli 60,00Tl’lik … nolu faturanın, 15.02.2019 tarihli 397,00TL’lik … nolu masraf yansıtma faturaları, 13.03.2019 tarihli 11.930,00Tl’lik … nolu iade faturaların toplamı olan 15.408,86 TL olan 5 faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmış olduğunu, tüm e-Arşiv faturalarının davalı tarafa davalının mail adresi …@….com.tr adresine mail yolu ile tebliğ edilmiş olduğunu, davacı yanın sadece imza atılarak davalı tarafa verilmiş olduğu iddia edilen senedin 21.06.2019 tarihinde davalı tarafından tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlatmış olduğunu ve 66.967,86 TL’lik (50.127 TL cezai şart+16.840,86 TL cari hesap alacağı) senet için davacı tarafından icra dairesi’ne tüm masraflar dahil 82.505,00 TL ödenmiş olduğunu, taraflar arasında imzalanan 25.07.2018 tarihli Uzun Dönem Oto Kiralama Sözleşmenin 12 aylık olarak yapılmış olduğunu, davacı yan tarafından kiralamış olduğu araçlar için yapılan masraflar için sözleşmenin 6/a maddesi gereği, davalı yandan onay alınıp alınmadığına ilişkin belgelere dosya içeriğinde rastlanmadığını, taraflar arasındaki her türlü bildirimin yazılı olarak veya elektronik posta yoluyla yapılacağının sözleşmenin 10/a maddesinde belirtilmiş olduğunu fakat taraflar arasındaki yazışmalar ile ilgili dosya içeriğinde belge bulunmadığını, sözleşmenin 8.maddesine göre, kiracının kiralayana sözleşmenin bitim tarihinde veya sözleşmenin kiralayan tarafından kiracının yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle feshedilmesi halinde araçları iade edeceğini, araçların sözleme sonunda iadeleri sırasında, olağan kullanımdan kaynaklanan eskimelerinden kiralayanın sorumlu olacağını, ancak olağan kullanım dışında oluşmuş her türlü hasar ve zarardan kiracının sorumlu olacağının belirtilmiş olduğunu, davacının araç ile ilgili masrafları davalı yana yansıtmış olduğunu, ancak hangilerinin olağan kullanım hangilerinin olağan kullanım dışında oluşmuş olduğunun tespit edilemediğini, davacı tarafın davalı tarafa sözleşme şartlarına uymadığı için ihtarname göndermiş olduğunu, 2.ihtarnamesinde sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş olduğunu, nacak sözleşmenin 11/a maddesinde 3.defa gönderilecek ihtarnamenin karşı tarafa tebliğinden itibaren 15 gün sonra sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının yazılmış olduğunu, davacı tarafından davalı yana sözleşme şartlarına uyulması için 2.ihtarname gönderilmeden direkt olarak 2.ihtarname ile sözleşmenin feshedilmiş olduğunu, sözleşmenin 4/j maddesinde, sözleşme ekinde bulunan teminat senedinin kiracı tarafından imzalanıp sözleşmenin ayrılmaz parçası olarak teslim edileceğinin, işbu sözleşmenin kapsamı içerisinde kiracının kusur ve sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle meydana gelecek zarar ve ziyanın tazmini ve giderilmesi için teminat senedinin alacak senedine dönüşeceği ve yasal işlem yapılmak için kullanılacağının belirtilmiş olduğunu, davacı yan tarafından sözleşme gereği davalı yana sadece imza atarak, boş olarak verilmiş olduğu iddia edilen senedin, kendi el yazısıyla doldurmadığının ispata muhtaç olduğunu, davalı yanan edimlerini yerine getirip getirmediği konusunda davacı tarafından kiralanmış araçlarda sorun yaşandığının, sözleşmenin haklı olarak davacı tarafından feshedildiğinin tespiti için araç bakımları konusunda teknik bilgiye sahip bir bilirkişi tarafından da incelenmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davacı iddia ve delilleri, davalı savunma ve delilleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın icra takibine konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacının icra tehdidi altında yaptığını iddia ettiği ödemenin istirdatı ve bononun iptal şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu, her ne kadar davacı davalı ile arasında yer alan cari hesap ilişkisi nedeni ile oluşan 16.840,86 TL ve kararlaştırılan cezai şarttan kaynaklı 50.127,00 TL borçlarından dolayı toplam 66.967,00 TL borcu nedeni ile düzenlenen bononun takibe konulması sonucu icra tehdidi ile bedelin ödeme tarihi itibari ile hesaplanacak ticari faizi ile birlikte geri ödenmesini istemiş ise de, bononun ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olması ve bağımsız borç ikrarını içermesi, bonoya konu borcun, karşı edimin elde edilip, edilmediğinin öneminin de bulunmaması, aksini ispat yükünün davacı tarafta olması ve yine davacı tarafın bononun teminat amaçlı ve boş olarak verildiği iddia edilmiş ise de kambiyo senetlerinin ödeme aracı olup sebepten mücerret olduğu, bononun teminat olarak verildiği iddia edilmesine karşın teminat olarak verildiğine dair hiçbir delil ibraz edilmediği, takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği, somut olayda hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerinde yazmadığı gibi senede açıkça atıf yapan yazılı bir belgeye de dosya kapsamında rastlanmadığı, dava ve takip konusu bononun üzerinde “T.Senedi” yazmış olmasının senedin, teminat senedi olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağı, çünkü bu ifadenin açık ve net bir biçimde teminat senedi olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, öyle olsa bile az öncede ifade edildiği üzere hangi ilişkinin teminatı olduğu hususunun senet üzerine yazılmadığı, böylelikle davacı tarafın takibe konu senedin davalıya teminat olarak verildiğini usulüne uygun yazılı delillerle ispat edemediği, her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış ise de, davacı vekilinin duruşmada alınan beyanında yemin teklif etmeyeceklerini bildirdiği, tüm bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 15/09/2020 tarih ve … Esas .. Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2021 tarih ve .. Esas … Karar sayılı ilamı ile; “yargılama konusu olayda; taraflar arasında 25/07/2018 tarihli 12 ay süreli araç kiralama sözleşmesi bulunduğu, kiralama konusu 6 adet aracın 26/02/2019 tarihinde davalıya teslim edildiği, davalı tarafından 25/07/2018 düzenleme, 15/03/2019 vade tarihli 66.967,86 TL bedelli bononun Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu, davacının 04/07/2019 tarihinde 82.505,00 TL icra dosyasına ödeme yaptığı, mahkememizin davacının senedi teminat olarak verildiğini ispat edemediği ve yemin teklif etmeyeceklerini bildirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davalı tarafın cevap dilekçesi incelendiğinde davacının OGS borcu ile cezai şart tazminatı toplamı 66.967,00 TL’ye ilişkin senet düzenlenerek takibe konulduğunu beyan ettiği, bu kapsamda takip konusu senedin sözleşme kapsamında verildiğinin kabulünün gerektiği, taraflar arasında uzun dönem oto kiralama sözleşmesi bulunduğu, HMK 4. maddeye göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtildiği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemenin resen yargılamanın her aşamasında ele alınması gerektiği, dava konusu uyuşmazlık motorlu araç kira sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun anlaşılmış olduğu, Dairelerinin ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, davaya bakma görevinin kararı veren mahkememize ait olmadığı halde yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin karar verilmiş olması sebebiyle, mahkememiz kararının yerinde olmadığı açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, mahkememiz kararının KALDIRILMASINA, yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın mahkememize İADESİNE” karar verilmiştir.
Davacı ve davalı şirket arasında, 28.07.2018 tarihli Uzun Dönem Oto Kiralama Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, taraflar arasında uzun dönem oto kiralama sözleşmesi bulunduğu, HMK 4. maddeye göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun belirtildiği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gerektiği, dava konusu uyuşmazlık motorlu araç kira sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların resen dikkate alınacak hususlardan olması nedeniyle dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceği anlaşılmakla yapılan açıklamalar uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸