Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1023 E. 2022/882 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1023 Esas
KARAR NO : 2022/882

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı … tarafından müvekkilinin kardeşi ….. aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin kardeşinin lehdar ve ciranta olarak göründüğü borçlusu …. Şirketi olan 02.03.2015 tanzim ve 30.03.2015 vade tarihli 40.000,00 TL tutarlı bonoya dayanarak 08.10.2021 tarihinde genel haciz yolu ile icra takibine girişildiğini, mezkur takibin usulsüz tebligat yoluyla kesinleştirildiğini ve 01.12.2021 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasından haciz işlemi yapılması için müvekkilinin takip borçlusu kardeşi ve onun kızı ile oturduğu konuta hacze gelindiğini, Büyükçekmece …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve 01.12.2021 tarihi olan ıttıla tarihi itibarı ile icra dosyasından da borca ve yetkiye de itiraz edildiğini, yine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile yapılan takiple ilgili davalının müvekilinin kardeşine takip hakkı olmayıp, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile menfi tespit ve takibin iptali davası açıldığını, ayrıca da takip dayanağının müvekkilinin kardeşinin cirantası olduğu protesto edilmemiş bono olması ve zamanaşımı nedeniyle müvekkilinin kardeşi tarafından davalı aleyhine Büyükçekmece ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile takibin iptali ve icranın geri bırakılması davası da açıldığını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün….Talimat sayılı dosyasından takip borlusu görülen müvekkilinin kardeşinin şehir dışında olduğu 01.12.2021 tarihinde müvekkilinin kardeşi ile müşterek oturduğu konuta aniden hacze gelindiğini, müvekkilinin bu esnada takip borçlusu görülen kardeşine ulaşamadığını ve birden çok kişinin bulunduğu haciz mahallinde ilk defa hacizle karşılaşan müvekkile yoğun psikolojik baskı ve korkutma uygulanarak, haciz ve muhafaza baskısı uygulanarak, iradesi fesada uğratılarak, lehdarı …, borçlusu müvekkil olan 01.12.2021 tanzim ve 03.12.2021 vade tarihli 94.000,00 TL bedelli bononun imzalatıldığını, bir kimsenin hiç bir şekilde alakası olmadığı borç kaynağı ve hiç tanımadığı alacaklı ile ilgili 94.000,00 TL’lik bono vermesinin yaşamın olağan akışına aykırı olduğunun açıkça belli olduğunu, haksız ve yersiz olarak alınan bono ile ilgili yapılacak takip ve protesto işlemleri nedeniyle müvekkilin telafisi olmayan zararlara uğramasının önlenmesi amacıyla dava sonuna kadar İİK’nun 72/2. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulması ve bononun proresto edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemek zorunluluğunun da doğduğunu beyanla, ihtiyati tedbir talepleri de nazara alınarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava konusu bononun iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava; Dava, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu borç sebebiyle verildiği iddia olunan bonoya dayalı menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir.
Dosyada bir sureti bulunan dava konusu bononun incelenmesinde; keşidecisinin dava dışı …, lehtarın davalı … olduğu, bononun keşide tarihinin 01/12/2021, vade tarihinin 03/12/2021 olduğu, senedin arka yüzünde “Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya borcuna istinaden Borçlunun …’ndan 1 Adet 94.000 TL’lik senet alınmıştır, ödeme tarihi 03/12/2021 tarihinde ödenmezse tüm icra ve hukuki işlemler yapılacaktır” “ibaresine yer verildiği görülmüştür.
Mahkememizce Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. talimat sayılı dosyası, Büyükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Büyükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, taraf delilliler toplanmıştır.
Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davalı … tarafından dava dışı …. …. ve … Şirketi aleyhine 75.586,71 TLalacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, takip dayanağının aynı bedelli asıl alacak olarak belirtildiği görülmüştür.
Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. talimat sayılı dosyasında mevcut 01/12/2021 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde; ilgili haciz tutanağında haciz mahallinde davacı …’nun bulunduğunun tutanak altına alındığı ve dosya borcuna karşılık olarak …’ndan 94.000 TL’lik senet imlzanamasının istendiği, …’nun imzalamayı kabul ettiği ve senedi imzaladığının haciz memuru, alacaklı vekili, … ve ve şoför tarafından haciz mahallinde imza altına alındığı görülmüştür.
Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Böyle bir borçlandırıcı işlem yoksa senedin hatır için verildiği varsayılır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nin 133/2 maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir. Bununla birlikte borçlunun takas def’îni kullanması hâlinde ise, ne temel borç ilişkisine, ne de kambiyo senedi borcuna dayanılmakta, borçlu, kambiyo senedinden doğan borcu ile hamildeki alacağını takas etmektedir.
Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgilerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmi ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur. ( Yargıtay H.G.K. 2019/(19)11-449 Esas 2022/569 Karar sayılı ilamı )
Somut olayda davacı tarafın iddiası; yukarıda ayrıntılarına yer verilen davacının taraf olmadığı Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. talimat sayılı dosyası aracılığı ile yapılan fiili haciz esnasında, alacaklı tarafından takibe taraf olmayan davacı …’na haciz baskısı altında senet imzalatıldığı, ilk defa hacizle karşılaşan davacıya psikolojik baskı ve korkutma uygulanarak bononun imzalatıldığı hususuna dayanmaktadır.
Yukarıda ayrıntılarına yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında belirtilen ilkeler doğrultusunda davaya konu edilen kambiyo senedinin , taraflar arasındaki kambiyo ilişkisi dışında bir sebebe bağlandığı, gerçek borç ilişkisinin Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. talimat sayılı dosyasında yapılan haciz esnasında haciz borçlusunun dava dışı 3. kişinin borcuna kefaleten verildiği kuşkusuzdur. Bu durumda kambiyo ilişkisi gerçek bir borç ilişkisine bağlandığından davacının senede ilişkin bedelsizlik iddiasının asıl borç ilişkisinin nazara alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 8/3. Maddesinde; “İcra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir.
” hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı şekilde yukarıda da belirtildiği üzere dava konusu senedin arka yüzünde; “Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosya borcuna istinaden Borçlunun …’ndan 1 Adet 94.000 TL’lik senet alınmıştır, ödeme tarihi 03/12/2021 tarihinde ödenmezse tüm icra ve hukuki işlemler yapılacaktır” ibaresine yer verilmiştir.
Bu doğrultuda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı tarafından dava konusu senedin haciz baskısı altında, davacı borçluya psikolojik baskı ve korkutma uygulanarak imzalatıldığı iddia edilmiş ise de davacı tarafından haciz mahallinde yasal haciz baskısı dışında iradesinin sakatlandığına dair bir bilgi ya da belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Salt haciz baskısı altında dava dışı 3. Kişinin borcuna kefil olmak amacıyla senet düzenlenmesinin de irade sakatlığı olarak kabulü mümkün değildir. Zira yukarıda ayrıntılarına yer verilen haciz tutanağında davacıya senedin hangi amaçla imzalatıldığı açık ve anlaşılır bir şekilde açıklanarak imza altına alındığı açıklanmış olup, davacı tarafça bu bilgilendirmeler ışığında, kamu görevlilerinin önünde dava konusu senedin imzalandığı anlaşılmaktadır. Resmi belge niteliğine sahip olan 01/12/2021 tarihli haciz tutanağının aksi de davacı tarafça ispat edilememiştir.
Kambiyo senedine dayanak olan asıl borç ilişkisi yönünden yapılan değerlendirmede ise; dava dışı …. ile davalı arasında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit istemli davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması nazara alındığında dava konusu kambiyo senedine dayanak olan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasındaki borç-kefalet ilişkisi halen geçerli olduğundan, bedelsizlik iddialarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Buna göre davacı tarafça psikolojik baskı ve korkutma altında dava konusu senedi imzaladığı ve senedin bedelsizliğine ilişkin iddiaların ispat edilemediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 755,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye 79,83 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya derhal iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır