Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1006 E. 2022/363 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1006 Esas
KARAR NO : 2022/363

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Psikolog olan davacının 02.09.2019 – 30.06.2021 tarihleri arasında davalının ticari faaliyet adresi olan “… Mah. … Cad No:… Bakırköy-İstanbul ” adresinde davalı sağlık şirketine bedel mukabilinde psikolojik muayene hizmeti sunduğunu, davacı ile davalı arasındaki anlaşmaya göre; ” Davalı …. Tıp Merkezi ve Sağ.Hiz. Ltd.Şti.ne gelen hastaların psikolojik muayenesini ile uygulanması gereken testleri davacı yapacak ve davacının sunmuş olduğu psikolojik muayene-test hizmetine karşılık olarak da davalı … Tıp Merkezi ve Sağ.Hiz. Ltd.Şti. KDV Hariç olmak üzere Psikolojik Muayeneden dolayı hasta başına davacıya 65,00-TL, Psikolojik muayeneye çiftlerin katılması yada Psikolojik Muayenede Test Uygulanması Halinde 110,00-TL ve paket satın alınması halinde ise seans(Muayene-İşlemi başına) 55 TL ödeme yapılacağı kararlaştırıldığını, E-Serbest Meslek Makbuzu Faturalarında ( 2021 yılı Mart- Nisan ve Mayıs E-Serbset Meslek Makbuzlarında) açıkça anlaşılacağı üzere davacının baktığı ve Hasta Kayıt ve Protokol Defterinde kayıtlı bulunan hastalardan dolayı KDV Hariç Psikolojik Muayeneden dolayı hasta başına davacıya 65,00-TL, Psikolojik muayeneye çiftlerin katıldığı yada Psikolojik Muayenede Test Uygulandığı durumda işlem başına davacıya 110,00-TL, Paket alınan seanslar için ise işlem başına davacıya 55,00-TL ödeneceği baz alınarak davacının hak edişi hesaplanarak E-Serbest Meslek Makbuzlu mukabilinde (Davacının muhasebe kaydı davalı şirket bünyesindeki muhasebeci tarafından tutulduğunda Aylık Muhasebe Ücreti Kesildikten Sonra Kalanı) ödendiğini, davacının 30 Haziran 2021 tarihinde davalı tarafa sunduğu psikolojik muayene hizmetini sonlandırarak davalı tarafın yukarıda belirtilen adresinde (Pedmed Tıp Merkezinden) ayrıldığını, davalı tarafa hizmet sunumunu sonladıran müvekkilinin 2021 Yılı Haziran ayında toplam 195 adet hastanın psikolojik muayenesini( yada test işlemini) yaptığını, bu hususun davalı şirketin Hasta Kayıt ve Protokol Defteri ile de sabit olduğunu, dolaysıyla davacı müvekkilinin 2021 haziran ayındaki hizmetinden dolayı davalı taraftan KDV dahi l(195×65 TL =12.675,00 TL x18/100 KDV= 14.956,50 TL) 14.956,50-TL alacaklı bulunduğunu, Emsal E-Serbest Meslek Makbuzlarının ait olduğu aydaki hasta sayısının Hasta Kayıt ve Protokol Defteri üzerinde tespiti ile Emsal E-Serbest Meslek Makbuzundaki Meblağa oranlanarak hasta başına davalı tarafından davacıya yapılan ödeme baz alınarak bilirkişi yoluyla yapılacak hesaplamada da davcının davalıdan 14.956,50-TL alacaklı olduğu ortaya çıkacağını, diğer yandan , davacı ile davalı işyerinin İdari Müdürü olan Esra Karagöz arasındaki … görüşmelerinde davacının davalıdan davaya konu alacak miktarı kadar alacaklı olduğu ancak davacının davalı işyerine hizmet sunmayı sonlandırdığı için davacının alacağının ödenmediğinin açıkça anlaşıldığını, davacının 2021 Haziran ayındaki hizmet sunumundan doğan hak edişine ilişkin olarak 01.09.2021 Tarih ve …. Seri Numaralı ve 14.956,50-TL Meblağlı Hizmet Faturasını (E-Serbest Meslek Makbuzunu) düzenlenerek davalıya mail yoluyla göndermiş ise de davalı taraf Serbest Meslek Makbuz bedelini ödemediğini, 01.09.2021 Tarih ve … Seri Numaralı Serbest Meslek Makbuzun bedeli olan 14.956,50-TL ödenmediği için davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile İlamsız İcra Takibi yapıldığını, icra takip dosyasında davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalının borcunu ödemediğini ve haksız olarak icra dosyasında borca itirazda bulunduğunu, itirazın iptali davası açılmadan önce Arabuluculuk Yoluna Başvurulmuş ise de; 19.11.2021 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağına göre davaya konu Alacağın Ödenesi hususunda taraflar anlaşamadığını, davacının 2021 haziran ayında davalı tarafa sunmuş olduğu hizmet davalının Hasta Kayıt ve Protokol Defterindeki kayıtlarla sabit olduğunu, dolaysıyla davalı-borçlunun takibe ve borca itirazları haksız ve mesnetsiz olup tamamen alacağımızın tahsilini geciktirme amacına yönelik olduğunu, bu nedenle Davalı-Borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının (14.956,50-TL için) iptalini ve likit olup ödenmeyen 14.956,50-TL üzerinden %20’dan az olmamak kaydı ile davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmek gerektiğini, Davalı-Borçlunun itirazının (14.956,50-TL için) iptali ile takibin bu miktar ile sınırlı olmak üzere devamına,
takip miktarı olan 14.956,50-TL’nin %20’’si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,

mahkeme giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa(davalı tarafa) tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde davacıya müvekkili şirketin kesinlikle böyle bir borcu bulunmamakla birlikte aksine davacının davalı müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, Davacı, müvekkili şirket ile olan kendi ikrarı ile de kabul ettiği üzere sözleşmesini haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ve öncesinde haber vermeksizin feshettiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete sözleşmesini haksız olarak feshettiği tarihten 3 ay sonrasında 01.09.2021 tarih ve KDV dahil 14.956,50-TL’lik serbest meslek makbuzu gönderildiğini ve müvekkili şirket tarafından işbu makbuz 03.09.2021 tarihinde tebliğ alındığını, müvekkili şirket tarafından ise işbu makbuzun haksız ve hukuka aykırı olması, hiçbir hizmet vermeden bu yönde bir makbuz gönderilmesi nedeniyle 09.09.2021 tarihinde iade faturası kesilerek kendisine iade edildiğini, muhatap tarafından gönderilen makbuzun açıklama kısmında “01.06.2021 – 30.06.2021 tarihleri arasında verilen hizmet bedelidir. Makbuz bedeli tahsil edilmemiştir.” şeklinde yazıldığını, davacı tarafından davalı müvekkili şirketine belirtilen tarihler arasında hizmet verilmemiş olup, belirtilen tutarın talep edilmesi tamamen kötü niyetli olduğunu, davacı ile davalı müvekkili şirket arasında sözleşme imzalandığını ve davacı müvekkili şirkete psikolog olarak hizmet verdiğini, davacı tarafından yukarıda da belirttildiği gibi işbu sözleşme haksız ve hukuka aykırı bir şekilde haber ve bilgi verilmeksizin feshedildiğini, davacının işbu haksız ve hukuka aykırı feshi nedeniyle müvekkili şirketi ciddi zararlara uğradığını ve danışanlarına karşı zor durumlarda kaldığını, davacının kendi ikrarı ile de belirttiği gibi kendisine yönlendirilen ve paket olarak satılan hizmetlerin tamamını yerine getirmediğini ve bakmakla yükümlü olduğu paket hastalara bakmadığını, müvekkili şirket tarafından yönlendirilen hastalara bakmadığını ve/veya başka kurumlara yönlendirerek müvekkili şirketi ciddi zararlara uğrattığını, ayrıca davacının kötüniyetli olduğu göndermiş olduğu makbuzdan dahi anlaşıldığını, davalı tarafından makbuzda belirtilen tarih Haziran ayına ilişkin olup, makbuzu gönderdiği tarih ise Eylül ayı olduğunu, davacı tarafın madem ki bir alacağı söz konusu ise bunu zamanında bildirmeli ve makbuzunu kesmesi gerektiğini, davalı müvekkili şirket tarafından davacıya paket hastalara bakmaması nedeniyle hastaların iptalleri nedeniyle 5.460,00-TL iade yapıldığını, davacı tarafa işbu iptaller nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan dolayı 09.09.2021 tarihli 5.460,00-TL’lik fatura düzenlendiği ve işbu faturanın davacıya gönderildiğini, davacı tarafından işbu faturaya hiçbir itiraz yapılmadığını ve iade de edilmediğini, halihazırda davacının davalı müvekkili şirkete 5.460,00-TL’lik borcu bulunduğunu, davalı müvekkili şirketin davacıdan olan alacağı için dava ve talep haklarını saklı tuttuklarını, davalı müvekkili şirket tarafından davacıya Bakırköy … Noterliği’nin 09.09.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, işbu ihtarname de davacının göndermiş olduğu makbuza süresinde itiraz ve iade edilmiş ayrıca davalı müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlara ilişkin kesmiş olduğu faturanın gönderildiğini, davacı tarafından işbu ihtarnameye cevap verilmediğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen iade faturası ve zarara ilişkin faturaya itiraz edilmediğini ve iade de edilmediğini, işbu hususun dahi davacının haksız ve kötüniyetli olarak işbu davayı ikame ettiğinin görüldüğünü, mahkeme tarafından ticari defterlerin incelenmesi neticesinde müvekkili şirketin davacıya bir borcu bulunmadığının da tespit edileceğini, iş bu sebeplerle davacının açmış olduğu kötüniyetli, haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, huzurda görülen haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının %20’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, alacak davası olup, dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı davacının davalı tarafa verdiğini iddia ettiği psikolojik muayene- test hizmeti karışılığında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarı davalı savunmasına göre varsa davacının sözleşmeyi haksız yere fesh edip etmediği hususlarında dır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunamadığından bahisle cevap verildiği anlaşılmıştır.
İkitelli Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde; davacının vergi dairesinden şahsi olarak 15/12/2020 tarihinden itibaren Tıp Doktorları
dışında Yetkili Kişilerce Sağlanan Akıl Sağlığı Hizmetleri (Psikoanalistler, Psikologlar ve
Psikoterapistler Tarafından Sağlanan Hizmetler) (Hastane Dışı) faaliyetinde bulunduğu, söz konusu
mükellefin şirket ortaklıkları ve yöneticilik kayıtlarına rastlanılmadığı anlaşılmış olup, 2020 dönemine ait
vermiş olduğu Gelir Vergisi Beyannamesi yazımız ekinde mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.

Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.

Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.

Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkememizce davalı ile ilgili tacir araştırması yapılmış olup İki Telli Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabına göre davalının15/12/2020 tarihinde faaliyetine başladığı, davacının kazancının esnaf faaliyeti sınırlarını aşmadığı, esnaf işletmesini aşan düzeyde gelir sağlamadığı, dolayısıyla tacir sıfatının bulunmadığı, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün yazı cevabına göre davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının da bulunmadığı, bunun yanında davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır