Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/161 E. 2021/845 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/161 Esas
KARAR NO : 2021/845

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davalı borçlunun dosya borcuna yaptığı itirazın haksız ve mesnetsiz olup iptali gerektiğini, davalıyla müvekkil şirket arasında 07.07.2011 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği bağımsız tacir olduğuna inandıkları davalıya 31.01.2014-30.06.2014 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) toplamda 136.972,69 TL hak ediş ödemesi yapıldığını, hak ediş ödemelerinin ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde de görüleceğini, davalıyla müvekkili arasında imzalanan acentelik sözleşmesine olan inançları gereği kendisine hak ediş ödemeleri yapmalarına rağmen davalının kötü niyetle aslında acente olmadığı, işçi olduğu savıyla dava açtığını, bu sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve hakları ile ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıya tahmiline, yargılama giderleri avukatlık ücretinin de davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; alacağın varlığını kabul etmemekle birlikte acentelik ilişkisinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazında bulunduğunu, dava değerinin 10.000 TL olarak belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının, müvekkili gibi tüm müdürleri bağımsız tacirmiş gibi tanımlayarak ama asla gerçek bağımsız bir tacir hak ve yetkileri tanımlamadan tamamen kendi risklerinin ve mali sorumluluklarını azaltmak istediğini, müvekkili ve benzer durumdaki işçilerin işçilik ve diğer hak ve alacakları için davalar açıldığını, önceleri her iki yöndeki taleplerin kabul edildiğini, daha sonra işçilik alacaklarının kabul edilmeye başlandığını, Mahkeme ve Yüksek Mahkeme tarafından gerçek bir tacir olmadıklarına ilişkin kararlar verilmeye başlandığını, müvekkili tarafından açılan davada da işçilik alacaklarının karara bağlanarak acentelik ilişkisinden doğan alacakların somutlaştırılmadığı gerekçesi ile reddolduğunu, müvekkilinin parasını aldığı fakat davacıya yapmadığı herhangi bir hizmet olmadığını, bu durumun ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacının, müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı olmadığını beyanla öncelikle usuli itirazlar doğrultusunda davanın usulden reddine, aksi taktirde müvekkilinin, davacıya borcunun bulunmaması sebebiyle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/11/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği ve yukarıda belirtilen esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.

Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın taraflar arasında acentelik ilişkisi bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise bu ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplamda 136.972,69 TL’nin tahsiline ilişkin yürütülen takipte davalı takip borçlusunun süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasında görülen davacı tarafından açılan İstanbul …. İş Mahkemesinin .. Esas … Karar sayılı dava dosyasında davacının, davalı şirketin araçlarını kullanmak sureti ile faaliyetini devam ettirdiği, personelinin işe alım ve çıkarılmasında davalı şirket bölge ve genel müdürlüklerinden onay ve talimat aldığını, işin yürütümü konusunda acentenin bağımsız olmadığını ve davalı şirkete bağımlı olduğunu yani acentelik ilişkisinin muvazaalı olduğunu değerlendirmek suretiyle işçilik alacaklarına ilişkin kalemler bakımından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, müzekkereye cevap verildiği tarih itibariyle dosyanın İstinaf incelemesinde olduğu belirtilmiş ise de sonrasında UYAP üzerinden yapılan sorgulamada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Esas …Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek yerel mahkemenin davalının, davacının işçisi olduğu ve acentelilik ilişkisinin muvaazaalı olduğuna yönelik tespitine karşı yapılan istinaf başvurusunu reddettiği, kararın kesin olarak 08/06/2021 tarihinde verildiği anlaşılmakla buna göre davacı her ne kadar acentelik sözleşmesine dayanarak hakediş alacağının tahsili için icra takibi yapmış ve davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasını açmış ise de hem İstanbul …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı hem de bu kararın İstinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin … Esas ..Karar sayılı ilamında yer verilen davalının, davacının işçisi olduğu ve acentelilik ilişkisinin muvaazaalı olduğuna yönelik tespitler karşısında davacının bu sebeple davalıdan herhangi bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığı, bu açıdan davacının açmış olduğu davasında haklı olmadığı, kaldı ki diğer taraftan ise davalı vekilinin zamanaşımı itirazı da dikkate alındığında zaten davacı taleplerinin de 5 yıllık zamanaşımına uğradığı, şöyle ki davacı 31/01/2014 – 30/06/2014 tarihleri arasında davalıya yapıldığını iddia ettiği toplamda 136.972,69 TL hakediş ödemelerinin tahsili için bu davayı açmış ise de hem 30/06/2014 hem de davalının İstanbul …. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere iş akdinin feshedildiği 02/07/2014 tarihinden itibaren takip tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla davacı tarafından açılan davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 24/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır