Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/141 E. 2023/573 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/141 Esas
KARAR NO : 2023/573

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında cari hesap usulü uyarınca ticari faaliyet yürütülmekte olduğunu, son işlem tarihi itibari ile müvekkili şirketin davalıdan 50.248,95TL alacağı bulunduğunu, müvekkilinin, davalı borçlu şirketle yapmış olduğu görüşmelere rağmen, davalı tarafın borcunu ödememiş olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin ticari alacağını almak amacı ile davalı borçlu şirkete 06.02.2020 tarihinde Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatmış, ancak borçlunun haksız itirazı üzerine bu takibin durmuş olduğunu, müvekkilinin ticari alacağını almak amacı ile davalı borçlu şirkete karşı yasal zorunluluk gereği, arabuluculuk yoluna başvurmuş, davalı borçlu şirket ile yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; haklı davanın kabulü ile, itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın likit olması ve davalı borçlunun haksız olmasından ötürü asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle gerek icra takibinin her safhasında gerekse arabuluculuk safhasında davacı tarafın, müvekkili şirket ile uzun yıllardır süregelen vekil ilişkilerinin olduğunu bilmesine rağmen, taraflarını dava dosyasına vekil olarak ekletmeyerek dava dilekçesinin müvekkili şirket adresine tebliğe çıkarılmasını sağlamış olduğunu, bu hususta dosyaya vekil olarak eklenmeyi talep ettiklerini ve tebligatların tarafına yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin ayakkabı üretimi ile uğraşan bir tacir olup, işbu dava dosyasında davacı şirketin ise ayakkabı üretiminde kullanılan bir takım kumaşları müvekkil şirkete satmakta olduğunu, taraflar arasında cari hesap yöntemine dayalı bir ticari ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasında süre gelen ticari ilişki ile müvekkili şirketin sipariş formları aracılığıyla düzenli olarak davacı şirketten vadeli olarak ürün satın almakta olduğunu, söz konusu siparişlere ilişkin kesilen faturaların taraflar arasında kurulan cari hesaba işlenmekte ve vadeleri geldiğinde müvekkili şirket tarafından ödenmekte olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca cari hesaba ilişkin alacaklı veya borçlu olunabilmenin ancak hesap devirlerinin kapatılmasıyla mümkün olduğunu, davacı tarafın takibe konu yaptığı alacağın cari hesaba kaydedilmiş bulunan bir alacak olduğunu ve TTK’nın 97. Maddesi hükmü dolayısıyla hesap devreleri kapatılmadığı sürece tek başına talep ve dava edilebilmenin imkânı bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafın cari hesaba kaydedilmiş alacağa ilişkin Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü nezdinde … E. sayılı dosya ile başlattığı takip ve gönderdiği ödeme emrinin hukuka aykırı olup, davacının davasında haksız olduğunu, nitekim; itirazın iptali davalarında takip tarihi itibariyle muaccel olmayan alacak için itirazın iptali davasının reddi gerekmekte olduğunun Yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, bu durumda davacının haksız ve kötüniyetli davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, öte yandan taraflar arasında işletilen cari hesap sözleşmesine ilişkin hesap devreleri incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkili şirketin davalıdan satın almış olduğu ve bireysel olarak faturalanarak cari hesaba işlenen ürünlerin ödeme vadesinin 9 ay (270 gün) olduğunu, dolayısıyla işbu takibe konu olan 43.571,85-TL (yalnız kırküçbin beşyüzyetmişbir Türk Lirası seksenbeş Kuruş) müvekkili şirket tarafından cari hesaba işlenmiş borç olarak kabul edilmekle birlikte, söz konusu borcun vadesinin takip tarihi itibariyle gelmemiş olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin henüz muaccel olmamış ve hukuken talep edilemez nitelikteki borcunu takibe koymuş olduğunu, müeccel borcun ifası talep edilemeyeceğinden hakkında takip başlatılarak ödeme emri gönderilmesinin gerek hukuka gerekse ticari teamüllere aykırı olduğunu, borcun muaccel olarak talep edilebilir olmasının, ifa zamanının gelmiş olmasını ifade ediyor olduğunu, borcun ifası henüz istenemiyorsa muaccel bir borçtan da söz edilemeyeceğini, dolayısıyla davalı müvekkili şirketin 06/02/2020 tarihli icra takibine 14/02/2020 tarihinde yapmış olduğu itirazın haklı ve yerinde olduğunu, işbu dava dosyasının tarafları arasında yukarıda anlatılan ticari ilişki kapsamında müvekkili ile davacı şirket arasında akdedilen ticari sözleşmeler sonucu doğan borç miktarının davacı tarafın takibe konu yaptığı miktardan daha az olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete takip tarihi itibariyle henüz vadesi gelmemiş ve muaccel olmayan borç miktarı 43.571,85-TL (yalnız kırküçbinbeşyüzyetmişbir Türk Lirası seksenbeş Kuruş) ibaret olduğunu, buna karşılık, davacı şirket tarafından takibe konulan miktarın ise 50.248,95-TL olduğunu, dolayısıyla takibe konulan borcun 6.677,10-TL kısmı asılsız olup, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında var olan alım-satım ilişkisi kapsamında davalı şirketin 02.09.2019 tarihli Sipariş Formunda yer alan sipariş konusu malları “…. Test Standartlarına Uygun Olarak” üretmek ve müvekkili şirkete tam ve eksiksiz teslim etme yükümlülüğü altına girmiş olduğunu, müvekkili şirketin ise bunun karşılığı olarak sipariş formunda yer alan ve yukarıda yer alan müeccel alacak miktarına dâhil olan miktarı ödeme yükümlülüğü altına girmiş olduğunu, lakin davacı şirketin satım konusu ürünlerden “… niteliğindeki ve (KD.V Hariç) 6.187,50-TL’lik (yalnız altıbin yüzseksenyedi bin Türk Lirası elli Kuruş) değerindeki ürünü gerek taraflar arasındaki sözleşmeye gerekse yürürlükteki mevzuata aykırı derecede ayıplı olarak (kanserojen etkiye sahip Ftlat maddesi içerir şekilde) müvekkili şirkete teslim etmiş ve borcunu gereği gibi yerine getirmemiş olduğunu, bu durumun tespiti üzerine müvekkil şirketin derhal durumu karşı tarafa bildirerek TTK ve TBK hükümlerine göre ayıptan doğan haklarını kullanarak ürünlerin ayıpsız benzerleriyle değiştirilmesini talep etmiş, müvekkili şirketin bu talebi üzerine karşı tarafın müvekkili şirkete söz konusu ürünleri borca uygun olarak ilk defa teslim etmiş; ancak davacı şirketin tek bir borca uygun teslimat için iki ayrı fatura keserek cari hesap sözleşmesine hukuka aykırı olarak iki ayrı borç kaydetmiş olduğunu, davacı şirketin cari hesap sözleşmesine bu şekilde iki ayrı borç kaydetmesi “tahsilde tekerrür olmaz” ilkesine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine de aykırılıklar içermekte olduğunu, taraflar arasında işletilen cari hesap sözleşmeleri incelendiğinde tek bir alacağa ilişkin kaydedilen iki ayrı borç olduğu görüleceğini, dolayısıyla bu tutar üzerinden kötü niyetli olarak gönderilen ödeme emrinin hukuki dayanaktan yoksun olup, haksız çıkar sağlamaya yönelik olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin söz konusu ayıplı mallara ve ayıplı mallar sebebiyle uğradığı doğrudan ve dolaylı zararlara ilişkin olarak tüm dava ve talep haklarını saklı tutmakta olduklarını, işbu dava sırasında karşı dava açacaklarını ve açılacak karşı davada takip tarihi itibariyle muaccel olmayan 43.571,85-TL (yalnız kırküçbinbeşyüzyetmişbir Türk Lirası seksenbeş Kuruş) için mahsup talepleri olacağını bildiriyor olduklarını, işbu uyuşmazlık tarihinden sonra davalı müvekkili şirketin ticari unvanının değişmiş olduğunu, dolayısıyla delillerinde “…. Ayakkabıcılık San. ve Tic. Ltd. Şti.” olarak yer alan unvanın müvekkiline ait eski unvan olduğunu beyanla; davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin 6100 sayılı HMK’nın 329. maddesi de dikkate alınarak karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, takibe konu alacakların vadesinin gelip gelmediği, davacı tarafın aynı borcu defterlerine mükerrer kaydedip kaydetmediği, davacının alacaklı olması halinde miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Küçükçekmece .. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 50.248,95 TL cari hesap alacağı için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği ve takibin durmuş olduğu anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, takibe konu alacakların vadesinin gelip gelmediği, davacı tarafın aynı borcu defterlerine mükerrer kaydedip kaydetmediği, davacının alacaklı olması halinde miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 08/11/2021 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi …. 11/01/2022 tarihli raporunda özetle; cari hesap özetinde kayıtlı satış faturaları yönünden tespit ve değerlendirme yapılmış ve faturaları düzenleyenin davacı …Ltd. Şti. Muhatabının ise davalı …Ltd. Şti. Olduğunun, faturaların konusunu “ayakkabı üretiminde kullanılan malz. vb….” oluşturduğunun, faturaların e-fatura olduğunun, üzerinde bedelin ödendiğine ilişkin herhangi bir veriye rastlanılmadığının tespit edilmiş olduğunu, dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan faturaya bağlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacı tarafından sunulan 2019 yılı ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, takibe ve davaya konu edilen faturaların ve ödeme belgelerinin kayıtlı olduğunu, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (05.02.2020) 50.248,95 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafından sunulan 2019 yılı ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, takibe ve davaya konu edilen faturaların ve ödeme belgelerinin kayıtlı olduğunu, davalının ticari defterlerine göre; davalı tarafın davacı tarafa takip tarihi itibariyle (05.02.2020) 50.248,95 TL borçlu olduğunu, davalının gerek cevap dilekçesindeki beyanlar, gerekse ticari defter kayıtları nazara alındığında; davacının cari hesap özetinde kayıtlı faturaların davalının kabulünde olduğunun değerlendirildiğini, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (05.02.2020) itibariyle davalıdan olan asıl alacağına faiz talep edebileceğini, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememiz takdiri içinde kaldığını Neticeten; incelenen ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 50.248,95 TL alacaklı olduğu bildirmiştir.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalıya satılan kumaşlarda ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp bulunması halinde niteliği (gizli veya açık ayıp) ve fire kapsamında değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceği, tarafların sözleşme şartlarına ve ticari teamüllere uyup uymadığı, ayıplı olan ürünlere ilişkin davalı tarafından herhangi bir tespit veya inceleme yapılıp yapılmadığı, ayıplı ürünlerin atık değerinin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde miktarı hususlarında 24/03/2022 günü saat 11:30 tarihi itibariyle davalı şirketin bildirilen adresinde HMK Mad. 278 son hükmü gereği hakim katılmaksızın keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, Tekstil Mühendisi bilirkişi … 20/05/2022 tarihli raporunda özetle; 24.03.2022 tarihinde mahkememiz heyeti ile birlikte davacı …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin … Mah. … Sok. No:5 Avcılar/İstanbul adresinde bulunan işyerine gidilerek davaya konu ayakkabı ve iç astar kumaşları üzerinde keşif çalışması yapılmış olduğunu, davalı …. Sanayi ve Ticaret dilekçesinde davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden satın aldığı ayakkabı içastarı olarak kullanılan 130 gr alkantara+3/15 dns+ 12 gr. tela kumaşların …. test standartlarına uygun olmadığını, fitalat maddesi içerdiğini iddia etmiş olduğunu, kumaşlarda bulunan fitalat miktarının …. test standarlarına uygun olup olmadığının tespiti amacı ile fitalat testi yaptırılmış olduğunu, zira bu testin sonucunda kumaşların fitalat içeriğinin …. test standartlarına uygun olup olmadığının tespit edilebilecek olduğunu, … A.Ş. 16.05.2022 tarih ve …. sayılı raporu ile fitalat testi sonucu 295 ppm olarak çıkmış olduğunu, değerlendirme 1000 ppm altı kabul edildiğinden test sonucunun …. değerine uygun olduğunu gösterdiğini, yani iç astar kumaşı üzerinde fitalat maddesi bulunmakla birlikte 1000 ppm altında siparişe uygun olduğunun tespit edilmiş olduğunu SONUÇ OLARAK; … A.Ş. 16.05.2022 tarih ve …. sayılı raporu ile fitalat testi sonucu 295 ppm olarak çıktığını, değerlendirmede 1000 ppm altı kabul edildiğinden test sonucunun …. değerine uygun olduğunu, yani iç astar kumaşı üzerinde fitalat maddesi bulunmakla birlikte 1000 ppm altında siparişe uygun olduğunu, ayıplı olmadığını, davaya konu ayakkabı iç astar kumaşlarının ayıplı olmadığını bildirmiştir.
Dosyanın davalı tarafın beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor hazırlanmak üzere teknik bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan tekstil mühendisi bilirkişi … 20/05/2023 tarihli ek raporunda özetle; …. A.Ş. 16.05.2022 tarih ve … sayılı raporu ile fitalat testi sonucu 295 ppm olarak çıktığını, değerlendirmede 1000 ppm altı kabul edildiğinden test sonucunun …. değerine uygun olduğunu, yani iç astar kumaşı üzerinde fitalat maddesi bulunmakla birlikte 1000 ppm altında siparişe uygun olduğunu, ayıplı olmadığına, davalı tarafından ….A.Ş. 22.09.2020 tarih ve …. sayılı raporu ile fitalat testi sonucu 3780 ppm olarak bulunduğuna dair rapor sunulmuş olduğunu, bu rapora göre fitalat maddesi 1000 ppm üstünde olduğundan siparişe uygun olmadığını, tarafından davalının keşif sırasında sunduğu numuneye yaptırılan test sonucu da 1000 ppm altında olduğundan bir çelişki olduğunu, tarafından hazırlanan raporda keşif sırasında alınan numuneye yaptırılan test sonucunun dikkate alındığını bildirmiştir.
Dava, cari hesap alacağının tahsili talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının iddiası davalıdan olan cari hesap alacağının ödenmediğine ilişkin iken davalı tarafın savunması alacağın bir kısımının muaccel olmadığına, kalan kısmının asılsız olduğuna ve kendilerine teslim edilen ürünlerin aralarınki sözleşmeye ve mevzuata aykırı derece ayıplı olduğuna ilişkindir. Tarafların beyan ve itirazları ve dosya arasında yer alan kayıtların birlikte değerlendirilmesinde tarafların ticari defter ve kayıtlarının sahipleri lehine delil niteliğine haiz oldukları ve her iki taraf defterlerinde davacı tarafın davalı taraftan takibe konu edilen alacak miktarı kadar alacaklı olduğu hususu dosya kapsamına uygun ve gerekçeli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davalı vekilinin ayıp iddiası yönünden ise, ürünler üzerinde yapılan teknik bilirkişi incelemesi ile ürünlerin ayıplı olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı vekilince dava öncesi özel kuruluşlardan alınan test raporlarına dayanılarak itirazda bulunulmuş ise de alınan ek bilirkişi raporunda incelemeye sunulan ürünlerden alınan numunelerde ayıp bulunmadığı tespit edilmiştir. Sunulan test raporlarında ürünlerin ayıplı olduğu tespit edilmiş ise de davalı tarafın, davacının katılımı olmadan özel kurumlardan nezdinde almış olduğu test raporları davacı tarafı bağlamayacaktır. Ayıp iddiası işbu dosya kapsamında ispatlanması gerekmektedir. Ne var ki davalı taraf iddiasını kanıtlayabilmiş değildir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, belirlenebilir alacak yönünden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Küçükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davalı tarafın yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ İLE takibin aynen DEVAMINA,
2-Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 sine tekabül eden 10.049,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 3.432,51 TL harçtan peşin alınan 606,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.825,62 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 666,19 TL ile bilirkişi tebligat, keşif ve posta masrafı 3.847,90 TL olmak üzere toplam 4.514,09 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸