Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1076 E. 2023/189 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1076 Esas
KARAR NO : 2023/189

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mermer granit işleri ile iştigal ettiğini, davalının ise müteahhitlik işleri ile uğraştığını, müvekkili ile davalının aralarında yapılacak işler hususunda anlaşarak bu kapsamda mermer basamak döşeme, granit mutfak tezgâhı kurma ve diğer mermer işlerinin müvekkili tarafından eksiksiz olarak yapıldığını, müvekkili tarafından davalıya yapılan işlerin karşılığında davalının isteği doğrultusunda parça parça faturalar kesildiğini, davalının toplamda 70.200 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin toplam KDV hariç 100.500 TL hak edişinin bulunduğunu, sonuç olarak 30.300 TL alacağının bulunduğunu, bu alacağın gerek yapılan işlerin keşfi gerek faturalar ve gerekse tanık beyanları ile sabit olduğunu, mezkûr nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalıdan olan alacağının şimdilik 10.000 TL’lik kısmının temerrüt tarihi olan arabuluculuk sürecine başvurma tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davaya konu alacağın bir eser sözleşmesinden kaynaklandığını iddia eden davacının buna ilişkin herhangi bir sözleşme sunamadığını, açılan davanın alacak davası olması sebebiyle alacağın ne kadar kaldığını ispat edemediğini, eser sözleşmeleri ile yapılan işlerde eseri yapan kişinin eseri yaptığına ve teslim ettiğini ilişkin bir belge de sunamadığını, davacı tarafından keşide edilmiş ve Bakırköy …. Noterliği 26.08.2019 Tarihli ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile 26.08.2019 tarihli, … nolu ve 23.600 TL bedelli faturayı müvekkiline 18.10.2019 tarihinde tebliğ ettiğini, iş bu fatura ve ihtarnameye Beyoğlu …. Noterliği 24.10.2019 Tarihli … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin açıkça itiraz ettiğini, faturayı iade ettiğini, davacıya tebliğ ettiğini, davacının bahsetmiş olduğu faturaların müvekkiline tebliğ edilmemiş olduğunu, bu faturaları kabul etmeyip açıkça itiraz ettiklerini, davalının istemediği ve KDV ödemekten kaçındığı için diğer bakiye kısma ilişkin fatura kesilmediği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını beyan ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yapıldığı belirtilen eser sözleşmesine ilişkin bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosyanın ilk olarak Küçükçekmece … . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilerek yargılamaya başlandığı, ilgili Mahkemenin 15/11/2021 tarih … Esas …. Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, dosyanın Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce icra dosyası, tarafların ticari sicil kayıtları, esnaf odası kayıtları, vergi dairesi kayıtları, Ba-bs formları celp edilmiş, taraf delilleri toplanmıştır.
Davacı ve davalı tarafın gerçek kişi olması ve dosyada mevcut müzekkere cevapları nedeniyle öncelikle dava şartları yönünden görev hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre görev hususunun belirlenmesinde bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 154 vd. maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
T.T.K.’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile T.T.K.’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan, iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Dosyada mevcut Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere; davacı gerçek kişinin işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2. Sınıf tacir olduğu, işletme faaliyetlerinin Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını ve dolayısıyla esnaf sınırını aşmadığı görülmektedir.
Yukarıda da ayrıntılarına yer verildiği üzere bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması gerekmektedir. Dosya mevcut vergi dairesine kayıtlarına göre davacı tarafın yukarıda açıklanan nedenlerle işletme esasına göre defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını ve dolayısıyla esnaf sınırını aşmadığı sabit olduğundan tacir olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Buna göre dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığından, uyuşmazlık Mahkememizin görev alanına girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevli olduğundan, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-Davaya bakmaya Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararı karşı görevsizlik mahiyetinde olup, verilen kararın davacılar vekilince yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, masrafların davacı yanca karşılanmasına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
03/03/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır