Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1051 E. 2023/224 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1051 Esas
KARAR NO : 2023/224

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2023

Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mobilyaları firmasının sahibi olduğunu, firma bünyesinde kendi adına …. numaralı “…” marka ve … tescil numaralı oyuncu koltukları ve marka ibareli oyuncu koltuklarını ürettiğini ve satışını yaptığını, müvekkili adına tescilli iş bu ibareli markalar hakkında davalı tarafın youtube kanalında video yayınlayarak “ne kadar basit ve çakma koltuklar ürettiklerini, vasat işçilik” yorumlarında bulunduğunu, müvekkiline ait markaları haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kötülediğini, müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini iddia ederek, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet ve marka tecavüzünün tespitini, durdurulmasını, 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL itibar ve 60.000,00 TL manevi tazminat ve ayrıca davalının müvekkilinin markası ve işletmesi hakkında tekzip videosu yayınlamasını talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı …’in beyanında: davacının iş yeri bünyesinde çalıştığını, dava konusu yorumların yapıldığı dönemde de şirkette çalışmakta olduğunu, o dönem müşteri hizmetleriyle ilgileniyor olduğunu, yorumun yapıldığı dönemde sipariş iptallerinin gelmeye başladığını, bu iptallerin öncelikle davalının çekmiş olduğu videonun altındaki yorumlarda mevcut olduğunu, ayrıca özellile iptallerin sebeplerini öğrenmek için aradıklarında müşterilerin videoyu izledikten sonra almaktan vazgeçtiklerini söylediklerini, bu hususa bizzat şahitlik etiğini, bizim aramalarımız dışında da bizi arayarak sipariş iptallerini izledikleri video nedeniyle yaptıklarını söyleyen müşterilerin de olduğunu, hatırladığı kadarıyla 25-30 taneden fazla iptal gerçekleştiğini, dava konusu videoyu izlediğini, hatırladığı kadarıyla davalı tarafın videoda “bu marka kalitesiz, ürünün ışıkları ve dikişleri kalitesiz ve bu ürün rezalet” şeklinde yorumlarda bulunduğunu beyan ettiği görülmektedir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından sosyal medyada yapıldığı iddia edilen paylaşımlar nedeniyle davacının kişilik haklarına saldırı ve haksız rekabette bulunulduğu ileri sürülerek açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce ticaret sicil kayıtları celp edilmiş, davacı tanıkları dinlenmiş, bilirkişi raporu alınmış, taraf delilleri toplanmıştır.
Davacı vekili, davalının sosyal medya hesaplarında yapmış olduğu paylaşım ile müvekkilinin kişilik haklarına zarar verdiğini ve aynı zamanda TTK.nun 55 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet niteliğinde olduğunu ileri sürmektedir.
Davanın dayanağı, TMK’nin 24-25, TTK’nin 54/2, 55(1), 56/1-e ve TBK’nin 58. Maddeleridir.
Bilindiği üzere; 6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesi gereğince kasten başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. 6098 Sayılı TBK 50/1 maddesine göre zarar gören zararını ve zarar görenin kusurunu ispat yükü altındadır. Kişilik hakkı hukuka aykırı bir şekilde zedelenen kişinin Aynı Kanunun 58. maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25 inci maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır.
Tüzel kişinin ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığı saygınlık, onun kişisel değerleri içinde yer alır. Ticari şeref ve haysiyetin çiğnenmesi, onun ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarsabilir. Ekonomik itibar da tüzel kişinin şeref ve haysiyetinin bir görüntüsüdür. Tüzel kişinin ekonomik faaliyetleri de toplum tarafından değerlendirilmektedir. Tüzel kişinin kişilik haklarından olan onur ve saygınlığı onun korunan değerlerinin başında gelir. Gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul edilmektedir. (HGK 22/01/2016 tarih, 2014/4-213 E., 2016/70 K. sayılı kararı). (HGK 01.02.2012 tarih, 2011/4-687 E. 2012/26 K.) Tüzel kişi kurumsal kültürünün bir parçası olarak sosyal sorumluluk üstlenmiş ise onur ve saygınlığın “sosyal itibar” ve “ticari itibar” yönleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Öte yandan, ifade özgürlüğü; haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilme, düşünce, tavır ve kanaatlerinden dolayı kınanmama ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilme, anlatabilme, savunabilme, başkalarına aktarabilme ve yayabilme imkânlarına sahip olma anlamlarına gelir. İfade özgürlüğü; aynı zamanda demokratik toplumun temelini oluşturan, toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel unsurlardan olup bu özgürlük, sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil; incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü; yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); Von Hannover/Almanya, B. No: 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012).
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok kararında, Sözleşme’nin 10/1. fıkrasında güvence altına alınan ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun ana temellerinden birini ve yine bu toplumun gelişmesi ve her bireyin kendini geliştirmesi için esaslı şartlarından birini oluşturduğunu hatırlatarak ifade özgürlüğünün, Sözleşme’nin 10/2. fıkrasının sınırları içinde, sadece lehte olan veya muhalif sayılmayan veya ilgilenmeye değmez görülen “haber” veya “fikirler” için değil, ama aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haberler veya fikirler için de uygulandığını, bunun, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olduğunu, bunlar olmaksızın “demokratik toplum” olamayacağını belirtmiştir.
Somut olayda davacı taraf; davalının yayınladığı video ile davacının satışını gerçekleştirdiği ürünler hakkında “ne kadar basit ve çakma koltuklar ürettiklerini, vasat işçilik” yorumunu yaptığını, bu hususun haksız bir şekilde müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediğini ve bu nedenle zarara uğradığını iddia etmektedir.
Mahkememizce davalı tarafından yayınlandığı iddia edilen video içeriği tespit edilemediğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 23/12/2022 tarihli raporda özetle; dava dilekçesi ve eklerinden davaya konu videonun” https://www….” uzantılı -…. isimli video paylaşım sosyal medya platformunda yayınlandığının anlaşıldığı, “https:/www….” uzantılı URL adresine girildiğinde “Video kullanılamıyor” ve “Bu video özeldir” uyarısı ile karşılaşıldığı, yani ilgili URL adresindeki içeriğin / videonun kaldırıldığı / silindiği veya videoyu paylaşanın videoyu yalnızca belirli bölge yada kişiler arasında paylaşıma açmış olabileceği, dava dilekçesi ve eklerinden davaya konu videonun paylaşıldığı “…” isimli …. hesabında paylaşılan videolar arasında davaya konu videonun yer almadığı, “https://www…. uzantılı” URL adresi ara motorunda sorgulandığı, sorgu sonucunda ilgili videonun yayınlandığı internet adresin yönlendirme amaçlı farklı web platformlarında adı geçmediği, web sayfaların arşivlenmiş sürümlerine ulaşma olanağı sağlayan https://…. uzantılı web aracı üzerinden https://www… uzantılı URL adresi sorgulandığında, ilgili URL adresi için arşivlenmiş bir web sürümüne ulaşılamadığı, ayrıca google arama motorunda “ … …” ibaresi ile arama yapıldığında, sonuç ekranında https://…. uzantılı URL adresinin içeriklerine yönlendirme yaptığı, söz konusu linke girildiğinde; davalının mikroblog ve sosyal ağ hizmeti olan Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde kayıtlı “… (….)” adlı hesabında, 19/01/2020 ve 02/02/2020 tarihlerinde davaya konu olan videonun paylaşıldığı URL adresini kaynak göstererek / yönlendirme yaparak “….” açıklamalarına yer verdiği hususların tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; her ne kadar bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere davalı tarafından yayınlanan videonun içeriğine ulaşılamıyor olsa da davacı tanığının görgü ve bilgisine göre davalı tarafça davacı şirketin ürünleri hakkında “…” isimli video sitesinde paylaşım yapıldığı ve davacının ürünleri hakkında “bu marka kalitesiz, ürünün ışıkları ve dikişleri kalitesiz ve bu ürün rezalet” şeklinde olumsuz yorum ve tespitlerde bulunulduğu görülmektedir.
Ancak her ne kadar davalı tarafın yorumlarının sabit olduğu Mahkememizce kabul edilmiş ise de bu husus tek başına davacı tarafın ticari itibarının zedelendiğini ispata yeterli ve elverişli değildir. Zira davacı tarafın satmış olduğu ürünlerin “oyuncu koltuğu” olması nazara alındığında bu ürünlerin sosyal medyada aktif olarak bulunan ve yer alan “oyuncular” tarafından kullanılmak üzere satın alınacağı kuşkusuzdur.
Buna göre davacı tarafın iş yaptığı sektör, satışlarını gerçekleştirdiği kitlenin nitelikleri dikkate alındığında sosyal medya platformundan ve davalı tarafından yapıldığı iddia edilen yorumlara “ağır eleştiri” kapsamında kaldığı, davacı tarafın davalının yapmış olduğu nitelikte bir yoruma katlanmak zorunda olduğu, bu hususun müşteri portföyü nazara alındığında kaçınılmaz olduğunu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu doğrultuda davalı tarafından yapılan yorumların davacı tarafın ticari itibarına ve manevi zararına sebep olmayacağı, eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla davacı tarafın tecavüzün önlenmesi ve manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın maddi tazminat talebinden 16/09/2022 tarihli duruşma feragat ettiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’ nın 311/1. fıkrası gereği feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurması ve 6100 sayılı HMK’ nın 309/2. maddesi gereği hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaması sebebiyle maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının itibar tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca İstanbul Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2023

Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır