Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1085 E. 2023/886 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1085 Esas
KARAR NO : 2023/886

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirket ve çalışanlarını 16,395 kg menşei Kolombiya olan … (kömür) malın Arnavutluk’a transitinin gerçekleşmesi hususunda hizmet almak ve dolaylı temsil sıfatıyla her türlü gümrük işleminin takip edilerek sonuçlandırılması için 20.04.2021 tarihinde, İnegöl … Noterliğinin …. yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, Gümrük Kanunu’nun 225. Maddesi’nde “Eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetler, 5 inci madde hükümleri çerçevesinde, sahipleri ile bunların adına hareket edenler tarafından doğrudan temsil yoluyla veya gümrük müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilir ve sonuçlandırılır.” düzenlemesine yer verildiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında sözleşme bulunmadığını, ancak … tarafından kesilen 28.09.2021 tarihli faturada, “gümrük hizmet bedeli” ve yine aynı tarihli dekontta yer alan “tespit, damga vergisi, yolluk ve mesai” bedellerinin davalı şirkete ödendiğini, aralarında vekaletname ile kurulan bir hizmet sözleşmesinin kurulduğu aşikar olduğunu, sonrasında davalı şirketçe, 07.06.2021 tarihli özet beyanname verildiğini, Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 10.06.2021 tarihli arama tutanağında, “… Yazılı olan konteynerin X-Ray taraması sonucunda şüpheli yoğunluklu bölge tespit edilmesi üzerine, Müdürlüğümümüz personelince konteynerin bulunduğu sahaya gelinmiş; liman cfs personelinin ve acente yetkilisinin de hazır bulunduğu şüpheli yoğunluklu bölgede narkotik dedektör köpeği … ve … marifetiyle yapılan arama neticesinde narkotik yönden herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamış olup aramaya son verilmiştir.” hususlarına yer verildiğini, 10.06.2021 Tarihi itibariyle, 16,395 kg menşei Kolombiya olan …. (kömür), özet beyannamesinin kapatılarak transit beyannamesi verilmesi gerektiğini, transit beyannamesi ile malın Arnavutluk’a transite hazır olduğunu, ancak davalı şirketçe transit beyannamesinin verildiği tarihin 03.08.2021 tarihi olduğunu, iş bu sürenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, işlemlerin olağan akışında 2 ile 3 gün içerisinde gerçekleşmesi beklenirken, davalı şirketin söz konusu hizmette kusurlu davranışı nedeniyle, müvekkili şirketin ardiye ve demuraj bedeli ödemeye mecbur kaldığını, 20.08.2021 tarihinde, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne hitaben yazılan dilekçe ile 16,395 kg menşei Kolombiya olan …. (kömür) ile ilgili 09.06.2021 tarihinden bu yana Ambarlı Gümrük Müdürlüğü nezdinde limanda tutulduğunu, işbu eşya ile ilgili yapılan işlemler hususunda bilgi talep ettiklerini, Ticaret Bakanlığı, İstanbul Gümrük ve Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğünün …. sayılı cevap yazısında, eşya hakkında “10.06.2021 tarihli arama tutanağı tanzim edildiğini, geçen süre zarfında herhangi bir gümrük rejimi beyanında bulunulmadığını, bu nedenle konuyla ilgili Müdürlükçe, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığından talimat alınarak özet beyan muhteviyatı kok kömürü cinsi eşyadan alınan numunenin laboratuvara gönderildiğini, 03.08.2021 tarihinde alınan laboratuvar sonucu Müdürlükçe Savcılık makamına iletildiğini ve bir sonraki gün 04.08.2021 tarihinde Transit Rejimi kapsamında …. sayılı …’nin açıldığını, 5607 sayılı KMK kapsamında yapılan kontroller ile özet beyan muhteviyatı eşyanın gümrük işlemlerinin devamı hususunda herhangi bir engelin bulunmadığı” hususlarına yer verildiğini, ayrıca soruşturma dosyasına ilişkin sorgu yaptıklarını ve müvekkili şirket hakkında herhangi bir soruşturmanın yürütülmediğini öğrendiklerini, verilen yazı cevabı ile davalı şirketin hizmeti kusurlu bir şekilde yerine getirdiğinin aşikar olduğunu, davalı şirketin, arama tutanağı sonrasında mal hakkında herhangi bir gümrük rejimi beyanında bulunmaması sebebiyle, 16,395 kg menşei Kolombiya olan … (kömür)’ün gümrükte beklediğini, iş bu beklemenin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğünü şüphelendirdiğini ve söz konusu eşyada olumsuzluk olmamasına rağmen laboratuvara gitmesine sebebiyet verildiğini, iş bu kusurlu ve eksik hizmet nedeniyle müvekkili şirketin boştan yere hem ardiye hem demuraj bedeli ödeyerek zarara uğradığını, … San. Tic. A.Ş’ye; 30.947,59 TL ve 25.921,96 TL ödeme yapıldığını, bilirkişiden alınacak rapor ile de davalı şirketin hizmetinin kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle haklı davalarının kabulünü, yargılama sırasında ıslah etmek üzere, şimdilik 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı tarafa dava dilekçesi, ekleri ve tensip tutanağı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davalı tarafın taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme uyarınca sözleşme yükümlülüklerini sözleşmeye ve yasal mevzuata uygun şekilde yerinde getirmediği iddiası ile davacı tarafından ödendiği belirtilen ardiye ve demuraj bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
-Somut olayda davacı tarafın, davalı şirketin hizmeti kusurlu bir şekilde yerine getirdiği, davalı şirketin arama tutanağı sonrasında mal hakkında herhangi bir gümrük rejimi beyanında bulunmaması sebebiyle, 16,395 kg menşei Kolombiya olan …. (kömür)’ün gümrükte beklediğini, iş bu beklemenin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğünü şüphelendirdiğini ve söz konusu eşyada olumsuzluk olmamasına rağmen laboratuvara gitmesine sebebiyet verildiğini iddia ettiği görülmektedir.
-Dava konusu somut olayda taraflar arasındaki taşıma ilişkisinin hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kural olarak hizmet sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesi bir geçerlilik şartı değildir. Bu şekilde düzenlenmiş olması ispat bakımından önem arz etmektedir. Tarafların beyan ve iddialarına göre yazılı olmayan sözleşme uyarınca taşıma işleminin yapıldığı sabittir. Bu bakımdan sözleşme kapsamında edimlerin ayıplı olarak yerine getirildiğini ispat yükü davacı taraf üzerinde bulunmaktadır. Davacı taraf HMK 190. Maddesi gereğince faturaya konu hizmeti sunduğunu, sözleşme kapsamında yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini dava değeri de gözetildiğinde yazılı olarak ispat etmelidir.
-Davacı tarafın dava dilekçesi ile bilirkişi deliline dayanmakta olduğu görülmüştür.
-Mahkememizce 22/05/2023 tarihli ara karar ile davalı şirket tarafından verilen hizmetin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, davalı şirketten kaynaklı bir sorumluluğun bulunup bulunmadığı, davacı şirket tarafından ödendiği belirtilen ardiye ve demuraj bedelinin davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği, buna göre davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususların belirlenmesi amacıyla bir gümrük hesaplamaları alanında uzman bilirkişi ile bir taşıma alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi incelemesinde kullanılmak üzere delil avansı eksik olduğundan eksik olan 6.000,000TL delil avansının yatırılması için davacı vekiline ara kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde eksik delil avansını yatırmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçileceği ve dosyanın mevcut diğer deliller ile karara çıkarılacağı hususunun ihtarına karar verilmiş, davacı vekiline yapılan tebliğe rağmen eksik delil avansının ikmal edilmediği görülmüştür.
-Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2014 tarihli, 2013/18048 Esas, 2014/28541 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere;
-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 324. maddesinde delil ikamesi avansı, 325. maddesinde ise re’sen yapılması gereken işlemlerde giderler düzenlenmiştir.
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesinde “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” düzenlemesine yer verilmiştir.
-Aynı Kanun’un 325. maddesinde ise “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir”. düzenlemesine yer verilmiştir.
-Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin delil avansı kapsamın değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. Diğer yandan örneğin resen hesap raporu alınacaksa giderin 325. maddesi kapsamında değerlendirilmesi isabetli olacaktır.
-Ancak, yukarda açıklandığı üzere dava şartı olarak öngörülen müessesenin davanın reddine yol açması sebebiyle mahkemece gider avansı ile delillerin ikamesine yönelik avans ayrılmalı, gider avansının da nelerden ibaret olduğu net olarak belirlenmeli ve tarafa da hem gider avansının hem de delil ikamesi avansının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılmalıdır.”
-Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/1. Maddesi’nde “- (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
-Somut olay davacı tarafın iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünden teknik bilirkişi incelemesi yapılması zorunlu olup, davacı tarafça da bilirkişi deliline dayanıldığı görülmektedir.
-Mahkememizce tesis edilen 22/05/2023 tarihli ara karar ile davacı tarafa delil avansının yatırılmaması sonuçlarının ne olacağı açıkça belirtilmiş ve fakat davacı vekili tarafından süresi içerisinde eksik delil avansının ikmal edilmediği görülmüştür.
-Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. 6100 sayılı HMK ‘nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
-Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, dava konusu alacağına dayanak olan taşıma işi yönünden davalının kusuru bulunduğunu ve hizmetin eksik ve/veya ayıplı olarak yerine getirildiğini ispat yükünün davacı yan üzerinde olduğu, davacının iddialarını mevcut deliller ile ispat ile yükümlü olduğu kuşkusuzdur. Davacının dava dilekçesindeki delil listesinde bilirkişi deliline dayanmaktadır. Ayrıca aksi durumda dahi davaya konu iddiaların değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesinin yapılması uyuşmazlığın esasının çözümü bakımından davanın niteliği itibariyle zorunluluk arz etmektedir. Buna göre dosyadaki talepler yönünden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın davanın ispatı mümkün değildir. Mahkememizce davacı tarafa verilen kesin süreler içerisinde davacı tarafça eksik delil avansının yatırılmadığı, bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamadığı görülmektedir,
-Her ne kadar davacı tarafça bilirkişi ücretinin duruşmadan önce yatırılması nedeniyle yargılamanın gecikmesine sebebiyet verilmediği ve bilirkişi incelemesi yapılmaması halinde hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarının ihlal edileceği iddia edilmiş ise de davacı tarafın istenilen delil avansını 15/09/2023 tarihinde yatırdığı, iş bu tarihte yapılan duruşmanın 22/05/2023 tarihli ara karardan sonra yapılan ikinci duruşma olduğu, adil yargılanma, usul kurallarının uygulanması hususların yargılamanın her iki tarafı için de geçerli ilkeler olduğu, bu hususun keyfi olarak değerlendirilemeyeceği, davacı tarafın kesin süre içerisinde geçerli bir mazeretini Mahkememize bildirmediği anlaşılmakla, davacının bu yöndeki beyanlarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
-Açıklanan nedenlerle davacının dosyada mevcut delil ve belgelerle davasını ispat edemediği kanaatine varıldığından ispat edilemeyen davanın esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55- TL harçtan mahsubu ile bakiye 161,65-TL harcın davalıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun …. numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır