Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1046 E. 2023/595 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1046 Esas
KARAR NO : 2023/595

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/06/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 30.10.2019 tarihinde davalı … San. Tic. A.Ş adına kayıtlı … plakalı dorse ve … çekici sürücüsü … ile … plakalı motosiklet sürücüsü müvekkili … arasında meydana gelen yaralamalı trafik kazasında müvekkilinin ağır bir şekilde yaralanmış olduğunu, olay esnasında müvekkilinin bilinci yerinde olmadığı için ifade verememiş ve davalı tarafın beyanı ile soruşturma yürütülerek kazada müvekkilinin kusurlu gösterilmiş olduğunu, kazaya ilişkin Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayısı ile soruşturmanın devam etmekte olduğunu, kaza tespit tutanağının müvekkilinin yokluğunda ve tek tarafın beyanı ile hatalı olarak düzenlenmiş olduğunu, kaza tespit tutanağında her ne kadar müvekkilinin dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle virajı alamayarak tır’a çarptığı ve kazanın meydana geldiği ve müvekkilinin asli kusurlu olduğu anlatılmış ise de bu hususun doğru olmadığını, asıl şerit ihlalinin davalı tır sürücüsü tarafından yapılmış olduğunu, tır sürücüsünün müvekkiline geçiş hakkı tanımamış ve virajı alabilmek için gerekli mesafeyi kapatarak müvekkilinin kaza yapmasına neden olmuş olduğunu, olay yerinde keşif yapılarak yolun yapısının da müvekkilinin arkasından gelen motosiklet sürücüsü ve müvekkilinin hemen arkasındaki yolcu olan …’ın dinlenmek suretiyle kusur durumunun yeniden belirlenmesi gerektiğini, davacı müvekkilnin üniversite öğrencisi olduğunu, bu kaza sonucunda ağır yaralanmasıyla ilgili olarak, vücudunun neredeyse tüm kemikleri kırılmış ve 20’den fazla ameliyat edilmiş ve halen sağlığına tam anlamıyla kavuşamamış olduğunu, geçirdiği ameliyatlar sonucu ailesiyle birlikte maddi ve manevi olarak çökmüş olduklarını, çocuklarının hayatta kalabilmesi ve iyileşebilmesi için ailesinin varını yoğunu satmış ve işlerini güçlerini terk ederek evlatlarının başında durmuş ve beş yüz bin TL’den fazla ameliyat ve tedavi masrafı harcamış olduklarını, gelir kaybına maruz kalmış ve yol masrafları da yapmış olduklarını, davacının bu yaralanması nedeniyle, kaza tarihinden bugüne hastaneden çıkamamış yüzlerce kez tetkik, röntgen, ultrason, tomografi türünden tetkikler yapılmış, vücudunun ayaklarında, kollarında vesair değişik yerlerinde ve kaburgalarında oluşan kırıklar nedeniyle, uzunca süredir tedavi gördüğü halde davacının halen iyileşememiş olduğunu, kaburgalarının ve köprücük kemiğinin kırılması ve vücudundaki zedelenmeler nedeniyle, davacının geceleri uyuyamamış, gündüzleri de bu acıya dayanabilmek için onlarca ilaç içmek zorunda kalmış olduğunu, dava şartı arabuluculuk davalıların ödeme yapmak istememeleri nedeniyle anlaşamama şeklinde sonuçlanmış olduğunu, manevi tazminat olarak talep ettikleri miktarın, müvekkilinin eski sağlığını geri getirmeyecek, ancak, yaşam arzusunun biraz canlanmasına belki vesile olacak olduğunu, kazadan sonra ağır şekilde yaralanıp günlerce yoğun bakımda yatan ve çalışamaz durumda olan davacının yargılama harç ve giderlerini ödeyemez duruma gelmiş, ayrıca adına kayıtlı taşınır-taşınmaz herhangi bir mal varlığı da bulunmadığını, bu nedenle davacının adli yardımdan yararlandırılarak yargılama boyunca harç ve giderleri ödemekten bağışık tutulmasına karar verilmesini talep ediyor olduklarını beyanla; öncelikle, dava sonucunda hükmedilecek mali hakların alınmasını sağlamak ve davalının kazaya neden olan aracın başkaları üzerine devrini önlemek için davalı … San. Tic. A.Ş adına kayıtlı … plakalı çekici ve … plakalı dorsenin trafik kayıtları üzerine üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, İht.tedbir kararının infazı için UYAP”tan ihtiyati tedbir şerhin işlenmesi ile kararın İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne bildirilmesine, kazanın nasıl gerçekleştiğinin ve kusur durumunun tespiti amacıyla duruşma günü beklenmeksizin kaza mahallinde mahkemece trafik bilirkişi ile keşif yapılması ve kusur durumunun tespitine, Çatalca CBS’nin ….. sayılı soruşturma dosyası aslının veya onaylı bir suretinin dosya arasına alınmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, davalı …. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının yapmış olduğu tazminat talepli başvuru ile ilgili bilgi ve belgelerin istenilmesine, davalı ….Sigorta şirketine müzekkere yazılarak … plakalı çekici ve … plakalı dorsenin kaza tarihini kapsar …. nolu ZMSS Poliçesinin onaylı suretinin gönderilmesinin istenmesine, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne (T.C kimlik Nosu belirtilmek suretiyle TC:…..) müzekkere yazılarak davacının 30.10.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı herhangi bir tazminat alıp almadığı hususunun sorulmasına, …. Üniversitesi ….. Hastanesine – …. Hastaneler Kompleksine – …. Hastanesine -….Hastanesine – …. Hastanesi, ayrı ayrı müzekkere yazılarak müvekkilinin TC kimlik numarası da belirtilmek suretiyle kaza tarihinden bugüne kadar olan tüm tedavi evrakları, sevk evrakları ve epikriz raporlarının ve tüm tedavi faturalarının istenilmesine, söz konusu kazadan sonra vücudunda oluşan çeşitli kaburga kırıkları nedeniyle davacı çalışamaz durumu gelmiş olup yargılama harç ve giderleri ile dava masraflarını ödeyememekte olduğunu, ekte sunmuş oldukları muhtarlıktan alınan fakirlik evrakına istinaden davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek tüm yargılama boyunca yargılama harç ve giderlerinden bağışık tutulmasına karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ” 10 TL çalışma gücü kaybı, 10 TL iş gücü kaybı, 10 TL geçici- 10 TL kalıcı iş görmezlik, 10 TL güç kaybı tazminatı, 10 TL tedavi giderleri, 10 TL meslekte kazanma gücü kaybı, l0 TL ulaşım ve 10 TL bakıcı yardımı gideri, 10 TL sağlık için harcanan diğer giderler.” olmak üzere, 100 TL maddi tazminatın(tüm davalılar yönünden), 50.000 TL manevi tazminatın (işleten ve sürücü yönünden) olmak üzere, toplamda 150.100,00 TL’nin, işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinden; sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Sigorta Şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen, 04.12.2018-2019 vadeli …. poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, öncelikle davacı … iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, davaya konu talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ediyor olduklarını, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu olayda kusursuz olduğunu, kaza sırasında sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılmasını talep ediyor olduklarını, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkili şirketin işletenin sorumluluğu bulunmaması karşısında sorumluluğu bulunmayacağını, HMK 6. madde gereği yetkili mahkemenin davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ediyor olduklarını, Bölge müdürlüğünün şube olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tüzel kişiliği, poliçe düzenleme yetkisi ve hasar ödeme yetkisi bulunmadığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini talep ediyor olduklarını, işbu rapor temin edildiğinde de görüleceği üzere davaya konu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ediyor olduklarını, sürücünün tali kusurunun tespiti halinde ise TBK md 52 ” Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” çerçevesinde davacı … kusuru nazara alınarak tazminatın kaldırılmasını talep ediyor olduklarını, davaya konu kaza neticesinde zararın oluşmasında davacı … ağır kusuru bulunmadığını, davacının kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat etmekte olup bu tutumu neticesinde maluliyetinin ortaya çıkmış olduğunu, bu hususun zarar ile kaza arasındaki illiyet bağını koparmış olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacının zararının SGK tarafından karşılanma ihtimali de mevcut olup davanın SGK’ya da ihbar edilmesini talep ediyor olduklarını, ihbar dilekçesinin ekte olduğunu, davaya konu olayın haksız fiil niteliğinde olup ticari iş söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı … ticari faiz taleplerinin reddi gerektiğini, ticari faiz talebinin tamamen haksız olduğunu, zira davacı … açısından ticari iş söz konusu olmadığını, TTK’da yapılan değişiklik gözden kaçmış olup sigortalının tacir olması hallerinde halen ticari faize hükmedilmekte olduğunu, davaya konu edilen kazadan dolayı açılan ceza soruşturma ve kovuşturma dosyasının celbini talep ediyor olduklarını, davacı … ceza dosyasında şikayetçi olmadığını, Yargıtay …. HD. … E. … K. sayılı ilamında ceza davasında şikayetçi olmayan kişinin beyanının yorumlanması gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, zira işbu beyan maddi tazminattan zımnen feragat olarak yorumlandığı müddetçe, beyanda bulunanın ayrı bir dava ile maddi tazminat talep edemeyeceğinin hükme bağlanmış olduğunu, bu gerekçe ile, davacının şikayetçi olmadığına dair beyanının incelenmesini ve işbu beyan maddi tazminat isteme hakkından feragati içeriyorsa, davanın reddini talep ediyor olduklarını, davacı … kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını talep ediyor olduklarını, davacı … maluliyet oranının; 01.06.2015 yürürlük tarihli ZMM Genel Şartları A.5.c maddesi ile 2918 sayılı KTK md.90 gereği, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına ilişkin yönetmelik” hükümlerine göre belirlendiğinin görülmüş olduğunu, 20.02.2019 tarihli “ERİŞKİNLER İÇİN ENGELLİLİK DEĞERLENDİRMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK” ile önceki yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olduğundan güncel mevzuata göre rapor hazırlanmasını talep ediyor olduklarını, değişen poliçe genel şartlarıyla geçici iş göremezlik taleplerinin de SGK’nın sorumluluğuna bırakılmış olduğunu, nitekim, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereği geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatına alınmış, ayrıca sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığının açıkça belirtilmiş olduğunu, davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve zararın da kaza ile illiyetinin tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini talep ediyor olduklarını, aktüer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini, hesaplamaların TRH tablosu ve 1,8 teknik faiz ile “aktüeryal yöntem” kullanılarak yapılması gerektiğini, nitekim hesaplama yöntemine ilişkin yasa boşluğunu dolduran 7327 sayılı yasanın 24. Maddesi, “bu kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer” düzenlemesiyle hükümlerin derhal uygulanması kuralını bir kez daha vurgulamış olduğunu, trafik sigortasının yalnızca kişinin uğradığı bedensel zarar nedeniyle hesaplanacak maluliyet kaynaklı bedensel zararını kapsamakta olup, bunun haricindeki dolaylı zararlar, tedavi giderleri ve bilimum munzam zararın müvekkili şirketten talep edilmesinin usul, yasa ve genel şartlar gereği mümkün olmadığını, 25.02.2011 tarihinden itibaren geçmişe yönelik olarak tedavi gideri talepleri yönünden davacının müvekkili şirketten talep hakkı bulunmayıp, bahsi geçen zararın tazmini için SGK’ya başvurulması gerektiğini, talep edilen afaki bakıcı ücreti talebine itirazlarını ileri sürüyor ve kaza sonucunda bakıcıya ihtiyaç duyulup duyulmadığının uzman bilirkişi marifetiyle tespitini talep ediyor olduklarını, geçici iş göremezlik zararının, kendiliğinden bakıcı gideri zararı oluşturmadığını, bakıcıya ihtiyaç duyulmasının, çalışamamazlık durumundan daha ağır ve ileri derecede yaralanmaların sonucu olduğunu, kaldı ki davacı geçmiş döneme dair bakıcı gideri talep ettiğinden, bakıcı tuttuğunun ve ilgili giderlerin yapıldığının ispatı gerektiğini, ilgili hususlar ispat edilemediğinden afaki bakıcı giderinin reddini talep ediyor olduklarını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.1. Maddesinde, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına” sebep olunmasının teminat altına alındığının görülmekte olduğunu, dolayısıyla Poliçe teminatının üç boyutu bulunduğunu: Bir kimsenin ölümü; bir kimsenin yaralanması veya bir şeyin hasara uğraması şeklinde olduğunu, Yargıtay yerleşik kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, trafik sigortasının (ZMM); yalnızca aracın verdiği doğrudan maddi zararı temin ettiğini, dolayısıyla davacı … ulaşım gideri istemlerinin dolaylı bir zarar olup sigorta şirketinin dolaylı zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, nitekim ZMM Genel Şartları A-3 maddesi (m) bendinde “Dolaylı zararlar”ın teminat dışı olduğunun açıkça belirtilmiş olduğunu, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının mahkememizce tespit edilmesi gerektiğini, bilindiği üzere eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirkete rücu imkanı doğmakta olduğunu, müvekkili şirketin davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, bu çerçevede SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini talep ediyor olduklarını, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmamış olduğunu, temerrüt süresinin delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, zira Yargıtay yerleşik içtihatları ve Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereği, zararın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce Sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini beyanla; davanın usulden yetkisizlik nedeniyle reddi ile yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, esasına girildiği takdirde, davaya konu talebin zamanaşımına uğraması, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle, meydana geldiği iddia edilen zararın kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, davacı … müterafik kusurunun nazara alınmasına, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasına, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Madencilik San. ve Tic. A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın belirsiz alacak davası ikame etmesinde hukuki yarar bulunmamakta olup davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının huzurdaki dava ile meydana gelen trafik kazası sonucunda maddi olarak zarara uğradığını, 20 defadan fazla ameliyat geçirdiğini ve bu ameliyatlar ile tedavi 500.000 TL ‘den fazla ödeme yaptıklarını iddia etmekle birlikte şimdilik 100,00 TL’nin davalılardan müşterek tazmin edilmesini talep ve dava etmekte olduğunu, ancak davacı tarafın talepleri belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davası ikame etmesinde hukuki yararı bulunmadığını, somut uyuşmazlıkta davacı taraf her ne kadar huzurdaki davayı belirsiz alacak davası olarak ikame etmiş ise de dava dilekçesinde alacağını tam olarak hesapladığını ikrar etmiş ve dava dilekçesinde tam alacağının 500.000 TL’den fazla olduğunu belirtmiş olduğunu, davacının hâlihazırda dava ikame edilirken alacağını tam hesaplamış iken huzurdaki davanın belirsiz alacak olarak ikame edilmesinde davacının hiçbir hukuki yararı bulunmamakta olup davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, davacının dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere dava konusu kazanın 30.10.2019 tarihinde gerçekleşmiş olup kaza tespit tutanağında kazaya karışan kişilerin ve araçların bilgilerinin mevcut olduğunu, dava ikame tarihi ile birlikte davacı tarafın talepleri zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin 85 yılı aşkın süredir yer altı ve yer üstü tüm maden ve tabii kaynakları mevcut kanunlara uygun olarak çıkartmak, işlemek, alım satımı işi ile başta madencilik olmak üzere mermercilik, beton ve asfalt sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili şirketin bu faaliyet alanları kapsamında yüzlerce işçi istihdam etmekte olup diğer davalı …’ın da bu işçilerden biri olduğunu, 30.10.2019 tarihi saat 09.45 sularında ise ….. Mahallesi istikametinde … plakalı motor sürücüsü davacı …’un, tecrübesizliği ve dikkatsizliği neticesinde virajı alamayarak diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici trafik kurallarına uygun şekilde seyir halindeyken çekicinin arka tekerine çarpmış ve savrularak şarampole düşmüş olduğunu, meydana gelen kazada davacı …’un, yaklaşık 40 metre sürüklenmesi sonucunda yaralanmış ve olay yerine gelen ambulans ile hastaneye sevk edilmiş olduğunu, 30.10.2019 tarihli kazanın, tespit tutanağında açıkça resmedildiği ve izah edildiği üzere davacı …’un 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-A sayılı bendine aykırı davranması neticesinde meydana gelmiş olup, kazaya ilişkin gerek müvekkili şirketin gerekse de diğer davalı …’ın herhangi bir kusuru bulunmadığını, huzurdaki davaya konu edilen olayda müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmamakta olup, davanın müvekkili şirket bakımından reddi gerektiğini, müvekkili şirketin meydana gelen vakıaya ilişkin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi davaya konu kazanın meydana gelmesine müvekkili şirketin sebebiyet vermemiş olduğunu, meydana gelen kazaya müvekkil şirkete ait … plakalı çekiciyi kullanan diğer davalı …’ın sebebiyet vermediğinin kesinleşen kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar kaza tespit tutanağının taraflı şekilde tanzim edildiğini, asıl ihlalin diğer davalı … tarafından yapıldığını, …’ın davacıya geçiş hakkı tanımadığını ve davacının virajı alabilmesi için gereken mesafeyi kapattığını bu durumun davacının motorunun arka koltuğunda oturan dava dışı …’ın beyanları ile ispat olunacağını iddia etmekte ise de bu iddiaların olağan hayat ve hukuk çerçevesinde bir karşılığı bulunmadığını, nitekim bahsi geçen kazanın gerçekleşmesine binaen düzenlenen tutanakta söz konusu kazanın meydana gelme şekli, tarafların kusuru şüpheye mahal vermeyecek şekilde izah edilmiş olup davacı tarafın bu tutanağa karşı başvurduğu herhangi bir hukuki yol bulunmamakta iken aradan yaklaşık iki buçuk sene sonra ikame edilen işbu dava kapsamında dinletilecek tanık ile kazanın meydana geliş şeklinin aydınlatılabileceği iddiasının abesle iştigal olduğunu, kaldı ki kaza tespit tutanağına süresi içerisinde itiraz dahi edilmemiş olup, kaza tespit tutanağının kesinleşmiş olduğunu, kazaya karışan araç müvekkili şirkete ait ise de kazanın meydana gelmesine müvekkili şirket sebebiyet vermediği gibi müvekkili şirketin olası bir kazanın meydana gelmesini önleyecek bütün tedbirleri eksiksiz şekilde almış olduğunu, diğer davalı …’ın ise gerek yaşı, gerekse kıdemi dikkate alındığında tecrübeli bir personel olup özlük dosyası evrakları incelendiğinde müvekkili şirketin iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili alabileceği bütün tedbirleri almış olduğu ve diğer davalı …’a gerekli tüm eğitimleri vermiş olduğunun görülecek olduğunu, öncelikle davacının zarara uğradığını iddia ettiği vakıa ile müvekkili şirket arasında uygun illiyet bağının varlığına ve var ise meydana gelen olaydaki kusuruna bakmak gerektiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ile dava konusu olayda davalı olarak gösterilen müvekkili şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığının tespit edilecek olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın uğradığı maddi ve manevi zararlara ilişkin mahkememize somut hiçbir delil ibraz edememiş olduğunu, davacı tarafın somut hiçbir delil sunmaksızın dava dilekçesi ile meydana gelen kaza neticesinde davacının çalışma gücü kaybına uğradığı, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri meslekte kazanma gücü kaydı giderlerinin ödenmesini talep ve dava etmekte olduğunu, ne var ki davacı tarafın bu taleplerine dayanak gösterebileceği yazılı bir delili mahkememiz dosyasına sunamadığı gibi dava dilekçesinde kaza tarihinde davacının öğrenci olduğunu belirtmesine rağmen geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talep etmekte ise de davacının malul kaldığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edememiş olduğunu, dava konusu vakıa sebebiyle davacı tarafca talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, müvekkili şirkete kusur atfedilemeyeceğine dair savunmaları baki kalmak kaydıyla davacı tarafça talep olunan manevi tazminata miktar bakımından da itiraz etmeleri gereği hâsıl olduğunu, zira olayın oluş şekli ve davacı tarafça talep edilen manevi tazminat miktarının çok yüksek ve kabul edilebilir olmadığını, davacı dava dilekçesinde davacının zorlu bir tedavi süreci geçirdiği ve tedavi süresince derin bir acı, elem ve ıstırap duyduğundan bahisle manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de davacının sürekli malul kaldığı ve/veya maluliyet oranın tespitine yönelik tereddütte mahal vermeyecek delil niteliğini haiz bir rapor ibraz edilmemiş olduğunu, kabul anlamında gelmemek kaydı ile Yargıtay’ın da birçok içtihadında yer vermiş olduğu görüşü manevi tazminat miktarı hesaplanır iken lehine tazminata hükmedilen kişinin zenginleşmesine sebep olmayacak miktarların belirlenmesi olduğunu, bu itibarla davacının huzurdaki dava ile talep ettikleri manevi tazminat taleplerinin kabulü halinde bu durumun davacıların sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağı aşikâr olduğundan taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; fazlaya ilişkin yasal hakları saklı kaydı ile haksız davanın müvekkili şirket bakımından reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap verilmediği, 06/06/2023 tarihli duruşmaya iştirakle dava konusu kazada kusurunun bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, işletene ve ZMMS sigorta şirketine karşı geçici ve kalıcı işgörmezlik tazminatı, bakıcı gideri, ulaşım masrafı, sağlık giderleri ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın tarafların kusur durumu, davacının geçici ve kalıcı maluliyetinin bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise oranı, bakıcı ve sağlık gideri ile ulaşım masrafı talep edilip edilmeyeceği, miktarı, tazminatın davalılardan talep edilip edilmeyeceği, talep edilen miktarların teminat kapsamında kalıp kalmadığına ilişkindir.
Dosyanın mahkememize Çatalca …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarih ve …. Esas … Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Kazaya ilişkin olan ve dava dilekçesinde delil olarak dayanılan Çatalca CBS ….. Sor. Sayılı dosyası celp edilmiş olup incelenmesinde şüpheli davalı …’ın kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verildiği, dosya kapsamında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi …. tarihli raporu uyarınca şüpheli Sürücü …’ın kusursuz olduğu, müşteki sürücü …’un asli kusurlu olduğu tespit edilerek rapor tanzim edildiği ve verilen takipsizlik kararının davacı müşteki tarafından itiraz edilmesi sonucu Silivri Sulh Ceza Hakimliği … D.İş sayılı dosyası ile itirazın kesin olarak reddine karar verildiği, böylelikle kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davacının ATK …. İhtisas Kuruluna sevki ile kaza nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyetinin oluşup oluşmadığı, tıbbi iyileşme süresi ve mevcutsa kalıcı maluliyet oranının tespiti ile rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, ATK İstanbul …. Adli Tıp İhtisas Kurulu 10/10/2022-…. Karar ve …. A.T.Nolu raporda özetle; kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde; ….. 30/11/2019 yatış ve 21/11/2019 çıkış tarihli, …. nolu epikriz raporunda; motosiklet kazası, bilinç konfüze, uykuya meyilli olduğu, alın sağda yüzeyel sıyrık, kafa travması ve hemorajik şok olduğu, radyolojik tetkiklerde, sol femur şaft deplase kırık, sağ tibia fibula şaft deplase açık kırık, sağ medial malleolde kırık, tibia lateralinde avülsiyon kırığı, C7-T11 spinöz proçes fraktürü, T1 vertebradaki kırık hattının laminadan geçtiği, klavikula fraktürü, sağ 1. kot kırığı izlendiği, entübe edildiği, sağ tibialis posteriorda akım bifazik izlendiği cerrahi müdahale düşünülmediği, sağ tibia ve sol femurdaki fraktürler için eksternal fiksatör kurulduğu, tekrarlanan debridman ve vac uygulaması ile takip edildiği, serviste takip edildikten nöbet geçirmesi üzerine epilepsi ve tetanoz ayırıcı tanısı amacıyla yoğun bakım ünitesine yatışının yapıldığı, menenjit profilaksisi yapıldığı, EEG doğal olduğu, 16/11/2019 tarihinde yara debridmanı yapıldığı, kültür alındığı, antibiyoterapisi düzenlenerek plastik cerrahiye devredildiği, sağ kruriste defekti olan hastanın, defekt alanının debride edildiği, vac uygulandığı, defekt alanında oluşan poşa dren uygulandığı, hastanın kendi isteğiyle taburcu edildiği, …. Hastanesinin 21/11/2019 yatış ve 24/11/2019 çıkış tarihli, …. hasta nolu epikriz raporunda; trafik kazası sonrası yoğun bakım ünitesi yatışı olan ve ekstrenal fiksatör ile opere edilen hastanın yatışının yapıldığı, sol femoral ve sağ tibial eksternal fiksatör mevcut olduğu, sol expinlerden kötü kokulu akıntı mevcut olduğu, sağ eksterneal fiksatör orta pin geçtiği alanın yer yer nekrotik granüle kirli zemin olduğunun görüldüğü, BT anjioda bilateral alt ekstremite arterlerinin oklüde olduğunun görüldüğü, dahiliye servine devredildiği, …. Hastanesinin 10/06/2020 yatış ve 16/06/2020 çıkış tarihli, … nolu epikriz raporunda; sağ femur diafizde ve sağ tibia diafizde malunion tanısıyla operasyon amacıyla yatışının yapıldığı, sağ ayakta düşük ayak, solda aşil tendon sertliği olduğu, sol kruris posteriorda krutlanmış kuş gözü deformitesi olduğu, sağ femur ve tibiaya düzeltici malunion ve intramedüller kilitli çivi ile reosteosentez yapıldığı, …. Hastanesinin 18/03/2020 yatış ve çıkış tarihli, … dosya nolu epikriz raporunda; kaynaması tamamlanmış olan hastanın yatışının yapıldığı, sol femur ve sağ tibiadan eksternal fiksatörlerin çıkarıldığı, …. Hastanesinin 06/04/2021 yatış ve 07/04/2021 çıkış tarilhi, …. dosya nolu epikriz raporunda; sol bacakta psoterolateralde kronik akıntılı iyilşemeyen 2x2x3cm boyutunda kronik yara, çevresinde masif skar ve tabanında granülasyon mevcut olduğu, yara alanın eksize edildiği, fleple onarıldığı, Kurullarının 18/07/2022 tarihli muayenesinde; motosiklet kazası geçirdiği, kafa arkasında kırık, sol uylukta kırık, kaburga kırığı, omurga kırığı, sağ kaval kemiğinde parçalı kırık, fibula kırığı, ayak bilek kırığı, sağ köprücük kemiği kırığı, sağ bacağa deri nakli yapıldığı, ameliyat olduğunu, sağda düşük ayak olduğunu, sol dizinin katlanmadığını, sol ayak parmakta tetik parmak olduğunu, platinlerin ağırlık yaptığını, ayakta uzun süre durduğunda ödem olduğunu söylediği, yapılan fiziki muayenesinde, sol kaş orta medialinin 1,5cm üzerinde 2×0,1cm boyutunda cille aynı renk ve ciltten hafif çökük nedbe, parietooksipital bölgede, 2cm çaplı civar dokudan çökük skar alanı, sağ uyluk proksimal anteriorda 7x6cm boyutunda ve bunun altında 14x12cm boyutunda nedbe (greft alındığını söylediği), sağ uyluk posterior distalde 6x2cm, 8x5cm ve 2x2cm boyutlarında 3 adet nedbe, sol femur lateralde 16x1cm, proksimalde 1 adet 3x3cm ve 3 adet 2x2cm boyutlarında skar, sol femur distalde 7x2cm boyutunda skar, sağ tibia anteromedial orta hatta 15x14cm boyutunda skar alanı (greft nakledildiğini söylediği), sağ tibia anteromedial distalde 14×1,5cm boyutunda nedbe, sağ kruris lateralde 10x6cm boyutunda nedbe, sol kruris posteriorda30x1,5cm boyutunda düzensiz şekilli nedbe izlendiği, Nöroloji muayenesinde; sağda düşük ayak, sol ayak tabanında iğnelenme, sağ bacakta his kaybı olduğu, üniversite mezunu olduğu, şu anda çalışmadığı, bekar olduğu, bilinç açık, kooperasyon tam, oryantasyon tam olduğu, dominant el sağ, nöbet olmadığı, ilaç kullanmadığı, kranial sinir muayenesi doğal olduğu, kas gücü bilateral üst ekstremitelerde tam olduğu, sağ bacak ve diz kas güçleri bilateral tam olduğu, sol ayak bileği kas güçleri tam olduğu, sağ ayak dorsifleksiyon 3/5, plantar fleksiyon 5/5 olduğu, sağda topukta yürüyemediği, kas tonusu: normotonik, taban derisi ve patolojik refleks: F/F, trofik değişim olmadığı, derin tendon refleksleri ++/++, serebellar ve esktrapiramidal sistem muayenesi doğal, postür ve yürüyüş: yardım ve desteksiz ayağa kalktığı, bağımsız yürüdüğü, sağda hafif stepaj yürüyüşü olduğu, konuşma normal olduğu, yüzeyel duyu kusuru sağ kruris distalinde hipoestezi ifadesi, sfinkter kusuru olmadığı, Ortopedi muayenesinde, sol ayak tüm parmaklarda çekiç parmak deformitesi izlendiği, sağ omuz fleksiyon 180 derece, ekstansiyon 60 derece, abduksiyon 180 derece, adduksiyon 60 derece, iç rotasyon 80 derece, dış rotasyon 60 derece olduğu, sol omuz fleksiyon 180 derece, ekstansiyon 60 derece, abduksiyon 180 derece, adduksiyon 60 derece, iç rotasyon 80 derece, dış rotasyon 60 derece olduğu, alt ekstremite uzunlukları sağ 105cm, sol 104cm olduğu, sağ kalça fleksiyon 110 derece, ekstansiyon: 0 derece, abduksiyon: 40 derece, adduksiyon: 30 derece, iç rotasyon: 30 derece, dış rotasyon: 40 derece olduğu, sol kalça fleksiyon 110 derece, ekstansiyon: 0 derece, abduksiyon: 30 derece, adduksiyon: 30 derece, iç rotasyon: 20 derece, dış rotasyon: 40 derece olduğu, sağ diz fleksiyon: 120 derece, ekstansiyon: 0 derece olduğu, sol diz fleksiyon: 50 derece, ekstansiyon: 0 derece olduğu, sağ ayak bileği dorsifleksiyon: 10 derece, plantar fleksiyon: 50 derece, inversiyon 15 derece, eversiyon 10 derece, sol ayak bileği dorsifleksiyon: 10 derece, plantar fleksiyon: 50 derece, inversiyon 15 derece, eversiyon 10 derece, servikal, torakal, lomber vertebra eklem hareket açıklıkları tam ölçüldüğü, dosyaya ekli grafilerin Kurullarınca incelenmesinde; “30/10/2019 tarihli BT’lerde C7 ve T1 spinöz proçeslerde kırık, sol femur orta diafizde kırık, sağ tibia fibula orta diafizde kırık, 13/06/2022 tarihli grafide sağ tibia fibula diafizde kaynamış kırık sekelleri, tibiada İMÇ ile tespit, sol femurda kaynamış kırık sekeli İMÇ ile tespit mevcut olduğu” tespit edildiğine göre; SONUÇ OLARAK; mevcut belgelere göre; …’un 30/10/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 20/02/2019 tarih, 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde; Deri, Hipertrofik skar ve keloid, Hafif, özürlülük oranı %5, Kas-İskelet Sistemi, Omurgaya ait sorunlar, Servikal omurganın özür oranları, Tablo 1.2, Kategori II’ye göre özürlülük oranı %8, Kas-İskelet Sistemi, Omurgaya ait sorunlar, Torakal omurganın özür oranları, Tablo 1.3, Kategori II’ye göre özürlülük oranı %8, Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, Periferik Sinir zedelenmesi, Tablo 3.35’e ve kuvvet testine göre yapılan değerlendirmede alt ekstremite özürlülük oranı %42 x 2/5 = %16,8, Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, diz eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.10 ve Tablo 3.11’e göre alt ekstremite özürlülük oranı %7, %2, %2, Balthazard formülüne göre %26, Tablo 3.2’ye göre; %13, Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.8 ve Tablo3.8b’ye göre alt ekstremite özürlülük oranı %5, Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, alt ekstremite uzunluk farklılıkları, Tablo 3.3’e göre alt ekstremite özürlülük oranı %5, Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, diz eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.9’a göre alt ekstremite özürlülük oranı %37, Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, diz eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.10 ve Tablo 3.11’e göre alt ekstremite özürlülük oranı %7, %2, %2, Balthazard formulüne göre: %49, Tablo 3.2’ye göre; %25 olup Balthazard formulüne göre, NETİCETEN; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %48 (yüzdekırksekiz) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Dosyanın Karayolları Fen heyetine tevdi edilerek Çatalca CBS …. Soruşturma sayılı dosyasında alınan ATK kusur raporu ve davacının rapora itirazları dikkate alınmak suretiyle 3 kişilik heyet oluşturularak tarafların kusur oranlarının tespitinin istenilmesine karar verilmiş ve bu hususta Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış Talimatımız Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Talimat sırasına kaydedilmiş olup, talimat dosyaya Trafik Güv. Teknik Elemanı bilirkişi …, Makine Mühendisi bilirkişi …. ve Trafik Teknik Elemanı bilirkişi … tarafından sunulan 29/04/2023 tarihli raporda özetle; 30.10.2019 günü, saat 09.45 sıralarında, İstanbul ili, … ilçesinde … Mahallesi – …. Mahallesi istikametine, iki yönlü, iki şeritli köy yolunda sağ şerit üzerinde seyir halinde bulunan davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile olay yeri sağa tehlikeli virajlı kesimine girdiğinde aracının sol … kesimi ile, karşı yönden gelen davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı çekici arkasında bağlı … plakalı dorsenin sol arka lastiğine çarpıp savrularak şarampole düşmesi neticesinde, yaralanma ve maddi hasar sonuçlanan dava konusu trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, dava konusu trafik kazasından sonra kaza mahallinde yapılan tespitler sonucu düzenlenen Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutağından; dava konusu trafik kazasının; İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi mevkinde …. Mahallesi – …. Mahallesi istikametinde köy yolunun 2. Km’sinde meydana geldiği, olay yerinde köy yolunun; 5 metre genişliğinde (yol platform genişliği 7 metre) iki yönlü trafiğe açık, yatayda tehlikeli viraj, düşeyde eğimsiz, asfalt ve kuru satıhlı olduğu, yolda araçlara ait fren izi bulunmadığı, yol ortasında kesikli çizilen yol şerit çizgisinin, çarpışma noktasına 3 metre uzaklıkta “Sağa Tehlikeli Viraj”, 15 metre uzaklıkta “Sola Tehlikeli Viraj” Levhaları mevcut olduğu, olay anında vaktin gündüz, havanın açık olduğu, olay yerinin yerleşim yeri dışı ve azami hızın 90 km/s olduğu, köy yolunu takiben … Mahallesi istikametinden … Mahallesi istikametine seyir halinde olan … plakalı motosiklet sürücüsü …’un, belirtilen km’ye geldiğinde dikkatsizliği ve tedbirsizliği soncunda virajı alamayarak karşı yönden gelen sürücü … idaresindeki … plakalı çekiciye takılı … plakalı dorsenin sol arka lastiğine çarptıktan sonra motosiklet sürücüsünün yaklaşık 40 metre sürüklenerek şarampole düştüğü, motosiklet ise çarpma noktasının 125 metre ileri savrulduğu ve sol tarafında maddi hasar meydana geldiği, motosiklet sürücüsü …’un “A-B” sınıfı sürücü belgelerine sahip olduğu, alkol durumunu sağlık kuruluşunca kontrol edileceği, çekici sürücüsü …’ın “C” sınıfı sürücü belgesine sahip ve alkolsüz bulunduğu, hususlarının belirlenmiş olduğunu, bu tespitleri yaparak kaza tutanağını düzenleyen Jandarmaların, olayın oluşumunda; … plakalı motosiklet sürücüsü …’un 2918 sayılı KTK’nın 52/1-A “Aracın hızını, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım onarım alanlarına girerken azaltmamak” kuralını ihlal ettiği, … plakalı çekici sürücüsü …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatini belirtmiş olduklarını, Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan aldırdığı … tarihli raporda; …, sürücü …’ın, 31.10.2019 günlü ifadesinde; …, 30.12.2019 günü saat 09.45 sıralarında … Karayolu üzerinde sürücülüğünü yaptığı … plakalı kamyon ile sağa doğru virajı aldığı esnada karşı yönden bir motosikletin virajı alamayarak yalpaladığını gördüğünü, ardından bu motosikletin devrilerek, yönetimindeki kamyonun sol arka tekerine çarptığını, bunun üzerine kamyonu durdurup çarpan sürücünün yanına gittiğini, motosikletlinin yanında bulunan diğer motosiklet sürücülerinin ambulans çağırdıklarını, kaza anında kendi şeridi dışına çıkmadığını, beyan ettiği, …, sürücü …’un, 05.11.2019 günlü ifadesinde; olay günü yönetimindeki … plakalı motosiklet ile Yalıköyden İstanbul’a gitmekte olduğunu, … Mahallesi … yolu üzerinde önündeki virajın içinde karşı yönden gelen … plakalı Tır’ın, kendisinin (motosikletin) şeridinde olduğunu, TIR’a vurmamak için yoldan çıkarak dengesini kaybettiğini, sağ taraf şarampol olduğu için sol tarafa kırdığını, o sırada karşı yönden gelen sol arka tekerine çaptığını, çarpmanın etkisiyle motor ve kendisinin ayrı yerlere gittiklerini, sonrasını hatırlamadığını, beyan ettiği, tanık sürücü …’ın, 30.10.2019 günlü ifadesinde; saat 09.45 sıralarında arkadaşı …’un … plakalı motosikleti ile … yolu üzerinde ilerlediği esnada yerlerin kaygan olmasından dolayı motosikletinin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kendi şeridinde ilerleyen ismini ve plakasını sonradan öğrendiği … idaresindeki … plakalı çekiciye bağlı … plakalı dorsenin tekerlerine çarpması sonucu sürüklenmeye başladığını, kendi motosikletini yolun sağına çekerek arkadaşı …’in yardımına gittiğini, beyan ettiği, .. sürücü …’ın idaresindeki çekici ve çekici arkasında bağlı yarı römork ile gündüz vakti, meskun mahal dışındaki yolda, kendisine ayrılan yol bölümü üzerinde nizami seyri sırasında karşı yön bölümünden gelip şerit ihlali yapar vaziyette hareket alanına giren müşteki sürücü yönetimindeki motosiklete karşı alabileceği bir önlem bulunmadığınından olayda kusursuz olduğu, sürücü …’un, idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, kendisine ayrılan yol bölümü üzerinde uygun hızla seyretmediği, yolun virajlı bölümünde idare hatası ile sürüş hakimiyetini kaybederek karşı yön istikamet şeridine girerek şüpheli sürücü idaresindeki çekici ile çarpıştığı olayda, asli kusurlu olduğunun belirtilmiş olduğunu, dosya kapsamında bulunan diğer tüm bilgi belgeler de ayrıntılı olarak incelenerek değerlendirilmiş olup, olay yerinde köy yolunun; 5 metre genişliğinde (yol platform genişliği 7 metre) iki yönlü trafiğe açık, yatayda tehlikeli viraj, düşeyde eğimsiz, asfalt ve kuru satıhlı olduğunun, görgü tanığı …’ın ifadesinde yerlerin kaygan olduğunun belirtildiğinin, yol ortasında kesikli çizilen yol şerit çizgilerinin bulunduğunun, çarpışma noktasına 3 metre uzaklıkta “Sağa Tehlikeli Viraj”, 15 metre uzaklıkta “Sola Tehlikeli Viraj” Levhaları mevcut olduğunun, kaza tutanağı kroki çizimde olay mahalli virajın 90 derece olarak çizilmiş olduğunun, çarpışmanın, … plakalı çekicinin istikamet şeridi içinde virajın tam köşe iç kısmında meydana geldiğinin ve çarpışmanın etkisiyle savrulan … plakalı motosikletin seyir yönüne göre sol tarafa 125 metre savrularak kaplama dışına çıktığının, motosiklet sürücüsünü de motosikletten ayrı yine sol sol tara 40 metre savularak kaplama dışına çıktığının anlaşılmakta olduğunu, yol şartları, çarpışma noktası, ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı sürücü …’un, yönetimindeki motosiklet ile iki yönlü, keskin virajlı, kaygan zeminli yol kesiminde seyri sırasında ön ilerisine azami dikkatini vermeden mahal şartlarına göre yüksek bir hızla seyri neticesinde aracını seyir şeridi içinde muhafaza edemediğinen ve kontrolünü kaybettiği aracı ile karşı yönden gelen araçların şeridine geçtiği sırada, karşı yönden nizami şekilde yolun sağını takiben gelen davalı sürücü … yönetimindeki çekici arkasında bağlı yarı römorkun sol arka lastiğine viraj içinde çarparak yol dışına savrulduğunun anlaşılmış olduğunu, davacı sürücü …’un; yönetimindeki motosiklet ile iki şeritli, iki yönlü kaygan zeminli köy yolunda seyir halindeyken dikkatli ve tedbirli davranmamakla, ön ilerisine azami dikkatini vermemekle, olay yeri keskin virajlı kesime yaklaşırken hızını düşürmemekle, aracının hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamakla, mahal şartlarına göre yüksek hızla seyretmekle, böylelikle dikkatsiz ve tedbirsizce seyri neticesinde sağa keskin viraja yüksek hızla girmesi sonucu kaygan zeminde aracının hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen araçların seyir şeridine geçtiği sırada, karşı yönden nizami şeklide yolun sağını takiben gelen davalı sürücü … yönetimindeki çekici arkasında bağlı yarı römorkun sol arka lastiğine, aracının sol tarafı ile çarpmasının akabinde aracı ile ayrı ayrı sol taraftan kaplama dışına çıkması sonucu kendisinin yaralanması ile neticelenen olayda; 298 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. Maddesi, 52. Maddesi (a-b) bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranarak adı geçen kanunun 84. Maddesinde belirtilen “şeride tecavüz etmek” gerekçesi ile tamamen kusurlu olduğu kanaatine varılmış olduğunu, davalı sürücü …’ın; yönetimindeki arkasında yarı römork bağlı çekici ile iki yönlü yolun sağ şeridini takiben seyri sırasında, olay yerinde karşı yönden şerit ihlali yaparak gelen davacı sürücü … yönetimindeki motosikletin aracına çarparak yaralandığı olayda, olayın oluşumu ile illiyetli herhangi bir dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kural ihlali bulunmadığından, olayda kusursuz bulunduğu kanaatine varılmış olduğunu, Trafik Kazası Tespit Tutanağında ve ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda belirtilen görüş ve kanaate heyetlerince de iştirak edilerek; SONUÇ OLARAK; davacı sürücü …’un, meydana gelen olayda % 100 (yüzde yüz) oranında, tamamen kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’ın, olayda kusursuz bulunduğunu bildirmişlerdir.
Her ne kadar devam eden yargılama aşamalarında davacı vekilince olay mahallinde keşif yapılarak kusur durumunun yeniden belirlenmesi talep edilmiş ise de, dosya arasında kaza tespit tutanağının bulunduğu, tespit tutanağının emniyet görevlileri tarafından tanzim edildiği, davacının kaza tespit tutanağının tanzim edildiği esnada olay mahallinde bulunmasının tespit tutanağının geçerliliğini etkilemeyeceği, usul ekonomisi ve asil yargılanma ilkeleri de dikkate alınarak keşif talebi yerinde görülmemiştir.
30.10.2019 tarihinde davalı … San. Tic. A.Ş adına kayıtlı … plakalı dorse ve … çekici sürücüsü … ile … plakalı motosiklet sürücüsü davacı arasında meydana gelen yaralamalı trafik kazasın sonucunda davacını yaralanmış olduğu, açılan davanın davacının yaralanmasına bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, kazaya ilişkin olan ve dava dilekçesinde delil olarak dayanılan Çatalca ….. Sor. Sayılı dosyasının incelenmesinde şüpheli davalı …’ın kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verildiği, soruşturma dosyadında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi …. tarihli raporu uyarınca şüpheli Sürücü …’ın kusursuz olduğu, müşteki sürücü …’un asli kusurlu olduğu tespit edilerek rapor tanzim edildiği ve verilen takipsizlik kararının davacı müşteki tarafından itiraz edilmesi sonucu Silivri Sulh Ceza Hakimliği … D.İş sayılı dosyası ile itirazın kesin olarak reddine karar verildiği, böylelikle kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kesinleştiği, Mahkememizce alınan trafik fen heyeti raporu uyarınca da davacı sürücü …’un iki şeritli, iki yönlü kaygan zeminli köy yolunda seyir halindeyken dikkatli ve tedbirli davranmamakla, ön ilerisine azami dikkatini vermemekle, olay yeri keskin virajlı kesime yaklaşırken hızını düşürmemekle, aracının hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamakla, mahal şartlarına göre yüksek hızla seyretmekle, böylelikle dikkatsiz ve tedbirsizce seyri neticesinde sağa keskin viraja yüksek hızla girmesi sonucu kaygan zeminde aracının hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen araçların seyir şeridine geçtiği sırada, karşı yönden nizami şeklide yolun sağını takiben gelen davalı sürücü … yönetimindeki çekici arkasında bağlı yarı römorkun sol arka lastiğine, aracının sol tarafı ile çarpmasının akabinde aracı ile ayrı ayrı sol taraftan kaplama dışına çıkması sonucu kendisinin yaralanması ile neticelenen olayda; 298 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. Maddesi, 52. Maddesi (a-b) bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranarak adı geçen kanunun 84. Maddesinde belirtilen “şeride tecavüz etmek” gerekçesi ile tamamen kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın; yönetimindeki arkasında yarı römork bağlı çekici ile iki yönlü yolun sağ şeridini takiben seyri sırasında, olay yerinde karşı yönden şerit ihlali yaparak gelen davacı sürücü … yönetimindeki motosikletin aracına çarparak yaralandığı olayda, olayın oluşumu ile illiyetli herhangi bir dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kural ihlali bulunmadığı, olayda kusursuz bulunduğu, Trafik Kazası Tespit Tutanağında ve ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda belirtilen görüş ve kanaate heyetlerince de iştirak edilerek, davacı sürücü …’un, meydana gelen olayda % 100 (yüzde yüz) oranında, tamamen kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’ın, olayda kusursuz bulunduğunun tespit edildiği, soruşturma dosyasında alınan rapor ve Mahkememizce alınan raporun uyumlu olduğu, raporların dosya kapsamına ve kazanın oluşuna uygun olduğu, davacının kendi kusuru sonucu meydana gelen zarardan davalıların sorumlu tutulamayacağı, açıklanan bu nedenlerle davacının dava dilekçesinde belirtilen her bir kalemin ve manevi tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVA DİLEKÇESİNDE BELİRTİLEN HER BİR KALEMİN VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN AYRI AYRI REDDİNE,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 512,67 TL harçtan mahsubu ile bu hususta başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 9.237,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davalı … Madencilik…..A.Ş. tarafından sarf edilen 58,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
8-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan ve maddi tazminat hesaplamasında mahsup edilip bakiye kalan 332,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 152,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
9-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Davalı ….. A.Ş. ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair davacı vekilinin, davalı … Madencilik vekilinin ve davalı asil …’ın yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip ….
¸

Hakim ….
¸