Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1018 E. 2022/128 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1018 Esas
KARAR NO : 2022/128

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, ….. Sigorta A.Ş’yi tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devralması neticesinde iki şirketin birleşmesi işleminin 2 Aralık 2019’da İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından tescil edildiğini, bu kapsamda ….. Sigorta A.Ş’nin tasfiye olmaksızın infisah etmiş bulunduğunu, tescil ile birlikte tüzel kişiliğinin sona ermiş olduğunu, faaliyetlerine devralan müvekkili ….. Sigorta A.Ş. Nezdinde devam ettiğini, müvekkili şirketin “25/11/2018-25/11/2019” tarihlerini kapsayan “…..” poliçe nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı ….. plakalı, …. model, ….. şase numaralı ….. marka aracın 26/05/2019 tarihinde seyir halinde iken, ….. idaresindeki …. plakalı aracın arkadan çapması sonucunda, öndeki duraklama yapan ….. plakalı araca çaptığını, bu aracın da önünde duraklama yapan ….. plakalı araca çarpması nedeniyle, bu aracın ise önünde duraklama yapan ….. plakalı araca çarptığını,bu nedenle maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini ve ….. plakalı sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini, meydana gelen kaza neticesinde ….. plakalı aracın kasko sigorta poliçesini yapan … A.Ş’ye başvurduğunu ve araç üzerinde ekspertiz incelemesi yaptırılarak hasarın tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlunun ….. plakalı araç olduğunu, ….. plakalı aracın kaza tarihini kapsayan trafik sigorta poliçesini müvekkili şirketin yapmış olduğunu, … A.Ş tarafından ilgili hasar ile ilgili olarak ….. plakalı araç trafik sigortasına, yani müvekkiline rücu edildiğini, ekspertiz raporunda sigortalı aracın hasar tarihindeki hasarsız emsalinin piyasa peşin rayiç bedelinin 65.000,00-TL, sigortalı aracın hasar tarihindeki hasarlı vaziyetteki değeri 52.000,00-TL ve rayiç bedelden aracın hasarlı değeri çıkartılarak hasar bedelinin 13.000.00-TL olarak tespit edildiğini, bu bedelden hasar parça fiyatı ve işçilik ücreti düşülerek 9.047,00-TL hasar bedeli tespit edildiğini, müvekkil tarafından rücu edilen tutar olarak 9.047,00-TL ödendiğini, yine aynı kazada ….. plakalı (plaka değişikliği ile ….. plakasını almıştır.) aracın hasar gördüğünü, bu aracın da müvekkili davacı şirkete başvurduğunu, ekspertiz incelemesi neticesinde tespit edilen 2.466,00-TLlik bedelin müvekkili tarafından ödendiğini,trafik kazası tespit tutanağına göre, asli kusurlu olan ….. plakalı aracın sürücüsünün tespit edilemediğini, buna göre sigortalı araç sürücüsünün olay yerini de terk ederek Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.f’ye aykırı davrandığını, buna göre sigortacının sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu, bu amaçla,Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı ve Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattıklarını, ancak, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile aleyhine başlatılmış olan icra takiplerine itiraz ettiğini ve takiplerin durduğunu,davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası için Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun …. büro numaralı ve …arabuluculuk numaralı, yine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası için, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun ….. büro numaralı ve ….arabuluculuk numaralı dosyalarında zorunlu arabuluculuk sürecinin işletilmiş olduğunu, dosyaların anlaşamama şeklinde neticelendiğini beyan ederek, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. E. ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile aleyhlerine başlatılmış olan icra takiplerine haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazlarının iptaline, takiplerin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğunu, kazaya karışan aracın müvekkili şirketin ticari işletmesi gereği kullanımında olup, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin de ticari iş niteliğine haiz olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi değil ticaret mahkemeleri olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, arabuluculuk başvurusunun ticari uyuşmazlıklar üzerine açılmış olup, iş bu davanın ise Tüketici Mahkemesinde açılmış olduğunu, davacı tarafından açılan bu dosyanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davaya konu meydana gelen olayda asli kusurlu olmadığını, dilekçelerinde vermiş oldukları beyanda da ….. plakalı aracın seyir halindeyken kendisine arkadan …. Plakalı aracın çarpması durumundan bahsedilmiş olup tüm kusurun müvekkiline isnat edilmesinin anlaşılabilir olmadığını, müvekkilinin trafik kuralları içerisinde hareket etmiş, ehliyet sahibi birisi olduğunu, ayrıca davaya konu olay anında alkollü de olmadığını, Metropol bir şehirde böyle bir durumun yaşanması ve kendisinin kusurunun bulunmaması ile aracında da herhangi bir hasar olmaması sebebiyle işi gereği olası zaman kayıplarını da göz önüne alarak olay yerinden ayrılmış olduğunu, hal böyle iken ve ortada bedensel bir zarar bulunmamakta iken müvekkilinin olay yerinden ayrılmasının hayatın olağan akışında normal bir durum olduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirketin olay yerini terk nedeniyle rücu talebine dayanmasının hukuka aykırı bir durum olduğunu, sigortacının sigortalısına rücu edilebilmesi için sadece olay yerinin terk edilmesinin yeterli olmadığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükünün sigorta şirketinde olduğunu, davacı tarafın İhtiyati tedbir/haciz taleplerinin de hiç bir yasal dayanağı bulunmadığından ve açıkça hakkaniyete ve hukuka aykırı bir talep olduğundan taraflarınca kabul edilemez bir durum olup, reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; davanın reddine, davacı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık; davacı sigorta şirketin kendi sigortalısının karışmış olduğu kazada dava dışı kişilere yapılan ödemeleri davacıya rücu edebilip edemeyeceği, davalı şirket adına kayıtlı aracı işletenin olay yerini terk etmesinin genel şartlara aykırılık olarak değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceği, sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Dosyanın mahkememize Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’nin 10/09/2021 tarih ve …. Esas … Karar sayılı kesinleşmiş kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Dosyamız arasında mevcut Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasının uyap suretlerinin incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 2.466,00 TL asıl alacak, 103,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.569,37 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
Dosyamız arasında mevcut Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasının uyap suretlerinin incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 9.047,00 TL asıl alacak, 314,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.361,54 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
İhtilaf, davacı sigorta şirketinin, maddi hasarlı trafik kazasında sigortalısına ait aracın işleteninin olay yerini terk etmiş olmasının genel şartlara aykırılık olarak değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceği ve sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu edebilip edemeyeceği noktasındadır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkememsi …. Hukuk Dairesi … E.- … K. Sayılı ilamı ile “Dava, ZMM sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde sigortalı aleyhine açılan rücuan tazminat isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, sigortacı, 2918 sayılı KTK’nun 95/2 maddesi uyarınca; tazminat yükümlüğünün azaltılmasına ve kaldırılmasına ilişkin hallere 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu rücu hakkı, kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacı, bu hakka dayanarak kendi sigortasına dönebilmesi kuralından kaynaklanmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMM Sigortası Genel Şartları’nın 4/b maddesi uyarınca; kazanın ehliyet belgesine sahip olmayan kişi tarafından kullanıldığı sırada meydana gelmesi halinde sigortacı 3.kişinin zararını ödedikten sonra kusuru oranında sigortalısına rücu edebileceği gibi, genel şartların 4/c maddesi hükmü gereğince tazminatı gerektiren olay, aracın uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce, alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmesi halinde sigortacının, sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, 30/07/2016 tarihinde saat 02.45’te düzenlenen maddi hasarlı kaza tespit tutanağında; davalıya ait araç sürücüsünün firari olduğu ve tespit edilemediği, bu aracın …. ve …. plaka sayılı araçlara çarptığı, kazanın bu şekilde meydana geldiği açıklanmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait araç sürücüsünün, olayda tam kusurlu olduğunu ve olay yerini terk ettiğini belirterek sigortalısından rücuan tazminat talebinde bulunmuştur. Oysa ZMM sigortasında; olay yerinde bulunmamak, ağır kusur ve kasıt dışında olayda tamamen kusurlu olmak tek başına sigortalısına rücu hakkı vermez. ZMM Sigortası Genel Şartlarının 4/f bendinde düzenlenen halin değerlendirilebilmesi için de kazanın bedensel bir zarara neden olması gereklidir. Hal böyle olunca eldeki davada davacı sigortacı, davalıya ait aracın olay anındaki sürücüsünün kim olduğunu, bu sürücünün yeterli ehliyetnameye sahip bulunmadığını veya alkollü olduğunu somut delillerle kanıtlayamadığına göre; mahkemece sadece olay yerinde bulunmamak ve tam kusurlu olmak nedeniyle sigortalıya rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği görülmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkememsi …. Hukuk Dairesi …. E.- …. K. Sayılı ilamı ile “Somut olayda poliçenin düzenlenme tarihi 02.07.2016 ve kaza tarihi 03.10.2016 olup, yeni genel şartların yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden ve Karayolları Trafik Kanununda 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten sonra olduğundan, uyuşmazlıkta yeni KZMSSGŞ’nin uygulanması gerekmektedir. KZMSSGŞ’nin B.4.f bendi gereğince, “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı olduğu hususu düzenlenmiş olup, bu madde metninden anlaşılması gereken, maddi yada bedeni hasara neden olan tüm trafik kazalarında madde içeriğinde belirtilen ilgili belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması halinin rücu sebebi olarak kabul edilmesi şeklindedir. Ancak bedeni hasara neden olan kazalarda, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerin varlığı halinde olay yerinin terk edilmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması hali istisnai durum olarak düzenlenmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından dosya arasında bulunan kaza tespit tutanağı, tarafların beyan ve itirazları birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen kazanın maddi hasarlı trafik kazası olduğu ve 26/05/2019 tarihinde meydana geldiği, 06/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının talebinin kendi sigortalısına yönelik olduğu, meydana gelen kazanın maddi hasarlı olduğu ve bedensel zarar bulunmadığı, davacının talebinin davalı sigortalı adına kayıtlı aracı işletenin olay yerini terk sebebine dayandığı, ne var ki yukarıda belirtilen kararlar ve genel şartların lafzından anlaşıldığı üzere bedeni hasarın meydana gelmemesi halinde olay yerini terkin genel şartlara aykırılık oluşturmayacağı ve sigorta şirketinin rücu talep edemeyeceği gerekçeleri ile açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE;
1-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 144,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 63,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip …..
¸

Hakim ….
¸