Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/150 E. 2022/510 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/150 Esas
KARAR NO : 2022/510

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 05/07/2022

DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı-alacaklı …. Tekstil Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti.’nin borçlu … Kargo Tekstil Dış Tic. Ltd. Şti.’ne faturası ekte sunulan malları teslim
ettiğini ancak alacağını alamadığını, davalının söz konusu faturadan dolayı borçlu olduğunu, davalı
yanın yapmış olduğu itirazında herhangi bir ödeme belgesi de sunmadığını, davalının ticari
defterleri incelendiğinde de malların satış ve teslim tarihlerinin görüleceğini, davalıya
gönderilen mallara ait irsaliyeli faturasından ve muavin defterde malın davalıya satılıp teslim
edildiğinin anlaşılacağını, İcra takibine konu müvekkil tarafından gönderilen faturaya davalı
tarafça itiraz edilmediğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 23. maddesinin 2. fıkrası ; “Bir
fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir
itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” şeklinde düzenlendiği, ayrıca bu
hususun Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla da sabit olduğu, Davaya konu borç, tüm taleplere
rağmen ödenmediğinden tarafımızca borçlu aleyhine İstanbul İcra Müdürlüklerinde
başlatılan takip yetki itirazı ile yeni esas alarak Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğü …
E. Sayılı dosyası olarak borçluya bildirildiği, ancak borçlu, herhangi bir somut veya hukuksal
gerekçe göstermeden daha önce yaptığı itirazdan daha genel geçer bir itiraz ile borca itiraz
ederek icra takibini kötü niyetli olarak durdurduğu, davalının yaptığı itirazında, işlemiş faiz
ve feri’lerini de kabul etmediğini beyan ettiği İcra takibinin fatura bedeli üzerinden açılmış
olduğu ve bu bedele herhangi bir faiz işletilmediği, kaldı ki söz konusu faturaların irsaliyeli
fatura olduğu, Faizin başlama zamanı satılanın alıcıya fiilen veya hükmen teslimi tarihinde
muaccel bulunduğuna göre, satış bedeline muacceliyet gününden başlayarak faiz
yürütülebileceği, Söz konusu faturalara ait düzenleme ve sevk tarihlerinden sonra davalı
tarafından irsaliyeli faturalara itiraz edilmediği, bu durumda müvekkilinin edimini ifa etmiş
sayıldığını ve alacağının muaccel hale gelmiş olduğunu, işbu nedenle talep edilen faizin hukuka
uygun olduğunu, davalı borçlunun yaptığı itirazının, sadece borcu geç ödemek amaçlı
yapıldığının açık olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile, davalı şirketin yapmış
olduğu itirazların tümü haksız, mesnetsiz, hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğundan dolayı
davalı aleyhine ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesini karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı alacaklı müvekkili şirkete fatura içeriği malı teslim
ettiğini, bu nedenle müvekkil şirketin davacı alacaklı ile aralarında cari hesap alacağından
ötürü borçlu olduğunu, oysa ki, davacı alacaklı … Tekstil Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti. ile
aralarında ne bir ticari sözleşme ne de cari hesap sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacı
alacaklı söz konusu Seri A sıra no: .. 25/08/2.arihli fatura ile teslim edildiği iddia
olunan emtianın müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davacı alacaklı vekilinin takipte herhangi
bir ödeme yaptığımıza dair belge sunmadığımızı beyan etmiş ise de ticari hayatın olağan
akışında hiç bir tacirin teslim almadığı fatura içeriğine ödeme yapmak istemeyeceğini, davacı
alacaklı, icra takibine esas olan fatura içeriğine itiraz etmediğimizden bahisle TTK madde 23/2
uyarınca faturanın kabul edildiğini iddia ettiğini, açıklanan koşullar gerçekleşmeden sadece
faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdi ilişkinin
kurulmuş olduğunu, iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamayacağını, davalının alım satım ilişkisini kabul etmediğini, bu nedenle davacının fatura deliline
dayanabilmesi için, faturada yazılı malı davalıya teslim ettiğini, bu teslimin borç doğurucu
sözleşmesel hukuki bir ilişki sonucu olduğunu, faturanın da bu ilişki sonucu düzenlenmiş
olduğunu genel ispat kurallarına göre kanıtlaması gerektiğini, çünkü tebliğ edilen faturaya sekiz
gün içinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada yazılı malın alıcıya teslim edildiğini
göstermeyeceğini, bu sadece malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına geldiğini, her ne
kadar davacı alacaklı, davaya konu borcu tüm taleplere rağmen ifa edilmediğinden bahsetmiş
ise de müvekkilinden bu parayı aradan geçen altı yıllık zaman içerisinde hiç bir şekilde talep
etmediğini, bunun nedeni de hiç bir zaman fatura içeriği emtianın müvekkili şirkete teslim
edilmediğini, normal koşullarda hiçbir tacirin satışını yaptığı bir emtianın bedelini altı yıllık bir
süre içerisinde ne bir ihtarname ne bir icra takibi yada alacağını talebinin havi herhangi bir
girişimde bulunmadan beklemesini normal olmadığını, müvekkili şirketin ne kaçak ne borca batık
ne de borcunu ödemekten aciz bir işletme olmadığı, buna rağmen davacı alacaklının basiretli
tacir gibi davranıp varlığını iddia ettiği alacağına ilişkin neden bir ihtarname bir mektup veya
bir mesajla alacağını talep etmediğini veya borçlunun temerrüdünü sağlamadığını, bu durumun
davacı alacaklının fatura içeriği emtiayı teslim etmemiş olmasından ötürü olduğunu, davalı
alacaklı söz konusu faturalara ait düzenlenen irsaliyeli faturalara itiraz edilmediği iddiası ile
davacının edimini ifa etmiş olduğunu saydığını, ayrıca söz konusu davaya esas olan fatura
incelendiğinde: Vergi Usul Yasasının 230. maddesine göre faturada en az aşağıdaki bilgilerin
bulunması gerekmekte olup, bunun da ötesinde emtianın nereye teslim edildiğine ve teslim
adresinin geçerliliğine dair de ciddi kuşkular olduğunu, zira mezkur faturadaki yazılı adres
müvekkili şirkete ait adres olmadığı gibi malın tesliminin yapılabileceği bir adres de
olmadığını, müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi varsa vergi dairesi ve hesap numarası
faturadaki adres incelendiğinde böyle bir ikamet veya işyeri, depo adresi olamayacağını, söz
konusu irsaliyeli faturada her nasılsa satıcının adı ünvanı vs. herşey açık lakin kime teslim
edildi kim aldı taşıyan taşımaya yardımcı araç plaka bilgileri herhangi bir açıklık olmadığını,
tüm bunlar değerlendirildiğinde malın davalı müvekkiline teslim edilmediği aşikar olduğunu, davacı alacaklı cari hesap alacağından bahsetmişse de tarafalar arasında cari hesap
anlaşması da mevcut olmadığını, buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi
bulunmadıkça TTK’ nın cari hesaba dair hükümleri uygulanamayacağını, taraflar arasındaki olayın izahına gelince, müvekkili şirketin tek hissedarı ve
temsilcisi İran vatandaşı olan …. olup, kendisi ağırlıklı olarak İran da yaşamakta
olduğunu, Türkiye’ye geçici süre gidip geldiğini, bu nedenle de Türk ticari piyasasına örf ve
adetlerine yasal mevzuata hakimiyetinin olmadığını, bu nedenledir ki davacı alacaklı ile fatura
konusu emtianın alımı satımı konusunda taraflar arsında görüşmeler yapıldığını ve tarafların
mutabık kaldığını, davacı taraf faturayı müvekkili şirkete göndermiş olmasına rağmen fatura
konusu emtiayı göndermediğini, müvekkili şirket sahibi … birkaç kez aramış
olmasına rağmen bu gün yarın oyalandığını, vaatlerine rağmen fatura konusu emtiayı müvekkiline
teslim etmediğini, taraflar arasındaki emtianın teslimi talebi ve teslim edilmeyip müvekkili
şirketin oyalanmasına dair sürece ilişkin olarak tanıkların mevcut olduğunu, özellikle davacının
müvekkili şirketin sahibinin yabancı olması Türk hukukuna ticari örf ve adetlerine yabancı
olmasından faydalanmak sureti ile müvekkilinin safiyane temiz inancını kullandığını, davacı
alacaklı tarafın gerek icra takibinde gerekse dava dosyasında emtiayı teslim ettiklerine dair
herhangi bir belge ortaya koymadığını, sadece soyut olarak müvekkili şirketin imzasını dahi
içermeyen yasal şartlara haiz olmayan cari hesap alacağına dayandığını ve yine ayrıca aradan
geçen altı yıl boyunca varlığını neden talep etmediklerine dairde bir izahatta bulunmadığını,
tamamen maddi vakıa olan fatura içeriği emtianın teslim edilmediğine ve emtianın müteadit
defalar davacı taraftan talep edilmiş olmasına rağmen müvekkili şirketin sürekli oyalandığına
ilişkin olarak tanık dinletmek istediğini, davacı tarafın alacağını talepte bu kadar süre
beklemesinin sebebi, şirket o dönemdeki şirket sahibi olan …’nin şirketteki bütün
paylarını satması sonucu şirketin yeni ortağı ve temsilcisi olan …’ın
devralmasını ve bununda eski şirket sahibi … zamanında yapılan ve akamete
uğrayan alım satıma dair işlemdeki hata ve eksiklikleri bilmemesinden faydalanmak sureti ile
davacının haksız kazanç sağlama niyet ve gayesinden kaynaklandığını,
açılan davanın reddine karar verilmesini ve davacı tarafa
%20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesaba konu emtiaların davacı tarafından davalıya teslim edilip edilmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu, davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
SMMM …. tarafından düzenlenen raporda, dosya mevcudu belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait 2015- 2016 ve 2020 yılları ticari defter -belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari faturaya bağlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından sunulan 2015- 2016 ve 2020 yılları ticari defterlerin T.T.K. Ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (25.12.2020) 132.366,15 alacaklı olduğu, davalı yan tarafından, ticari defter ve belgeler incelemeye sunulmadığı için sahibi lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalının gerek cevap dilekçesindeki beyanları, gerekse BA/BS bildirim formları nazara alındığında; davacının 2015 yılında düzenlemiş olduğu fatura ile davacının takip konusu alacağına konu faturanın davalının kabulünde olduğunun değerlendirildiği, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (25.12.2020) itibariyle davalıdan olan asıl alacağına faiz talep edebileceği, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı, neticeten, incelenen ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 132.366.15 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalı şirket ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, ticari defterlere delil olarak dayanan davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine kati delil teşkil ettiği, davacının incelenen ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan132.366,15 TL alacaklı olduğu, icra takibi ve dava konusu edilen tutarın ise 132.366,15TL olduğu, buna göre davacının, davalıdan icra takibi ve dava konusu edilen miktar kadar alacaklı olduğu, davaya konu faturaların davalı tarafça BA formları ile bildirildiği, davalı taraf ticari defterlerini sunmayarak HMK’nın 222. Maddeye kapsamında davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerektiği böylelikle icra takibine konu alacağın varlığı davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile ispatlandığı, hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak açılan davanın kabulü ile; K.çekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’sine tekabül eden 26.473,23-TL’nin icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, , dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KABULÜ ile;
1-K.Çekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’sine tekabül eden 26.473,23-TL’nin icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 9.041,93 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.598,66 TL ve icra peşin harcı 661,83 TL’nin mahsubu ile eksik bakiye 6.781,44TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcı , 1.598,66 TL peşin harç ve 661,83 TL icra peşin harcın toplamından oluşan 2.319,79 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 817,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 16.524,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır