Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1013 E. 2022/207 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1013 Esas
KARAR NO : 2022/207

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerden …. Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş.’nin keşidecisi, … Giyim San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin de lehtarı olduğu, … Bankası A.Ş. …. şubesine ait, 05/05/2021 keşide tarihli, …. çek nolu 50.000,00 TL bedelli çeki zayi ettiğini belirterek mahkememizin …. E. sayılı dosyası ile çek iptali davası ikame eden davalı …’in, teminatını da yatırarak bu çeke ilişkin ödeme yasağı kararı almış olduğunu, keşide tarihi olan 05/05/2021 tarihinde müvekkili şirketin her ne kadar muhatap bankada çekin bedelini hazır bulundurmuş ise de, Bakırköy …. Asliye Mahkemesinin …. E. sayılı dosyasından verilen ödeme yasağı kararı nedeniyle çeki bankaya ibraz eden .. A.Ş.’ye ödeme yapılmamış olduğunu, bunun üzerine … A.Ş. tarafından İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesine ihtiyati haciz başvurusunda bulunulmuş olup, Mahkemenin ….. D. İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiş olduğunu, söz konusu ihtiyati haciz kararının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….. E. sayılı dosyası ile takibe konmuş olup, bu dosyanın talimatı ile müvekkili şirketlere hacze gelinmiş ve müvekkili şirketten ihtiyati haciz baskısı altında 71.950,08 TL ödeme yapılmak zorunda kalınmış olduğunu, her ne kadar ihtiyati haciz kararına karşı taraflarınca itiraz edilmişse de, itirazlarının reddine karar verilmiş olduğunu, dava konusu çekin ibraz edilmiş olması nedeniyle davalıya istirdat davası açması için süre verilmesi istemiyle Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesine yapmış oldukları müracaat neticesinde, davalıya süre verilmiş ancak yasal süresi içerisinde istirdat davası açmadığı için davasının reddedilmiş olduğunu, söz konusu kararın, istinaf edilmemesi nedeniyle 19/10/2021 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, haksız olarak çek iptali davası ikame eden davalının müvekkili şirketlerin hem maddi hem de manevi olarak büyük zararına sebep olmuş olduğunu, müvekkillerden … Giyim San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından çek bedelinin 50.000,00 TL olmasına rağmen icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte 71.950,08 TL ödeme yapılmak zorunda kalınmış olduğunu, dolayısıyla çek bedelinden 21.950,08 TL daha fazla ödeme yapılmış olduğunu, ayrıca müvekkili şirkette uygulanan haciz sırasında müvekkili şirketlerin gerek müşterilerine ve gerekse çalışanlarına karşı rencide olmuş; şirketlerin itibarlarının zedelenmiş olduğunu, ayrıca davalının İstanbul Anadolu … . Asliye Ticaret Mahkemesinin …D.İş sayılı dosyası ile birtakım faturalar sunmak ve dava konusu çeki de müvekkili şirkete iade etmiş gibi gerçeklere aykırı kayıt düzenlemek suretiyle ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve bu dosyadan aldığı ihtiyati haciz kararını İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe koymuş; ve bu dosyadan da müvekkili şirketlerin işyerine hacze gelinmiş; müvekkili şirketlerin 2. kez tüm müşterilerine ve çalışanlarına karşı zor durumda kalmış olduğunu, bunun yanında yapılan haciz neticesinde müvekkilinin aynı çekten dolayı 3. kez 50.000,00 TL’yi icra dosyasına yatırmak zorunda kalmış olduğunu, İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesine yapmış oldukları yetki ve borca itirazları neticesinde Mahkemece yetkisizlik kararı verilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olup, dosyaya yatırılan 50.000,00 TL’nin halen müvekkiline ödenmemiş olduğunu, davalının gerçeklere aykırı beyanlara dayanarak ihtiyati haciz kararı alması nedeniyle eylemine uyan suçtan dolayı şikayet haklarını saklı tuttuklarını, maddi ve manevi zararlarınnı karşılanması için her ne kadar taraflarınca dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise de, anlaşma sağlanamamış olduğunu, dava neticesinde lehlerine hüküm kurulması halinde, taleplerinin sonuçsuz kalmaması bakımından teminatsız veya mahkememizce belirlenecek teminat karşılığında davalının taşınmazları, taşınırları ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz uygulanmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; öncelikle ihtiyati haciz niteliğindeki ihtiyati tedbir taleplerinin teminatsız ya da mahkememizce belirlenecek teminat mukabilinde kabulü ile, davanın kabulüne, müvekkillerinden her biri için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminat ile müvekkillerinden … Giyim San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. açısından 21.950,08 TL maddi zararın ödeme tarihi olan 07/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte olmak üzere toplam 71.950,08 TL maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacılar tarafından davanın “ÇEK İPTALİ DAVASI”na dayandırıldığını, davanın tensip tutanağında ise “haksız ihtiyati haciz talebinden kaynaklanan tazminat davası” olarak nitelendirilmiş olduğunu, ancak dava dilekçesinde haksız “çek iptali davası nedeniyle uğradığı zararın tazminatı” olarak açılmış olduğunu, hukuki nitelendirme mahkemeye ait olmak üzere 3.kişi tarafından İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi … D. İş sayılı dosyası ihtiyati haciz kararının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında uygulanmış olduğunu, bu dosyanın tarafının davalının olmadığını, kaldı ki bu dosyaya yaptıkları itirazın reddedildiğini de davacıların açıklamış olduğunu, bu ihtiyati haciz sebebiyle de müvekkiline zararlarının tazmini talebinin yöneltilemeyeceğini, çünkü yasa koyucunun ve Yargıtay uygulaması ile çek hamilinin bu haklarını kullanma hakkı verilmiş olduğunu, çek iptali davasının ve bu davada alınan ödeme yasağı kararı nedeniyle hacze maruz kaldığını iddia eden davacıların maddi ve manevi zararlarının tazminine ilişkin iş bu davanın usul ve yasalara aykırı olduğunu, davanın yasal unsurları bulunmadığından reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bu dosyada (İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi … D. İş) ihtiyati tedbir nedeniyle zarara uğramış olanların, yasal düzenleme gereği tazminat davasını, tedbir kararı verilen mahkemede açılması gerekirken, bu davanın da bir dayanağı bulunmadığını, dava şartı yokluğundan ve yetki yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davalının, davacılardan aldığı çekin karşılığını halen tahsil edememiş olduğunu, üstelik iş bu haksız tazminat talebiyle karşılanmış olduğunu, asıl zarar görenin davalı olduğunu, davalının kendisine kanunun tanıdığı makul bir hakkı kullanarak çek iptali davası açmış olduğunu, ayrıca çeki rızası dışında elinden alınmasına sebebiyet veren kişinin Cumhuriyet Savcılığı soruşturması sebebiyle tespiti üzerine açılan Gaziosmanpaya … Asliye Ceza Mahkemesinin …. E sayılı dosyasında bu kişinin yargılanması için davaya müşteki olarak katılmakta olduğunu, çek elinden rızası dışında çıkan davalının TK m. 757 vd.ndaki hükümleri ile korunan menfaatine uygun hareket etmiş olduğunu, mevcut dosyada, davacılar ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlediği faturaların karşılığı olan ödemeyi, ileri tarihli çek ile alan davalının; elinden rızası dışında çıkmış, ardından kötüniyetli bir kimsenin bu çeki 3. kişilere (factoring firmasına) devretmiş olduğunu, bu konuda bilgisi olmayan müvekkilinin çek iptali davası ve cumhuriyet savcılığına başvuru hakkını kullanmış olduğunu, çek iptali dosyasında kendisine usulsüz tebligat yapılması sebebiyle davalının bu tebligattan haberi olmamış, kendisinin bu davayı takip etmesi için vekalet verdiği avukatları da bu dosyaya vekalet sunmadığından, takip edildiğini düşündüğü bu dosyasının çek iptali talebinin reddi ile karşılaşmış olduğunu, çek iptali prosedürüne başvuran davalının hiç bir şekilde dava hakkını kötüye kullandığından ve haksız fiil işlediğinden söz edilemeyeceğinden tazminat talebinin muhatabı da olmadığını, kararda tevdi yeri gösterilmemiş olması sebebiyle borçtan kurtulamayan davacıların, icra takibine maruz kalmasında da, davalının kusuru olmaması sebebiyle sorumlu tutulamayacağını, davalara konu çeke, ” ödeme yasağı nedeniyle” ödeme yapılmadığına ilişkin bankanın kaşe basmış olduğunu, ancak, ibraz tarihinde muhatap bankada çek bedelini karşılayacak paranın düzenleyenin muhatap bankadaki çekle işleyen hesabında bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, karşılığının bulunması halinde dahi davalının bu yasal düzenlemeler karşısında bir sorumluluğunun bulunmamakla birlikte, karşılıksız kalmış olması halinde başka araştırılacak husus bulunmayacağını, ödeme yasağı kararı alan davalının, tamamıyla düzenleyenin sorumluluk alanı dışında olduğunu, çek iptali davasının takibi için vekalet verdiği ve azletmek zorunda kaldığı avukatlık bürosu tarafından, bu davasının takip edilmemiş olduğunu, yasal unsurları bulunmayan İstanbul Anadolu .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip yapılmış ise de bu takip ve ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından, davacıların bir zararı da bulunmadığını, davanın açıldığı yer bakımından mahkememizin yetkili olmadığını, davalıya yüklenecek bir kusur bulunmadığından manevi tazminat talebi koşullarının da bulunmadığını, tüzel kişilerin manevi tazminat taleplerinin bulunamayacağını, manevi tazminatın amacının yalnızca zarar görenin acısını dindirecek veya hafifletecek bir tatmin fonksiyonu olarak görülmekte olduğunu, tüzel kişilerin manevi tazminat istemi karşısında; objektif olarak bir eksilmenin varlığının tespitinin mümkün olmadığı gibi iş bu dava sebebinin çek iptali davası olarak gösterilmiş olduğunu, mahkememizden, davacıların borçlu olduğu UYAP kayıtlarından icra dosyalarının dökümünün çıkarılmasını talep ettiklerini, sadece davalının elinden çıkan bu çek sebebi ile değil, başkaca icra takipleri olduğunun, sadece bu davalar olmadığının tespiti, ola ki manevi zarar değerlendirmek gerektiğinde, varsa objektif bir eksilmenin sırf bu sebepten olmadığının tespitini de sağlayacak olduğunu beyanla; halen alacağına kavuşamamış olan davalının yasal yolları kullanması, kusuru bulunmadığı, hakkın kötüye kullanılması bulunmadığı, çeki ele geçiren kişi hakkında ceza yargılamasında müşteki olması ve bu haksız davaya maruz kalması sebebiyle asıl mağdur kişi olması sebebiyle davanın reddine, davacıların davasını, davalının “çek iptali talebi”ne dayandırması, mahkemenin “haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat” davası nitelemesi sebebiyle, iş bu davanın haksız ihtiyati tedbir kararı verilen İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmaması sebebiyle yetkisizlik sebebiyle reddine, 3.kişinin yasa gereği korunan hakkını kullanarak çeki tahsil için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş dosyasında, davalının taraf olmadığı bu dosyaya ödenen avukatlık ücreti, icra masrafı ile oluştuğu iddia edilen zararlardan davalının sorumlu tutulamayacağından reddine, zararının oluştuğunu iddia ettiği bu dosyaya yapılan ödemeye ilişkin tazminat davasının İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğinden yetkisizlik ve husumet nedeniyle reddine, davalının azlettiği vekillerinin aldığı ihtiyati haciz kararının iptali sebebiyle bir zararları oluşmadığından ve bu talep yönünden de İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olması, mahkememizin yetkili olmaması sebebiyle reddine, davalı tarafından “çek iptali davası” açılması suretiyle, sırf yasal haklarını kullanmasından dolayı dava hakkını kötüye kullandığından ve haksız fiil işlediğinden söz edilemeyeceğinden davanın reddine, manevi tazminat talebinin tüzel kişiler tarafından ileri sürülmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gibi davacıların sırf hacze maruz kalmalarının objektif olarak bir eksilmeye yol açtığının tespiti mümkün olmadığı gibi davacıların bu tarihe kadar haklarında yapılan başkaca icra takiplerinin tespiti yapıldığında, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin dayanağı olmadığından maddi ve manevi tazminat talepli bu davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta davacının talebinin ve uyuşmazlık konusunun TTK 4. ve 5. Maddesinde sayılan ticari davalardan olmaması nedeni ile Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde çözümlenmesi gerektiği, buna göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği anlaşılmakla (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1083 E.-2021/1310 K. Sayılı ilamı) Mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸